POLİTİKA - 07 Haziran 2022 Salı 13:07

İletişim Başkanı Altun: 'Ülkemiz, Finlandiya ve İsveç’ten somut garantiler vermesini beklemektedir'

A
A
A
İletişim Başkanı Altun: 'Ülkemiz, Finlandiya ve İsveç’ten somut garantiler vermesini beklemektedir'

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, NATO’ya katılmak isteyen ülkelerin, örgütün her üyesinin güvenlik kaygılarına hassasiyet göstermesinin meşru bir beklenti belirterek, “Terör örgütleri konusunda yeterince kararlı bir pozisyon almamış ülkelerin üyeliğine olumlu yaklaşmamız düşünülemez” dedi.

Cumhurbaşkanlığına bağlı İletişim Başkanlığı tarafından “21. Yüzyılda NATO: Sınamalar, Ortaklıklar ve Genişleme” paneli düzenlendi. Başkanlık binasında, Türkiye’nin NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) müttefiki olmasının önemli olduğu bir dönemde mevcut küresel tehditler ve yeni sınamalar karşısında NATO’nun gelecek vizyonunun ve genişleme politikasının tartışılması amacıyla gerçekleştirilen panele İletişim Başkanı Fahrettin Altun katıldı.

Altun burada yaptığı konuşmasında, NATO’nun, ortak düşmanları belirlemeye odaklanmasının yanı sıra her bir ülkeye yönelen güvenlik tehditlerine de aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğini belirterek, ittifak bünyesinde “güvenliğin bölünmezliğinin” öneminin idrak edilmesi doğrultusunda, teröre karşı ortak bir mücadele yürütmesi gerektiğine vurgu yaptı.

“Diğer üyelere yönelen güvenlik tehditlerine karşı gösterilen hassasiyetin, maalesef söz konusu Türkiye olunca görmezden gelindiğini üzülerek müşahede ediyoruz”

Altun, yapılması gerekenin aksine NATO üyesi bazı ülkelerin, Türkiye’nin terörle mücadelesinde farklı pozisyonlara sahip olduğunun görülebildiğini ifade ederek, “Diğer üyelere yönelen güvenlik tehditlerine karşı gösterilen hassasiyetin, maalesef söz konusu Türkiye olunca görmezden gelindiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Bu yaklaşım, müttefiklik ruhuna aykırı olduğu gibi hem ittifaka hem de üye ülkelerin dayanışma ruhuna zarar vermektedir” dedi.

“Türkiye malumunuz NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olan ülkesidir”

Türkiye’nin, Ukrayna krizinde sergilediği arabuluculuk adımlarıyla ittifak içerisindeki önemini ve ağırlığını artırdığını savunan Altun, “Türkiye malumunuz NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olan ülkesidir. Ülkemiz, NATO misyon ve harekatlarına en fazla katkı yapan 5, ittifaka havada erken uyarı ve yakıt ikmal uçağı katkısı verebilen 4, NATO ortak bütçelerine en fazla iştirak eden 8 ülkeden biri konumundadır. Ayrıca ülkemiz NATO’nun uluslararası misyonlarında ittifaka en fazla katkı sunan ülkeler arasındadır” diye konuştu.

“(NATO müttefiklerine) Bu tür talihsiz yaklaşımlar, ülkemizden daha çok NATO’ya zarar veriyor”

İletişim Başkanı Altun, NATO üyesi bazı devletlerin, müttefikler arasındaki dayanışmayı zayıflatacak adımlar atıldığını belirterek, şunları söyledi:

“Özellikle Türkiye’nin PKK, PYD ve FETÖ gibi terör örgütlerine karşı verdiği mücadelede, bazı NATO müttefiklerinin bu terör örgütlerine doğrudan ya da dolaylı destek olduklarına hepimiz şahit olduk. PKK’nın ve FETÖ’nün hem Avrupa hem de Amerika Birleşik Devletleri’nde varlığını sürdürmesi ve bunlara müsamaha gösterilmesi, NATO’nun müşterek savunma ruhuna zarar veriyor. Yine PKK terör örgütünün Suriye kolu olan PYD’ye yapılan yardımlar da müttefikler arası dayanışmaya ters düşüyor, Türkiye’nin birincil güvenlik çıkarlarını zedeliyor. Müttefiklerimize buradan bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Bu tür talihsiz yaklaşımlar, ülkemizden daha çok NATO’ya zarar veriyor.”

Altun, son günlerde Finlandiya ve İsveç’in ittifaka üyelik talebinin hem Türkiye’nin hem de NATO’nun gündemini işgal ettiğine dikkati çekerek, panel vesilesiyle ittifakın genişlemesine yönelik Türkiye’nin duruşunu yinelemek istediğini dile getirdi.

Türkiye’nin NATO’nun genişlemesini desteklediğine dikkati çeken Altun, “Türkiye, hem Soğuk Savaş’ın hemen sonrasında başlayan genişleme sürecinde hem de daha sonra NATO’ya üye olmak isteyen ülkelere tam destek vererek ‘açık kapı politikası’ izlemiştir. Ancak bunu yaparken NATO’nun kurumsal kimliği ve kurum içi uyumunun zarar görmemesine de hassasiyet göstermiştir” diye konuştu.

“Terör örgütleri konusunda yeterince kararlı bir pozisyon almamış ülkelerin üyeliğine olumlu yaklaşmamız düşünülemez”

NATO’ya katılmak isteyen ülkelerin, örgütün her üyesinin güvenlik kaygılarına hassasiyet göstermesinin meşru bir beklenti olduğuna vurgu yapan Altun, “Özellikle terör ve terörle mücadele gibi, son yıllarda uluslararası sistemi ve devletlerin ulusal güvenliğini ciddi şekilde tehdit eden bir konu hakkında, aday bir ülkenin mevcut üyelerle eş güdüm göstermesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. Terör örgütleri konusunda yeterince kararlı bir pozisyon almamış ülkelerin üyeliğine olumlu yaklaşmamız düşünülemez” ifadelerini kullandı.

Terörle ile mücadele konusunda net pozisyon almamış ülkelerin ittifaka kabulünün, NATO’nun geleceği için bir tehdit olacağını dile getiren Altun, Finlandiya ve İsveç’ten beklenen somut adımlar ve garantilere ilişkin şunları kaydetti:

“Bu adımlar, teröre verilen siyasi desteğin son bulması, terörün finansman kaynağının kurutulması, PKK/PYD’ye silah desteğinin sonlandırılması ve ülkemize yönelik gizli veya açık ambargo ve yaptırımların kaldırılmasıdır.”

Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılım sürecinde, Türkiye’ye yönelik yapılan eleştirilerin anlamsız olduğunu savunan Altun, “İttifakın kurulmasından hemen sonra, ittifaka üye olmadan önce dahi ülkemiz, NATO’nun tehdit olarak kabul ettiği tüm unsurlara karşı müttefikleri ile kararlı bir pozisyon almıştır. Kore’den Kosova’ya her krizde de bu tavrı tutarlı bir şekilde bir politika olarak hayata geçirmiştir. Kolektif güvenlik anlayışının gereği ve uzun bir süre ittifakın güney kanadının güvenlik sağlayıcısı olarak, Türkiye bu noktada en muhkem ittifak üyelerinden biri olmuştur” dedi.

İletişim Başkanı Altun, Türkiye’nin NATO’da güvenilir bir müttefik olduğunu ve Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’e gibi aday ülkelerin NATO ile ilişkisi bağlamında eleştirmeye kalkanların akıl tutulması yaşadığını söyledi.

“İstediğimiz gereklilikler karşılanmadan Türkiye’nin bu konudaki tavrında bir değişiklik olmayacaktır”

Altun, NATO’ya üyeliğin bir hak değil bir ayrıcalık olduğunu belirterek, “Bu ayrıcalığın elde edilmesi için mevcut bazı gereklilikler karşılanmalıdır. Bunlar hayata geçmediği sürece de Türkiye’nin bu konudaki tavrında bir değişiklik olmayacaktır. Ben bir kez daha, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyelikleri konusunda salt ülkemizi değil tüm ittifakın da güvenliğini ilgilendiren bir duruş sergilediğimizi belirtmek istiyorum. NATO’nun genişleme perspektifinin böylece daha gerçekçi bir çerçevede gerçekleşeceğine inanıyorum” diye konuştu.

Panel, Altun’un konuşmasının ardından, kamu üniversitelerinden profesörlerinin yer alacağı “NATO’nun Geleceği: Küresel Tehditler ve NATO 2030 Vizyonu” başlıklı birinci oturum ile devam etti. Ayrıca panelde “Yeni Tehdit ve Sınamalar Çerçevesinde NATO Genişleme Politikası” başlığıyla ikinci oturum da düzenlenecek.

Mustafa Cenik - Mert Cerrahoğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.