POLİTİKA - 09 Nisan 2019 Salı 19:20

İkili görüşme sonrası önemli açıklamalar

A
A
A
İkili görüşme sonrası önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz son dönemde ciddi sıçrama yaşamış durumda. Ticaret hacmimiz son 2 yılda yüzde 250 oranında bir artışla 113 milyon dolara ulaştı” dedi.

Resmi ziyaret kapsamında Ankara’ya gelen Bolivya Devlet Başkanı Juan Evo Morales Ayma ile başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerinden düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bolivya ile Türkiye arasındaki ticaret hacminde yeni hedefi 500 milyon dolar olarak belirlediklerini söyledi.

“Ticaret hacmimiz son 2 yılda yüzde 250 oranında bir artışla 113 milyon dolara ulaştı”
Bolviya’nın Ankara’da büyükelçilik açacak olmasının memnuniyet verici olduğunu belirten Erdoğan, gelecek yıl Türkiye ve Bolivya arasında diplomatik ilişkilerin tesis edilişinin 70. yıl dönümünün kutlanacağını, bu amaçla 2020 yılında her iki ülkede özel etkinlikler düzenleneceğini söyledi. 

Görüşmede karma ekonomik komisyonunun ilk toplantısının bu yıl içinde yapılmasında mutabık kaldıklarını kaydeden Erdoğan, “Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz son dönemde ciddi sıçrama yaşamış durumda. Ticaret hacmimiz son 2 yılda yüzde 250 oranında bir artışla 113 milyon dolara ulaştı” dedi. 

Erdoğan, bu rakamın iki ülke açısından çok düşük olduğunu, 500 milyon dolar olarak yeni hedef belirlediklerinin altını çizdi.

“Türkiye ve Bolivya birçok konuda benzer tutumlara sahiptir”
Savunma sanayinde işbirliği imkanları üzerinde durduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalkınma alanındaki işbirliğine de özel önem atfettiklerini kaydetti. TİKA’nın desteklerini devam ettireceğini söyleyen Erdoğan, kadını güçlendirme, anne çocuk sağlığı ve tarım alanında projelerin geliştirilmesinin gündemde olduğunu belirtti. Bölgesel ve uluslararası meseleleri de değerlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, “Türkiye ve Bolivya birçok konuda benzer tutumlara sahiptir. Dünyada aşığı sağın ve İslam düşmanı hareketlerden endişe duyduğumuzu bir kez daha dile getirmek istiyoruz. Her türlü ayrımcılığı ötekileştirmeyi ve dışlamayı reddediyoruz. Bolivya’nın Filistin davasına, özellikle Kudüs’ün statüsü ve Filistinli sivillerin korunmasına yönelik verdiği desteğe teşekkür ediyorum. Bunun yanında Golan Tepeleri ile alakalı yaklaşımını taktirle izliyoruz” şeklinde konuştu. 

Venezuela halkının iradesini geçen yıl ki cumhurbaşkanlığı seçimi ile ortaya koyduğunu kaydeden Erdoğan, “Venezuelalı dostlarımızın sandık başında aldıkları kararların başkaları tarafından sorgulanmasını demokrasi adına doğru bulmuyoruz. Adeta eyalet valisi tayin eder gibi seçimle alakası olmayan bir kişiyi bir ülkenin başına tayin etmek demokrasi ile bağdaşır bir yanı yoktur. Ülkelerin egemenlik haklarına, halk iradesine, demokrasiye saygı ve içişlerine karışmama ilkesi çerçevesinde Bolivya gibi Maduro yönetimini Venezuela’nın meşru hükümeti olarak tanımaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Bu dostluk bizi çok memnun etti”
Devletler düzeyinde ilk ziyaret olduğunu ve yapılan ağırlamadan dolayı memnuniyetini dile getiren konuk Cumhurbaşkanı Morales, “Güzel bir ağırlama ile karşılaştık. Bu Bolivya halkına yapılmış bir karşılamadır. Bu dostluk bizi çok memnun etti. Bolivya Türkiye’ye aynı zamanda büyükelçiliğinden dolayı da şükran. Önümüzdeki haftalarda Bolivya Büyükelçisi de Türkiye’de göreve başlamış olacaktır” dedi.
Venezuela ile ilgili açıklamada bulunan Morales, “Venezuela halkı devrimci bir halktır. İktisadi sorunlarına rağmen devlet egemenliğini savunan bir ülkedir. Bu yüzden onları destekliyoruz. Bir başkan tayin etmek koloni dönemindeki insanları tayin etmek gibidir. Bir valiyi tayin etmek gibidir. Bunun ABD eli ile yapılmasından mutlu değiliz, bunu onaylamıyoruz” diye konuştu.

“Savunma alanındaki işbirliğine ihtiyacımız var”
Bolivya’nın 1825’deki kuruluşundan itibaren kendi doğal kaynaklarına katma değer vermeye başladıklarının altını çizen Morales, lityum sanayileşmesine de başladıklarını kaydetti. Türkiye’nin de bu büyük sanayinin bir parçası olmak istediğini söyleyen Morales, “2030 yılına yönelik planlar bunlar. 41 lityum tesisi kuracağız” şeklinde konuştu. 

Savunma sanayinde işbirliğine ihtiyaç duyduklarını ifade eden Morales, “Özellikle kaçakçılıkla mücadele için savunma alanındaki işbirliğine ihtiyacımız var. Ordu ile birlikte çalışarak teknoloji alımını ya da aktarımını özellikle savunma alanında istiyoruz, buna ihtiyaç duyuyoruz” açıklamasında bulundu.
“Bolivya’ya işbirliği isteğinizi selamlıyoruz, gerçekten bizi şaşırttı” ifadelerini kullanan Morales, Türkiye’nin Bolivya’da böbrek nakil ameliyathanesi kurduğunu kaydetti. Bolivya’da ücretsiz sağlık hizmetlerine başladıklarını, Türkiye’nin tedarik ettiği cihazların Bolivya’nın evrensel sağlık sistemine çok önemli destek sağlayacağını kaydetti.

“Türkiye’nin hayranı oldum”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Sizi dinledikten tanıdıktan sonra Türkiye’nin bir hayranı olduğumu söylemek istiyorum” diyen Morales Bolivya’da Türk dizilerinin ve Türk Hava Yolları çok meşhur olduğunu kaydederek, “2020 yılının ilk çeyreğinde Türk Hava Yollarından doğrudan uçuş planı olduğunu duyduk bu bizi çok mutlu etti” dedi.

Türkiye-Bolivya ortak bildirisi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bolivya Devlet Başkanı Juan Evo Morales Ayma’nın başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerinin ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Ortak bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Bolivya Çok Uluslu Devleti Başkanı Sayın Evo Morales, 9 Nisan 2019 tarihinde Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Sayın Morales’in ziyareti, Bolivya’dan Türkiye’ye Devlet Başkanı düzeyinde gerçekleştirilen ilk ziyaret olması bakımından tarihi bir nitelik taşımaktadır. Devlet Başkanı Morales, ziyareti kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya gelerek, kendisiyle küresel, bölgesel ve ikili düzeyde her iki ülkeyi ilgilendiren konuları görüşmüştür. 

İki Devlet Başkanı, Bolivya’nın Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC) Dönem Başkanlığı’nı üstlendiğini dikkate alarak, Avrupa, Asya ve Latin Amerika’daki bölgesel durum hakkında geniş bir görüş alışverişinde bulunmuşlardır. 

Diğer taraftan, iki lider, Türkiye Cumhuriyeti La Paz Büyükelçiliğinin 2018 yılı Şubat ayında faaliyete geçmesinden duyulan karşılıklı memnuniyeti paylaşarak, Bolivya Çok Uluslu Devleti’nin Ankara Büyükelçiliğinin açılması yönündeki çalışmalara hız verilmesini kararlaştırmışlardır. 

Devlet Başkanı Morales ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Türkiye-Bolivya diplomatik ilişkilerinin kurulmasının 70. yıldönümü olan 2020 yılında her iki ülkede özel etkinlikler düzenlenmesi konusunda niyet beyanında bulunmuşlardır. 

Her iki lider, yaklaşık 20 yıl önce kurulmuş olan siyasi istişare mekanizmasının 3. toplantısının en kısa sürede gerçekleştirilerek ikili ilişkilerin gündeminde yer alan konuların teknik düzeyde ele alınmasını ve bir çalışma programı hazırlanmasını onaylamışlardır. 

Aynı şekilde, iki ülke arasındaki ticari ilişkilere ivme kazandırılması konusunda mutabık kalarak, Ekonomik ve Ticari İşbirliği Anlaşması ile kurulan Karma Ekonomik Komisyonun (KEK) ilk toplantısının bu amaçla bu yıl içinde yapılmasını kararlaştırmışlardır. 

Her iki lider, yatırımların karşılıklı teşviki ve korunmasına ilişkin bir anlaşmanın ve aynı zamanda ülkelerinin sanayileşmesine, ekonomilerinin çeşitlendirilmesine ve ikili ticaret hacmi ile karşılıklı yatırımların arttırılmasına katkıda bulunacak diğer başka anlaşmaların müzakerelerine bir an önce başlanması konusunda mutabık kalmışlardır. 

Her iki lider, ticaret misyonları ve iş forumlarını teşvik etmenin yanı sıra, şirket ve kuruluşları sergilere, fuarlara ve diğer ticari tanıtım faaliyetlerine katılmaya özendirmişlerdir. 

Devlet Başkanı Morales ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, diğerleri meyanında, turizm, demir-çelik sanayii, yenilenebilir enerji, mamul malların üretimi sektörlerini ön plana çıkararak, bilgi teatisi ve teknoloji transferine yönelik tamamlayıcı işbirliğinin geliştirilmesini kararlaştırmışlardır. 

Ayrıca her iki Devlet Başkanı, Sivil Havacılık İşbirliği Anlaşması’nın her iki ülke için de hava ulaştırması alanında bir dizi ticari olanak sunacağını gözönünde bulundurarak, sözkonusu anlaşmanın kısa sürede sonuçlandırılmasını teşvik etmişlerdir. 

Her iki Lider, küresel siyasette çok kutupluluğun ve işbirliğinin önemini vurgulamış, BM Şartı’nın temel ilke ve amaçları ve uluslararası hukukun temel ilkeleri çerçevesinde ülkelerin egemenlik haklarına saygı gösterilmesi ve içişlerine müdahale edilmemesi yönündeki ortak tutumlarını teyit etmişlerdir. İki lider, aşırı sağ ve İslam karşıtı hareketlerin yükselişinden duydukları endişeyi paylaşmış, temel hak ve özgürlüklerin savunulması ile her türlü ayrımcılık ve aşırıcılığın reddedilmesinin önemini dile getirmişlerdir. 

Yeni sınamalarla ve uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehditlerle başa çıkmak için çok taraflı sistemi güvence altına almak ve güçlendirmek amacıyla, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daha demokratik, temsili, sorumlu ve etkili kılmak ve 21. yüzyılın yeni gerçeklerini yansıtmak üzere, BMGK’nın kapsamlı reformunu destekleme yönündeki taahhütlerini yinelemişlerdir. 

Cumhurbaşkanı Morales ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin ve çok taraflılığın Birleşmiş Milletler’in temelini oluşturan üçayağın (uluslararası barış ve güvenlik, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi ile kalkınma) gerçekleşmesi için şart olduğuna inanmaktadırlar.
Bolivya Çok Uluslu Devleti Başkanı Evo Morales, kendisine gösterilen sıcak konukseverlik için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etmiş ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ı Bolivya’ya davet etmiştir.” 

Derya Yetim - Mustafa Apaydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Hüseyin Eroğlu: "Çorum FK’yı hep yukarı taşıyıp sezon sonunda Süper Lig’de olmayı planlıyoruz" Pendikspor’u 2-0 mağlup ettikleri karşılaşmanın ardından konuşan Çorum FK Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu, "Bu çok değerli bir galibiyet. Bu moral, motivasyonla hem oyunumuzu geliştireceğiz hem oyuncularımızı geliştireceğiz ve Çorum FK’yi hep yukarı taşıyıp sezon sonunda Süper Lig’de olmayı planlıyoruz" dedi. Trendyol 1. Lig’in 16. hafta karşılaşmasında Çorum FK, konuk ettiği Pendikspor’u 2-0 mağlup etti. Karşılaşmanın ardından değerlendirmelerde bulunan Çorum FK Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu, eksiklerini gidererek Süper Lig’e yükselmek için galibiyetler almak istediklerini ifade etti. Maçta sakatlanan Pendikspor oyuncusu Erdem Gökçe’ye geçmiş olsun dileklerini ileterek konuşmasına başlayan Hüseyin Eroğlu, "Kendi sahamızda ilk maçımdı. Çok iyi hazırlandığımız bir hafta. Geçtiğimiz hafta istemediğimiz bir skor almıştık. Çalışma süremiz biraz artınca hem taktiksel hem fiziksel hem mental anlamda iyi bir şekilde geçirdiğimiz haftayı iyi de sonuçlandırdık. Oyuncularımı tebrik ediyorum. Taktik disiplinine sadık kaldılar. Özellikle ilk yarıda rakibe yaptığımız takım savunmasında kalecemizden topu uzak tutmayı başardık. Fark daha da büyük olabilirdi. İlk yarıda topa sahip olmamız bizim için iyiydi. Ceza sahasında topla buluşmalarda belki istediklerimizi yaptık ama bunu daha da geliştirmek zorundayız. İkinci yarı biraz daha savunmada kalarak rakibimizin üzerimize geldikten sonra geçişten yakalayacağımız pozisyonları değerlendirmek istedik. Çok pozisyon da yakaladık ama değerlendiremedik. Kadromuzda çok fazla alternatifimiz şu an çok yok. Gidişatı değiştirebilme şansımız olsaydı değiştirirdik. Oyuncularımızın hepsi sonuna kadar iyi mücadele ettiler. Önemli bir maç kazandık. Gelen taraftarlarımıza teşekkür etmek istiyorum, sürekli bize destek oldular. Eksiklerimiz var. Kendimizi geliştirmek zorundayız. Bu çok değerli bir galibiyet. Bu moral, motivasyonla hem oyunumuzu geliştireceğiz hem oyuncularımızı geliştireceğiz ve Çorum FK’yı hep yukarı taşıyıp sezon sonunda Süper Lig’de olmayı planlıyoruz" dedi.
Ankara AK Parti Genel Başkan Vekili Ala: "2025 yılıyla birlikte ihracatımızda tarihi bir rekorla 270 milyar dolar eşiğini de geride bırakıyoruz" AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, "2025 yılıyla birlikte ihracatımızda tarihi bir rekorla 270 milyar dolar eşiğini de geride bırakıyoruz" dedi. AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi görüşmelerinde konuştu. Konuşmasının başında dünyanın çeşitli bölgelerinde sıcak çatışmaların, bölgesel savaşların devam ettiğini ifade eden Ala, "Genel Kurul’un takdirine sunduğumuz 2026 yılı bütçemiz sadece rakamların ve tabloların teknik izahından ibaret bir mali dönem. Bu bütçe, tarihin akışının hızlandığı, yeniden şekillendiği, dünyanın belirsizlikler çağına girdiği bir dönemde Türkiye’nin milli duruşunu ve stratejik tercihlerini yansıtan kapsamlı bir mali çerçeve. Dünya 21. yüzyılda daha önce hiç tanık olmadığımız, hiç tecrübe etmediğimiz derinlikte çok katmanlı durumla bir karşı karşıya. Küresel aktörler arasındaki mücadele ekonomik rekabetin sınırlarını aşmış, tarife savaşlarıyla adeta silahsız bir ekonomik savaşa dönüşmüştür. Önümüzdeki dönemde bu risklerin devam edeceği öngörülmektedir. Avrupa’da aşırı akımların yükselişi ve artan yabancı düşmanlığı, siyasal istikrarsızlıkları giderek daha görünür hale getirmektedir. Böyle bir çağda belirsizliğin artık bir kural haline geldiği, uluslararası hukukun masum insanların acılarının enkazı altında kaldığı bir dönemde bir devlet için en büyük hazine devlet aklıdır, öngörüdür, dirayettir ve en önemlisi de kararlı bir siyasi liderliktir. Türkiye, bugün bu niteliklere sahip bölgesel güç ve küresel aktör olarak etrafındaki ateş çemberine rağmen bir güven ve istikrar adası olarak yoluna devam etmektedir. Bunun liderliğini Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yapıyor. Ama arkasındaki irade halkın desteğidir. İktidara geldiğimiz 3 Kasım 2002’den beri parti olarak proaktif, pozitif, insani ve erdemli dış politika izlemekteyiz" ifadelerini kullandı. Uluslararası ölçekte jeopolitik rekabetin sertleştiği, teknolojik üstünlüğün belirleyici hale geldiği ve ekonomik bloklaşmanın hızlandığı tarihsel bir dönüşümden geçildiğini vurgulayan Ala, "Bu yeni güç mimarisinde Türkiye jeopolitik merkeziyle savunması çok boyutlu diplomasi ve beşeri nüfuz gücü sayesinde denge belirleyen merkez aktörler arasında yükselmektedir. Elbette Türkiye’nin bugün ulaştığı stratejik istikrar düzeyi asla bir rastlantı değildir. 23 yıllık bir emeğin sonucudur. Dirayetli liderliğin iradeli yönetimin eseridir. Alın terinin ürünüdür. Aziz milletimizle kurduğumuz sarsılmaz bağın neticesidir. Türkiye uluslararası ilişkilerde lider diplomasisini en etkin şekilde kullanan ülkedir. Aynı gün içinde hem Amerika’yla stratejik meseleleri konuşabilen hem Moskova’yla en kritik güvenlik konularını aynı yetkinlikle müzakere edebilen tek ülkedir. Lider de Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Türkiye coğrafi bir kavşak olmaktan öte küresel barış ve istikrarın mimarisinde merkez konumundadır" dedi. "Ülkemiz gayri safi yurt içi hasıla büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 11’inci, Avrupa’nın en büyük 4’üncü ekonomisi konumuna erişecektir" AK Parti hükümetleri döneminde ekonomide çok önemli başarılara imza attıklarını dile getiren Ala, "238 milyar dolar olan milli gelirimizi 1,6 trilyon dolara çıkararak trilyon dolarlık ülkeler kategorisine girdik. 23 yılda dünya ekonomisi üç kat büyürken, bu dönemde Türkiye ekonomisi tam 5,4 katına ulaştı. İşte bu, AK Parti’nin başarısıdır. Türkiye ekonomisinin güçlü büyüme performansının olumlu sonuçlarını kişi başına düşen gelirde de görüyoruz. Kişi başına gelirimizi 2025 yılının sonuna kadar değerli kardeşlerim 17 bin 748 dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye yıl sonu itibarıyla da orta gelirli ülkeler grubundan çıkarak, tarihinde ilk kez yüksek gelirli ülkeler grubuna girecektir. Yine bu yılın sonunda ülkemiz satın alma gücü paritesi cinsinden gayri safi yurt içi hasıla büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 11’inci, Avrupa’nın en büyük 4’üncü ekonomisi konumuna erişecektir" şeklinde konuştu. "2025 yılıyla birlikte ihracatımızda tarihi bir rekorla 270 milyar dolar eşiğini de geride bırakıyoruz" Sürdürülebilir, dengeli ve üretimle büyüyen bir Türkiye ekonomisiyle 32.7 milyon vatandaşa istihdam sağlandığının altını çizen Ala, "2025 yılıyla birlikte ihracatımızda tarihi bir rekorla 270 milyar dolar eşiğini de geride bırakıyoruz. Günümüzde uluslararası ekonomi; teknolojik dönüşümü, AR-GE’yi ve bilgi teknolojilerini zorunlu kılıyor. Göreve geldiğimiz günden bu yana sanayi istihdamımızı 3,9 milyondan 6,7 milyona çıkardık. İmalat sanayi katma değerinde dünyada 14’üncü sıradayız. 2002 yılından bu yana Türkiye’nin AR-GE harcamalarını 1,2 milyar dolardan 19,9 milyar dolara yükselttik. Gençlerimizin hizmetine sunduğumuz teknoparkların sayısını 2’den 113’e çıkararak, bugüne dek 13 milyar 670 milyon lira destek sağladık ve gençlerimizin bilgi ve birikimlerini değere dönüştürecekleri fırsatlarla buluşturduk, buluşturuyoruz" dedi.