GÜNDEM - 29 Kasım 2020 Pazar 14:47

İçişleri Bakanlığından aile içi ve kadına yönelik şiddetle ilgili önemli rapor

A
A
A
İçişleri Bakanlığından aile içi ve kadına yönelik şiddetle ilgili önemli rapor

İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığınca "Aile İçi Şiddet ve Kadın Cinayetlerinin Önlenmesinde Kolluğun Önemi ve Rolü" raporu hazırlandı. 2020 yılının ilk altı ayında yaşanan aile içi ve kadına yönelik şiddet verilerinin aktarıldığı raporda, kadına yönelik şiddeti arttıran nedenler, bu yönde atılan adımlar ele alındı.

İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığınca hazırlanan "Aile İçi Şiddet ve Kadın Cinayetlerinin Önlenmesinde Kolluğun Önemi ve Rolü" başlıklı raporda, aile içi şiddet ve kadın cinayetleriyle mücadeleye ilişkin temel kavramlar, hukuki yaklaşımlar, medya söylem analizleri, uygulama örnekleri ve kolluğun mücadeledeki rolü yer aldı. Bu alandaki farkındalığın artırılmasına katkı sunulması amaçlanan rapora göre, Türkiye'de 1 Ocak-1 Temmuz 2020 tarihleri arasında 117 bin 192 aile içi ve kadına yönelik şiddet olayı meydana geldi. Olaylarda mağdur olan kişi sayısı 126 bin 880 olarak kayıtlara geçti. Kadınların mağdur edildiği suç türleri arasında kasten yaralama, tehdit, hakaret, kötü muamele ve aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali ön sıralarda yer aldı.

6 ayda 115 kadın öldürüldü
Türkiye'de bu yılın ilk 6 ayında 115 kadın cinayete kurban gitti. Geçen yılın aynı döneminde ise 173 kadın hayatını kaybetti. Son iki yılın ilk 6 ayı kıyaslandığında kadın cinayetlerinde yüzde 34 azalma olduğu anlaşıldı. Bu yılın ilk 6 ayında işlenen kadın cinayetlerinin illere göre dağılımında İstanbul 21, Ankara 9, İzmir 7, Manisa 6 ve Bursa 5 cinayetle ilk sıralarda yer aldı.

Öldürülen kadınların profili
Öldürülen kadınların yüzde 29'u 36-45, yüzde 24'ü 26-35, yüzde 23'ü 46 ve üzeri, yüzde 19'u 18-25 ve yüzde 5'i 0-17 yaşları arasında olduğu belirlendi. Çoğunlukla 26 yaşından büyük, evli ve çocuklu olduğu belirtilen cinayet kurbanı kadınların yüzde 90'ının devlete başvuru mekanizmalarından yeterince haberdar olmadığı, toplumsal baskı, utanma, erteleme ve bir şans daha vermek gibi nedenlerle "koruyucu" ya da "önleyici" tedbir kararı aldırmadığı anlaşıldı. Kadınların yüzde 37'sinin ev hanımı, yüzde 11'inin işçi, yüzde 5'inin işsiz, yüzde 4'ünün öğrenci, yüzde 2'sinin çiçekçi, yüzde 2'sinin kuaför, yüzde 1'inin polis, yüzde 1'inin doktor olduğu belirlenirken, yüzde 37'sinin mesleği tespit edilemedi.

Katil zanlılarının profili
Bu yılın 6 ayında meydana gelen 115 kadın cinayetinin tamamının şüphelisi kolluk kuvvetlerince yakalandı. Şüphelilerin yüzde 40'ının eş, yüzde 23'ünün aile üyesi, yüzde 22'sinin sevgili, yüzde 8'inin boşandığı eş, yüzde 3'ünün akraba, yüzde 2'sinin ısrarlı takipçi ve yüzde 2'sinin sevgilisinin eşi olduğu belirlendi. Cinayet zanlılarından yüzde 25'inin işçi, yüzde 25'inin işsiz, yüzde 19'unun serbest meslek sahibi, yüzde 7'sinin emekli, yüzde 4'ünün şoför ve yüzde 4'ünün özel güvenlik görevlisi, diğerlerinin ise çeşitli meslek gruplarından olduğu belirlendi.

Kadın cinayetlerinin yüzde 26'sı ani gelişen tartışma sonucu işlendi
Yılın ilk 6 ayında meydana gelen cinayetlerin yüzde 63'ünün tasarlanarak, yüzde 37'sinin ise ani gelişerek işlendiği tespit edildi. Kadın cinayetlerinin nedenleri arasında yüzde 26 ile ani gelişen tartışma, yüzde 23 ile kıskançlık, yüzde 13 ile boşanmayı kabullenememek, yüzde 8 ile aldatıldığını düşünmek ve yüzde 4 ile psikolojik sorunlar öne çıktı.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için hayata geçirilen projeler
"Kadına karşı şiddete sıfır tolerans" politikasını benimseyen Türkiye, aile içi şiddet ve kadın cinayetlerinin durdurulması, bu alanda toplumsal farkındalığın artırılması ve tehlike altındaki kadınların kolluk kuvvetlerine daha kolay ulaşarak kendilerini güvende hissedebilmelerini sağlamak amacıyla birçok projeyi hayata geçirdi. Bu yılın ilk 6 ayında ülkede cinayete kurban giden kadınların yüzde 66'sının evde öldürülmesi, kadınların can güvenliğini korumayı zorlaştıran bir durum olarak ortaya çıktı. Bu nedenle devlet kurduğu destek hatları ve hazırladığı akıllı telefon uygulamalarıyla kadınların her ortamda yanında olmayı amaçladı.

891 bin 181 kadın KADES'i indirdi
Bu uygulamaların başında gelen Kadın Acil Destek Uygulaması (KADES) ile kadınlar tehlike anlarında tek bir tuşla kolluk kuvvetlerine ihbarda bulunabiliyor. 24 Mart 2018'de kullanıma sunulan KADES'i 891 bin 181 kadın telefonuna indirirken uygulama üzerinden yaklaşık 50 bin ihbarda bulunuldu. Kadınların şiddete karşı korunmasında kullanılan diğer uygulama ise elektronik kelepçe. Halen 15 ilde kullanılan elektronik kelepçe uygulamasının, yılsonuna kadar 81 ile yaygınlaştırılması hedefleniyor. Halihazırda 46 vakanın takibi elektronik kelepçeyle yapılıyor.

Koruyucu ve önleyici tedbir kararları arttı
Ayrıca şiddet gören ya da hayatları tehlike altında olan kadınlar hakkında mağdura yönelik koruyucu tedbir kararı, şüphelilere yönelik de önleyici tedbir kararı alınabiliyor. Bu kapsamda 2020'nin ilk 6 ayında 60 bin 199 kişi hakkında koruyucu, 125 bin 467 kişi hakkında önleyici tedbir kararı verildi. Geçen yılın aynı döneminde ise hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişi sayısı 40 bin 437, önleyici tedbir kararı verilen kişi sayısı ise 75 bin 502 olarak kayıtlara geçti. Geçen yılın ilk 6 ayına göre bu yılın aynı döneminde koruyucu tedbir kararında yüzde 49 artış, önleyici tedbir kararındaysa yüzde 66 artış oldu.

Bilgilendirme ve eğitim faaliyetleri
Öte yandan İçişleri, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler ve Adalet bakanlıkları başta olmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı, aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla çok sayıda bilgilendirme faaliyeti gerçekleştirdi. Aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesinde uzman personelden yararlanmak isteyen kurumlar, personelin yetki ve sorumluluklarını öğrenip pekiştirmesi için eğitimler de düzenledi.

Utku Şimşek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.