EĞİTİM - 12 Nisan 2018 Perşembe 11:39

İstanbul Üniversitesi işletme fakültesi 50'nci yılını kutluyor

A
A
A
İstanbul Üniversitesi işletme fakültesi 50'nci yılını kutluyor

İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi bu sene 50'nci yılını kutluyor. Kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen törene Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş katıldı.

Türkiye’nin ilk işletme fakültesi olarak 1968 yılında kurulan İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi bu sene 50'nci yılını kutluyor. Kuruluş yılı dolayısıyla İÜ İşletme Fakültesi’nde 9-13 Nisan 2018 tarihleri arasında çeşitli etkinlikler düzenleniyor. İÜ İşletme Fakültesi 50'nci yıl kutlama etkinlikleri kapsamında 11 Nisan 2018 tarihinde düzenlenen programa Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş da katıldı. Etkinlikte açılış konuşmaları Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, İÜ İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Pekdemir, İşletme Fakültesi Mezunlar Derneği (İFMED) Danışma Kurulu Başkanı Cüneyd Zapsu ve İFMED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet İlker Birgan tarafından yapıldı. 

Bakan Kurtulmuş: "Türkiye kendi kökleri üzerinde yükseliyor" 

Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, konuşmasına başlarken kendisinin de bir İstanbul Üniversitesi mezunu olduğunu belirterek İşletme Fakültesi’nin 50'nci yılı kutlama etkinliklerinde olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Bakan Kurtulmuş konuşmasında, "Türkiye, doğuya ve batıya bağımlı bir ülke değildir. Türkiye kendi ayakları üzerinde yükselebilecek büyük bir ülkedir, büyük medeniyetin toplamıdır. Biz birisini diğerine tercih etmek durumunda kalan bir ülke değiliz. Uydu ülke, kuyruk ülke değiliz, bunun bilinmesi lazım. Türkiye, kendi kökleri üzerinde yükseliyor. Dış politikada da kendine özgü bu çatıyı kurmak ve geliştirmek zorundadır. Ne yazık ki bölgemiz, bu bölgesel savaşların önemli hedef tahtalarından birisidir. Bölge ülkelerinin bazılarından daha şimdiden önümüzdeki 10-15 yıl içinde başlatılacak büyük bölgesel savaşların sinyallerinin geliyor olması tesadüf değildir" ifadelerini kullandı.

Bakan Kurtulmuş, 1990’lardan sonra yeni bir dünya düzeninin kurulacağı ümit edilirken, teknolojideki rekabetin insanların hayrına kullanılması yerine, bölgeler ve ülkeler arasında muazzam bir rekabete şahit olunduğunu anlattı. Gelecek süreçte dünyanın her yerinde savaş ve çatışma yanlıları ile barış ve düzen yanlıları arasında bir mücadele olduğunu dile getiren Kurtulmuş, soğuk savaş sonrasındaki dönemde ortaya dört önemli merkezin çıktığını, Çin, ABD, Rusya ve Avrupa’nın dört önemli merkez olarak, her alanda ortaya çıkan rekabetlerinin, gelecek 10 yılları etkileyecek durumda olduğunu aktardı. 

Yeni tür rekabet çatışma türlerinin ortaya çıktığını dile getiren Bakan Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti: "Bunlardan birisi burnumuzun dibinde Suriye’de 7 yıldır yaşadığımız, ilk 3 yılını iç savaş şeklinde son 4 yılı vekâlet savaşları şeklinde ortaya çıkan bir çatışma türüdür. Bu çerçevede DEAŞ, PKK, PYD ve diğer terör gruplarının nasıl ortaya çıktığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Sadece şu soruyu sormak isterim; dünyanın eli kanlı bu cani terör örgütleri bu kadar büyük teknolojinin ürünü olarak gelişmiş olan bu silahları acaba nereden temin ediyorlar? Bunlar Çarşamba pazarında ya da köşedeki AVM’de satılmıyor. Vekâlet savaşlarının nasıl yeni dünyanın yeni nesil savaşlarından biri olduğu, bütün netliğiyle ortaya çıkıyor. Bedelini de maalesef bu savaşın tarafı olmayan masum halklar ödüyor".

Türkiye’nin, önümüzdeki dönemde bugün geldiği noktanın korunması ve ileri gitmesi için çok dikkatli çalışmak durumunda olduğunu ifade eden Bakan Kurtulmuş, Türkiye’nin yeni dünyanın şu andaki pozisyonu karşısında en önemli sorumluluğunun kendi durumunu tahkim etmek olduğunu vurguladı. Kurtulmuş, Türkiye’nin büyük bir medeniyet birikimine sahip olduğunu hatırlatarak, "Bu ülkenin şimdi geldiği noktada, uluslararası alanda rekabet edebilir bir ülke olarak ayaklarımızın üzerinde durmaya çalışıyoruz. Ama önümüzdeki dönemde esecek rüzgâr çok etkili, önümüzdeki dönemde belki oluşacak depremler çok daha tesirli olacaktır" dedi.

"Kültür dünyamızda başkalarının uydusu olmayacağız" 

Konuşmasında Türkiye’nin kültürel alandaki gücüne değinen Bakan Kurtulmuş, "Kültürel bağımsızlığı olmayan ülkelerin ekonomik bağımsızlığının olmasının imkânı yoktur. Hele teknolojilerde ileri gitmelerinin imkânı yoktur. Petrol zengini olan, 50, 60, 70 bin dolar milli geliri olan ülkelerin dünya ekonomisinde esamesinin okunmadığı, dünyadaki teknolojik rekabette ortaya koyabilecekleri mal ve hizmetlerinin olmamasının sebebi milli kültürel bağımsızlıklarına sahip olmamalarıdır" şeklinde konuştu. 

Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, Türkiye’nin milli kültürel gücünün, bağımsızlığının farkına varması gerektiğini dile getirerek, "Biz kültür, zihin, tasavvur dünyamızda başkalarının bir şekilde uydusu olmayacağız. Kendi varlığımızı ciddi şekilde kullanıp, bunu geliştireceğiz" ifadelerini kullandı.

İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak: "Hem lisans hem de lisansüstü düzeyde işletme eğitimi veriyoruz"
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak yaptığı açılış konuşmasında İÜ İşletme Fakültesi tarihçesi hakkında bilgi vererek, "İşletme eğitiminin ilk adımları 1933 yılı Üniversite düzenlemesinin akabinde 1934 yılında Hukuk Fakültesi bünyesinde İktisat ve İçtimaiyat Kürsüsü kurulması ile atılmıştır. 1936 yılında faaliyete geçen iktisat fakültesi bünyesinde ise İşletme İktisadı Kürsüsü kurulmuş ve Alman Ordinaryus Profesör Doktor Alfred Isaac’ın önderliğinde işletme eğitimi önemli bir şekilde ele alınmaya başlanmıştır. 1954 yılında dönemin yönetici ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla lisansüstü işletme eğitimi yapmak üzere işletme iktisadı enstitüsü kurulmuştur. Bunun için ülkemizin önde gelen iş adamları, Amerikan Ford Vakfı, Harvard Üniversitesi İşletme Okulu’nun önemli destekleri olmuştur. 1968 yılında ise özel sektörün de gelişmeye başlaması ile yöneticilerin altında çalışacak işletme uzmanlarının yetiştirilmesi amacıyla lisans eğitimi yapabilecek ülkemizin ilk İşletme Fakültesi kurulmuştur. İşletme fakültemiz ile birlikte üniversitemizde hem iktisat hem de siyasal bilgiler fakültemizde işletme bölümleri mevcuttur. Böylece hem lisans hem de lisansüstü düzeyde Üniversitemizin farklı birimlerinde işletme eğitimleri yürütülmektedir" şeklinde konuştu.

İşletme Fakültesi’nin en gözde fakültelerden biri olduğunu belirten İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak sözlerini şu şekilde noktaladı: "Bu fakültemiz kendini kanıtlamış ve yıllar öncesinde uluslararası yaygın kabul gören akreditasyonu almayı başarmıştır. Bu akreditasyon hem lisans hem de lisansüstü düzeydeki programları kapsamaktadır. İÜ işletme fakültesi mezunlarına tüm dünyada ve pek çok alanda rastlamak mümkündür. Üniversitemizin her alanda yetiştirdiği mezunlarıyla gurur duyuyoruz".

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar: "İÜ işletme fakültesi diğer üniversitelere de öncülük etmiştir"
İstanbul Üniversitesi’nin Türkiye’nin en köklü üniversitesi olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ise konuşmasında, "İstanbul Üniversitesi ve fakülteleri, aynı zamanda Türkiye’de başka üniversitelerin, ilgili fakültelerin ve bölümlerin kurulmasında bir bakıma öncülük ve rehberlik etmişlerdir. Türkiye’de başka üniversitelerdeki işletme bölümlerinin hocaları da zamanında Türkiye’nin bu ilk işletme fakültesinde eğitim almışlardır. Özel sektörün birçok alanında işletme fakültesi bünyesinden yetişmiş çok değerli yöneticilerimiz Türk ekonomisinin kalkınması için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar ve başarıları ile hem kendi kuruluşlarını hem de hepimizi onurlandırıyorlar. Ben bütün mezunlarımıza Türkiye’nin her alanda gelişimi için sağladıkları bu değerli katkıları için şahsım adına, kurumum adına şükranlarımı ifade etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: "Burada özellikle değişen koşullara göre işletme fakültemizin ve üniversitelerimizin de kendilerini geliştirmesinin, gözden geçirmesinin bir ihtiyaç olduğunu ifade etmek isterim. İşletme iktisadı enstitüsü ve işletme fakültesinin lisansüstü ve lisans programlarındaki birçok yenilik aslına bakılırsa bugün ayrı fakülte, program ya da bölümler halinde yükseköğretimde yer alan bazı programların analığını yapmıştır diyebiliriz. Ben fakültemizin nice 50 yıllara ulaşmasını diliyor ve 50'nci yılı kutluyorum".

İÜ İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Pekdemir: "Uluslararası akreditesi olan tek devlet işletme fakültesiyiz" 

İÜ İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Pekdemir ise konuşmasında şunları dile getirdi: "Bundan tam 50 yıl önce 11 Nisan 1968 günü İstanbul Üniversitesi Senatosu 104 sayılı toplantısını gerçekleştirir. Bu 104 sayılı senato toplantısında ülkemizin lisans eğitimi yapacak ilk işletme fakültesinin kuruluşu karara bağlanır. O zamanlar Türk işletmeleri, özel sektör işletmeleri yavaş yavaş çoğalmakta, büyümekte ve ara kademe işletme uzmanlarına ihtiyaç duyulmaktadır. 1954 yılında işletme iktisadi enstitüsü kurularak yönetici eğitimine başlanmıştır. Enstitü uyguladığı vaka yöntemi ile gerek kamuda gerek özel sektörde işletme yöneticilerinin yetiştirilmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Lakin 1960’lı yıllarda ara kademe yöneticisi olarak işletme uzmanlarına ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır ve gelen talepler doğrultusunda 1960 yılından itibaren kurucumuz Prof. Dr. Mehmet Oluç konuya hassasiyetle yaklaşarak ülkemizde özellikle İstanbul Üniversitesi’nde bir işletme fakültesinin kurulması doğrultusunda ilk adımını atmıştır. 1960 ve 1962 yılları arasında iktisat fakültesi dekanlığını yürütürken işletme fakültesinin kurulması için uğraşlar vermiştir. Lakin o uğraşlar sonuç vermemiş 1962 yılında bu girişim başarısızlıkla sona ermiştir. Arkasından Prof. Dr. Mehmet Oluç hocamız bir strateji izleyerek işletme alanında profesör ve doçentler yetiştirerek projeyi 1962 yılında tekrar gündeme getirmiş ve 11 Nisan 1968 günü başarıyla tamamlanmıştır. Kurucularımızın tamamı iktisat fakültesi hocalarıdır".

İşletme fakültesi olarak eğitimde, araştırmada ve yayında en önde giden fakültelerden biri olduklarını belirten Prof. Dr. Recep Pekdemir sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Özellikle bahsetmek istediğim bir proje var. 1970 yılında başlayıp 1982 yılında sona eren doktora programımız 88 altın bilim insanı yetiştirmiştir. Bu 88 altın bilim insanı tamamı gerek yurt içinde gerek yurt dışında üniversitelerde eğitim, öğretim ve araştırma hizmeti vermişlerdir ve vermektedirler. Biz fakülte olarak Türkiye’nin uluslararası tanınırlığı olan, uluslararası akreditesi olan tek devlet işletme fakültesiyiz. Özverili ve gönüllü çalışmalarımızla 10 yıl süren bu akreditasyonumuz bizi dünyadaki 780 işletme fakültesi içerisinde ülkemizi temsil eden tek devlet işletme fakültesi haline getirdi. Yetiştirdiğimiz farklı mezunlar zenginliğimizi oluşturuyor. Bu mezunlarımız günümüz itibariyle kamuda, siyasette, özel sektörde ve pek çok alanda işletme fakültesinin bayrağını dalgalandırıyorlar, fakültemizi temsil ediyorlar. Dolayısıyla biz bütün mezunlarımızla gurur duyuyoruz. Biz 50 yıldır sürdürülebilir bir şekilde hayattayız, öncü olmaya devam ediyoruz".

Zapsu: "Gelecek olan yeniliklere açık olmamız lazım" 

İFMED Danışma Kurulu Başkanı Cüneyd Zapsu ise "Zamanın çok önemli sanayicilerinden Vehbi Koç ve Nejat Eczacıbaşı’nın buradaki fakültemizin kurulmasına önderlik ettiğini bilmenizi ve hatırlamanızı isterim. Sistem olarak da Harvard Business School sistemi alınmıştır. Bu fakülte farklı görüşlerde olan birçok siyasetçi yetiştirmiştir. Sadece bunlar da değil sanatçı, oyuncu, sporcu pek çok tanınmış insan bu fakülteden çıkmıştır. Ben bu mesleği seçtiğime hakikaten memnunum. İnanın bana hepimiz çok şanslıyız. Dünya inanılmaz hızlı gelişiyor. O kadar çabuk gelişiyor ki eskiden 100 senedeki gelişmeler şimdi 10 senenin altına düşmüş durumda" şeklinde konuştu. 

Meslek kavramının tarihe karıştığını belirten Zapsu sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "Avukatlık, basit avukatlık şu anda bitmek üzere. Google avukatlığı var. Bırakın onu tıpta teşhis artık gittikçe robotlaşıyor. İnanılmaz bir değişim yaşanıyor. İşte buralarda bana göre, bence her derde deva olabilecek, bizim gibi her işe karışabilecek insanlar gerekiyor. Gençlerin jenerasyonu çok zor bir döneme giriyor. O yüzden gelecek olan yeniliklere açık olmamız lazım. Biz işletmeciyiz. Berber dükkânı da işletiriz, hastane de işletiriz. Herhangi bir kısıtlamamız yok. Bu büyük bir şanstır. Bizim bundan faydalanmamız lazım".
Türkiye’nin ilk işletme fakültesinin 50'nci yılını kutlamaktan duyduğu mutluluğu ve sevinci dile getiren İFMED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet İlker Birgan ise İÜ işletme fakültesi olarak çok büyük bir aile olduklarını ve bu ailenin bir üyesi olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi.

Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, öğrencilerle birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi. İşletme Fakültesi’nde gerçekleştirilen 50'nci yıl kutlama etkinlikleri ise 'İş Dünyasında İşletmeliler', 'Kamu Yönetiminde İşletmeliler', 'Bizleri Yetiştiren Hocalarımız', 'İşletmeliler Her Yerde', 'Gelecekte İşletmeliler' oturumları ile devam etti.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun Şehir Hastanesi Başhekimi Ulubay’dan MHRS randevuları için uyarı Samsun Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mahmut Ulubay, MHRS üzerinden alınan randevularda yaşanan karışıklık nedeniyle vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı. Başhekim Doç. Dr. Mahmut Ulubay yaptığı açıklamada, Aralık ayı itibarıyla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ana Bina, Atakum Polikliniği, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları ile Onkoloji Ek Hizmet Binalarının MHRS randevularının Samsun Şehir Hastanesi bünyesi üzerinden verilmeye başlandığını belirtti. MHRS randevu ekranında randevu alınan kurumun "Samsun Şehir Hastanesi" olarak göründüğünü, muayene olunacak yer bölümünde ise ilgili ek hizmet binasının yer aldığını ifade etti. Ancak randevu ekranındaki harita bölümünde ek hizmet binalarında alınan randevular için de konum olarak ana hastane olan Samsun Şehir Hastanesinin gösterilmesi nedeniyle, bazı vatandaşların Atakum’daki ek hizmet binaları yerine Canik ilçesinde yeni hizmete giren ana binaya gittiği bilgisinin kendilerine ulaştığını aktaran Ulubay, bu durumun mağduriyete yol açabildiğini söyledi. Başhekim Ulubay, şu an itibarıyla Canik ilçesindeki Samsun Şehir Hastanesinde yalnızca Göğüs Hastalıkları Kliniğinin hizmet verdiğini, diğer ek hizmet binalarının ise taşınma süreci tamamlanana kadar kendi mevcut binalarında hizmet vermeye devam edeceğini kaydetti. Vatandaşların mağduriyet yaşamamaları için MHRS üzerinden randevu aldıktan sonra randevu ekranında muayene olacakları hizmet binasını mutlaka kontrol etmeleri ve muayene için belirtilen ek hizmet binasına gitmelerinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Ulubay, süreçle ilgili yeni gelişmeler oldukça kamuoyunun bilgilendirileceğini de sözlerine ekledi.
Ankara Ankara’da tek kişilik yol çalışması Ankara’nın Keçiören ilçesindeki köprü çalışmasında tek bir işçinin çalışması, iş çıkış saatlerinde uzun araç kuyruklarına sebep oluyor. Keçiören ilçesinde bulunan Fatih Köprüsü’nde yol genişletme çalışmaları nedeniyle trafik yoğunluğu yaşanıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tarafından, Keçiören’in önemli geçiş noktalarından biri olan köprüde trafiği rahatlatmak amacıyla başlatılan çalışmalar sebebiyle 4 şeritli köprüde bazı şeritlerin kapatılması, özellikle iş çıkış saatlerinde uzun araç kuyruklarına sebep oluyor. Uzun süre trafikte beklemek zorunda kalan sürücüler ve bölge sakinleri, köprüde çalışmaların tek bir mini ekskavatör ile yürütülmesi nedeniyle sürecin uzadığını belirterek, çalışmanın bir an önce tamamlanması için yetkililere çağrıda bulundu. "Bu köprü gerçekten trafiğe darbe vuruyor" Fatih Köprüsü’nde yürütülen çalışmaların sabah ve akşam saatlerinde uzun araç kuyruklarına neden oluğunu belirten Cavit Eğitmenoğlu, "Bu köprü gerçekten trafiğe darbe vuruyor. Ufacık bir kepçeyle iki ay sürdürmeden, yol iki günlüğüne kapatılsa veya başka yan yollardan verilse, isteyen burayı iki günde çözer. Bu yapılan hizmet değil, oyalanma. Bana göre bu çalışma hizmet yapıyormuş görünme gibi geliyor. Daha çok iş makinesiyle bir gün veya iki gün trafiği kapat, en azından yarısını yaparsın, yarısını da diğer güne bırakırsın. İki aşamalı da yapabiliyorsun ama öyle yapmıyorsun. Bir aydır, iki aydır devamlı oyalanma, göstermelik başka bir şey değil. Yetkililerden göstermelik değil de gerçekten vatandaşı rahatlatacak çalışmaların yapılmasını isterim. Akşam ve sabah çok trafik oluyor, buradan şehir hastanesine gitmek istiyorum ama tıkanıyor. Onun için bir an önce bu köprünün yapılmasını isterim" dedi. ABB sosyal medya hesabından Fatih Köprüsü’ndeki çalışmanın tek bir mini ekskavatör ile yürütülmesine ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Söz konusu bölgede yürütülen yol çalışmaları personel yetersizliğinden kaynaklanmamakta olup, mevcut köprü yapısına ve altyapıya herhangi bir hasar verilmemesi amacıyla kontrollü, aşamalı ve teknik zorunluluklar çerçevesinde sürdürülmektedir. Çalışma alanının aktif trafik akışı içinde bulunması ve hassas mühendislik yapıları içermesi nedeniyle sürecin yavaş ilerlemesi köprünün zarar görmesi ya da yıkım riski oluşmaması için can ve mal güvenliğini esas alan sorumlu bir kamu yönetimi anlayışının doğal sonucudur." Geçmiş dönemlerde, yapılan işler gece gündüz çalışılarak kısa sürede tamamlanıyordu.
İstanbul Pegasus Hava Yolları, Chelsea Futbol Kulübü’nün resmi havayolu partneri oldu Pegasus Hava Yolları, dünya futbolunun önde gelen kulüplerinden Chelsea ile gerçekleştirdiği global ortaklıkla uluslararası marka yolculuğunda yeni bir sayfa açtı. Pegasus Hava Yolları, global marka yolculuğunda önemli bir adım atarak, dünyanın en köklü ve en çok takip edilen spor kulüplerinden Chelsea Futbol Kulübü ile global bir iş birliği gerçekleştirdi. Anlaşma kapsamında Pegasus, Chelsea Futbol Kulübü’nün erkek ve kadın futbol takımlarının Resmi Havayolu Partneri oldu. Chelsea Futbol Kulübü’nün güçlü global erişimi ve dünya genelindeki geniş taraftar kitlesiyle desteklenen bu iş birliği kapsamında havayolu şirketi, öncelikli yurt dışı pazarlarda yenilikçi iletişim kampanyaları hayata geçirmeyi hedefliyor. Pegasus Hava Yolları Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Onur Dedeköylü iş birliğine ilişkin şunları söyledi: "Bu iş birliğiyle yenilikçilik, küresel büyüme ve insanları birbirine bağlama vizyonunu paylaşan iki güçlü marka bir araya geliyor. Futbolun evrensel gücüyle, global marka yolculuğumuzu daha da ileri taşımayı hedefliyoruz. Chelsea’nin global taraftar kitlesi, bizim uluslararası erişimimizle güçlü bir şekilde örtüşüyor. Birleşik Krallık, beş farklı noktaya uçtuğumuz ve büyümeyi sürdürdüğümüz önemli pazarlarımızdan biri. Chelsea Futbol Kulübü iş birliğiyle taraftarlar ve misafirlerimiz için ilham veren deneyimler oluşturmayı sabırsızlıkla bekliyoruz." Chelsea Futbol Kulübü İş Ortaklıkları Satış Direktörü Oliver Boden; "Pegasus Hava Yolları’nın son yıllardaki büyüme performansı ve seyahati herkes için erişilebilir kılma vizyonu son derece etkileyici. Hava yolu sektörünü dönüştürme hedefleri ve filo yatırımları, ne kadar büyük düşündüklerini açıkça ortaya koyuyor. Şirket ile iş birliği yapmaktan gurur duyuyor; yolculuklarının bir sonraki aşamasında onları desteklemeyi ve birlikte benzersiz bir ortaklık inşa etmeyi hedefliyoruz" dedi.