EĞİTİM - 27 Kasım 2016 Pazar 11:10

İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Avrupa çıkarması

A
A
A
İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Avrupa çıkarması

İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyeleri, Türkiye’deki üniversite eğitimini ve uluslararası öğrencilere tanınan olanakları Almanya ve Hollanda’da gurbetçi öğrencilere anlattı. Köln ve Rotterdam’da gerçekleştirilen panellere Türkiye’nin Köln Eğitim Ataşesi Prof. Dr. Mustafa Gencer de katıldı.

Türkiye’nin son yıllarda başarılı bir şekilde uyguladığı “yükseköğretimde uluslararasılaşma” politikası, İstanbul Aydın Üniversitesi ve Türk Üniversiteliler Derneği (TÜRK-ÜNİD) tarafından ortaklaşa düzenlenen iki ayrı panelde Almanya ve Hollanda akademik camiasına ve buralarda yaşayan Türk uyruklu öğrencilere anlatıldı. İlk panel 24 Kasım 2016 Perşembe günü saat 19.00’da Köln Üniversitesi’nde yapıldı. Almanya’da yaşayan Türk uyruklu öğrenci ve akademisyenler ile Alman akademik camiasının büyük ilgi gösterdiği panele İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Genel Sekreter Yardımcısı Sebahattin Kutlu, Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı ve Aydın TÖMER Müdürü Selman Arslanbaş ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haydar Özpınar katılırken, Türkiye’nin Köln Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Prof. Dr. Mustafa Gencer de panelde yer aldı.

“Her Türlü Kolaylığı Sağlıyoruz”
Panelde konuşan Türkiye’nin Köln Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Prof. Dr. Mustafa Gencer, Türkiye’deki üniversitelerin uluslararası öğrenci konusunda son derece ciddi ve başarılı çalışmalar yürüttüğünü, bu konuda devletin ilgili kurumlarının da üniversitelere büyük destek sağladığını belirterek, “Almanya’da yaşayan Türkler'den Türkiye’deki üniversitelere büyük ilgi var. Bu konuda biz de gerekli kolaylığı sağlıyor, Türk kökenli öğrencilerimize hızla denklik vererek kolayca başvuru yapabilmelerini sağlıyoruz. Bu sayede öğrencilerimiz, kayıt dönemi olan Haziran ve Eylül ayları arasında Türkiye’deki üniversitelere kolayca başvurup kolayca kabul ediliyorlar. Tabii bu noktada Türkiye’deki üniversitelerin sunduğu burs, konaklama, kariyer planlaması ve yüksek düzeydeki akademik çalışma olanakları da öğrencilerimizi cezbediyor. Bugün Almanya’dan Türkiye’ye giden uluslararası öğrenci sayısı 3 bine ulaştı. Türkiye’ye gelen toplam uluslararası öğrenci sayısı ise 100 bine geldi. İstanbul Aydın Üniversitesi ise, sunduğu olanaklarla vakıf üniversiteleri arasında Almanya’dan gelen Türk öğrencilerin en çok tercih ettiği üniversitelerden biri olarak öne çıkıyor. Toplama baktığımızda İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye’ye gelen uluslararası öğrencilerin yüzde 4’ünü bünyesine çekmeyi başarıyor. Bu noktada İstanbul Aydın Üniversitesi’nin Avrupa ve özellikle de Almanya’da yaptığı çalışmaların da etkisi büyük” diye konuştu.

“Abitur’a Bakmaksızın Kabul Ediliyorlar”
İstanbul Aydın Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haydar Özpınar ise, Türkiye’nin Almanya’daki Türk kökenli öğrencilere sunduğu olanaklardan bahsetti. Özpınar, “Özellikle tıp ve hukuk gibi meslekler Almanya’da oldukça yüksek Abitur notları istediği için Türk kökenli Alman vatandaşı öğrencilerimiz Almanya’da bu gibi mesleklerin yükseköğrenimini alamıyorlar. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) iki yıl önce aldığı bir kararla Alman pasaportuna sahip Türk kökenli öğrencilerin Türkiye’de yükseköğrenim görebilmesi için bu sınava girmiş olmalarını yeterli gören bir karar çıkardı. Yani Almanya’daki Türk kökenli öğrencilerimiz, Abitur ve Fa-Abitur puanları ile diploma notları ne olursa olsun Türkiye’de istedikleri üniversitede bu alanlarda yükseköğrenim alabilecekler. Ayrıca Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin yararlandıkları bütün olanaklardan yararlanabilmenin yanında, kendileri için özel olarak sunulan hizmetlerden de faydalanabilecekler” dedi.

“Almanya’daki Türk Öğrenciler Türkiye’yi Tercih Ediyor”
Trucas firmasının düzenlediği Türkiye’de yükseköğrenim olanaklarının anlatılacağı fuara katılmak üzere Almanya’ya gelen İstanbul Aydın Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı ve Aydın TÖMER Müdürü Selman Arslanbaş da şunları söyledi:
“Son 3 yılda Almanya’dan Türkiye’ye gelen uluslararası öğrenci sayısındaki artış 3-4 kat büyüklüğe ulaştı. Bunda Türk üniversitelerinin son yıllarda yapmış olduğu nicel büyümenin etkisi büyük. Bunun yanı sıra Almanya’da yaşayan Türk ailelerin sosyokültürel ve yaşanan global ekonomik daralmalardan kaynaklı problemlerinin de bu dönüşü tetiklediğini düşünüyorum. Almanya, yakın zamanda Türkiye’ye en çok uluslararası öğrenci gönderen ülke konumuna yükselecek. Bunda Türk kökenli öğrencilerin sahip oldukları çift dil becerileri, uluslararası kültür deneyimleri ile birlikte Türkiye’den alacakları diploma ile dünyanın her yerinde kariyer yapma fırsatlarının olması da etkili.”

Almanya’dan gelen Türk kökenli öğrencilerin önemli bir kısmının İstanbul Aydın Üniversitesi’ni tercih ettiğine dikkat çeken Arslanbaş, “Genelde tıp, hukuk ve mühendislik gibi kalburüstü bölümleri tercih eden Almanya’dan gelen Türk kökenli öğrencilerimiz, burada ayrıca İstanbul Aydın Üniversitesi’nin geleneklerinden kopmadan verdiği uluslararası standartlardaki eğitim sayesinde son derece donanımlı birer birey haline geliyorlar. Bundan başka üniversitemizde bulunan Uluslararası Öğrenci Dekanlığı birimi desteğiyle aldıkları rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetleri sayesinde hem İstanbul’a hem de Türkiye’ye çok çabuk adapte olarak ciddi hiçbir sorun yaşamıyorlar. Yine üniversitemizin öğrencilerine sunduğu geniş teknolojik ve bilimsel imkânlar, mükemmel bir yükseköğrenim olanağı sunuyor. Ayrıca bu öğrenciler için İstanbul’da eğitim almak da kariyer açısından büyük bir şans oluyor. Öğrenci velilerimizden bu gibi hizmetlerimiz nedeniyle son derece olumlu geri dönüşler alıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Tek Amacınız Diploma Olmamalı”
Almanya’da yaşayan Türk kökenli öğrencilerin üniversite tercihi konusunda dikkat edilmesi gerekenler konseptli bir sunum gerçekleştiren İstanbul Aydın Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Sabahattin Kutlu ise, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’de üniversite eğitimi almak sizler için birçok ülkeye göre çok daha avantajlı. Anadilinizin yanında öğrenebileceğiniz birçok yabancı dilin eğitimini üniversitemizde alabileceğiniz gerçeği sizler için tercih sebebi olabilir. Bundan başka seçeceğiniz üniversite ve bölümün sizin kişisel yapınıza uygun olması, iyi üniversite-iyi bölüm eşleşmesi de sizler için son derece önemli. Bu eşleşmeyi sağlamak, geleceğiniz ve bundan sonraki yaşamınız için hayati önem taşıyor. Bunun için de üniversitenin yerinde görülmesi en isabetli davranış olur. Türkiye’ye gelip üniversiteyi, kampüsünü, eğitim ve sosyal olanaklarını yerinde görebilirseniz, daha sağlıklı bir karar verebilirsiniz. Biliyorsunuz birçok firma artık sadece derslerinde başarılı, diploma notu yüksek öğrencileri değil, ders başarısının yanında sosyal alanda başarılı olan adayları tercih ediyor. Bunun için de İstanbul Aydın Üniversitesi biçilmiş kaftan. Diplomanın tek hedef olmadığı, sosyal becerilerin de geliştirilmenin, sosyal ve başarılı bir öğrenci olmanın daha geçerli olduğu bu dönemde İstanbul Aydın Üniversitesi’nin ‘eğitim diplomasisi’ vizyonuyla sunduğu geniş akademik, bilimsel ve teknolojik imkânlarının yanında, ‘yaşam boyu öğrenme’ felsefesiyle geliştirdiği kişisel ve mesleki gelişime yönelik eğitim ve seminerleri, Kariyer Merkezi aracılığıyla sunduğu okurken kariyer yapma imkânı ve ‘Türkiye’nin en çok etkinlik düzenleyen üniversitesi olma’ hedefiyle gerçekleştirdiği sosyal ve kültürel etkinlikler, üniversite yaşamınızı dolu dolu geçirme imkânı sunacak.”

Panel, Köln Üniversitesi’nin ardından Hollanda’nın Rotterdam şehrinde de tekrarlandı. Konuşmacılar, Hollanda pasaportuna sahip Türk kökenli öğrenciler için Türkiye’de yükseköğrenim alanında sunulan olanaklardan bahsederek, öğrencileri Türkiye’deki üniversiteleri tercih etmeye davet ettiler. Özellikle İstanbul Aydın Üniversitesi’nin Hollanda’dan gelen Türk kökenli öğrenciler tarafından tercih edilmesi halinde Hollanda devletinin de sunduğu burs imkânlarının altı çizildi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas (Düzeltme) 58 yıldır gerçek kimliğini arıyor Sivas’ta yaşayan 58 yaşındaki Raziye Şimşek, doğduğu günden bu yana gerçek kimliğine kavuşamadı. Hikâyesiyle filmlere konu olacak olayın aydınlatılması için Şimşek’in biyolojik babasının mezarı açılarak DNA örneği alındı. Sivas kent merkezinde yaşayan Raziye Şimşek, 1 yaşında annesini kaybettikten sonra yaşadığı dramatik hayat hikâyesiyle duyanları derinden etkiliyor. Şimşek, annesinin vefatının ardından babası tarafından 1 yaşındayken yurda verildi. İddiaya göre, o dönemdeki yurt müdürü Şimşek’i kaydettirmeden resmi olmayan şekilde bir aileye verdi. Bu aile de sahte kayıtlarla Şimşek’i öz çocuklarıymış gibi nüfusa kaydettirdi. Şimşek, evlendikten sonra evlat edinen aile tarafından reddedilerek evlatlıktan düşürüldü. Evlat edinen ailenin çıkarttığı kimlik kartı numarası ve kendisinin çıkarttığı kimlik kartı numarası bulunan Şimşek, bu nedenle devlet kurumlarına gittiğinde birçok sorunla karşılaşıyor. Yaklaşık 3 yıldır bu durumun çözümü için mücadele eden Şimşek, “Ben bir yaşımdayken annem vefat etti. Bana bakan olmadığı için beni yurdun kapısının önüne bırakıyorlar. O dönemin yurt müdürü beni el altından yurda kaydetmeksizin beni büyüten aileye veriyor. Onlar da sahte kayıtla beni kendilerinin üzerine geçiriyorlar. 18, 19 yaşına gelip evlendiğimde beni üzerlerinden düşürüyorlar. Bunun zorluğunu hep yaşıyorum. Benim ablalarım bütün aile fertlerim beni kabul ediyor ama daha büyük aile bireylerimiz olmadığı için Hâkim Bey DNA testine karar verdi. 2,5 yıldır çok büyük zorluklarla uğraşıyorum. Hem maddi hem de manevi sıkıntılar yaşıyorum. Sürekli mahkemelere gidip geliyorum. Yaşadığım şeyleri tekrar tekrar yaşıyorum” dedi. Adına iki farklı kimlik numarası olduğunu ifade eden Şimşek, “Geçmiş yakamı bırakmıyor ki rahat edeyim. 1965 yılından bu yana bu hayatı yaşıyorum. Şuanda benim adıma iki farklı TC kimlik numarası var. Birisi onların üzerine diğeri de benim şuan kullandığım TC kimlik kartı numarası. Devlet kurumlarına gittiğim zaman problem oluyor. Hastanelere falan gittiğimde eşimin üzerine muayene olduğum için pek sorun yaşamadım ama yine de ben bu durumdan da rahatsız oluyorum. Her zaman elim yüreğimde. İnşallah son mahkeme olur, bu konudan dolayı hem maddi hem manevi çok yoruldum. 58 yaşındayım 25 yıl olmuştu ben unutalı. Ama ben 2,5 yıldır bu durumu mahkeme kapısında tekrar tekrar yaşıyorum, geçmiş yakamı bırakmıyor” şeklinde konuştu.
Trabzon Türk balıkçı tekneleri okyanusları mesken tuttu Türkiye’de bin 600 kadar endüstriyel balıkçı teknesi bulunurken bu tekneler yurt içi ve yurt dışı sularda avcılık yapıyor. Ülkemizde denizlerde 15 Nisan’da başlayan av yasağının ardından bazı balıkçı tekneleri ağırlıklı olarak Atlas ve Hint Okyanusu’na yönelerek avcılık yapıyor. Türkiye, Afrika ülkeleri başta olmak üzere 12 ülkeyle balıkçılık konusunda antlaşması yaparken, 15 ülke ile de antlaşma yapmak üzere müzakereler sürüyor. Türkiye’den yapılan uluslararası anlaşmalar kapsamında Türk balıkçı gemileri ağırlıklı olarak Atlas Okyanusu’nun Batı Afrika sahilleri olmak üzere Fas, Moritanya, Fildişi Sahili, Somali gibi ülkelerin sularında tıpkı Karadeniz, Ege, Marmara ve Akdeniz’de olduğu gibi farklı balık çeşitlerini avlıyor. Uluslararası sularda avlanan gemilerin çoğunluğunu Doğu Karadeniz’den giden balıkçı gemileri oluştururken, Türkiye şu ana kadar Afrika ülkeleri başta olmak üzere 12 ülkeyle balıkçılık konusunda antlaşması yaptı. 15 ülke ile anlaşma yapmak üzere müzakereler devam ediyor. Türkiye karasuları dışında onlarca balıkçı teknesi, 2 binin üzerindeki tayfası ile avlanma yaparken, son yıllarda ülkemizde gerek iklimsel değişiklik gerekse çevresel faktörlerden dolayı su ürünleri avcılığı üretiminde yaşanan dalgalanmalar endüstriyel balıkçılık yapan balıkçı teknelerinin zor duruma düşmesine neden oluyor. Hem balıkçıların avlanma miktarını nispi olarak artırmak hem yeni ürün alanları bulmak için son yıllarda Türkiye su ürünleri üretiminin olduğu ülkelerle beraber ikili balıkçılık antlaşmaları yaparak bu doğrultuda Atlas ve Hint Okyanusu’nun yolunu tuttu.
Kayseri ERÜ, THE 2024 Asya Üniversiteleri sıralamasında ilk 500’de Dünyanın en itibarlı üniversite derecelendirme organizasyonlarından birisi olan Times Higher Education (THE) 2024 Asya Üniversiteleri Sıralaması açıklandı. Açıklanan sıralamaya göre Erciyes Üniversitesi (ERÜ) en iyi 401-500 üniversite aralığında sıralanarak önemli bir başarı elde etti. THE 2024 Asya Üniversiteleri Sıralaması açıklandı. 2023 yılına ait kurumsal veriler dikkate alınarak gerçekleştirilen THE Asya 2024 sıralamasında Türkiye’den 75 üniversite sıralamaya girdi. Açıklanan sonuçlara göre, ERÜ en iyi 401-500 üniversite aralığında sıralanarak önemli bir başarı göstererek, devlet üniversiteleri arasında ise 13. sırada yer aldı. THE Sıralama Sistemi Asya üniversitelerini, dünya üniversiteleri sıralamasında kullandığı Öğretim, Araştırma Ortamı, Araştırma Kalitesi, Endüstri ve Uluslararası Görünürlük olmak üzere 5 ana başlıkta 18 göstergeye göre derecelendirmekte olup, toplam puan belirlenirken Araştırma Kalitesi yüzde 30, Araştırma Ortamı yüzde 28, Öğretim yüzde 24.5, Endüstri yüzde 10 ve Uluslararası Görünürlük ise yüzde 7.5 oranında ağırlığa sahip bulunmaktadır. Erciyes Üniversitesi’nin kuruluşundan itibaren her zaman kendinden söz ettiren ve her zaman üst derecelerde yer alan bir Üniversite olduğuna dikkat çeken ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, bu önemli başarıya katkı sağlayan tüm ERÜ mensuplarına teşekkür etti.
Amasya Türkiye şampiyonu güreşçi Kaan Buğra Yüksel ve arkadaşları şehir turu attı Okullar Arası Küçükler Serbest Güreş Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye şampiyonu olan güreşçi 13 yaşındaki Kaan Buğra Yüksel ve madalyalar kazanan arkadaşları Berat Öztürk ile Emirhan Kadir Şehri, döndükleri memleketleri Amasya’nın Taşova ilçesinde araçlarla şehir turu attı. Taşova Belediyesi Spor Kulübü ve Atatürk Ortaokulu güreşçileri Türkiye şampiyonu Kaan Buğra Yüksel, Türkiye üçüncüsü Berat Öztürk ve Türkiye beşincisi Emirhan Kadir Şehri, Edirne’deki şampiyona sonrası döndükleri memleketlerinde okul arkadaşlarının alkışları eşliğinde belediye başkanının makam aracına binerek konvoyla şehit turu atıp başarılarını kutladılar. Pikapla halkı selamlayarak belediye binasına geçen güreşçilere altın hediye eden Taşova Belediye Başkanı Ömer Özalp, “Sporcularımızı bu başarılarından dolayı kendileri başta olmak üzere hocalarımı, ailelerini kutluyorum. Evlatlarımızdan inşallah dünya birinciliği bekliyoruz. Sonuna kadar yanlarında olacağız” dedi. 6. sınıf öğrencisi Türkiye şampiyonu Kaan Buğra Yüksel, “Birinci olmak çok güzel bir duygu. İnşallah daha da çalışıp, daha büyük dereceler yapmayı düşünüyorum” diye konuştu. Berat Öztürk ve Emirhan Kadir Şehri de daha çok çalışacaklarının sözünü verdiler. Antrenör Abdulkadir Duyum, “Sporcularımın böyle bir başarı elde etmesi bizleri çok mutlu etti. İnşallah daha iyi başarılarla, daha iyi yerlerde bu çocuklarımızı göreceğiz. Bundan sonraki hedefimiz büyük yaş gruplarında sporcularımızı şampiyon olup milli takıma katmak. Sonrasında Avrupa, dünya şampiyonalarına kadar başarı elde etmek ve madalya kazanmak” şeklinde konuştu. Beden Eğitimi Öğretmeni Okan Aydın ile Taşova Gençlik Merkezi Müdürü Sercan Şenel ise sporcularıyla gurur duyduklarını söyledi.