SAĞLIK - 22 Ağustos 2017 Salı 09:18

Her yıl 300 erkek meme kanserine yakalanıyor

A
A
A
Her yıl 300 erkek meme kanserine yakalanıyor

Her yıl 300 erkeğin meme kanserine yakalandığını belirten uzmanlar, çünkü erkeklerde geç tanı konduğunu söyledi.

Meme kanseri kadınlara özgü bir hastalık gibi düşünülse de meme kanserlerinin yüzde 1’i erkeklerde gözleniyor. Yine erkek cinsiyette saptanan kanser vakalarında yüzde 1,5’ini meme kanseri vakalarının oluşturduğunu ifade eden VM Medical Park Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Önder Devay, "En yaygın 60 yaş üstünde ortaya çıkar ve genellikle geç tanı alır. Her yıl ortalama 300 erkek hastaya meme kanseri tanısı konulur. Risk faktörlerine bakıldığında, temel olarak kadın meme kanseri olgularına benzerdir. Etnik yapı, ileri yaş, 1 derece akrabalarda kanser, radyoterapi öyküsü, herediter yatkınlık ve genetik durumlar önemlidir. En sık memede kitle ile bulgu verir. Bunun dışında memenin biçim ve boyutunda, üzerindeki ciltte olan değişiklikler, meme ucundan akıntı ve yaralar, ciltte ya da meme başında çekintiler uyarıcı olmalıdır. Ağrı çok nadir görülür. Memede büyüme ve hassasiyet her zaman kanser belirtisi değildir. Buna daha çok jinekomasti neden olur" dedi.

Tanıda muayenenin önemli olduğuna değinen Devay, "Yapılan US ve alınan biyopsi ile tanı kesinleştirilir. Yayılım metastatik özellikler kadın hasta grubu ile benzerdir fakat erkek meme dokusundaki azlık nedeniyle tümör hızla göğüs duvarı ve cilde infiltre olur. Bu yüzden tanı konan olgular genellikle ileri evrededir. Yaklaşık yarısında tanı anında aksilla tutulmuştur. Tedavi temelde kadın meme kanseri gibidir. Erkekte meme dokusunun azlığı nedeniyle meme koruyucu işlemlerden ziyade Modifiye Radikal Mastektomi ile tedavi edilir. İlave tedaviler ise benzerdir. Radyoterapi, kemoterapi, hormonoterapi kullanılabilir" şeklinde konuştu.

Korunmada en önemli noktanın erken tanı olduğunu tekrarlayan Devay, "Kendi kendine muayene ve şüphe duyulduğunda doktora gitme erken tanının anahtarıdır. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi, düzenli egzersiz, sigara ve alkolden uzak durma, az yağlı ve lifli gıdalar ile beslenme, sebze, meyve tüketme koruyucu faktörlerdendir" diye uyardı.

Abdullah Çibir
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul LGS’ye girecek öğrencilere son 30 gün önerileri Liselere Geçiş Sınavı’na (LGS) bir ay kala aday öğrencilerin stres ve heyecanı arttı. Bahçeşehir Koleji PDR Direktörü Sibel Durak, öğrencilere son bir ayda başarı şanslarını attırmaları için “5 dakika daha”, “5 soru daha” taktiğini uygulamalarını önerdi. 2 Haziran’da yapılacak olan Liselere Geçiş Sınavı için zaman azaldıkça öğrenci ve velilerdeki stres artıyor. Sınava giren her 100 öğrenciden sadece 20’sinin bir okula yerleşecek olmasının bu stresin nedeni olarak açıklayan Bahçeşehir Koleji Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Direktörü Sibel Durak, eğer kazanılmak istenen okul Anadolu, Fen ya da Sosyal Bilimler Lisesi ise yerleşme oranının yüzde 12’ye düştüğüne dikkat çekti. Durak, soru çözme düzeni, konu tekrarı, eksik veya anlaşılmayan derslerin sistemli çalışılmasıyla başarı oranının artırılabileceğini belirtti. Sınavda belirleyici olacak ders matematik Son bir ayda eksiklikleri doğrultusunda yoğun, planlı ve verimli şekilde çalışarak zamanını değerlendiren öğrencilerin sonuca ulaşmaya yakın olacağını belirten Durak, aksi bir durumda ise emeğin boşa gidebileceği söyledi. Durak, “Koşucular, maratonun sonuna yaklaşırken fiziksel yorgunluğun yanında psikolojik olarak da yorulur. O ana kadar iyi giden tempoları yavaşladığı için bu durum, ‘hayali bir duvara tosladıkları’ şeklinde sembolize edilir. Bu süreci iyi yönetemeyenler maalesef ki o ana kadarki çabalarının karşılığı olmayan bir sonuç alır. Benzer durum LGS hazırlığı sürecindeki öğrencilerde de görülmektedir. Sınava birkaç ay kala yorulan, umudunu yitiren, çalışsa da olmayacağını düşünen ve bu nedenle temposunu azaltan öğrencilere sık rastlarız. Öncelikli önerimiz, vazgeçmeden çalışmaya devam edilmesi. Sınav sorularını görmeden öngörüde bulunmak mümkün değil. Sorular her alanın uzmanları tarafından hazırlanıyor. Burada üst sıralarda yer alacak öğrencileri belirleyecek ders matematik olacaktır. Ancak temel olarak öğrencilerin hepsinin hedefi tüm derslerden, tüm sorulardan yapabilecekleri en iyi neti çıkarmak olmalıdır” açıklaması yaptı. LGS öncesi başarılı bir çalışma için beş öneri Sınavda başarıyı etkileyen faktörler arasında, sınav heyecanının yönetilebilmesi, motivasyon ve test tekniklerinin bilinip uygulanması olduğunun altını çizen Sibel Durak, bilgi eksiği nedeniyle sınava hazır olmamanın endişe oluşturabileceğini, bu nedenle düzenli çalışma sisteminin son güne dek sürdürülmesinin önemli olduğunu vurguladı. Durak, öğrencilere beş önemli öneride bulundu: Sınav Kuralları ve Hazırlık “Vücut saatini hazırlamak için test sınavlarına LGS’de uygulanacağı gibi sözel için 09.30, sayısal için 11.30’da başlamalı. Masa dağınık olmamalı, gerekli kırtasiye malzemeleri hazır bulunmalıdır.” Zaman Yönetimi ve Deneme Sınavları “Alarm kurularak zözel için 75 dakika, Sayısal için 80 dakika. süre belirlenmeli ve masadan kalkılmamalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan örnek sorular çözülmeli ve hatalar öğretmenle paylaşılmalıdır. Zorlanılan konularda notlar alınmalı. Bu sistem düzenli olarak tekrarlanmalıdır.” Sağlık ve Zindelik “Egzersiz yapmak önemlidir; günlük 30 dakikalık yürüyüş, bisiklet sürme, dans etme veya açma-germe egzersizleri önerilir. Düzenli uyku ve kahvaltı yapma alışkanlığı kazanılmalıdır. Beyin fonksiyonlarını desteklemek için bol su içilmelidir.” Olumsuz Düşüncelerle Başa Çıkma “Olumsuz düşünceler yerine kuvvet dili kullanılmalıdır. Geçmişte yaşanan başarısızlıkların veya eleştirilerin etkisiyle oluşan öğrenilmiş çaresizlik düşünceleri yerine, hedefe odaklanılmalı ve başarının nasıl sağlanabileceği düşünülmelidir.” 5 Tane Daha Tekniğini Kullan “Ders çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra canınız sıkılıp masa başından kalkmak istediğinizde kendinizi zorlayıp “5 dakika daha” ya da “5 tane daha soru çözmeliyim” demelisiniz. Daha sonra zaman içerisinde bu süreyi uzatmalısınız.”
Manisa Turgutlu’da kiraz üreticisine önemli destek Kiraz yetiştiriciliğinde görülen en önemli tehlikelerinden biri olan kanadı noktalı sirke sineğine karşı Manisa Büyükşehir Belediyesi, Turgutlu’da 8 mahallede elma sirkeli pet şişe dağıttı. Başkan Çetin Akın, “Bundan sonraki 5 yıllık süreç içerisinde de çiftçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Tüm üreticilerimize bol ve bereketli hasat diliyorum” dedi. Kirazda verimin ve kalitenin düşmesine neden olan ve üreticilerin korkulu rüyası haline gelen kanadı noktalı sirke sineğe karşı, Manisa Büyükşehir Belediyesi ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, sirke ile biyoteknik mücadele başlattı. Yürütülen çalışma kapsamında Turgutlu’da kiraz üretimi yapan Karaköy, Ören, Kabaçınar, Hacıisalar, Kuşlar, Yunusdere, Kayrak ve Gögedik Mahallelerinde kiraz üreticilerine 6 bin 480 şişe elma sirkesi dağıtımı yapıldı. Haciiasalar Mahallesinde yapılan dağıtım törenine Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, Turgutlu Belediyesi Daire Müdürleri, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı, Turgutlu Belediyesi Meclis Üyeleri, CHP Turgutlu İlçe Başkanı, İlçe Tarım Müdürü, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, “Manisa Büyükşehir Belediyemiz tarafından kiraz üreticilerimize hibe edilen elma sirkeli pet şişelerin dağıtımını gerçekleştirdik. Üreticilerimizin mahsullerini daha sağlıklı ve verimli bir şekilde hasat edebilmeleri için bizler de elimizin taşın altına koyduk. Bu proje sayesinde üreticilerimiz kimyasal kullanmadan meyve bahçelerinde bulunan kanadı noktalı sirke sineğiyle mücadele edebilecekler. Bundan sonraki 5 yıllık süreç içerisinde de çiftçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Tüm üreticilerimize bol ve bereketli hasat diliyorum” dedi.
Çanakkale 3 yıl sonra böbrek nakliyle sağlığına kavuştu Çanakkale’de, 3 yıl önce böbrek yetmezliğine yakalanan 41 yaşındaki Turan Cinislioğlu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Merkezinde gerçekleştirilen böbrek nakliyle tekrar sağlığına kavuştu. Çanakkale’de yaşayan Turan Cinislioğlu (41) 3 yıl önce hipertansiyona bağlı böbrek yetmezliği nedeniyle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesine başvurdu. Diyalize girmeye başlayan Cinislioğlu, nakil için sıra bekledi. Cinislioğlu’na, Bursa’da trafik kazası sonucu hayatını kaybeden bir kadının ailesi tarafından bağışlanan böbreği başarılı bir şekilde nakledildi. Organ naklinin ardından sağlığına kavuşan Cinislioğlu’nun diyalize girme ihtiyacı kalmadı. ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Cabir Alan, Turan Cinislioğlu’nun 3 yıl önce hipertansiyona bağlı böbrek yetmezliği tablosuyla hastanelerine başvurduğunu ve diyalize alındığını belirterek, "Ülkemiz şartlarında böbrek yetmezliğinin en önemli nedeni hipertansiyon ve diyabettir. Turan Beyde böbrek yetmezliği gelişince hem diyalize başladı hem organ nakli için sıraya girdi. 3 yıl önce merkezimize kayıt oldu. Bu süre zarfında biz kendisini 3 kere çağırdık ama uygun böbrek bulunmadı. 10 gün önce Bursa’da motosiklet kazası sonrası beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın yakınları organlarını bağışlama kararı aldı. Organlardan bir tanesi de merkezimize uygun görüldü. Sağlık Bakanlığından gelen listede de Turan Bey ikinci sıradaydı. İlk hasta uygun olmadığı için. Turan Bey’in uygunluk testi de pozitif gelince kendisine böbreği naklettik. Ameliyatın onuncu günü idrar çıkışı 2 litrenin üzerinde. Böbrek fonksiyon değerleri de normale yaklaştı. Şu an itibarıyla Turan Bey’in artık diyalize girme ihtiyacı kalmadı. Günlük hayatını, iş hayatını eskisi gibi normal yoldan devam edebilecek" dedi. Organ naklinin ardından sağlığına kavuşan Turan Cinislioğlu, "Rahatsızlanarak ambulansla hastaneye geldiğim bir gün böbreğim alınmıştı. Cabir Hoca’yı tavsiye etmeleri üzerine Organ Nakli Merkezine başvurumu yaptım, bekliyordum. Ameliyattan korkuyordum ama ağrı sızı hissetmiyorum. Sağlığıma kavuştum Cabir Hoca’ya her gün dua ediyorum. Herkesi organ bağışçısı olmaya davet ediyorum. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesine, ÇOMÜ Hastanesine, Prof. Dr. Cabir Alan’a, hemşirelere tüm çalışanlara teşekkür ediyorum" diye konuştu.