GÜNDEM - 22 Kasım 2020 Pazar 18:31

İçişleri Bakanı Soylu, Hakkari'de 80 yıllık husumete son verdi

A
A
A
İçişleri Bakanı Soylu, Hakkari'de 80 yıllık husumete son verdi

Hakkari’nin Geçitli ile Akkuş köyleri arasında 80 yıl önce başlayan ve 10 yıl önce yayla meselesi yüzünden bir kişinin ölümüyle sonuçlanan kan davası, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun katılımıyla barışla sonuçlandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari'nin Geçitli ve Akkuş köylerinde yayla meselesi nedeniyle aralarında husumet bulunan iki ailenin barış yemeğine katıldı.

Geçitli Köyü Ortaokulu bahçesinde düzenlenen barış yemeğine, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari Valisi ve Belediye Başkan Vekili İdris Akbıyık, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ahmet Kavukçu, Cumhuriyet Başsavcısı İsmet Çınar, vali yardımcıları, İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın, AK Parti İl Başkanı Emrullah Gür, AK Parti 18. Dönem Milletvekili Abdulmuttalip Özbek, kanaat önderleri, kurum amirleri ile Geçitli ve Akkuş köyü sakinleri katıldı.

Törende konuşan Bakan Soylu, iki köy arasındaki 80 yıllık husumetin barışla sonuçlanması için çaba sarf eden herkese teşekkür ederek, bu barışın sağlanmasında aşiret liderlerinin, kanaat önderlerinin payının büyük olduğunu söyledi. Barışmanın, el ele tutuşmanın, kucaklaşmanın büyüklük olduğuna dikkat çeken Soylu, “Cenab-ı Allah, Kuran-ı Kerim'de, ‘Müminler, inananlar ancak kardeştir’ diyor. Öyleyse bize bir emirde bulunuyor. Kardeşlerimizin arasını düzeltin diyor. Bugün burada onun emrini yerine getiriyoruz. 2-3 gün önce hava çok soğuk olmasına rağmen, bugün bu kardeşliğin üzerine güzel güneş doğdu. Bu da Cenab-ı Allah’ın rahmetidir” dedi.

"Bu toprağın çocukları doktor , öğretmen olacak”

Doğu ve Güneydoğu'nun her noktasında huzur ortamı olduğunu ifade eden Bakan Soylu, "2019-2020'de Hakkari genelinde 20 tane okul bitti, 15'i de devam ediyor. Organize Sanayi Bölgesi Hakkari'de ilk kez kuruldu. Kentte 6 bin konut doğalgazla buluştu. Yüksekova'da 3 bin 200 konut bitti. Bakanlıklarımız bütün kolları ile burada hizmetine, yatırımına devam ediyor. Yüksekova Havalimanı'nda Sayın Cumhurbaşkanımızın çektiği eziyeti, orayı yapanların çektiği eziyeti hepimiz biliyoruz. Urumiye'den girecekler, havalimanında uçağa binecekler. Defalarca bombalar, roketatarlarla taciz oldu, ölenler oldu, şehit olanlar oldu. Derecik Hastanesi yüzde 95 bitti. Hakkari'den Derecik arası 230 kilometre. Derecik, Kuzey Irak'ın sınırı şimdi ilçe oldu. Sırtını dönen bir devlet değil. Tam tersi kucaklayan ve Türkiye'nin en ücra köşesi olan Derecik'te şimdi Kaymakamlık binasının temeli atılıyor. Yine Yüksekova'da 75 yataklı hastanenin yüzde 75'i tamamlandı. Bütün bunlarla birlikte Hakkari'deki kayak merkezinin pisti 3 bin 500 metreye çıkarıldı ve önemli bir turizm merkezi oldu. Valiliğimizin girişimiyle 120 kişilik bir otel yapılıyor. Yetti mi? Hayır. Anjiyo merkezi yapılıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığımızca spor salonları, spor merkezleri yapılıyor. Kimi bitti, kimi devam ediyor. Toplam 150 yataklı öğretmen evi bitti. Katı atık tesisi başladı. Türkiye'nin en modern katı atık tesislerinden bir tanesi Hakkari'de yapılıyor. Çukurca'da tarihi bir camimiz var. Şimdi restorasyonu yapılıyor. Hakkari'deki 2 bin 500 kişilik Ulu Cami açıldı. Yüksekova'da 350-400 milyon yatırımla birlikte ilçenin bütün altyapısı tamamlandı. Kanalizasyon, içme suyu ve arıtma tesisi. Türkiye'nin en modern ilçelerinden birini haline gelecek. Yüksekova'nın içi 32 kilometre beton asfaltla yapıldı. İlçeye Hilton Oteli yapılıyor. Bunlar nasıl geliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bir irade ortaya koydu. Memleketimin 780 bin kilometrekaresinin her metrekaresinde huzur ve sükun olacak, dedi. Bu toprağın çocukları doktor, öğretmen olacak” ifadelerini kullandı.

"Terör örgütü PKK üyelerinin dükkanlara gelip haraç aldığı, millete kestiği fidyelerin uzak günler olmadığını anlatan Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

" Doğunun birçok ilinde olduğu gibi Hakkari'de de, Hakkari kilimi, yöresel el sanatları ve tekstil kent projeleri hayata geçiriliyor. Buraya 4 fabrika yapıyoruz. Uygulama aşamasında 2 bin kişi burada istihdam edilecek. Yüksekova'da 700 tane polis lojmanı yapılıyor. O insanların aileleri orda olacak ve o ilçenin de ekonomisine katkı sağlayacak. Hakkari Belediyemiz 24 yeni araç aldı. Demek ki, para başka bir yere gitmezse, belediyeye harcanırsa güzel hizmetler olur. Yine üniversitenin birinci etabı bitti, ikinci etabı ise yüzde 80'lerde. Hakkari, festivallerin merkezi oldu. Kar merkezi geçen yıl yapıldı, bu yıl da yapılacak. Çukurca'da foto safari yapıldı. Bütün Türkiye duydu mu, duydu. Ters lale festivali yapıldı. Türkiye Rafting Şampiyonası Zap Suyu'nda yapıldı. Bütün bunların hepsi sizinle beraber oldu. Çok şey çekti bu memleket. Darbeler gördünüz, Başbakan idamı gördünüz, terör gördünüz, yüzde 8 binlik faizler, ABD'de bize parmak sallamalar gördünüz. Terör örgütünün 13-14 yaşındaki kız çocuklarını alıp dağa götürmelerini gördünüz. Diyarbakır annelerini görüyorsunuz. Bakın bugün Hakkari'de bir aile daha katıldı ve sayı 177 oldu. Kadınların cesaretini görüyor musunuz. Türkiye değişiyor, dönüşüyor. Bundan haberi olmayanlar, salonlarda oturdukları koltuklarda, Hakkari'den haberi olmayanlar, yapılan bu mücadelenin farkında olmayanlar, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonundan haberi olmayanlar üfürüyorlar. Onlar üfürecekler, biz işimize bakacağız.”

"Bu topraklar tarımla yeşerecek'

Konuşmasında bu topraklarda bir tek teröristin kalmayacağını vurgulayan Soylu, “Allah'a da yemindir. Namus, şeref sözüdür. Bu toprakların çocukları doktor olacak, öğretmen olacak. Bu toprakların çocukları milletimizle beraber dünyaya, bu ülkenin sesini, ülkenin sesini duyuracak. Buralar tarımla yeşerecek. Ben Kato Dağı, Feraşin Yaylası, Zap Suyu’nu, İkiyaka Dağları'nı görmüş bir kardeşinizim. Allah nasip ederse, Ocak-Şubat ayında inşallah Ağrı Dağı’na çıkacağız. Topraklarımız, ovalarımız, dağlarımızla yeniden buluşuyoruz, Hayvancılığımızla yeniden buluşuyoruz. Her gün daha iyiye gidecek. Bu millet çekti. Biz istiyoruz ki, Sayın Cumhurbaşkanımız istiyor ki; İrak'a, Suriye'ye, Libya'ya, Karabağ’a, Balkanlara da huzur gelsin. Biz Müslüman milletleriz. Bizim ancak dünyaya iyiliğimiz dokunur. Biz iyilik medeniyetinin insanlarıyız. Ülkede terör örgütü mahiyetinden çıkamayanlar, bizim ayarımızı bozmasınlar. Beni kendime getiren 7-8 yaşındaki çocuklardır. Bizim sevdiklerimizdir. Bu sevgi burada büyük halkayı oluşturdu” diye konuştu.

“Kürtler bu ülkenin çimentosudur”

Kürtlerin bu ülkenin çimentosu olduğunu belirten Bakan Soylu, “Kim ne derse desin. Birlikte bugüne kadar büyük işler başardık. Bağımsızlığımızı aldık, namusumuzu kurtardık. Ezan-ı Muhammed’in bu ülkede ‘Allah’u Ekber’ diye okunması sağlandı. Akdeniz’imize, İstanbul’umuza, Hakkari’mize, Ağrı’mıza, tarihimize ve her bir şehrimize, Mevlana’mıza, Hacı Bektaşi’mize imreniyorlar. Vallahi iyiliğimizden imreniyorlar” dedi.

Hakkari'nin şu ana kadar 3 bin 260 şehit verdiğinin altını çizen Soylu, güvenlik güçlerinin 3,5 yıldır aileleriyle birlikte yaptığı çalışma sonucunda ise 826 teröristin ikna edildiğini ve aileleriyle birlikte kucaklaştırıldığını ifade etti.

Hakkari Valisi ve Belediye Başkan Vekili İdris Akbıyık ise yaptığı kısa konuşmasında Hakkari'ye 30'un üzerinde ziyaret gerçekleştiren, Hakkari'nin sadece üst ve alt yapısında, güvenliğinde değil kültürel ve sosyal her alanında yanında yer alan ve bugünde barış törenine katılan Bakan Soylu'ya teşekkür etti.

Konuşmaların ardından Bakan Soylu, iki köy arasındaki husumeti barışla sonlandırdı. Yemek ikramının ardından Bakan Soylu, 10 yıl önce yayla meselesi yüzünden silahla öldürülen Fettah Dinçer'in ailesini ziyaret ettikten sonra Geçitli köyünden ayrıldı.

Feyzullah Taş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Milyonlarca liralık vurgun yapan şebekenin çökertildiği operasyonda 7 tutuklama Araç satmak isteyen 55 vatandaşı "senet hilesiyle" milyonlarca liralık dolandıran şahıslara yönelik Çorum merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden 7’si tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Çorum il Emniyet Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından, internet üzerinden araçlarını satmak için ilan veren vatandaşları ağına düşüren ve satın almak istedikleri araçların ücretinin bir kısmını güvenli ödeme ya da elden ödeyip, geri kalan tutarı ise senet düzenleyip ödeme yapmayan şebekeye yönelik çalışma başlattı. Ekipler tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, şüphelilerin devri alınan araçların kaydını kendi aralarında ya da üçüncü şahıslara devrettiği, bu yöntemle elde ettikleri gelirleri kendilerine ait şirketler üzerinden akladıkları tespit edildi. Şebekenin yöntemiyle toplam 55 araç sahibini dolandırdığını belirleyen ekipler, MASAK’tan temin edilen raporlarda şüphelilerin banka hesaplarında 2025 yılı içerisinde tam 45 milyon TL’lik işlem hacmi bulunduğu ve bu paranın 15 milyon TL’lik kısmının şirketler üzerinden aklandığını belirledi. Düğmeye basan ekipler, Çorum merkezli Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat ve Ankara’da belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin suçtan elde ettikleri değerlendirilen ve piyasa değeri yaklaşık 46 milyon 500 bin TL olan 58 araca ve 2 taşınmaza da el konuldu. Gözaltına alınan 14 şüpheli, emniyetteki işlemlerin ardından Çorum Adliyesi’ne sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan şüphelilerden 7’si tutuklanırken, 7’si ise adli kontrol adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Karabük Bakan Tunç: "Adaleti sadece köhne binalardan kurtarmadık, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük Adalet Sarayı’nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası inşa ettiklerini belirterek, adaletin sadece fiziki mekanlarla değil vesayetçi ve darbeci anlayışlardan arındırılarak milletin yargısı haline getirildiğini söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük’te yapımı gerçekleştirilecek Adalet Sarayı’nın temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Tunç, AK Parti iktidarları döneminde Karabük’ün önemli yatırımlar aldığını belirtti. Bakan Tunç, Karabük’ün eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu hizmet binalarına, sanayi tesislerinden altyapı projelerine kadar birçok önemli esere kavuştuğunu ifade ederek, "AK Parti iktidarlarıyla Karabük’ümüz çok önemli yatırımlar aldı, birçok esere sahne oldu. Türkiye genelinde olduğu gibi eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu binalarına, kamu hizmet yapılarından sanayi tesislerine varıncaya kadar Karabük’ümüz çok büyük eserlere kavuştu. Bugün de bunun devamını sağlamış oluyoruz" dedi. Adalet sarayının Karabük için önemli bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Tunç, göreve geldikleri ilk günden itibaren çalışmaların başlatıldığını belirterek, "Kamu hizmet binalarımızdan bir eksiğimiz vardı. Adalet binamızın bir an önce yapılması noktasında valimiz ve milletvekillerimiz, Bakanlığımızın ilk günlerinde ‘hayırlı olsun’ ziyaretine gelir gelmez, memleketimize bir adalet binası kazandıralım dediler. Biz de ilk günden itibaren hemen proje çalışmalarına başladık" ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, adalet sarayının yapım sürecine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: "Saraylı binamızın temelini attıktan sonra, inşallah 600 gün süresi olan bu projeyi müteahhit firma 2 yıldan önce bitirerek Karabük’ümüze bu güzel eseri kazandıracak. Böylece adalet hizmetlerinin daha uygun bir mekânda, adaletin makamına yakışır bir şekilde yürütülmesini sağlamış olacağız." Türkiye genelinde adalet altyapısına yönelik yatırımlara da değinen Tunç, "Biz bugüne kadar Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası yaptık. 78 olan sayı, üç yüz doksan beşe yükseldi" dedi. Sadece bina yapmakla yetinmediklerini dile getiren Tunç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Tabii bunu söylediğimizde ‘Sadece bina mı yaptınız? Bina yapmakla adalet gerçekleşir mi?’ deniliyor. Hayır, biz sadece adalet binaları yapmakla kalmadık. Eğitimden sağlığa, üniversitelerden tünellere, limanlardan altyapı ve üstyapı projelerine kadar Türkiye’nin fiziki kalkınmasını sağlarken, ekonomik ilerlemesini de destekledik. Kamu binalarımızı da yeniledik, adaleti köhne binalardan kurtardık." Adaletin vesayetçi anlayıştan kurtarıldığını vurgulayan Tunç, "Ama biz adaleti sadece köhne binalardan ya da merdiven altı duruşma salonlarından kurtarmadık. Adaleti birilerinin arka bahçesi olmaktan, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık ve milletin yargısı haline getirdik" şeklinde konuştu. Anayasal reformlara değinen Tunç, "Anayasada ‘darbeciler yargılanamaz’ anlayışı vardı. Sizin oylarınızla bunlar değişti. 30-40 yıl sonra 12 Eylül darbecileri ve 28 Şubat postmodern darbecileri yargı huzuruna çıkarıldı ve millet önünde hesap vermeleri sağlandı" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin demokratikleşme sürecine dikkat çeken Tunç, terörle mücadele konusunda da kararlı olduklarını belirterek, "İnşallah terörsüz bir Türkiye’yi de hep birlikte inşa edeceğiz. Terörden kurtulacağız ve bu noktada kararlı bir çalışmamız var" dedi. Terörün sona erdirilmesine yönelik yürütülen sürece de değinen Tunç, "İnşallah terörün sona erdirilmesi ve terör örgütünün tasfiyesiyle ilgili süreci şu anda yürütüyoruz. Terör örgütü silah bırakma kararı aldı" ifadelerini kullandı. Sürecin Meclis ve devlet kurumlarının koordinasyonu içinde sürdüğünü vurgulayan Tunç, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına da değinerek, terörün kalıcı olarak Türkiye gündeminden çıkarılması için kararlılıkla çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Konuşmaların ardından protokol üyelerinin katılımıyla butonlara basılarak adalet sarayının temeli atıldı.
Kastamonu Kastamonu’da vatandaşlar Filistin için ses yükseltti Kastamonu’da cuma namazı çıkışında bir araya gelen vatandaşlar, Gazze’deki insanlık dramı için İsrail’i protesto etti. İnsanlık İttifakı ve Milli İrade Platformu tarafından Kastamonu’da cuma namazı çıkışında basın açıklaması düzenlendi. Nasrullah Meydanı’nda bir araya gelen grup Filistin’de devam eden İsrail saldırılarını kınadıklarını belirterek ’barışçıl şahitlik’ çağrısını yeniledi. Grup adına konuşan TÜGVA Kastamonu İl Temsilcisi Selim Önen, "Gazze’de yaşam, ‘normalleşme’ değil, hayatta kalma mücadelesi üzerinden sürmektedir. Uluslararası hukuk, güçlüye kalkan, zayıfa verilen sus payı olmamalıdır. İnsan hakları söylemi yalnızca rahat coğrafyaların dekoru olarak görülmemelidir. Bugün Gazze’de sivillerin korunması, sağlık sisteminin ayakta tutulması, gıda ve suya erişim gibi en temel başlıklar hala tartışma konusuysa burada yalnızca bir ‘kriz’ değil, aynı zamanda uluslararası düzenin ‘itibar kaybı’ yaşanmaktadır. Bugün yaşadığımız iletişim çağında, bir çocuğun soğukta can verdiği haberini ‘akış’ içinde tüketebiliyorsak, burada bir sorun vardır. Bir toplumun ihtiyaç duyduğu ‘insani yardım’ kavramı bile süslenerek tartışmalı hale getiren ‘prosedürler’ var ise burada bir sorun vardır. Bu çağrımız bir ülkeye, bir halka, bir kuruma karşı önyargı değil; insan hayatını merkeze alan evrensel bir tutarlılık talebi içermektedir. Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında 400’ü aşkın paydaş sivil toplum kuruluşuyla birlikte, kamu vicdanını diri tutmak ve insanlık onurunu savunmak amacıyla barışçıl ‘şahitlik’ çağrımızı yineliyoruz" dedi.