GÜNDEM - 22 Kasım 2020 Pazar 18:31

İçişleri Bakanı Soylu, Hakkari'de 80 yıllık husumete son verdi

A
A
A
İçişleri Bakanı Soylu, Hakkari'de 80 yıllık husumete son verdi

Hakkari’nin Geçitli ile Akkuş köyleri arasında 80 yıl önce başlayan ve 10 yıl önce yayla meselesi yüzünden bir kişinin ölümüyle sonuçlanan kan davası, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun katılımıyla barışla sonuçlandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari'nin Geçitli ve Akkuş köylerinde yayla meselesi nedeniyle aralarında husumet bulunan iki ailenin barış yemeğine katıldı.

Geçitli Köyü Ortaokulu bahçesinde düzenlenen barış yemeğine, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari Valisi ve Belediye Başkan Vekili İdris Akbıyık, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ahmet Kavukçu, Cumhuriyet Başsavcısı İsmet Çınar, vali yardımcıları, İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın, AK Parti İl Başkanı Emrullah Gür, AK Parti 18. Dönem Milletvekili Abdulmuttalip Özbek, kanaat önderleri, kurum amirleri ile Geçitli ve Akkuş köyü sakinleri katıldı.

Törende konuşan Bakan Soylu, iki köy arasındaki 80 yıllık husumetin barışla sonuçlanması için çaba sarf eden herkese teşekkür ederek, bu barışın sağlanmasında aşiret liderlerinin, kanaat önderlerinin payının büyük olduğunu söyledi. Barışmanın, el ele tutuşmanın, kucaklaşmanın büyüklük olduğuna dikkat çeken Soylu, “Cenab-ı Allah, Kuran-ı Kerim'de, ‘Müminler, inananlar ancak kardeştir’ diyor. Öyleyse bize bir emirde bulunuyor. Kardeşlerimizin arasını düzeltin diyor. Bugün burada onun emrini yerine getiriyoruz. 2-3 gün önce hava çok soğuk olmasına rağmen, bugün bu kardeşliğin üzerine güzel güneş doğdu. Bu da Cenab-ı Allah’ın rahmetidir” dedi.

"Bu toprağın çocukları doktor , öğretmen olacak”

Doğu ve Güneydoğu'nun her noktasında huzur ortamı olduğunu ifade eden Bakan Soylu, "2019-2020'de Hakkari genelinde 20 tane okul bitti, 15'i de devam ediyor. Organize Sanayi Bölgesi Hakkari'de ilk kez kuruldu. Kentte 6 bin konut doğalgazla buluştu. Yüksekova'da 3 bin 200 konut bitti. Bakanlıklarımız bütün kolları ile burada hizmetine, yatırımına devam ediyor. Yüksekova Havalimanı'nda Sayın Cumhurbaşkanımızın çektiği eziyeti, orayı yapanların çektiği eziyeti hepimiz biliyoruz. Urumiye'den girecekler, havalimanında uçağa binecekler. Defalarca bombalar, roketatarlarla taciz oldu, ölenler oldu, şehit olanlar oldu. Derecik Hastanesi yüzde 95 bitti. Hakkari'den Derecik arası 230 kilometre. Derecik, Kuzey Irak'ın sınırı şimdi ilçe oldu. Sırtını dönen bir devlet değil. Tam tersi kucaklayan ve Türkiye'nin en ücra köşesi olan Derecik'te şimdi Kaymakamlık binasının temeli atılıyor. Yine Yüksekova'da 75 yataklı hastanenin yüzde 75'i tamamlandı. Bütün bunlarla birlikte Hakkari'deki kayak merkezinin pisti 3 bin 500 metreye çıkarıldı ve önemli bir turizm merkezi oldu. Valiliğimizin girişimiyle 120 kişilik bir otel yapılıyor. Yetti mi? Hayır. Anjiyo merkezi yapılıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığımızca spor salonları, spor merkezleri yapılıyor. Kimi bitti, kimi devam ediyor. Toplam 150 yataklı öğretmen evi bitti. Katı atık tesisi başladı. Türkiye'nin en modern katı atık tesislerinden bir tanesi Hakkari'de yapılıyor. Çukurca'da tarihi bir camimiz var. Şimdi restorasyonu yapılıyor. Hakkari'deki 2 bin 500 kişilik Ulu Cami açıldı. Yüksekova'da 350-400 milyon yatırımla birlikte ilçenin bütün altyapısı tamamlandı. Kanalizasyon, içme suyu ve arıtma tesisi. Türkiye'nin en modern ilçelerinden birini haline gelecek. Yüksekova'nın içi 32 kilometre beton asfaltla yapıldı. İlçeye Hilton Oteli yapılıyor. Bunlar nasıl geliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bir irade ortaya koydu. Memleketimin 780 bin kilometrekaresinin her metrekaresinde huzur ve sükun olacak, dedi. Bu toprağın çocukları doktor, öğretmen olacak” ifadelerini kullandı.

"Terör örgütü PKK üyelerinin dükkanlara gelip haraç aldığı, millete kestiği fidyelerin uzak günler olmadığını anlatan Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

" Doğunun birçok ilinde olduğu gibi Hakkari'de de, Hakkari kilimi, yöresel el sanatları ve tekstil kent projeleri hayata geçiriliyor. Buraya 4 fabrika yapıyoruz. Uygulama aşamasında 2 bin kişi burada istihdam edilecek. Yüksekova'da 700 tane polis lojmanı yapılıyor. O insanların aileleri orda olacak ve o ilçenin de ekonomisine katkı sağlayacak. Hakkari Belediyemiz 24 yeni araç aldı. Demek ki, para başka bir yere gitmezse, belediyeye harcanırsa güzel hizmetler olur. Yine üniversitenin birinci etabı bitti, ikinci etabı ise yüzde 80'lerde. Hakkari, festivallerin merkezi oldu. Kar merkezi geçen yıl yapıldı, bu yıl da yapılacak. Çukurca'da foto safari yapıldı. Bütün Türkiye duydu mu, duydu. Ters lale festivali yapıldı. Türkiye Rafting Şampiyonası Zap Suyu'nda yapıldı. Bütün bunların hepsi sizinle beraber oldu. Çok şey çekti bu memleket. Darbeler gördünüz, Başbakan idamı gördünüz, terör gördünüz, yüzde 8 binlik faizler, ABD'de bize parmak sallamalar gördünüz. Terör örgütünün 13-14 yaşındaki kız çocuklarını alıp dağa götürmelerini gördünüz. Diyarbakır annelerini görüyorsunuz. Bakın bugün Hakkari'de bir aile daha katıldı ve sayı 177 oldu. Kadınların cesaretini görüyor musunuz. Türkiye değişiyor, dönüşüyor. Bundan haberi olmayanlar, salonlarda oturdukları koltuklarda, Hakkari'den haberi olmayanlar, yapılan bu mücadelenin farkında olmayanlar, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonundan haberi olmayanlar üfürüyorlar. Onlar üfürecekler, biz işimize bakacağız.”

"Bu topraklar tarımla yeşerecek'

Konuşmasında bu topraklarda bir tek teröristin kalmayacağını vurgulayan Soylu, “Allah'a da yemindir. Namus, şeref sözüdür. Bu toprakların çocukları doktor olacak, öğretmen olacak. Bu toprakların çocukları milletimizle beraber dünyaya, bu ülkenin sesini, ülkenin sesini duyuracak. Buralar tarımla yeşerecek. Ben Kato Dağı, Feraşin Yaylası, Zap Suyu’nu, İkiyaka Dağları'nı görmüş bir kardeşinizim. Allah nasip ederse, Ocak-Şubat ayında inşallah Ağrı Dağı’na çıkacağız. Topraklarımız, ovalarımız, dağlarımızla yeniden buluşuyoruz, Hayvancılığımızla yeniden buluşuyoruz. Her gün daha iyiye gidecek. Bu millet çekti. Biz istiyoruz ki, Sayın Cumhurbaşkanımız istiyor ki; İrak'a, Suriye'ye, Libya'ya, Karabağ’a, Balkanlara da huzur gelsin. Biz Müslüman milletleriz. Bizim ancak dünyaya iyiliğimiz dokunur. Biz iyilik medeniyetinin insanlarıyız. Ülkede terör örgütü mahiyetinden çıkamayanlar, bizim ayarımızı bozmasınlar. Beni kendime getiren 7-8 yaşındaki çocuklardır. Bizim sevdiklerimizdir. Bu sevgi burada büyük halkayı oluşturdu” diye konuştu.

“Kürtler bu ülkenin çimentosudur”

Kürtlerin bu ülkenin çimentosu olduğunu belirten Bakan Soylu, “Kim ne derse desin. Birlikte bugüne kadar büyük işler başardık. Bağımsızlığımızı aldık, namusumuzu kurtardık. Ezan-ı Muhammed’in bu ülkede ‘Allah’u Ekber’ diye okunması sağlandı. Akdeniz’imize, İstanbul’umuza, Hakkari’mize, Ağrı’mıza, tarihimize ve her bir şehrimize, Mevlana’mıza, Hacı Bektaşi’mize imreniyorlar. Vallahi iyiliğimizden imreniyorlar” dedi.

Hakkari'nin şu ana kadar 3 bin 260 şehit verdiğinin altını çizen Soylu, güvenlik güçlerinin 3,5 yıldır aileleriyle birlikte yaptığı çalışma sonucunda ise 826 teröristin ikna edildiğini ve aileleriyle birlikte kucaklaştırıldığını ifade etti.

Hakkari Valisi ve Belediye Başkan Vekili İdris Akbıyık ise yaptığı kısa konuşmasında Hakkari'ye 30'un üzerinde ziyaret gerçekleştiren, Hakkari'nin sadece üst ve alt yapısında, güvenliğinde değil kültürel ve sosyal her alanında yanında yer alan ve bugünde barış törenine katılan Bakan Soylu'ya teşekkür etti.

Konuşmaların ardından Bakan Soylu, iki köy arasındaki husumeti barışla sonlandırdı. Yemek ikramının ardından Bakan Soylu, 10 yıl önce yayla meselesi yüzünden silahla öldürülen Fettah Dinçer'in ailesini ziyaret ettikten sonra Geçitli köyünden ayrıldı.

Feyzullah Taş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.
Eskişehir Huzurevinde kalan yaşlılar için etkinlik Eskişehir’deki Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireylerin keyifli vakit geçirebilmeleri adına bir etkinlik düzenlendi. Odunpazarı ilçesi Orhangazi Mahallesi’nde bulunan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireyler için etkinlik düzenlendi, Huzurevi sakinlerinin keyifli vakit geçirebilmesi adına düzenlenen program kapsamında sanatçı Yaşar Aydın huzurevinde sahne aldı. Söylenen şarkılar esliğinde dans edip vakit geçiren yaşlı bireyler bir yandan sosyalleşirken bir yandan ise stres attı. Ayrıca etkinliğe Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir ve mahalle sakinleri de katılım gösterdi. "İnşallah bunun devamı gelir" Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir etkinlikle ilgili şunları söyledi: "Yaşlı Çınarlarımız da burada sevinçlidir. Hepsi güzel, vakti güzel seviniyorlar. İnşallah bunun devamı gelir." "Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz" Sanatçı Yaşar Aydın, "İlk programımızda demiştik ki Orhan Gazi mahallemizin sakinleri, muhtarımız bugün Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi bütün Huzurevleri bir yerde toplandı efendim. Çok da güzel bir bina oldu. Her şeyiyle mükemmel. Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz. Derneklerimiz, sivil toplum kuruluşları, organizedeki büyük fabrika sahiplerimiz ve çalışanları, ilçelerimiz, büyük köylerimiz örnek veriyorum; Ayvalı, Bardakçı, Cevizi gibi köylerimiz de buraya otobüslerle getirip bu güzel insanlarla buluşturacağız" dedi.
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.