POLİTİKA - 22 Şubat 2018 Perşembe 18:20

İçişleri Bakanı Soylu: 'Dünyanın en büyük 10 devletinden birisi olacağız'

A
A
A
İçişleri Bakanı Soylu: 'Dünyanın en büyük 10 devletinden birisi olacağız'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Biz dünyanın en büyük 10 devletinden birisi olacağız Allah’ın izniyle. Buna sadece bizim ihtiyacımız yok, buna insanlığın ihtiyacı var” dedi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Kocaeli Trabzonlular Derneğinin ortaklığıyla düzenlenen Trabzon Tanıtım Günleri’nin açılışı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılımıyla yapıldı. Programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve eşi Hamdiye Soylu’nun yanı sıra Vali Hüseyin Aksoy ve eşi Hülya Aksoy, AK Parti Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, CHP Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora, Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, İl Jandarma Komutanı Albay Osman Aslan, İl Emniyet Müdürü Necati Denizci, ilçe kaymakamları, Trabzon ilçe Belediye başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.

Programda açılış konuşmasını yapan Kocaeli Trabzonlular Derneği Başkanı Sami Durmuşoğlu, tüm yönüyle Trabzon’u Kocaeli’de tanıtmak için çalışacaklarını dile getirdi. Daha sonra söz alan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, “Trabzon Tanıtım Günleri’nin bereketli olmasını diliyorum. Kocaeli en büyük sanayi kenti, tarih kenti ve turizm kentidir. En büyük zenginliği de Anadolu’nun bütün renklerini barındırıyor. Bütün kültürlerini kendinde toplanmıştır. Kocaeli Anadolu’nun çiçek bahçesidir. Karadeniz insanı çalıştan ülkesini seven insanlar. Sizlere hizmet etmekten onur duyuyoruz” dedi.

Karaosmanoğlu’nun ardından kürsüye çıkan Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy da, “Kocaeli Türkiye’nin önemli şehirlerinden birisidir. Nüfus olarak 10’uncu sırada yer almasına rağmen ekonomik manada ilk üç sırada yer bulmuştur. Vergi ödemelerine baktığımızda İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Kocaeli’yi bu sıralamaya taşıyan burada yaşayan insanlar ve Anadolu’dan buraya gelmiş vatandaşlarımızdır. Özellikle Erzurum, Sakarya ve Kars’tan sonra en fazla insan Trabzon nüfusuna kayıtlı kişi yaşamaktadır. İstanbul’dan sonra Trabzon nüfusuna kayıtlı insanın en fazla olduğu il Kocaeli’dir. Kentimizde 61 bin 858 Trabzonlu vatandaşımız yaşamaktadır. Bildiğiniz üzere bende Trabzonluyum. Bu yüzden bu tanıtım günleri etkinliğimizin benim için büyük önem taşımaktadır. Sayın Bakanımıza da yoğun programı olmasına rağmen buraya teşrif ettiği için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“Son 10 yıldır Türkiye’yi bir koridora sokmaya çalıştılar”

Son olarak söz alan ve konuşmasına organizasyonu düzenleyenlere teşekkür ederek başlayan Bakan Süleyman Soylu, “21. asra iyi başladık. Hiç kimsenin beklemediği kadar iyi başladık. Geçmişten almış olduğumuz dersleri, elde ettiğimiz tecrübeleri tekrar aynı kazalara uğramamak için el birliğiyle demokrasiye sımsıkı sarılarak gerçekleştirmeye çalıştık. Son 10 yıldır bizi bir koridora sokmaya çalıştılar. Bunun en önemli nedenlerinden birisi, bu inşaları, yerinde duramayan, binlerce kilometre uzaklıkta bir haksızlık yapıldığı zaman kendi kendine dövünen, inancını, kimliğini, değerlerini, tüm alışkanlıklarını, etrafındaki tüm coğrafyaya ve dünyaya anlatmaya çalışan bu milleti ve bu ülkeyi bu konsantrasyondan uzaklaştırmaya çalıştılar. Biz bundan kendimizi kurtardık. 10 yıldır, Türkiye bu koridorun içerisinde büyümenin, gelişmenin, kardeşliğin, zenginliğin ve kendi hedeflerinden uzaklaşmamanın başarısını büyük bir başarı ile ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.
"Türkiye’nin hedeflerinde sapma göstermemesinin en önemli nedenlerinden bir tanesi demokrasidir"
100 yıl sonra Türk milletinin tarihi yazıldığında neslin çok büyük bir başarıya imza attığından bahsedileceğini söyleyen Soylu, "Ülkemde büyük bir liderliğin gerçekleştiği, liderliğin sadece 780 bin kilometrekarede olmadığı tam tersi tüm dünyaya bu liderliği öncülük ettiğini bu tarih yazacaktır. Bu nesil büyük bir başarının altına imza atmaktadır. İnanıyorum ki bunu da en önemli unsur olan demokrasiyle gerçekleştirmektedir. Eğer bunu şiddetle geçekleştirmiş olsaydık, bize yapılan muameleler gibi gerçekleştirmiş olsaydı meşru olmaktan uzaklaşmış olacaktı. Bugün ayakta durmamızın tüm dünyaya yaptığımız hamlelere karşı haklılık test etmesinin, bütün bunlarla birlikte Türkiye’nin geleceğe ait hedefleriyle ilgili hiçbir sapma göstermemesinin en önemli nedenlerinden bir tanesi demokrasidir” ifadelerini kullandı.

"3,5 milyon Suriyeli kardeşimizin kendi memleketlerinde yaşama hakları var"

Suriye'deki mücadeleden bahseden Soylu, şunları kaydetti: "Evet orada polisimiz var, jandarmamız var, askerimiz, kaymakamımız var. Ve orayı yöneten güçlere danışmanlık yapıyorlar. Orada huzuru tesis ettiler. İnsanlar orada namuslarından endişe etmiyorlar, geleceklerinden endişe etmiyorlar. Allah’a şükrediyoruz. Önümüzdeki 300 yıla, Avrupa’da bize medeniyet öğretmeye çalışan insanlara karşı medeniyetini, tarihini, insanlığını, geleneğimizi nasıl unutmadığımızı ve bizi başkalaştırmadıklarını, bizi tarihimizden koparamadıklarını onlara anlattık. Anlatmaya da devam edeceğiz. 3,5 milyon Suriyeli kardeşimizin kendi memleketlerinde yaşama hakları var. Orda yaşayacaklardır, yaşamak zorundalar. Bugün Afrin’den Halep’ten gelen 1 milyonun üzerindeki Suriyeli kardeşimiz kendi topraklarında yaşamasın mı? Niye bu organizasyonları düzenliyoruz? Buradaki birlikteliğimiz geçmişte yaşadıklarımızın özlemi için. Biz kendi ülkemizde bunları özlüyoruz da acaba Suriyeliler kendi topraklarını özlemiyorlar mı? Elbette.”

"Türkiye’yi terörle bulaştırmak isteyenler, istikametini saptırmak isteyenler başarılı olamadılar"

“Biz birtakım toplumlar gibi sadece maddenin peşinde koşan, yarın kaç para daha fazla maaş alacağının hesabını yapan bir millet değiliz. Biz yaşadığımız hayatın geçici olduğuna inanan, esas hayatın öteki dünyada, ahirde olduğuna inanan, şu anda insanlık adına Cenab-ı Allah’ın bize vermiş olduğu imtihandan, sınavdan geçtiğimize inanan bir milletiz.” diyen Soylu, sözlerine şöyle devam etti:  Bundan vazgeçmemiz de mümkün değildir. Onun için istikametimizde yürüyeceğiz. Biz ihracatımızı 157 milyar dolara çıkardık. Türkiye’de olan yabancı şirket sayısını yüzde 10,5’un üzerinde bir artış sağladık. Geçen yıl Antalya’ya gelen turist sayısı 6 milyondu. Bu yıl 10 milyon sınırına çıktı. Türkiye’yi terörle bulaştırmak isteyenler, terörle Türkiye’nin istikametini saptırmak isteyenler başarılı olamadılar."

"Biz dünyanın en büyük 10 devletinden birisi olacağız, buna sadece bizim değil insanlığın ihtiyacı var"
Bakan Soylu, "Ne yaparsalar yapsınlar, bu aşı Türkiye’de tutmuştur. Bu millet kendi özgüveniyle büyümüştür.” ifadesini kullanarak “İddiasını, iradesini yeniden kucaklamayı sağlamıştır. Ve bilmenizi istiyorum, biz kendi otomobilimizi, kendi uçağımızı yapacağız. Bugün nasıl savunma sanayisinde yüzde 60 millilik oranına ulaştıysak, onu daha iyi noktalara çıkarma konusunda gayreti ortaya koyacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar. Heyecanından, imanından, birliğinden bir an olsun bile sağmayan bu topluma söylüyorum, biz dünyanın en büyük 10 devletinden birisi olacağız Allah’ın izniyle. Buna ihtiyacımız var. Buna sadece bizim ihtiyacımız yok. Buna insanlığın ihtiyacı var.” şeklinde konuştu.

“Anamıza da dedemize de mezarımıza da sahip çıkacağız”

Son olarak Trabzon’daki bir anısını anlatan Bakan Soylu şu ifadeleri kullandı: “Biz büyük bir milletiz. Geçen gün Trabzon’da Eren Bülbül’le ilgili Somali’de yetimhane yaptırılıyor. Bir maliyeti var. Kürsüye çıktım. 1,5 dakikada bizim hemşehrilerimiz, birbiriyle yarışır halde sevabı ve bu büyük medeniyeti, o bayrağını gösterebilmek için kimseye bırakmadılar. Hemen aldılar ve yaptılar. Biz hasbi bir milletiz, asil bir milletiz. Bu asaletimizi işte bu etkinliklerle gelecek nesle taşımanın da büyük sorumluluğunu taşıyoruz. Onun için burada olmaktan büyük bir onur duydum. Bu etkinliklerde bulunan tüm hemşehrilerimizden Allah Razı olsun. Bizi kendi özümüzden ayırmaya çalışanlara tarihimize de, anamıza da, babamıza da, dedemize de, geleneğimize de, mezarlarımıza da sahip çıkacağız” 

Gürcan Yılmaz- Murat Kanber- Uğur Konuk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Nakipoğlu Mahallesi’ndeki evlerin restorasyonu tamamlanıyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinin geçmişini yansıtan ve ilçenin çeşitli noktalarında bulunan 100 yılı aşkın tarihe sahip yapılar, Karatay Belediyesi’nin çalışmalarıyla bir bir yeniden ayağa kaldırılıyor. Söz konusu yapıların korunup geleceğe taşınması amacıyla Nakipoğlu Mahallesi’nde devam eden restore çalışmalarını yerinde inceleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Tarihimizi korumaya ve yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Konya’ya özgü mimari özellikleri yansıtan; kerpiç, ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar, Karatay Belediyesi’nin yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla eski günlerine yeniden döndürülüyor. Bu çerçevede Nakipoğlu Mahallesi’nde 125 yıllık geçmişe sahip iki tarihi ev, Karatay Belediyesi ekipleri tarafından restore ediliyor. Söz konusu yapıların restorasyon çalışmalarında artık sona gelinirken; Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çalışmaları yerinde inceledi. “Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz” Konya ve Karatay’ın yüzlerce yıllık geçmişini yansıtan tarihi evleri gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttükleri restorasyon çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Başkan Kılca, “Konya’mızın tarihi mimari özelliklerini taşıyan ve zaman içinde tahribata uğrayan evlerimizi tek tek tespit ederek önce korumaya alıyoruz. Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda tarihi bir Konya evindeyiz. Bu tür evlerimizi kamulaştırarak, restore ediyoruz. Nakipoğlu Mahallemizde tarihi bir evimizin restoresini tamamlamak üzereyiz. Burada eski yüklüklerimiz, aynalıklarımız ve sahanlıklarımız var. Ahşaptan ve hepsi el emeği ürünler. Bunları gelecek nesillerimize taşımış oluyoruz. Eski evlerimizde kerpiç ve ahşap malzemeler ve hasır tavanlardan oluşan bu yapıyı gelecek kuşaklara aktarmamız önemli. Bu tür yapılara sahip çıkacağız. Evde detaylar çok etkileyici. 125 yıl öncesine ait bir aynalığımız var ve bunu koruma kurulunun da görüşünü alarak eski haline uygun restore ediyoruz. Karatay Belediyesi olarak bu tür projelerimize sahip çıkarak Konya’mızın ve Karatay’ımızın kadim geçmişini yüzyıllar ötesine aktarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle göz sağlığını tehdit eden güneş gözlüğüne dikkat çekti Diyarbakır’da uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle gözlük tercihi ve kullanımında dikkat edilmediğinde göz sağlığını tehdit eden sağlık sorunlarına dikkat çekti. Güneş gözlüğü, genellikle havaların ısınmasıyla birlikte yaz aylarında ağırlıklı olarak kullanımı tercih ediliyor. Uzmanlar ise, güneş gözlüğünün her mevsim göz sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekerken, gözlük tercihinde standartlara uyulmadığı taktirde göz sağlığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşacağını vurguluyor. Diyarbakır’da Memorial Hastanesi’nde Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, güneş gözlüklerinin çoğunlukla aksesuar amaçlı düşünüldüğünü ve bunun tam tam tersi bir şey olduğunu söyledi. Güneş gözlüklerini koruyucu bir tedavi olarak uyguladıklarını belirten Dr. Ekmekçiler, çünkü güneş ışınlarında göze zarar ultraviyole dedikleri gözle görülmeyen ışıkların olduğunu kaydetti. Bu ışıkların gözün birçok yapısına hasar verdiğinin altını çizen Dr. Ekmekçiler, şöyle konuştu: "Ciltten başlayıp retinaya kadar. Örneğin cildimizde kırışıklıkları artırıyor, et büyümesi yaparak görmemizi etkiliyor. Yine lensimiz dediğimiz gözümüzün merceğinde proteinleri de denature ederek katarak oluşmasını hızlandırıyor. Ve en önemlisi de gözümüzün arkasındaki fotoğraf filmi dediğimiz retinada sarı nokta oluşmasına sebep olarak da geri dönüşümü olmayan ciddi görme kayıplarına sebep oluyor. Biz de bu sebepten dolayı hastalarımızı ışıklardan korumak için güneş gözlükleri öneriyoruz." Güneş gözlüklerinin birçok yerde aksesuar olarak alınabildiğine dikkat çeken Dr. Ekmekçiler, “Ama güneş gözlüğünün asıl özelliği ultraviyole blokajının olması gerekiyor. Bu blokaj olmadan sadece renkli olmasında hiçbir anlamı olmuyor. Hatta siyah camlar göz bebeğimizi büyüterek gözümüze ultraviyole ışınlarının daha çok girmesine sebep olarak hasarı daha da katlayarak artırabiliyor. Bu sebepten güneş gözlüğü alacağımızda bunun aksesuardan çok koruyucu bir tedavi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ve aldığımızın camları hangi özellikte olduğunu, daha iyi bilmemizi gerektiriyor dedi. "Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları" “Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları” diyen Dr. Ekmekçiler, “Bunu da ancak nasıl anlayabiliriz? Gözle anlayabileceğimiz bir özellik değil. Ancak aldığımız gözlüklerin garanti belgelerinde ultraviyole yüzde 100 koruma şeklinde yazar. Ya da güneş gözlüklerinin CE belgesi dediğimiz denetlenmiş, kurumlar tarafından verilen özellikleri vardır. Bunun mutlaka olması gerektiğini kontrol etmemiz gerekiyor ki gözümüzü bu yüksek doz ultraviyoleden koruyabilelim” şeklinde konuştu. 21. Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Erdoğan ise, güneş gözlüğü mevsimsel olarak kullanılabilecek bir gözlük olmadığını, ultraviyole denilen olayın her ne kadar yaz aylarında özelikle bölge itibariyle güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde daha çok gözde ve ciltte hasara sebebiyet verse de, yılın geri kalan periyodlarında da ultraviyole yoğunluğu olduğu dönemler olduğunu söyledi. Güneş ışınların en dik geldiği baharın sonları ve yaz aylarının başlangıcına denk gelen mevsimde ultraviyole özellikli güneş gözlüğü takılması göz ve görme sağlığı adına ciddi bir önem arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan biri her koyu renkli gözlük korucuyu bir güneş gözlüğü değildir. Bunu kesinlikle bilmemiz lazım. Hatta güneş gözlüğü camları ultraviyoleden değil de, boyadan elde edildiği takdirde daha koyu bir hal alır. Bu koyu cam rengi gözbebeğinin olağandan daha çok büyümesi, dolayısı ile ultraviyole dediğimiz sarı nokta görme alanlarına daha çok gelmesi, daha çok zarar vermesine sebebiyet verir. Bir güneş gözlüğü muhakkak suretle Sağlık Bakanlığının denetimi altında olan optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi gerekir. Çünkü rutin olarak bakanlık ve sağlık müdürlüğü denetimi altında. Buna bağlı olarak ultraviyoleden elde edilen Avrupa standartlarına uyumlu güneş gözlükleri satışı mevcut” ifadelerine yer verdi. Müşterilerden Çağrı Eren, yaz aylarında genelde Diyarbakır çok sıcak olduğu için maalesef takmak zorunda olduklarını söyleyerek, “Gözlerimizi de güneş ışınlarından korumamız gerekiyor. O yüzden gözlüğümü tamire getirmiştim ve yenisini de almayı düşünüyorum” dedi.
Konya Konyaspor, ligin son 4 haftasında küme düşmemeye oynayacak Trendyol Süper Lig’de sezonun 4. haftasını 4. sırada tamamlayan, sezon başından bugüne 4 hoca değiştiren, son 4 haftaya da küme düşecek 4 takımın bir sıra üstünde giren Konyaspor, oynayacağı son 4 maçta küme düşmeme mücadelesi verecek. Trendyol Süper Lig ekiplerinden Konyaspor, 2023-2024 sezonunda Sırp Teknik Direktör Aleksandar Stanojevic yönetiminde ilk 4 hafta çıktığı maçlarda 2 galibiyet, 2 beraberlik alarak 8 puan topladı. Konyaspor, bu maçların sonunda ligde 4. sıraya yükseldi. Yeşil-beyazlılar, Sırp teknik direktör ile çıktığı diğer 5 maçta ise 1 beraberlik, 4 yenilgi alarak 1 puan topladı. Ligin ilk 9 haftasını 9 puanla 15. sırada tamamlayan Konyaspor’da, Aleksandar Stanojevic görevinden istifa ederken, teknik direktörlük görevine Hakan Keleş getirildi. Hakan Keleş ile 10 maça çıkan Konya ekibi, 2 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 3 beraberlik alarak 9 puan topladı. Kötü gidişata engel olmayan Hakan Keleş ile deplasmanda Fenerbahçe’ye 7-1 mağlup olan Konyaspor, bu maçın ardından düşme hattında 18. sırada yer alırken, Keleş’le yollarını ayırdı. Yeşil-beyazlı ekip Hakan Keleş ile yolların ayrılmasından sonra 62 yaşındaki Bosna-Hersekli çalıştırıcı Fahrudin Omerovic ile mukavele imzaladı. Fahrudin Omerovic, yeşil-beyazlı takımın başında çıktığı 14 lig maçında 4 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 5 beraberlik alarak 17 puan elde etti. Bu maçlarda 16 gol atan yeşil-beyazlılar, kalesinde 15 gol gördü. Ligin 34. haftasında deplasmanda oynanan Sivasspor maçında alınan 1-0’lik mağlubiyetin ardından Fahrudin Omerovic ile yollarını ayıran Konya ekibi, teknik direktörlük görevine Sportif Direktör Ali Çamdalı’yı getirdi. Ali Çamdalı yönetiminde Fenerbahçe karşısında zorlu bir mücadeleye çıkacak olan Konyaspor, küme düşme hattının bir sıra üzerinde yer alıyor. Trendyol Süper Lig’de sezona iyi bir başlangıç yaparak 4. haftada 4. sıraya yükselen Konyaspor, daha sonra o başarılı günleri bir daha bulamadı. Yeşil-beyazlılar ligin son 4 haftasına girilirken küme düşme potasının 1 sıra üstünde 16. sırada yer alıyor. Konyaspor, yarın ligin 35. haftasında kendi evinde Fenerbahçe ile karşılaşacak. Fenerbahçe ile Süper Lig tarihinde bugüne kadar 45 kez karşı karşıya gelen Konyaspor, söz konusu maçlarda sarı-lacivertli ekibe 34 defa mağlup olurken, 8 maçı kazandı, 3 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlandı.