DÜNYA - 12 Mart 2025 Çarşamba 20:47 | Son Güncelleme : 12 Mart 2025 Çarşamba 20:48

İran Dini Lideri Hamaney: "ABD’nin müzakere çağrısı dünya kamuoyunu aldatmaktır"

A
A
A
İran Dini Lideri Hamaney: "ABD’nin müzakere çağrısı dünya kamuoyunu aldatmaktır"

İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran'la müzakereye hazır olduğu yönündeki açıklamalarını eleştirerek, "ABD Başkanı'nın İran'la müzakere etmeye hazırız demesi ve müzakereye davet etmesi, dünya kamuoyunu aldatmaktır. Bu, biz müzakere yanlısıyız ve müzakere ve barış istiyoruz ama İran razı değil demektir. İran neden müzakere etmeye razı değil? Kendinize bir bakın" dedi.

İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, Ramazan ayı dolayısıyla başkent Tahran’da üniversite öğrencileri ile bir araya geldi. Toplantıda konuşan Hamaney, geçen yılki buluşmaya kıyasla bu yıl yaşanan değişimlere dikkat çekti. Helikopter kazasında hayatını kaybeden eski Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah, Hamas lideri İsmail Haniye ve Yahya Sinvar gibi isimlerin kaybına işaret eden Hamaney, "Bu yıl onlar aramızda değil. Onların yokluğu bizim için büyük bir kayıp, ancak bu durum bizi zayıflatmadı. Bu değerli isimlerin yokluğu üzerinden İran’ın zayıfladığını düşünmek doğru değil. Size güvenle söylüyorum ki, bu kardeşlerimizin yokluğu büyük bir kayıp olsa da bu yıl bazı konularda geçen yıldan daha güçlüyüz. En azından daha zayıf değiliz" ifadelerini kullandı.

"İran neden müzakere etmeye razı değil?"

Hamaney, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran'la müzakereye hazır olduğu yönündeki açıklamalarını eleştirerek, "ABD Başkanı'nın İran'la müzakere etmeye hazırız demesi ve müzakereye davet etmesi, dünya kamuoyunu aldatmaktır. Bu, biz müzakere yanlısıyız ve müzakere ve barış istiyoruz ama İran razı değil demektir. İran neden müzakere etmeye razı değil? Kendinize bir bakın" dedi.

"Müzakere etmek kamuoyunu aldatmaktır"

Hamaney, geçmişte ABD ile yapılan müzakerelere de değinerek, "Biz oturup yıllarca müzakere ettik. Aynı kişi, müzakere bittikten, tamamlandıktan ve imzalandıktan sonra anlaşmayı masadan kaldırıp yırttı. Anlaşmaya uymayacağını bildiğimiz halde neden müzakere edelim? Dolayısıyla müzakereye davet etmek ve müzakere etmekten bahsetmek kamuoyunu aldatmaktır" ifadelerini kullandı.

"İran’ın nükleer silaha sahip olmaması kendi tercihidir"

İran'ın nükleer silah konusundaki tutumuna da değinen Hamaney, ülkesinin isterse nükleer silah sahibi olabileceğini belirterek, "Eğer İran İslam Cumhuriyeti nükleer silah yapma niyetinde olsaydı ABD bunu engelleyemezdi. İran’ın nükleer silaha sahip olmaması kendi tercihidir" ifadelerini kullandı.

"ABD ile müzakere yaptırımları kaldırmayacak"

Ülke içinde ABD ile müzakere konusunda sürekli gündeme getirilen tartışmalara da değinen Hamaney, "Bazıları sürekli 'Neden cevap vermiyorsunuz? Neden müzakere etmiyorsunuz? Neden ABD ile oturmuyorsunuz?' diye soruyor. Ancak bu hükümetle yapılacak müzakereler, yaptırımları kaldırmayacak, aksine sorunları daha da artıracak ve yaptırımların düğümünü daha da sıkı hale getirecektir" ifadelerini kullandı.
ABD'nin müzakereler sırasında yeni talepler ve aşırı istekler ortaya koyduğunu belirten Hamaney, "Birkaç gün önce ülke yetkilileri ile yaptığım görüşmede de söyledim. ABD, yeni talepler ve beklentiler ileri sürüyor. Bu durum, sorunları bugün olduğundan daha da büyük hale getirecektir. Dolayısıyla müzakere hiçbir sorunu çözmez, hiçbir düğümü açmaz" dedi.

İran, her türlü saldırıya karşılık verme yeteneğine sahip

ABD'nin İran'a yönelik askeri güç kullanma tehditlerine yanıt veren Hamaney, "Savaş başlatmak ve tek taraflı darbe vurmak mümkün değil. İran, karşılıklı darbe vurma yeteneğine sahip ve kesinlikle bu darbeyi vuracaktır. ABD'nin askeri güç kullanma tehditleri akıllıca değil. Eğer ABD ve onların destekçileri yanlış bir adım atarlarsa en çok zarar görecek olan onlar olacaktır. Biz savaş peşinde değiliz ancak eğer biri böyle bir adım atarsa bizim tepkimiz kesin ve kararlı olacak. İran, her türlü saldırıya karşılık verme yeteneğine sahip" ifadelerini kullandı.

Aynur Sena Çabuk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Fıskiyeden abdest alıp darbecilere direnen gazi akademisyen, 15 Temmuz’un izini bacağında taşıyor Ankara’da 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanlığı önünde bacağından ve sırtından vurularak gazi olan Öğretim Görevlisi Dr. Hasan Önsoy, o gece şehadet bilinciyle hareket ettiklerini belirterek, "Meclis bahçesindeki fıskiyelerden abdest aldık, orada tanımadığım insanlarla birlikte. Şehadet için gitmiştik. Benim gibi birçok insan da aynı düşünceyle oradaydı" dedi. 15 Temmuz 2016’daki FETÖ darbe girişiminin en sıcak noktalarından biri olan Genelkurmay Başkanlığı önünde ayağından ve sırtından vurularak gazi olan Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Hasan Önsoy, karanlık geceyi İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Darbe girişimi günü, saat 21.00 sularında kalkışmayı duyar duymaz Genelkurmay’ın önüne gittiğini belirten Önsoy, darbeci askerlerin tavırlarına birebir şahit olduğunu ve vatandaşların ellerinde silah olmadan tankların önüne çıkacak kadar cesaretli davrandığını söyledi. Önsoy, "Durdurmaya çalıştığımız, önüne geçip engel olduğumuz zırhlı araçların önüne çıktığımız anlar oldu. Her birinde batan sevgisinin gençlerde ve yaşlılarda ne kadar güçlü olduğunu gördük. Bunu biri bana anlatsa, ‘ancak filmlerde olur’ derdim" dedi. Kendisini her zaman cesur biri olarak gördüğünü, ancak o gece gerçek cesaretini gördüğünü dile getiren Önsoy, "Hayatımda hiç tank görmemiştim, üstüme de hiç ateş edilmemişti. Ateş edilmesine rağmen, korkuya dair içimde en ufak bir şey yoktu. Ama insanların içindeki o imanı hissedebiliyordum" diye konuştu. "Bu vatan sevgisi, imanla olacak bir cesaret" O gecenin unutulmaz kahramanlarından birini de anlatan Önsoy, "Belki o gün şehit olanlar yaşasaydı şimdi 26-27 yaşlarında olacaklardı. Bu vatan sevgisi, imanla olacak bir cesaret. Allah rahmet eylesin, Yasin isminde bir şehidimiz vardı. ‘Nereden ateş ediyorlar’ dedi. Ben de ‘Genelkurmay Başkanlığı’ndan’ dedim. Kaçacağını sandım ama o çocuk Genelkurmay’ın içine koşmaya başladı. Nereden ateş edildiğini sorup, ateş edilen yere doğru koşan bir çocuk. Onun gibi binlerce kahraman vardı" şeklinde konuştu. Her yaştan vatandaşın orada olduğunu, özellikle yaşça büyük olanların daha da tepkili olduğunu dile getiren Önsoy, "Ülke, darbeler ülkesi olarak bugüne gelmişti ve yaşça büyük olanlar bu darbenin ülkeye ne büyük zararlar vereceğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden onlar daha tepkiliydi" ifadelerini kullandı. Şehadet bilinciyle hareket ettiklerini belirten Gazi Önsoy, "Meclis bahçesindeki fıskiyelerden abdest aldık, orada tanımadığım insanlarla birlikte. Şehadet için gitmiştik. Benim gibi birçok insan da aynı düşünceyle oradaydı. Kızılay’dan ilerleyen tankları durdurmaya çalıştık. O anlarda tanktan iki kez düşürüldüm" dedi. "Yaralıyı da bir kez daha vurdu" Silah seslerinin havaya sıkılan kurşunlardan çıktığını sandıklarını ancak bölgeye ulaştıklarında yaralıların olduğunu gördüklerini aktaran Önsoy, "Bir yaralı amcamızı taşırken, dört kişi birlikte vurulduk. Vuran askere, ‘adam yaralı, bırak’ dedik. Yaralıyı aldık ama darbeci asker bizimle hiç konuşmadı. Öfkesi ve darbeyi gerçekleştirme isteği, konuşma kabiliyetini bile bastırmıştı. Tek kelime etmeden şarjör değiştiriyordu. Biz, ‘sonuçta insan, bize sıkmaz’ dedik ve arkamızı döndük. Ama döner dönmez dördümüzü de tekrar vurdu. Yaralıyı da bir kez daha vurdu" diye konuştu. "Bacağımdaki yaraya taş soktum" Yaralandıktan sonra yaşadıklarını da anlatan Önsoy, şu ifadelere yer verdi: "Biz yere düştük. Yaralıyı sürükleyerek Akay yokuşunun duvarının arkasına aldım. Ben vurulmuştum, şoktaydım. Ayağımdan kan akıyordu. Kanamayı durdurmak için deliğe taş sokmaya çalıştım. O heyecanla insan ne yaptığını bilmiyor. Tıbbi bilgimiz de yoktu. Bir genç kardeşimiz, Allah rahmet eylesin, o da şehit oldu. Ayağıma tişörtünü bağladı. ‘Nereden ateş ediliyor’ diyen çocuk da oydu. Tişörtü bağladıktan sonra Genelkurmay’a doğru koştu. O, şehadete çağrılmış bir kardeşimizdi. Mekanı cennet olsun. Amcam yurtdışından Yozgat’a gelmişti. Annemi aramış, ‘tankın üstünde Hasan’ı gördüm’ demiş. Cumhurbaşkanına olan hassasiyetimi bilir, ‘Tayyip Erdoğan konuşmadan Hasan oradan gelmez. Boşuna arayıp sormayın, o gelmez. Tayyip Erdoğan ne zaman kurtulur, ülke ne zaman kurtulur, Hasan o zaman gelir’ demiş." "Gözlerimi yoğun bakımda açtım" Önsoy, "Yaralıları hastaneye taşıdık. Motosikletli bir kurye vardı, beline bağlayıp o da yaralı vatandaşı taşıyordu. Sabaha karşı artık ben kan kaybından bitkin düşmüştüm. Sırtımdaki yaraları hastanede fark ettim. O gece dört kez hastaneye girişim olmuş. Duvara yaslanınca bir hemşire duvardaki kan izini gördü. ‘Sırtınızdan vurulmuşsunuz,’ dedi. Tişörtüm koyu renkti. Baktık ki iki kurşun yarası var. Artık her tarafı bembeyaz görüyordum, kan kaybından gözüm bulanmıştı. Bir gün sonra da gözlerimi yoğun bakımda açtım" dedi.
Kütahya Kütahyaspor’da 5 yeni isim kadroya katıldı TFF 3. Lig takımlarından Kütahyaspor, yeni sezon öncesi genç ve yetenekli beş futbolcuyu renklerine bağladığını duyurdu. 2006 doğumlu ve hem kanat hem de bek pozisyonlarında görev yapabilen Yiğit Emir Ekiz, Fenerbahçe U19 takımında geçtiğimiz sezon 31 maça çıkıp 4 gole imza attı. Genç oyuncunun geçici transferi konusunda anlaşma sağlandı. 2003 doğumlu stoper Enes Yiğit, Erzurumspor FK’den geçici olarak Kütahyaspor’a transfer edildi. Geçen sezon Ağrı 1970 Spor formasıyla 28 karşılaşmaya çıkan Yiğit, savunma hattına güç katması beklenen isimlerden biri. Fethiye İdmanyurdu ile Bölgesel Amatör Lig şampiyonluğu yaşayan 2004 doğumlu sağ bek Latif Aklan, Kütahyaspor’la sözleşme imzaladı. Aklan, geçen sezon 26 maçta forma giydi. 2002 doğumlu kanat oyuncusu Yiğit Gümüş, geçtiğimiz sezon BAL Ligi’nde İznikspor formasıyla 14 gol atarak dikkat çekti. Daha önce Tire FK ile şampiyonluk yaşayan Gümüş, Kütahyaspor’a önemli katkı sağlaması beklenen isimlerden biri. Altınordu altyapısında yetişen ve geçtiğimiz sezon Silifke Belediyespor forması giyen 2001 doğumlu stoper Kağan Topçu, Kütahyaspor ile sözleşme imzaladı. Takım savunmasında önemli rol oynaması beklenen Topçu için kulüp, başarılarla dolu bir sezon temennisinde bulundu. Kütahyaspor yönetimi, tüm oyunculara başarılar dileyerek bu transferlerin kulübe hayırlı olmasını temenni etti.
Hatay Eşinin iş kazası geçirmesiyle hayatı değişen kadın, 450 yıllık külliyede serinleten lezzet bici biciyle hayata tutundu Hatay’ın Payas ilçesinde esnaflık yapan 3 çocuk annesi Cemile Örek, eşinin geçirdiği iş kazasının ardından kolları sıvayarak girişimciliğe adım attı. Çalışma azmi ve kendi elleriyle hazırladığı serinleten lezzet Bici Bicisiyle bilinen Örek, kazandığı parasıyla 3 evladını okutuyor ve ailesini ekonomik olarak ayakta tutuyor. Payas ilçesinde yaşayan 47 yaşındaki Cemile Örek’in hayatı eşinin iş kazası geçirmesiyle değişti. Eşinin iş kazası geçirmesi ve çalışamaz hale gelmesiyle ekmek parası kazanması görevi üstüne düşen 3 çocuk annesi Örek, aldığı girişimcilik belgesiyle tarihi Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’nde kendi iş yerini kurdu. Bölgenin geleneksel ve serinleten lezzetini kadın eliyle vatandaşlara tattırmaya başlan Örek , 11 yıldır hem eşine hem çocuklarına hem de ekonomiye katkı sunuyor. Hayat azmiyle takdir toplayan Örek, girişimcilik hikayesiyle ilham veriyor. Eşinin iş kazası geçirmesiyle çıktığı yolda 11 yıldır devam eden 47 yaşındaki Cemile Örek, "Ev hanımıydım, eşim iş kazası geçirdi ve kalça protezi takıldı. Ağır işte çalışamadığı için ailemize bir gelir sağlamak bana düştü. Ne yapabilirim diye düşünürken belge için başvurdum, girişimcilik belgemi aldım. Sağ olsun Belediye Başkanımız Bekir Altan’ın da yönlendirmesiyle bu işletmeyi açtım. Şu anda 11. sezonumdayım. Üç kızım var, hepsini bu işletmeden kazandığım parayla okuttum. Kızlarımın; biri lojistik mezunu, biri muhasebeci, en küçüğüm ise güzel sanatlarda okuyor. Her gün bici biciyi kendi ellerimle hazırlıyorum, yaz sezonunda yoğunluk yaşıyoruz ve müşterilerle adeta aile gibi olduk. Her gün bici biciyi kendim pişiriyorum, şerbetini hazırlayıp donduruyorum. Her şey elimden geçiyor. Yaz sezonu geldi mi burası daha canlı, doğayla iç içe bir ortam sunuyoruz. Müşterilerimi müşteri gibi değil, ailem gibi görüyorum. Onlar da bana aynı şekilde destek oluyor" dedi. Malatya’dan gelen ve kafeyi ziyaret eden Basri Aydeniz, "Payas’a geldiğimde herkes burayı önerdi. Bici bici yemek için geldik, gerçekten pişman olmadık. Hava sıcak, ortam serin ve keyifli. Serinlemek isteyenler için birebir."