MAGAZİN - 28 Ağustos 2017 Pazartesi 23:55

İngiliz çifte Türk düğünü

A
A
A
İngiliz çifte Türk düğünü

Tatil için Fethiye’ye gelen İngiliz Dale Davies, sevgilisi Anita Jonson ile Türk usulü düğünle evlendi. Faytona binen çift, davul zurna eşliğinde Ölüdeniz sokaklarında tur attı.

İngiltere’nin Lincoln şehrinden Ölüdeniz Mahallesi’ne tatil için gelen 52 yaşındaki Dale Davies, Anita Jonson çifti, Hisarönü mevkiinde bir otele yerleşti. Çift, tatil sırasında evlenme karar aldı. Kaldıkları otel işletmecisi Erkan Tümen’e tatil sırasında Türk düğünden çok etkilendiklerini söylediler. Otel işletmecisi Tümen çift için Türk düğünü organize etti. Davul zurna eşliğinde faytona binen çift, Hisarönü Çarşısı’nda tur attı. Faytonun önüne kesen çarşı esnafı damat tarafından harçlık verildi. Yerli ve yabancı turistlerin de ilgi odağı olan çift, çarşıda tur attı. Çarşı Meydanı’nda faytondan inen çift, davul zurna eşliğinde oyun oynadı. Oyun sırasında çevredeki restoranlarda yemek yiyenler alkışla tempo tuttu. Daha sonra otele dönen çift davul zurna eşliğinde oyun oynamaya devam etti.

Damat Dale Davies, her yıl tatil için Türkiye’ye geldiklerini daha önce gördükleri bir Türk düğününden çok etkilendiklerini ve düğünlerini bu şekilde yapmak istediklerini söyledi. Davies, tatil için 20 yıldır Türkiye’ye geldiğini, Hisarönü’nü ve Türk geleneklerini çok sevdikleri ifade etti.

Gelin Anita Jonson ise davul, zurna ve atla meydana gitmekten çok keyif aldığını, düğünlerini hiç unutmayacaklarını vurguladı.

Otel işlemeci Erkan Tümen de, "20 yıl önce Türkiye’ye gelmişler. Burada tatil yaparken Türk düğünü görmüşler ve etkilenmişler. Bizde anlattık örf ve adetlerimizi onlara, çok hoşlarına gitti. Bugünde onlara bir düğün yaptık davul zurna ve payton eşliğinde hisarönü sokaklarında gezdirdik. Çiftimizin çok hoşuna gitti bu kadar güzel olacağını düşünmüyorlardı. Sokakta bulunan esnaf ve tatilcilerde eşlik etti" dedi.

Murat Yalçın 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ömer Orkun, “Günlük vücut kontrolleri ile kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz” dedi. Ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgulara neden olan kene kaynaklı Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) vakaları, Nisan ve Mayıs ayında artış gösterdi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Ömer Orkun, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırım-Kongo kanamalı ateşe neden olan kenelerden korunma yöntemlerini açıkladı. “Kene atlamaz, sıçramaz” Kenenin özelliklerini anlatan Doç. Dr. Orkun, “Bu avcı karakterli bir kene olup insanlara yerden yürüyerek geliyor. Bu kene atlamaz, zıplamaz ve sıçramaz. Bu kene otlara ve ağaçlara tırmanmaz. Ağaçlardan da düşmez. Bunun asıl geldiği yer, yerlerden yürüyerek geliyor” ifadesini kullandı. “Avına doğru yürüyerek gidiyor” Tarım yapan vatandaşları da uyaran Orkun, “Tarımsal faaliyetlerin olduğu tarım alanlarının etraflarında daha yoğun görüyoruz. Toprakta, taşın ve yaprağın altında saklanıyor. Hedef canlı grubu, bu insan, sığır, koyun ve keçi olabilir, oradan geçene kadar bekliyor. Oradan geçerken bir takım çok kompleks algaçlarıyla algılıyor. Tabiri caizse avına doğru yürüyerek gidiyor” diye konuştu. “İnsanları onlarca metre takip edebilir” Türkiye’de Kırım Kongo Kanamalı ateşin vektörü olan kene türünün çok hızlı hareket ettiğini ifade eden Orkun, “Hatta dünyada karşılaşabileceğimiz en hızlı ve en uzun yol kat edebilen, yürüyerek veya da koşarak yol kat eden bir türdür. İnsanları onlarca metre takip edebilir. Kene tutulmasının gördüğümüz yerlerde çok karşımıza çıkan bir durumdur. Yakalıyor ve ilk tercihen en çok girdiği yer paçanın içerisinden geliyor ve açık olursa deriye ulaşmaya çalışıyor” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Orkun, Türkiye’de kenenin olmadığı hiçbir yerin olmadığı belirterek, tarım arazisinde vakit geçiren vatandaşların ciddi risk altında olduğunu da kaydetti. “Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Birtakım alınacak önlemler ile vatandaşların keneden korunmasının mümkün olduğunu söyleyen Orkun, şöyle konuştu: “İlk 24 saatten 48-72 saate kadar ulaşan sürelere ihtiyaç var. Günlük vücut kontrolleri ve kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa henüz size ekolojik ajanı, yani iç organizmayı ve mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz.” “Çivi söker gibi çıkarabilirsiniz” Kenenin vücuttan çıkarılmasının profesyonellik isteyen bir durum olmadığına dikkati çeken Orkun, şunları kaydetti: “Keneyi çok kolaylıkla bir cımbız yardımıyla veya onları bulamazsınız eldiven, yaprak ve naylon ile tutup çıkarabilirsiniz. Çivi söker gibi çok kolay. Patlatmamak burada esastır. Çünkü bazen patlattığınızda elinizdeki yarık ve çatlaklarda mikrobiyolojik ajanların girmesi de mümkün olabiliyor. Ama keneden bir an önce kurtulmanız sizin için esas.”