GÜNDEM - 17 Aralık 2014 Çarşamba 10:51

İki kez hacca gitti, alkolden ehliyetine el konuldu

A
A
A
İki kez hacca gitti, alkolden ehliyetine el konuldu

Alkollü yakalanan kardeşinin verdiği ehliyet numarasına gıyabında ceza kesilen Tahir Yayin, “Biz neden kimlik taşıyoruz. Ben hacı adamım. Hayatımda ağzıma alkol sürmedim. Bırakın alkol kullanmayı alkol satılan yerden alışveriş bile yapmadım. Nasıl ceza yazarsınız arkadaş” dedi.

İzmir’in Gümüldür ilçesinde yaşayan 54 yaşındaki Tahir Yayin’in İstanbul’da yaşayan kardeşi Mahir Yayin, geçen 23 Eylül’de gece otomobiliyle seyir halindeyken trafik polisi tarafından durduruldu ve 1.54 promil alkollü çıktı. Polis, Yayin’in ehliyetine el koymak istedi. Ancak ehliyetini ve kimliğini evde unuttuğunu söyleyen Mahir Yayin, kendini ağabeyi Tahir Yayin’in ismiyle tanıtıp onun ehliyet numarasını verdi. Polis memurları da numarasını aldıkları ehliyete alkollü araç kullanmaktan işlem yaparak 'gıyabi' olarak el koydu. Olaydan 50 gün sonra olan bitenden habersiz Van’dan İzmir’e özel aracıyla yolculuk yapan Tahir Yayin, trafik denetiminde polisin ehliyetine el koyması üzerine neye uğradığını şaşırdı. Alkollü araç kullanmaktan cezası bulunduğunu öğrenen Tahir Yayin, polise bir yanlışlık olduğunu söylediyse de fayda etmedi. Hayatında alkol kullanmayan, alkol satılan yerden alışveriş bile etmeyen ve hacı olan Tahir Yayin, kardeşi ve polis memurları hakkında suç duyurusunda bulundu.

“KAMERA ŞAKASI ZANNETTİM, OTURDUM AĞLADIM”
Yolculuk yaparken Uşak’ta trafik polisleri tarafından durdurularak acı gerçeği tesadüfen öğrenen Tahir Yayin, yaşadıklarını şöyle anlattı: “10’uncu ayın 28’inde Van’dan eşimle beraber özel aracımla İzmir’e dönerken trafik kontrolüne girdim. Trafik polisi ehliyetimi alınca bayağı gecikti. Sonra geldi ve ‘Senin ehliyetin alkolden düşmüş’ dedi. Ben kamera şakası filan zannettim. Sonra ciddi olduğunu anladım. ’23 Eylül’de İstanbul Vatan Caddesi’nde saat 5:30’da 1.54 promil alkol ile ceza yemişsin’ dedi. Ben bırakın alkol içmeyi hayatta alkol satılan yerden alışveriş yapmıyorum. O kadar uyuz oluyorum alkole. Hacca gittim, eşimle beraber her sene umreye gidiyoruz. Baktım durum ciddi beni ve eşimi arabadan indirdiler. ‘Biz arabayı vermeyiz’ dediler. İkimiz eşimle orada oturduk ağladık. Araca el koydular."

İstanbul’da kullanılan aracın kime ait olduğunu sorduğunu anlatan Tahir Yayin, şunları söyledi: "Çünkü ben 20 senedir Gümüldür’de oturuyorum. Son dört senedir İstanbul’a hiç gitmedim. Yakup Gülgeldi diye birine ait olduğunu söylediler. Bu şahıs da benim gariban bir akrabam, hiç okuma yazması yok. Tek başına yolun bir tarafından bir tarafına geçemez, öyle bir insan. Yakup’a ulaştım, ‘Abi araç benim ama kardeşin kullanıyor aracımı’ dedi. O kullanmış deyince ben hemen anladım. Çünkü daha önce de alkolden 3 kere ehliyetini kaptırdı. Ehliyetinin iptal edilmemesi için benim kimlik bilgilerimi vermiş. Ama ben ehliyetime, kimliğime namusum kadar sahip çıkıyorum. Evde dahi saklıyorum çalınmasın.”

“HER SENE UMREYE GİDİYORUM”
Kesilen cezaları mecburen ödediğini aksi takdirde hacca gidemeyeceğini anlatan Tahir Yayin, “Başka birinin cezasını, suçsuz günahsız bana yazmışlar. Bu suçu bana yükleyen kadar da bu suça ortak olan polis memurları da suçludur. Eğer böyle sözle ceza yazılıyorsa bize neden kimlik, ehliyet veriliyor. Her sene umreye gidiyorum. Borcun olduğu zaman yurt dışına çıkamıyorsun. Baktım ki bu iş zaten bana patlayacak, mecbur kaldım. Benim hesaplarım, maaşlarım hepsi bloke oldu. Hacca tekrar gitmek için mecbur kaldım bu parayı ödemeye. Ben öyle bir mağdur edildim ki eşim hasta her gün Ege Üniversitesi’ne götürüyordum, ehliyetim olmadığı için götüremiyorum” diye konuştu.33 sene boyunca TIR şoförlüğü yaptığını ve sadece hayatında 6 kere ceza yediğini belirten Yayin, alkolden hiç ceza kesilmediğini ifade etti.

“NASIL CEZA YAZARSINIZ ARKADAŞ”
Kardeşi de olsa böyle bir suçun affedilmeyeceğini dile getiren talihsiz adam sözlerini şöyle tamamladı: "Kardeşimin iki sayfa cezası var, 3 tane de alkolden cezası var. Türkiye’de adalet arıyorum. Benim kardeşim de olsa herkesin suçunu çekmesi lazım, kardeşimdir diye üstünü kapatırsam yarın bir daha bir şey yaparsa ikinci bir şansım olmayacak. Yarın başka bir suç işleyebilir. Benim çocuklarım ticaretle uğraşıyor. Bunların kimliğini kullanarak başka bir suç işleyebilir. Yapmış da işte bundan öte mağduriyet var mı? Türkiye’de milyonda bir kişinin başına gelir böyle bir şey. Polisin görevi ehliyet, ehliyet yoksa kimlik. Hiçbiri de yoksa bana nasıl ceza yazarsınız arkadaş. 1.54 promil alkollü bir insanın cezasını nasıl yazarsınız başkasına. Kardeşimle hiçbir problemim yok. Zaten alkolik bir adam, doğru düzgün düzeni olmayan bir adam. Huylu huyundan vazgeçmiyor. Ben bunu ona kar bırakırsam ona benzer başka bir iş yapar. Kimliğin cebinde olmasa içeri alınmıyorsun ama kimliksiz ceza yazılıyor.”Tahir Yayin, Şubat ayının 14’ünde tekrar hacca gideceğini sözlerine ekledi. 

MİHRAP DÜZÖZ - SİNAN YENİÇERİ
İZMİR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.