SPOR - 03 Ağustos 2019 Cumartesi 13:45

Hürser Tekinoktay: 'Tevfik Yamantürk’ün bir daha aday olmaması lazımdı'

A
A
A
Hürser Tekinoktay: 'Tevfik Yamantürk’ün bir daha aday olmaması lazımdı'

Beşiktaş’ın eski başkan adaylarından Hürser Tekinoktay, divan kurulu başkanlık yarışıyla ilgili, “Hangi divan başkanı göreve gelirse gelsin hayırlı olsun. Ama bana göre Tevfik Bey’in bir daha aday olmaması lazımdı” dedi. Yeni sezonda teknik anlamda kaygılarının olduğunu belirten Tekinoktay, “Kulüpte teknik kadronun da değişmesiyle birlikte saha biraz işlerin sıkıntılı olabileceği kaygısı bende de var. İnşallah bu olmaz” şeklinde konuştu.

Beşiktaş’ta geçen mayıs ayında gerçekleşen başkanlık seçiminde Fikret Orman ile birlikte yarışa giren ve ikinci olan Hürser Tekinoktay, siyah-beyazlı kulübün divan başkanlık kurulu seçiminde İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. Divan başkanlığı için tekrar adaylığını koyan Tevfik Yamantürk’ün bu yarışa girmemesi gerektiğini belirten Tekinoktay, “Mevcut başkan ile bir imza sıkıntısı yaşadık. Mahkeme kararı ile imzalarımız kabul ettirdik. O dönem usule aykırı bir olay olmuştu.

Mahkeme süreci yüzünden seçim çalışması da yapamadık. Bana göre Tevfik Bey’in bir daha aday olmaması lazımdı. Zaten başkanlığa gelişi de maceralıydı. Burası tanınan, bilinen üyelerin bulunduğu bir kurul. Hangi divan başkanı göreve gelirse gelsin hayırlı olsun. Öncelikle Ziraat Bankası ile yapılan anlaşmanın şeffaf bir şekilde açıklanması lazım. Kulüp yarı kayyumda mı tam kayyumda mı yoksa farklı bir ticari ilişki mi var? Bunun camiaya açıklanması lazım. Yeni divan başkanın bunu takibini ve açıklamasını yapacak bir ortamı hazırlaması lazım” dedi.

“Fulya davasını üçüncü kez kazandık”

Uzun süredir devam eden Fulya Davası’nı üçüncü kez kazandıklarını ilk kez İHA’ya duyuran Tekinoktay, “Bir Fulya davamız vardı. İki kez kazandık. Üçüncü kez yönetim karara itiraz etti. Bunu ilk kez söylüyorum üçüncü kez de kazdık. Bu karar kulübe tebliğ edilecek. Fulya davasında sonuç nihayetlenmiştir ve Yıldırım Demirören’in ibrası bozulmuştur, ibra olmamıştır. Kulübe karşı tüm muhasebesi yapılmak üzere Demirören’in verdiği zararlardan dolayı gerekli işlemlerin yapılması gerek. Artık bir hizmet dönemi gerek. Göreve gelecek başkan artık bunları yapması gerek” şeklinde konuştu.

“Teknik anlamda kaygılarım var”

Rakiplerinin transfer döneminde Beşiktaş’a göre daha iyi hamleler yaptığını belirten Tekinoktay, “Sahada iş belli olmaz. Sezon öncesi kötü gibi görünebilir ama lig başlayınca işler değişir. Beşiktaş’ın güçlü bir taraftarı var. Kazandığı iki şampiyonluk sürecinde ciddi anlamda en büyük pay taraftarındı. Rakiplerimiz oldukça iyi transfer dönemi geçirdi ve takımlarını güçlendirdi. Biz en iyi oyuncumuz olan Babel’i rakibe kaptırdık. Kulüpte teknik kadronun da değişmesiyle birlikte saha biraz işlerin sıkıntılı olabileceği kaygısı var. Bende de bu var ama inşallah olmaz. Takım sahaya çıktığında inşallah en iyi şekilde hazırlanır. Son iki dönemimiz çok başarısız geçti. Mali olarak da bu takıma yansıdı transferler olmadı. Kritik dönemdeyiz. Ama sahaya indiğinde taraftarıyla, genç oyuncularıyla inşallah Beşiktaş’a layık bir atmosferi oluştururuz ama teknik anlamda kaygılar herkeste olduğu gibi bende de var” ifadelerini kullandı.

“Orhan Ak bu baskı altında bu görevi yapabilir mi?”

Beşiktaş’ta son dönemde büyük tartışma konusun olan ’Orhan Ak’ hakkında da konuşan Tekinoktay, şunları söyledi:

“Ben teknik olarak konuşmak istiyorum. Başkan, Orhan Ak için ’pırlanta gibi bir çocuk’ dedi. Taraftarın burada başka bir rahatsızlığı var. Real Madrid, Dourtmund, Barcelona ne yapıyor, futbolu bırakmış adamları altyapıya antrenör yapıyor sonra yardımcı hoca yapıyor sonra teknik adam yapıyor. Bu geleneklerin devam ettirilmesidir. Beşiktaş’ın 116 yıllık bir geleneği var. Baba Hakkılar, Süleyman Seba’lar gibi çok müstesna sporcuların kulübü yönettikleri bir gelenek var. Biz de futbolu bırakan oyuncularımızı altyapıda antrenör olarak göreve başlatıp, daha sonra üst yapıya çekip takımı teslim etmemiz gere.

Aynı Pep Guardiola gibi, aynı Löw gibi. Burada başkana şunu sormak lazım. Beşiktaş’a hangi eski futbolcusunu antrenör olarak yetiştirmek için hangi plan projeyi yaptı? Mesela Abdullah Avcı başarısız oldu diyelim Avcı görevden ayrıldıktan sonra takımı Orhan Ak mı teknik direktör olarak sahaya çıkaracak? Bu birikime sahip bilgisi var mı? Yardımcı antrenörün taraftar ve futbolcu arasında, teknik kadro ve futbolcu arasında önemli görevleri vardır.

Sadece takımı ısındırma. Takımın futbolcuları ile camia, basın ve teknik kadro arasında bütün gerginliği alacak bir misyonu vardır Orhan Ak bu baskı altında bu görevi yapabilir mi? Dikkat edersiniz çocuk kulübeden çıkamıyor. Yani görevini yapamıyor. O zaman siz yanlış bir yapılanma yapıtınız. Bunu göreve geldiğinizden bugüne kadar yaptınız. Adamlar iki yılda Pep Guardiola yetiştiriyor biz ne hoca ne oyuncu çıkardık 7 yılda! Biz bir Beşiktaş modeli oluşturacaktık. John Benjamin Toshack ile birlikte Rasim Hoca ile çalışacaktık. Sergen Yalçın, Yasin Sülün gibi isimler Fulya’da topraktan yetişen isimler. Biz geleceğimizi bunlara teslim etmeliyiz ki onlar da alttan gelenlere geleceği teslim etsin, Orhan Ak’a siyasi konulardan şikayetçi oldular ve bu şikayetçilerin, şikayet etmelerinde hepsinin hakkı vardır. Ben kulübün geleneklerine sahip çıkılması ve oralara da geleneklere sahip çıkabilecek isimlerin yetiştirilmesi kanısındayım.”  

Güven Mert Ercan - Ozan Buğra Koşar

 


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bakan Kacır: "Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" dedi. Sakarya Teknokent Ar-Ge Binası, Füzyon Girişim Ofisi ve Milli Teknoloji Atölyesi açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılışta konuşan Bakan Kacır, "Teknolojide tam bağımsız Türkiye tasavvurumuzu gerçeğe dönüştürme yolunda hayata geçirdiğimiz tüm bu projelerin Sakarya’mıza, üniversitelerimize, gençlerimize, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Küresel ölçekte değişimin hız kazandığı, bilginin stratejik bir güç halinde geldiği bir çağdayız. Bu dönemde ülkelerin refah düzeyini ve rekabet gücünü bilimsel bilgi üretme kabiliyetiyle teknolojideki yenilikleri ekonomik değere dönüştürme düzeyi belirliyor. Özellikle yenilikçi teknolojilerde söz sahibi ülkeler sadece bugünün değil yarının dünyasını da şekillendiriyor. Pek çok ülkenin belirsizlikler sarmalında bocaladığı ve geleceğe dair vizyon ortaya koymakta zorlandığı bu süreçte bizler yaşanan değişimi tehdit olarak değil bilakis Türkiye adına tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlayışla bilimi ve teknolojiyi kalkınma yolculuğumuzun pusulası atlettik. Son 23 yılda dev bir Ar-ge ve inavasyon alt yapısı inşa ettik. Bugün özel sektörümüz bünyesinde bin 700’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştiriyor" dedi. "Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık" Bakan Kacır, "113 Teknoparkımızda 12 binden fazla firmamız inavasyon odaklı çalışıyor. Bilim insanlarımız, araştırmacılarımız özel sektörümüze sunduğumuz destekler neticesinde Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık. 2002’de 29 bin olan tam zaman eş değer Ar-Ge personel sayımız şimdi 310 bini aştı. İnşa ettiğimiz güçlü Ar-Ge alt yapısı milli teknoloji hamlesinin vizyon projelerinin fikirden hakikate dönüştüğü biz zemini sundu. 23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. İnsansız hava aracı üretiminde dünyada lideriz. Türkiye’nin otomobili Togg ile elektrikli ve akıllı araç devrimini ve otomotiv sektöründe yaşanan eşzamanlı dönüşümleri ülkemiz adına fırsata çevirme iddiamızı ortaya koyduk. Teknoloji üretiminde ve geliştirmede yakaladığımız bu ivmeyi farklı sektörlere taşıyarak üniversitelerimizle sanayi arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek Türkiye yüzyılında teknolojide tam bağımsız Türkiye hedefimizi adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz" diye konuştu. "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz" Bakan Kacır, "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz. Bu doğrultuda ülkemizde teknolojik girişimlerin yeşermesini ve ölçeklenmesini mümkün kılacak zemini çok boyutlu adımlarla inşa etti. Hayata geçirdiğimiz fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla 4,6 milyar liralık kamu kaynağını doğrudan girişimlerimize yönlendirdik. Bu etkiyle 120 milyar liralık özel sektör yatırımını harekete geçirdik. Erken aşama girişimlerine finansman sağlayan BİGG programımızla 2 bin 500’den fazla teknoloji girişiminin hayata geçmesini sağladık. 2018’den bu yana düzenlediğimiz Teknofestlerle gençlerimizi girişimcilik yolculuğuna dahil ettik. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" şeklinde konuştu. "Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız" 81 ilde milli teknoloji atölyelerinin kurulacağını aktaran Bakan Kacır, "Bugün oyundan e-ticarete, yapay zekadan finans teknolojilerine geniş bir yelpazedeki girişimlerimiz iftihar vesilemizdir. Bu başarı ivmesini katlanarak 2030 yılına kadar ülkemizden 100 bin teknolojik girişiminin doğmasını ve milyar dolar değeri aşan unicornların bizim değimimizle Turkornların toplam kıymetinin 100 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Bu cennet vatanın her köşesindeki gençlerimizin teknoloji geliştirme ve dünyayı değiştirme iddiası taşıyabilmesini sağlayacak bir alt yapıyı kurmayı temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Sakarya gerek sahip olduğu dev sanayi alt yapısı ve lojistik gücü, gerekse küresel finans ve teknoloji merkezi İstanbul’a yakınlığıyla girişimciler için önemli bir marka değerine sahip. 2010’da faaliyete geçen ve bünyesinde 130’dan fazla firmanın çalışmalarını sürdürdüğü Sakarya Teknokent, şehrimizde teknoloji girişimciliğinin nabzının attığı, üretim ile aklın buluştuğu milli teknoloji hamlemizin örnek projelerinin hayata geçirildiği ekosistemi inşa ediyor. Girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği Teknokentin yatırımcı talebine cevap verebilmesi adına ilave olarak 6 bin 500 metrekare kapalı alan barındıran 39 bin metrekare bir alanı ilan ettik. Bugünde bakanlığımızın 113 milyon lira ile hayata geçen yeni Ar-ge binasının açılışındayız. Teknokentimizde 3 bin 700 metrekare kapalı alanıyla girişimcilerimize çalışma alanı sunuyoruz. Aynı zamanda bina içinde faaliyet gösterecek füzyon girişim ofisiyle kuluçka ve kuluçka öncesi aşamadaki girişimcilerimize destek seti sunuyoruz. Üniversitelerimiz ve bilim merkezlerimiz bünyesinde kurduğumuz milli teknoloji atölyeleriyle ülkemizin yarınlarını inşa edecek gençlerimizi ileri teknoloji ekipmanları ve modern alt yapıyla buluşturuyoruz. Önümüzdeki yılsonuna kadar 81 ilimizde 100 milli teknoloji atölyesini tamamlamak üzere bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. İki üniversitemizin de öğrencileri bu atölyede çalışacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkemizin nitelikli insan kaynağını büyüten, yetkinliğini derinleştiren politikaları sürdüreceğiz. Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız. 60 milyon lira destek sağlayacağımız ve bünyesinde atölyeler, sergiler barındıracak olan modern tesis ile gençlerimizin merak ve keşfetme duygusunu ateşleyen bilim üssünü şehrimize kazandıracağız" ifadelerini kullandı.