GÜNDEM - 16 Ocak 2019 Çarşamba 14:17

İsraftan kurtarılan 500 ton ürün, ihtiyaç sahibi 20 bin kişiye ulaştırıldı

A
A
A
İsraftan kurtarılan 500 ton ürün, ihtiyaç sahibi 20 bin kişiye ulaştırıldı

CarrefourSA, yoksulluk sınırı altında yaşayan insanların temel ihtiyaçlarına ulaşmalarını sağlayan Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) ile 2012 yılından bu yana gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında oluşturulan Destek Market’e 500 ton ürün tedarik ederek 20 bin kişiye ulaşmasını sağladı.

CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, TİDER Kurucu Başkanı H. Serhan Süzer ve TİDER Yönetim Kurulu Başkanı Hande Tibuk’un katılımıyla CarrefourSA İstinye Hiper’de, gerçekleştirilen basın toplantısıyla CarrefourSA ve TİDER’in israfı önlemeye yönelik faaliyetleri ve hedefleri paylaşıldı.

İsraftan kurtarılan 500 ton ürün, ihtiyaç sahibi 20 bin kişiye ulaştırıldı

H. Serhan Süzer: “Dünyada kullanılacak entegre bir modeli hayata geçirdik”

“2010 senesinde gıda firmaları ve temsilcileriyle kurmuş olduğumuz derneğimizin gıda bankacılığının çatı kuruluşu haline gelmiş olmasında CarrefourSA’nın payı çok büyüktür” diyerek konuşmasına başlayan TİDER Kurucu Başkanı H. Serhan Süzer; “TİDER’de entegre çalışan iki önemli vizyonumuz var. Birincisi israfı önlemek ve ikincisi de ihtiyaç sahiplerinin kendi ayaklarının üzerinden durmalarını sağlamak. İsraftan kurtardığımız gıda, temizlik ve tekstil gibi temel ihtiyaç ürünlerini gıda bankaları aracılığıyla insanların temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra meslek edindirme, sivil toplum kuruluşu dayanışması ve mikro girişimcilik programlarımızla ihtiyaç sahiplerinin kendi ayaklarının üzerinde durmalarını sağlıyoruz. Oluşturduğumuz entegre modelle dünyadaki tüm gıda bankalarının akredite olduğu Global Foodbanking Network’ten (GFN) 2017 senesinde inovasyon ödülü kazandık. İnovatif modelimizi teknolojiyle destekleyerek ürün tedariki için Destek Bulutu ve meslek edindirme için de Destek İK yazılımlarımızı ortaya çıkardık. Türk sivil toplum kuruluşu olarak açısından gurur verici bir noktaya gelen TİDER’in entegre modeli ve teknolojilerinin sadece Türkiye’de değil tüm dünyada kullanılacağını düşünüyorum. Vatana, millete ve insanlığa hayırlı olsun” dedi.

Kutay Kartallıoğlu: “İnsanlara yardım eli ulaştıran bir yapının ana destekçisi olmak gurur verici”

CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, toplantıda yaptığı değerlendirmede, dünyada özellikle israf konusundaki verilerin korkutucu bir düzeyde olduğunu ve bu oranının düşürülmesi için tüm insanlığa görev düştüğünü belirterek; “CarrefourSA olarak her zaman toplum ve geleceğimiz yararına çalışmalar yapmak vizyonuyla da hareket ediyoruz. Bu çerçevede, TİDER ile iş birliğimiz kapsamında ihtiyaç sahibi insanlara yardım eli ulaştıran bir yapının ana destekçisi olmaktan gurur duyuyoruz. TİDER ile iş birliğimiz, 2012 yılında yaptığımız bağışla başladı. Ardından 2015 yılında TİDER Destek Marketleri kuruldu. İş birliğimizin altıncı yılını tamamlarken TİDER ağına bağlı 20 bin ihtiyaç sahibi kişiye ürün ulaştırdık. Temel İhtiyaç Derneği’nin yanı sıra Ankara’dan Bolu’ya, Eskişehir’den İzmir’e ve Bursa’dan Adana’ya kadar ülkemizin farklı şehirlerindeki 22 gıda bankasının CarrefourSA’lardan bağış alması, işbirliğimizin değerini paha biçilemez hale getirdi. Altı yıl önce başlattığımız iş birliği kapsamında 2015 yılından itibaren son kullanma tarihi geçmemiş ancak satış vasfını yitirmiş ürünleri TİDER’e bağışlıyoruz. Bugün baktığımız zaman CarrefourSA olarak TİDER’le iş birliğimiz kapsamında 500 ton ürünün israftan kurtarıldığını görüyoruz. Böylelikle 1270 tonluk karbon salınımını da engellemiş olduk” dedi.

Hande Tibuk: “Gıda bankaları aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine destek oluyoruz”

TİDER Yönetim Kurulu Başkanı Hande Tibuk ise CarrefourSA ile başarılı işbirliklerinin kurumun tüm marketleriyle ülke çapına yayılacak olmasının mutluluğunu ve heyecanını yaşadıklarını belirterek; “Şu anda 50 CarrefourSA mağazasından ürün bağışı alıp 7 ilde bulunan 22 gıda bankasına bu ürünleri ulaştırıyoruz. Bu gıda bankalarının 12’si depo, 4’ü market ve 6’sı da aşevi formatında. Bundan sonraki hedefimiz iki sene içinde 20 ildeki toplam 150 adet CarrefourSA mağazalarının tümünü sistemimize dâhil etmektir. TİDER’in her ilçede tarafsız, şeffaf, dürüst ve sürdürülebilir prensiplerinde çalışan gıda bankaları aracılığıyla insanlara, her ilde hayvan bakımevleri ve hayvan gönüllüleri aracılığıyla hayvanlara ve yine her ilde biyogaz ve kompost tesisleri aracılığıyla da organik atıkları enerji ve gübreye dönüştürmek gibi israfı önleme vizyonumuz var. Bu vizyonumuzu bizimle aynı değerleri taşıyan diğer tüm STK’larla, kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla beraber Türkiye çapında gerçekleştirip ülkemizin sıfır atık vizyonuna önemli katkı sağlayacağız” diye konuştu.

Tasarlayacağı bez torbalarla ihtiyaç sahiplerine destek olacak olan Ünlü modacı Raşit Bağzıbağlı, ise şu ifadelerde bulundu: “Plastik poşetlerin çevreye vermiş olduğu zararın farkında olan bir vatandaşım. Bu anlamda da farklı dayanışma gruplarıyla çalışmalar yürütüyorum. Bez torbalar bizim geçmişimizde olan büyüklerimizin kullandığı bir ürün. Bu ürünü bir moda haline getirmek çok güzel olacaktır. Tasarımını yapacağım torbaların çok kullanışlı olmasını, insanların günlük yaşantılarında da rahatlıkla bunları kullanmalarını istiyorum. Bu ürünlerden gelecek olan tüm gelir Temel İhtiyaç Derneği’ne gidecek.”

Süreç Nasıl İşliyor?

Destek Marketler’den ve sonrasında istihdam yönlendirme çalışmalarından faydalanacak aileler, TİDER tarafından belirleniyor. Aileler, TİDER’in başvuru formlarına kaymakamlıklar, belediyeler, muhtarlıklar ve TİDER’den ulaşabiliyorlar. Başvurular içinden olumlu değerlendirme alanlara durumlarına göre aylık bir limit belirleniyor. Sisteme girişi yapılan aileler, her ay diledikleri şekilde Destek Market’ten alışveriş yapabiliyorlar. Destek Marketlerden veya sistemde olan aşevlerinden yararlanan ailelerin kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için ailelerdeki çalışabilecek durumda olanlar saptanıp iş bulunuyor veya mikro girişimcilik programına yönlendiriliyor. Ayrıca ailelere destek olmak için farklı alanlarda çalışan STK’larla işbirliği yapılıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TESFED Espor Şöleni gerçekleşti Türkiye Espor Federasyonu’nun ev sahipliğinde ‘TESFED Espor Şöleni’, 31 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında gerçekleşti. Espor tutkunlarının bir araya geldiği organizasyonda, TESFED ile Azerbaycan Espor Federasyonu arasında da iki ülkenin espor alanında yapacağı iş birlikleri adına bir protokol imzalandı. TESFED Espor Şöleni, Türkiye Espor Federasyonu’nun ev sahipliğinde 31 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında Maslak ESA’da gerçekleşti. İki gün boyunca süren etkinliğin ilk gününde düzenlenen panelde, TESFED (Türkiye Espor Federasyonu) stratejileri, 2018 yılından bu yana yürütülen faaliyetler, hayata geçirilen projelerin yanı sıra; TESFED talimatları kapsamında kulüpler ve organizatörler, talimatlar hakkında bilgilendirildi. Panelde talimatların yanı sıra; hukuksal ve mali konular ile Espor Milli Takımı’nın faaliyet durumu da ele alındı. TESFED Espor Şöleni’nin ikinci gününde ise çeşitli etkinlik ve gösteri maçları ile espor tutkunları bir araya geldi. Papara SUP ile Fire Flux arasında oynanan Valorant maçının yanı sıra Eternal Fire oyuncularından oluşan Team Xantares ile Team Woxic arasında da CS2 gösteri maçı düzenlendi. Etkinlikte oluşturulan alanlarda espor tutkunları, gün boyu çeşitli aktivitelerle unutulmaz bir şölene tanıklık etti. Azerbaycan ile özel protokol imzalandı Öte yandan panelde; TESFED ile Azerbaycan Espor Federasyonu arasında bir protokol imzalandı. Yapılan protokol sonucunda, iki ülke arasında esporun yaygınlaşması adına yapılacak iş birlikleri ve destekleyici projeler, önümüzdeki dönem hayata geçirilecek. Alper Afşin Özdemir: “Federasyon olarak espora ilgi duyan nesli destekleyeceğiz.” Türkiye Espor Federasyonu Başkanı Alper Afşin Özdemir, “Türkiye’de esporun yaygınlaşması ve dünyada iyi bir konuma gelmesi adına, federasyon olarak üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. Düzenlediğimiz etkinliğimizde, ilk gün federasyonumuzun paydaşları ile esporun geleceğini tartıştık. Önümüzdeki yıllarda hayata geçireceğimiz projelerin yanı sıra, kardeş ülke Azerbaycan Espor Federasyonu ile de bir protokole imza attık. İki ülkenin espor alanında yapacağı etkinlikler ve iş birlikleri adına da büyük bir heyecan duyuyoruz” dedi.
Samsun Uzun süre geçmeyen baş ağrılarına dikkat Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Ahmet Karkucak, “Uzun süreli geçmeyen baş ağrısı, bulantı, kusma, kol ve bacakta güçsüzlük gibi belirtilerle görülen beyin tümörleri, ciddi sağlık sorunlarıdır ve erken teşhis hayati önem taşır” dedi. Beynin içinde veya çevresinde gelişen anormal hücre büyümeleri ’beyin tümörleri’ olarak adlandırılır. Beyin tümörleri yenidoğandan ileri yaşlara kadar tüm yaş gruplarında görülebiliyor. Yapılan araştırmalarda bu tümörlerin toplumda görülme sıklığı 100 binde 3-5 arasında. “Geçmeyen ve uzun süren baş ağrıları varsa muhakkak bir hekime başvurulı” Büyük Anadolu Hastaneleri Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Ahmet Karkucak, beyin tümörleri hakkında bilgilendirerek uyarılarda bulundu. Beyin tümörlerinin en sık belirtilerinin, baş ağrısı, bulantı kusma, kol ve bacakta güçsüzlük şeklinde görülebildiğini ifade eden Opr. Dr. Karkucak, “Geçmeyen ve uzun süren baş ağrıları varsa muhakkak bir hekime başvurulması gerekir. Beraberinde ilerleyen evrelerde şuurda bulanıklık, kişilik değişiklikleri, kol ve bakacakta güçsüzlükle beraber tek başına hareket edememe tablosu olabilir” diye konuştu. “Erken teşhis hayati önem taşır” Erken teşhisin hayati önem taşıdığına değinen Opr. Dr. Karkucak, “Yine konuşma bozukluğu, duymada problem yaşanabilir. Beyin tümörlerinde görüntüleme yapıldıktan sonra altın standart ilaçlı, kontrastlı beyin emarı (MR) görüntüleme yapıldıktan sonra cerrahi karar verilirse cerrahi uygulama yapılır. Cerrahi tedaviden sonraki süreçte kişinin eğer güç kaybı, defisiti yoksa her hangi bir fizik tedavi ihtiyacı olmayabilir. Devamında çıkan patolojik sonuca göre ek bir tedavi olarak radyoterapi, kemoterapi ihtiyacı olabilir. Yeni tıbbi teknolojiler sayesinde tanı ve tedavide önemli gelişmeler sağlanmıştır. Unutmayalım ki erken teşhis hayati önem taşır” ifadelerine yer verdi.
Edirne Edirne’de sıcak hava bunalttı, kimisi süs havuzlarına, kimisi çeşmelere koştu Edirne Merkezde hava sıcaklığının 36 dereceye kadar çıkması ile birlikte dışarıya çıkmak zorunda olan vatandaşlar zor anlar yaşadı. Kimisi ağaçların altına, kimisi tarihi çarşılar ve kapalı alanlara sığınarak, bazıları ise çeşmelerde elini yüzünü yıkayarak serinlemeye çalıştı. Edirne yeni haftaya kavurucu sıcakla girdi. Termometrelerin 36 dereceyi göstermesiyle birlikte cadde ve sokaklar neredeyse boş kaldı. İşlerini halletmek ve alışveriş yapmak için dışarıya çıkanlar ise kavurucu sıcak karşısında zor anlar yaşadı. Sıcaktan bunalanlar, serinlemek için gölgelik alanlara koştu. Bazı vatandaşlar ise süs havuzlarında ve çeşmelerde ellerini yıkayarak ferahladı. Kentin en işlek noktalarından birisi olan Saraçlar Caddesi sıcak havadan nasibini aldı. Sabahın erken saatlerinden itibaren etkili olan kavurucu sıcak, vatandaşlara zor anlar yaşattı. Mevsim normallerinde seyreden hava sıcaklığının birden artışa geçmesi yaşlılar, kronik rahatsızlığı bulunanlar, hamileler ve çocuklar için riskli durumları da beraberinde getiriyor. Meteoroloji verilerine göre hava sıcaklığının 35-37 derece aralığında olacağı tahmin ediliyor. Edirne’de hava sıcaklığının Salı güneşli 37, Çarşamba parçalı bulutlu 33, Perşembe parçalı bulutlu 31 ve Cuma 32 derece olması bekliyor. "El pervanesi ile serinlemeye çalışıyorum" Bebeği ile birlikte pazara çıkan Büşra Ülgey Kayıcı, "Çok sıcak gölgeden gitmeye ve el pervanesi ile serinlemeye çalışıyorum. Çocuğu okula bıraktıktan sonra o boşlukta alışverişe çıktık ama sıcaktan bunalınca dinlenelim dedik" ifadelerine yer verdi. Havanın çok sıcak olduğunu ve termometrelerin 37 dereceyi gösterdiğini belirten Samet Atakul Bulut, "İşimiz olduğu için dışarıya çıktık. Bulduğumuz gölgelerde serinlemeye çalışıyoruz. Çeşmelerimiz var. Ancak bu tarz şeylerle serinleyebiliyoruz" dedi. Vatandaşlardan Hatice Aktop, evde pervane dışarıda da yelpaze ile sıcaktan korunmaya çalıştıklarını söyledi. Sıcaktan şemsiye ile ve gölgelerde durarak korunmaya çalıştıklarını söyleyen seyyar satıcı Ali Taluy, sıcak havanın çok etkilediğini gölgelerin bile fayda etmediğini belirtti. İşlerini halletmek için dışarıya çıkan vatandaşlardan Ersin Kendigelmiş, sıcaktan havlu ve su ile korunmaya çalıştığını söyledi. Vatandaşlardan Habibe Güneş ise sıcak havadan gölgelerde korunduğunu ve su içmek için çeşmeye geldiğini söyledi.
Bartın Şüpheliyi yaşatmaya çalıştılar 21 yıl ceza yediler Çocuk istismar suçu iddiasıyla gözaltına alınan bir kişinin sevki sırasında hayatını kaybetmesi üzerine tutuklanan ve 21 yıl hapis cezasına çarptırılan polis memurlarından Mehmet Yılmaz’ın eşi Şermin Yılmaz, polislerin sadece görevlerini yaptığını, ölen şüphelinin ise aynı araçta bulunan diğer zanlı ile aralarında çıkan tartışma sonrasında başlayan olayların ardından vefat ettiğini kaydetti. Yılmaz, bekçi ve polislerin zanlıları yaşatmak için elinden geleni yaptığını ve bu anların da güvenlik kamera kayıtları ile tespit edildiğini söyledi. Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde 19 Mayıs 2023 tarihinde Furkan Sevinç’in (25) cinsel istismarda bulunduğu Nisanur Ö. (2) isimli bebeğin hayatını kaybetmesi ile ilgili soruşturmada, ablası R.Ö.’nün (8) de başkalarının cinsel istismarına maruz kaldığı tespit edildi. Yapılan araştırmada kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan şüphelilerin Metin Sucu ve A.G. (50) olduğu belirlendi. 2 şüpheli, geçen yıl 22 Mayıs’ta İstanbul’da yakalandı. Çaycuma İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı 2 polis ve 1 bekçi tarafından İstanbul’dan alınan 2 şüpheli, ekip otosuyla Çaycuma’ya götürüldüğü sırada iddiaya göre, kelepçelerinin gevşetilmesini istedi. Polisler, Anadolu Otoyolu’nun Kocaeli’nin Derince ilçesi geçişinde bulunan bir dinlenme tesisinin önüne ekip otosunu park edip, kelepçeleri gevşetmeye çalıştığı sırada şüpheliler, kaçmaya başladı. Polis ekipleri tarafından yakalanan şüpheliler, tekrar ekip otosuna bindirildi. Metin Sucu ve A.G., daha sonra araçta fenalaştı. Hastaneye götürülen şüphelilerden Metin Sucu, 2 saat sonra hayatını kayberken, A.G. ise bir süre müşahede altından tutulduktan sonra taburcu edildi. Olayla ilgili, şüphelileri darp ettiği iddia edilen polis memurları Mehmet Yılmaz ve Muhammet Emin Cergibozan ile bekçi Uğur Oruç, tutuklandı. 21’er yıl hapis cezası verildi Kocaeli 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen 22 Mayıs’ta görülen mahkemede, polis memurları Mehmet Yılmaz ve Muhammet Emin Cergibozan ile bekçi Uğur Oruç, Metin Sucu’ya yönelik ‘Vücutta kemik kırılmasına yol açacak şekilde yaralama sonucu öldürme’ suçundan 18’er yıl, A.G.’ye yönelik ise ‘Kasten yaralama’ suçundan 3’er yıl olmak üzere toplam 21 yıl hapis cezasına çarptırdı. 21 yıl hapis cezasına çarptırılan polis memurlarından Mehmet Yılmaz’ın eşi Şermin Yılmaz, kocasının ve yanında bulunan meslektaşlarının suçsuz olduğunu söyleyerek, mahkeme kararının ağır olduğunu söyledi. Olay günü yaşananlarla ilgili de konuşan Yılmaz, ‘19 Mayıs 2023günü eşim ve arkadaşları bir operasyonda görev yapıyorlar. Çocuk istismar dosyası açılıyor. Anneleri de çocuklarını pazarladıkları iddiasıyla tutuklanıyor. 2 kişi İstanbul’da gözaltına alınıyor. Eşim ve arkadaşları 2 zanlıyı almaya gidiyor’’ dedi. ’’Şüpheliler tartıştı’’ iddiası Şermin Yılmaz, aynı polis otosunda bulunan 2 şüphelinin birbirleri ile tartıştığını da vurgulayarak, ‘’Dönüş yolunda ise 2 şüphelinin aynı araçta bulunmasından kaynaklı olduğu düşünülen zanlılar arasında tartışma çıkıyor. Sonra kaçmaya çalışıyorlar, tekrar yakalanarak polis aracına alınıyor. Sonra da şüphelilerden biri fenalaşıyor’’ şeklinde konuştu. ’’Su ve çikolata verdi’’ Kocası Mehmet Yılmaz’ın, fenalaşan şahsı kendine getirmek için benzin istasyonundan su ve çikolata alıp, zanlı Metin Sucu’ya verdiğini ve bu anlara ait görüntülerin de tesisin güvenlik kameralarına yansıdığını kaydetti. Şermin Yılmaz, ‘’Bu şahıs için eşim benzinliğe gidiyor, su ve çikolata alıyor. Kendine gelsin diye elinden geleni yapıyor’’ ifadelerine yer verdi. Elinde sedye ile 20 dakika doktor aradı Kocasının 20 dakika boyunca hastanede doktor aradığını kaydeden Yılmaz, ’’Hemen en yakın hastaneye intikal ettiriyorlar. Hastanede sedye elinde 20 dakika boyunca doktor arıyor. Koşturuyor. En sonunda ise ‘Yardımcı olun’ bize diye bağırarak yardım istiyor. Ve maalesef 2 saat sonra şüpheli vefat ediyor. Yanındaki arkadaşı ise 15 dakika müşahede altında tutuluyor. Hiçbir şeyi bulunmadığı anlaşılarak, tutuklanıp, cezaevine sevk ediliyor’’ ifadelerini kullandı. Bir saat içerisinde hayatları karardı Kocasının 19 yıllık başarılarla dolu bir meslek hayatı bulunduğunu, başta ailesi olmak üzere meslektaşları tarafından da çok sevildiğini anlatan Yılmaz, ’’Bir saat içerisinde bütün hayatımız değişti. Çok güzel giden rutin bir hayatımız vardı. Eşim çevresi ve meslek hayatında sevilen bir kişiydi. Çok zor durumda kaldık. Perişan olduk. Beklemediğimiz bir durumdu. Suçlamalar kabul edilebilir suçlamalar değildir. Başımıza gelen bu olayı daha 1 hafta önce duyulmaya başlandı. Arkadaşları sürekli bizi arıyor, teselli ediyor. Böyle bir şey yaptıklarına asla inanmadıklarını söylüyorlar. Eşimin ekip arkadaşları bile kocamın herkese mütevazi, candan yaklaştığını söylüyor’’ dedi. ’’Linçten kurtardılar’’ iddiası Görevi boyunca kocasının tüm suçluların hak ve hukukunu koruduğunu da ifade eden Yılmaz, çocuk istismar soruşturmasında gözaltına alınan ilk şüphelilerin linç edilmek istendiğini, kocası ve arkadaşlarının vatandaşlar önüne set olarak şüphelilerin zarar görmesini engellediğini de ifade etti. Acılı eş, ’’Hemen hemen her hafta bölgede çocuk istismar ve taciz suçları önlerine gelirdi. Benim eşim, sürekli bunların sevkiyatını yapar, almaya gider. Hiç birinde böyle bir şey olmadı. Eşimin tutuklanmasına neden olan çocuk istismar suçu duyulunca, eşim ve mesai arkadaşları ilk şüphelilerin önünde set olmuş, halkın linç girişimini önlemişti. Karakola gelen olaylarda, eşim mağdur ailelere elinden geleni yapardı. Bir çocuk ilk kez eşimin sayesinde bot giymiştir. Bir başka ailenin de faturalarını ödemiş, kömürüne kadar tüm ihtiyaçlarını eşim ve arkadaşları, temin etmiş ve gidermiştir. Başka bir gün de eşim, bir ailenin çocuklarına çorap alamadığını öğrenmiş ve hemen eve gelmişti. Kendi çocuklarımın çorap ve kıyafetlerini alıp, o aileye vermiştir. Uyuşturucu kullanan gençlerle konuşup, ikna eder, bağımlılıktan kurtulmasını sağlardı. Buna benzer bir çok olaya şahit olduk. 20 yıllık bir polis memurudur. Maalesef 20 yıllık polis memuru, emekliliğine 1 ay kala, bu suçlama nedeniyle emeklilik hakkından da mahrum bırakıldı’’ şeklinde konuştu ’’Babaları için şeker aldılar ama veremdiler’’ Yılmaz, kendisinin ve çocuklarının kocasının suçlu olmadığına inandığını da vurguladı. Kocasının beraat edeceğine inanmalarına rağmen 21 yıl hapis cezasına çarptırıldığını da anlatan Şermin Yılmaz, ’’Çocuklarım geçen yıl bayramda, babalarının çok sevdiği damla sakızlı şeker aldı. Babaları gelecek diye bekledi. Genelde babaları çocuklarına alır ama benim çocuklarım aldı. Ve bir yıldır gelecek diye babalarını bekliyor. Her gece babaları ile olan videolarını izleyerek, uyuyor. Hatta uyuyamıyor, çoğu gece. Benim psikolojim mahvoldu. Eşimin kendi ailesi ayrı. Annesi hastanelerden çıkamıyor. Sürekli baygınlık geçiriyor. Hayatımızı mahvettiler’’ diye konuştu. Yılmaz, 21 yıl hapis cezasına çarptırılan meslektaşı Muhammet Emin Cergibozan ile bekçi Uğur Oruç’un yakınları ile birlikte Bartın’da basın açıklaması da düzenleyerek, tepki gösterdi. Yılmaz buradaki açıklamasında, bir çok yargılamada çok basit gerekçelerle birlikte iyi hal gözetildiğini hatırlatarak, görevini yapmaktan başka suçu bulunmayan kocası ve mesai arkadaşlarının beraat etmesi gerektiğini ifade etti. Şermin Yılmaz, kararı temyize götüreceklerini de ifade etti.