SAĞLIK - 14 Ekim 2021 Perşembe 09:08

İğne deliğinden ameliyat

A
A
A
İğne deliğinden ameliyat

INVAMED-RD Global laboratuvarlarında derin venöz yetmezliği tedavisi için geliştirilen ‘Ekstravasküler Remodelizasyon Sistemi’ ile Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turhan Yavuz ve ekibi tarafından iki hastanın tedavisi başarılı şekilde gerçekleştirildi.

Uzmanlara göre bacaklardaki toplardamarlar yüzeyel venler ve derin venler ile bunları birbirine bağlayan perforan venlerden oluşuyor. Uzmanlar, toplardamar sisteminin amacının ise bacaktaki oksijensiz kanı akciğere taşıyarak dolaşımın sorunsuz devam etmesini sağlamak olduğunu dile getiriyor.

Kalıtımsal yatkınlık, hormonal düzensizlikler, hamilelik, uzun süre oturmayı veya ayakta durmayı gerektiren meslekler, hızlı kilo kaybı veya alımı gibi bazı nedenlere bağlı olarak bacak venlerinde bulunan kapakçıkların zamanla bozulabildiğini vurgulayan uzmanlar, hastalığın ilk evrelerinde yüzeysel varisler şeklinde başlayan derin venöz yetmezliğinin tedavi edilmediğinde ilerleyen dönemde toplardamarlar içerisindeki basınç oranının artması sonucunda venöz ülser problemine yol açabileceğini belirtiyor.

İğne deliğinden ameliyat

Uzmanlara göre, hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen derin venöz yetmezlik tedavisi denince akla ilk olarak açık ameliyatla yapılan cerrahi tedavi yöntemleri gelse de bu gelişim gösteren yenilikçi tedavi uygulamaları kadar etkili ve kalıcı bir iyileşme sağlayamayabiliyor. Cerrahi tedavi yöntemlerinin uygulama zorluklarının yanı sıra hastalarda operasyon sonrası oluşabilen halsizlik hissi, ağrı, yangı, damar hasarı, pıhtı oluşumu, bacaklarda şişme, kanama, enfeksiyon, yara akıntısı ve yara iyileşme sürecinde karşılaşılan sorunlar gibi bazı ciddi komplikasyonlar doğurabildiğini de vurgulayan uzmanlar, onarılan kapağın yeteri kadar çalışmaması sonucu olumsuz semptomlara yol açabildiğini kaydediyor. INVAMED-RD Global laboratuvarlarında alanında uzman araştırmacılar ve bilim insanları tarafından geliştirilen yenilikçi bir tedavi yöntemi olan Ekstravasküler Remodelizasyon Sistemi, özel bir haritalama yöntemiyle damar yapısını yeniden şekillendirerek, damarın tekrar doğru işlev görür hale gelmesine olanak sağlıyor. Damara ekzovenöz olarak dışarıdan uygulama olanağı sağlayan sistem, endovenöz (damar içi uygulama) mekanik implantlarda görülen tromboliz oluşma riskini minimize ederek hastaların kalitesi yüksek eski aktif yaşam tarzlarına dönmelerine imkan veriyor.

"İlk uygulamalarda bunun etkili olabileceğini gösterdik"

Prof. Dr. Turhan Yavuz, ilk defa uygulanan Ekstravasküler Remodelizasyon Sistemi tedavisi sonrası gözlemlerini paylaşarak, “Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlker Çarıkcı hocamızın ‘ilham veren üniversite’ sloganı ve anlayışına uygun idaresi ve biz öğretim üyelerine çok ciddi desteği sayesinde innovasyon anlamında çok rahat bir çalışma ortamındayız. Rektörümüz, dekanımız ve başhekimliğimizin tüm desteğini her zaman yanımızda hissederek elimizden gelen çabayı gösterip yeni tedavi modaliteleri geliştirmeye çalışıyoruz. Derin venöz yetmezliği tüm dünyada üzerinde ciddi çalışılan bir hastalık olup, biz de bununla ilgili geliştirilen, damara zarar vermeden damar dışından stentleme ile venöz yetmezlik tedavisi için yeni bir yöntem geliştirdik. İlk uygulamalarda bunun etkili olabileceğini gösterdik. Bu metotla ilgili çalışmalarımız devam etmektedir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Sungurlu’da KKKA eğitim semineri düzenlendi Çorum’un Sungurlu ilçesinde, baharın gelmesi ve havaların ısınması ile ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığına sebep olan kene ısırmalarına karşı vatandaşlar uyarıldı. Sungurlu Devlet Hastanesi’nde görevli Uzm. Dr. Mustafa Akıncı tarafından Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden Korunma Yolları temalı eğitim düzenlendi, seminer sonrasında hasta ve hasta yakınlarına farkındalık oluşturmak amacıyla danışma biriminde stant açıldı. Konuya ilişkin olarak hastane başhekimliğinden yapılan açıklamada, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir" denildi. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası) kene olup olmadığını kontrol etmesi istenilen açıklamada, "Yapılan kontrollerde kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır " ifadeleri kullanıldı. Kene tutunan kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri konusunda da ikaz edilen açıklamada, "Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır" bilgileri verildi.