ÇEVRE - 26 Ekim 2016 Çarşamba 13:16

İstanbul su sorunu yaşayacak mı?

A
A
A
İstanbul su sorunu yaşayacak mı?

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul’un 2071 yılına kadar su problemi olmadığını söyledi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Antalya programı kapsamında Belek Turizm Merkezindeki bir otelde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu Türk Milli Komitesince düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma İçin Barajlar ve HES’ler Sempozyumuna katıldı.

Açılışta konuşan Bakan Eroğlu, Orman ve Su İşleri Bakanlığının sloganının ‘Su varsa hayat var’ olduğunu aktararak, suyu yönetmenin önemli olduğunun altını çizdi.

"YETERLİ SU VERİLİYOR"

Türkiye’nin su bakımından zengin olmadığına değinen Eroğlu, "Suyu yönetmek için düzenlemeler yapıldı. Su ile ilgili bakanlık kuruldu. Türkiye yarı kurak iklim bölgesinde, su açısından çok iyi yönetmezsek susuz kalabiliriz. İstanbul, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanı olmadığı dönemden önce susuz bir şehirdi. Bazı bölgelere haftada bir su verilirdi. Şuanda suyu çok iyi yönettik, kısa zamanda su kesintilerini kaldırdık. İstanbul’un 2071 yılına kadar su problemi yok. 2003 yılında DSİ’ye geçtim ve 76 şehirde su problemi olduğunu gördük. Türkiye yarı kurak iklim bölgesinde olmasına rağmen suya erişim açısından yüzde 99.9 kadar yeterli vatandaşına su veren ülke haline geldi" dedi.

BİRİKİMİN ÖNEMİ

Suyun medeniyet olduğunu vurgulayan Eroğlu, "Dünyanın en eski su yapıları Türkiye’de. Türkiye’nin ilk barajı Çorum’da. Türkiye’de yağış fazla değil. Mevsimlere göre farklılık gösteriyor. Yaz aylarında yağmur yağmaz. Bölgelere göre çok değişiyor. Su bölgeler arasında değişim gösteriyor. Suyun biriktirilmesi zaruri hale gelmiştir. Su ihtiyacımızın yüzde 70’ini sulamada kullanıyoruz. O nedenle suyu biriktirmek zorundayız. Biriktirme yapılması şarttır. Türkiye Çin’den sonra en fazla baraj ve gölet yapan ülke ünvanını aldı. Birikim yapamazsan ne sulamada ne içmeye nede sanayine su temin edemeyiz" diye konuştu.

Son 13 yılda 320 büyük baraj inşa ettiklerini vurgulayan Eroğlu, "DSİ yeni hedef koydu, 31 Aralık 2019 yılı sonuna kadar bin 71 gölet, baraj ve sulama tesisi yapacaktır. Bu da dünya rekorudur. Bizim ülkemiz deprem bölgesidir. O nedenle buralarda barajlar yapılması ve emniyeti önemlidir. Türkiye’de çok değişik tipte baraj yaptık. Yusufeli Barajı ile Türkiye’nin en yüksek barajını 2018 yılına kadar tamamlayacağız. Ilısu barajı 2017 yılı sonunda hizmete girecek. O da 24 milyon metreküp gövde hacmiyle muhteşemdir" ifadelerine yer verdi.

"4 AMPULDEN BİR TANESİ, BİZİM İNŞA ETTİĞİMİZ HİDROELEKTRİK SANTRALLERİNDEN SAĞLANAN ELEKTRİKLE AYDINLATIYOR"

Barajların faydalarından da bahseden Eroğlu, "Bölgenin iklimine katkı yapar, taşkın koruma, sulama,içme suyu temini açısından da önemlidir. Sağlıklı ve gerekli içme suyunu temin etmeyi barajlara borçluyuz. Barajlar temiz yenilenebilir enerji kaynağıdır. Milli enerji kaynağımızdır. 2003 yılından itibaren o kadar çok baraj yaptık ki, inşaatlar da devam ediyor. Özel sektöre de baraj yapma imkanı sağladık. Türkiye’de şuan yanan 4 ampulden bir tanesi bizim inşa ettiğimiz hidroelektrik santrallerinden sağlanan elektrikle aydınlatıyor. Buda çok önemli. Türkiye’de enerji çok önemli, biz enerjide dışa bağımlıyız. Yüzde 70’ini dışarıdan ithal ediyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarına çok önem veriyoruz. Türkiye’de şuan kurulu gücün yüzde 33’ü HES’lerdir. Üretim tabi yıllara göre değişiyor. 2003 yılında HES enerji üretimi 26 milyar kilovat saatken bugün, 92 milyar kilovatsaate çıkardık. Bizim ekonomik olarak enerji potansiyelimiz 165 milyar kilovatsaattir. Özel sektörle bunu tamamlamayı hedefliyoruz. Temiz enerji karbon salınımını etkiliyor. Bunu kullanmazsak kömür santralleri yapacağız" dedi.

"GAP 2019’DA BİTİYOR"

GAP’ı 2019 yılında bitireceklerini kaydeden Eroğlu, "Yaklaşık 50 milyar dolarlık projeyi bitiriyoruz. Sulamada ise Türkiye’de 6.5 milyon hektar araziyi suladık. Ekonomik olarak sulanabilir arazı 8.5 milyon hektar, bunu da tamamlayacağız. Türkiye’deki önümüzdeki üç yılı sulama yılı ilan ettik. Türkiye su noktasında çalışıyor" diye konuştu.

"1 MİLYON AFRİKALIYA SU GÖTÜRÜLDÜ"

Dünyada su sıkıntısının hat safhada olduğunu işaret eden Eroğlu, "Özellikle Afrika’da hat safhada. Türkiye olarak biz Afrika’da bir nebze çare olmak için barajlar ve içme suyu kuyuları açıyoruz. 1 milyon 600 bin Afrikalıya su götürdük. Dünyada aç ve susuz kalan insanlara yardım eli uzatılması gerekir. Türkiye olarak elimizden geleni yapmaya hazırız. Ama zengin ülkeler de elleri ceplerine atsınlar. En çok fakir ülkelere yardım eden ülke unvanını kazandık. Afrika’daki susuz insanlara el uzatalım. Bu insanlığın vicdan borcudur. Gelin bu susuzluğun önüne geçen fon oluşturalım. Biz hazırız ama bazı zengin ülkelerden bir ses çıkmıyor. Gelin bu yıldan itibaren bir seferberlik başlatalım" açıklamasında bulundu.

Eroğlu, çölleşme ve erozyonla alakalı, Afrika Yeşil Doğa Projesi’ne büyük destek verdiklerini sözlerine ekledi.

"ARTIK SU AKIYOR TÜRK YAPIYOR"

Devlet Su İşleri Genel Müdürü Murat Acu, havza suyun planlamasını yaptıklarını kaydetti.

Kalkınmada pek çok sektörün ana girdisinin su olduğunu vurgulayan Acu, "Suyun akan her damlasının önemi var. 165 milyon küp su depolamışız, bin 73 gölet ve baraj inşa etmişiz. Eskiden ‘Su akar Türk bakar’ denilirdi, şuanda ise ‘Su akar Türk yapar’ pozisyonundayız. En küçük damlayı harcamadan suyu depolayacağız. 2019 yılının sonuna kadar GAP projesini sonlandırmış olacağız. Önceden 2 yıl kuraklık üzerine çalışıyorduk bunu 3 yıla çıkardık" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da sağlıklı yaşam için pedal çevirdiler Muğla’da sağlıklı yaşam ve bağımlılıkla mücadeleye dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen bisiklet turunda bir araya gelen vatandaşlar, sağlıklı yaşam için pedal çevirdi. Muğla’da her yıl gerçekleştirilen Yeşilay Bisiklet Turu’nun bu yıl 11.’si gerçekleştirildi. Muğla Valisi İdris Akbıyık’ın startını verdiği etkinlikte, protokol üyeleri ve vatandaşlar, sağlıklı yaşam için pedal çevirdi. Yeşilay’ın 2011 yılından bu yana geleneksel olarak düzenlediği bisiklet turu, bu yıl da Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirildi. "Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim" sloganıyla 81 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen etkinlik, Muğla’da da büyük ilgi gördü. Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Muğla Yeşilay Spor Kulübü ve Yeşilay Şubesi’nin işbirliğiyle düzenlenen etkinlik, saat 10.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda başladı. Muğla Valisi İdris Akbıyık, etkinliğe katılanlara teşekkür ederek bisiklet turunun startını verdi. Vali Akbıyık’ın yanı sıra, Vali Yardımcısı Murat Kahraman, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, İl Emniyet Müdürü Ali Canbolat, Gençlik ve Spor İl Müdürü Kazım Açıkbaş, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Yakup Kütük, İl Sağlık Müdürü Ali Burak Mülayim, Yeşilay Muğla Şubesi Başkan Yardımcısı Sebahattin Çevikbaş, Yeşilay Muğla Spor Kulübü Başkanı Ebru Uyan, Bisikletçiler Muğla İl Temsilcisi İlker Cömert ve vatandaşlar da etkinliğe katıldı. Bisiklet turu, Muğla Valiliği önünden başlayıp Ortaköy Mahalle kahvesi önünde sona erdi. Bu etkinlikle birlikte, sağlıklı yaşam ve bağımlılıkla mücadele konusunda farkındalık oluşturulması amaçlandı.
Muğla Akdeniz’in suyu bu yıl 23. kez Ege Denizi ile buluşuyor Muğla’nın Datça ilçesinde geleneksel hale gelen etkinlik çerçevesinde Akdeniz’den alınan ve testilerle taşınan deniz suyu, bu yıl 23. kez Ege Denizi ile buluşacak. Ege ile Akdeniz’in birleşme noktası olan Muğla’nın Datça ilçesinde su testilerine doldurulan ve Akdeniz’den Ege’ye sembolik olarak taşınan deniz suyu, Ege Denizi’ne dökülecek. Datça Çevre ve Turizm Derneği’nin (DAÇEV) girişimi, Datça Kaymakamlığı ve Datça Belediyesi’nin katkıları ile her yıl düzenlenen geleneksel Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Doğa Yürüyüşü’nün bu yıl 23.’sü gerçekleştirildi. Sabah saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda toplanılmasının ardından başlayan törende Ege Denizi’ne götürülmek üzere Çatalmağara önünden Datça testilerine Akdeniz suyu dolduruldu. Datça Kaymakamı Murat Atıcı, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün tarafından testilere doldurulan Akdeniz’in suyu, belirlenen güzergah üzerinden Gökova körfezi kıyısındaki Gereme koyunda bulunan Katıyalı mevkiine ulaştırmak üzere davul zurna eşliğinde yola çıkarıldı. Testilere doldurulan sular, yürüyüşün ikinci etabı olan Gereme koyu Katıyalı mevkiinde Ege Denizi’ne dökülecek. “İnşallah çocuklarımız torunlarımız devam ettirir” Törenin açılışında kısa bir konuşma yapan Datça Kaymakamı Murat Atıcı, etkinlikten duyduğu heyecanı da dile getirerek, “Ege’nin birleşim yeri Datça’dayız. Bu yıl 23.’sü düzenlenen Akdeniz’den Ege’ye testilerle su taşıma töreni gerçekleştiriyoruz. Artık geleneksel hale geldi. Bu yıl 23.’sü düzenleniyor. Mayıs ayında bu yürüyüşü bu etkinliği hep beraber, ilçe halkımızla yapıyoruz. İnşallah doğaya bir katkımız olur. Bu farkındalığı oluşturmak için şimdiye kadar bu etkinliği yapan herkese teşekkür ediyorum. İnşallah devamı da gelir ve 100.’sünü de çocuklarımız, torunlarımız gerçekleştirir” dedi. “Temsili olarak iki suyu birleştirmiş oluyoruz” Kısa bir konuşma yapan Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ise “Tarihin bize yüklediği misyonla, 3 bin yıldan beri bulunan bu coğrafyada yaşayan insanların tarihsel süreçte oluşturdukları bir kültüre katkı olsun diye DAÇEV sayesinde bir yürüyüş başlatmıştık” diyerek etkinlik sürecini anlatması için sözü DAÇEV kurucusu ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün’e bıraktı. Knidosluların başlattığını kendilerinin sembolik olarak tamamladıklarını ifade eden DAÇEV kurucusu ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün; "2000 yılında rahmetli Turgay Sönmez’in fikriydi bu yürüyüş olayı ve bizler tamam dedik. Yılda bir kere Mayıs ayının ilk Pazar gününde bu yürüyüşü yapma kararı aldık. Datçalıları bir araya getirelim, birlikte dostluk ve doğa yürüyüşünü yapalım. Hem birbirlerini daha yakından tanımış olsunlar hem sonunda da eğlenelim baharın tadını çıkaralım dedik. Böylece bu etkinliği başlattık ama bu arada aklımıza Knidosluların Perslere karşı kendilerini savunmak için Balıkaşıran’da kanal açarak iki denizi birbirine kavuşturma girişimi geldi. Biz de bunun üzerine madem onlar beceremedi, biz bu olaya bir gönderme yapalım Akdeniz’in suyunu alıp Gökova Körfezi’ndeki Gereme koyuna dökeriz ve böylece onların beceremediklerini biz yapmış oluruz, temsili olarak da iki suyu birleştirmiş oluruz dedik” şeklinde konuştu.
İstanbul Büyükçekmece’de lüks villada sır ölüm: 17 yaşındaki genç havuzda can verdi Büyükçekmece’de haftalık kiralık lüks bir villada 17 yaşındaki Mervan İpek arkadaşları eğlenirken iddiaya göre havuza düşerek hayatını kaybetti. Olayla ilgili inceleme başlatan polis ekipleri şüpheli ölümün arkasındaki sır perdesinin polis tarafından geniş çaplı inceleme başlatılırken, hayatını kaybeden İpek’ten geriye ise arkadaşlarıyla birlikte çekildiği fotoğraf kaldı. Olay, 3 Mayıs günü akşam saatlerinde Büyükçekmece Tepekent’te bulunan lüks bir villada meydana geldi. İddiaya göre, 17 yaşındaki Mervan İpek arkadaşlarıyla birlikte haftalık kiralık lüks bir villada eğlence düzenledi. Düzenlenen eğlence sırasında İpek dengesini kaybederek havuza düştü. İpek, havuzda boğularak hayatını kaybederken, durumu fark eden diğer arkadaşları durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Gencin cenazesi yapılan ilk inceleme ardından kesin ölüm nedeni tespiti için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis evde bulunan arkadaşlarını gözaltı alarak savcılık talimatı ile incelemeye başlattı. İpek’ten geriye ise arkadaşlarıyla birlikte havuza girmeden önce çekildikleri fotoğraf kaldı. Öte yandan polis ekipleri tarafından villada yapılan geniş çaplı incelemelerde uyuşturucu ve silah bulunmadığı öğrenilirken, yaşları 18’den küçük kişilerin villayı nasıl kiraladığı ise merak uyandırdı.