GÜNDEM - 24 Eylül 2021 Cuma 11:56

İstanbul’da başladığı arıcılıkta bal siparişlerine yetişemiyor

A
A
A
İstanbul’da başladığı arıcılıkta bal siparişlerine yetişemiyor

Beykoz’da Tarım Bakanlığı Bal Ormanında arıcılık işi yapan Emre Kızılduman, ormanda ürettiği balların siparişine yetişemiyor. 19 yıldır arıcılık işiyle uğraştığını belirten Kızılduman, narenciye balı, çörek otu balı, kestane balı, yayla balı gibi farklı çeşitlerde balları tüketiciyle buluşturuyor.

İstanbul’da yeşilliği ve doğal tarımı ile öne çıkan ilçe Beykoz’da, Tarım Bakanlığının kontrolündeki ‘Bal Ormanı’nda’ Bal üreticiliği yapan Emre Kızılduman, 19 yıldır devam ettiği işinde siparişlere yetişemiyor. Kızılduman, kendisine tahsis edilen arazide ürettiği balları tüketiciyle buluşturuyor. Kızılduman, narenciye balı, çörek otu balı, kestane balı, yayla balı türlerinde ballar üretiyor. Ayrıca tüketicinin, balların genellikle Doğu illerinden veya Karadeniz’den geldiğini sandığını ifade eden Kızılduman, her yörenin farklı çeşitlerde balları olacağını ve İstanbul’da çok güzel balların üretilebileceğini ifade ediyor.

“Dışarıdan bakıldığı zaman İstanbul’da bal olur mu diye düşünüyorlar”
İstanbul’da çok çeşit bal üretilebildiğini ifade eden Emre Kızılduman, “Beykoz balımızın başlıca ballarından kestane balımız var. Bu balı üretiyoruz. Kestane balımız gerçekten Beykoz'un çok özel bir balıdır. Devamında yine Beykoz ve İstanbul bölgesinde püren balı, kasım otu, akasya ve farklı endemik bitki çeşidi olarak böğürtlen balı üretilmektedir. Dışarıdan bakıldığı zaman İstanbul bölgesinde bal olur mu diye tüketicilerimiz şaşırıyor. Aslında İstanbul'da arıcılık ve balcılık Osmanlı dönemine dayanıyor. Eminönü'nde Balkapanı Hanı vardır. Balkapanı Hanı İstanbul Beykozu bölgesinde üretilen veyahut da Beykoz'un, İstanbul'un bütün ilçelerinde üretilen balların tamamı Eminönü'nde Balkapanı Hanında satılmaktadır" şeklinde konuştu.

“İstanbul, Türkiye’nin endemik bitki varlığı olarak en fazla bitki olan bölgesi”
İstanbul’un endemik bitki türü olarak en yoğun bölgesi olduğunu ifade eden Emre Kızılduman, “İstanbul, Türkiye'nin endemik bitki varlığı olarak en fazla bitki olan bölgesi. Yani bunu ne Akdeniz'de ne de Karadeniz'le kıyaslanmaması gerekiyor. Bizim burada sıralı sistem çiçek popülasyonu vardır. Yani sıralı sistem dediğimiz şöyle, herhangi bir yaylaya gittiğinizde bal akımı 10, 15 gün sürer. İstanbul'da gerek villa çiçekleri, gerek de endemik farklı kır çiçekleri. Devamında da orman bitkisi olarak çok zengin bir floraya sahibiz. Ben İstanbul'da arıcılık yapıyorum. İstanbul'daki üretmiş olduğum balları yine İstanbul bölgesinde pazarlıyoruz. Ve müşterilerimizin çoğu da memnun. Mesela ıhlamur balı. Ihlamur balı bakıldığı zaman sadece İstanbul bölgesinde üretebilen bir bal. Kestane balı, yine Karadeniz Bölgesi'nde üretim olsa da Beykoz bölgesinde de üretiliyor. Devamında akasya ve püren balı. Onlar da bu bölgede üretiliyor.” dedi

İstanbul’da başladığı arıcılıkta bal siparişlerine yetişemiyor

“Balın iyi olduğunu anlamak için nasıl üretildiğine bakılmalı”
Balların şehir dışından değil İstanbul’da üretildiğini söyleyen Kızılduman, “Şimdi tüketicilerimiz genelde balların Güneydoğu'dan veyahut da Karadeniz Bölgesi'nden geldiğini söylüyorlar. Ve oranın balı daha iyi olduğu söyleniyor. Aslında bu konuya açık bir durum. Yani bizim balımız da güzel. Tabii o ballar da iyidir ama buradaki kriter ürünün nasıl üretildiği. Yani hangi koşullarda üretildiği, endemik bitki varlığı, çiçek popülasyonun çok yüksek oluşu ve koloni yönetimi dediğimiz sistemlerle üretilebilen ballar iyi baldır" dedi.

Emre Sertdemir - Ömer Karaoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Rize’de 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlandı Rize’de 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı coşkuyla kutlandı. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Rize’de de 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlandı. Sabah saatlerinde Rize Valiliği Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törende Gençlik ve Spor İl Müdürü Ramazan Öztürk çelenk sundu. Törende saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu. Tören daha sonrasında Rize Kapalı Spor Salonu’nda devam etti. Gençlik ve Spor İl Müdürü Ramazan Öztürk 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı. Öztürk’ün konuşmasını yapmasının ardından şiir okundu. Program müzik konserinin ardından parkur dalında olan sporcuların yeteneklerini sergilemesiyle devam etti. Ardından Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi folklor ekibi halk oyunları oynadı. Kutlamalar müzik konserinin yapılmasının ardından son buldu. Törene, Vali İhsan Selim Baydaş, Belediye Başkanı Rahmi Metin, ÇAYKUR Genel Müdür Yardımcısı Erdinç Hatinoğlu, İl Jandarma Komutanı Albay Ali Güngör, İl Emniyet Müdürü Murat Türesin, İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Tüfekçi, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Gençlik ve Spor İl Müdürü Ramazan Öztürk konuşmasında, “Bugün Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı tüm yurtta coşkuyla kutluyoruz. Milletimizin tüm onur ve asaletiyle büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün rehberliğinde tarih sahnesinde bir defa daha şaha kalkışının başlangıcıdır. Bu tarihle birlikte Türk milleti bu durumu tersine döndürmeye başlayarak esaret altında var olunmayacağını ve kutsal vatan topraklarımızın ilelebet işgal edilemeyeceğini tüm dünyaya haykırmıştır” ifadelerini kullandı.
Adıyaman Adıyaman Üniversitesi öğrencilerinden Gazze’ye destek İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırıma Adıyaman Üniversitesi öğrencileri tepki göstererek basın açıklaması yaptı. İsrail’in zulmünde kalan Filistinlilere destek amacıyla Adıyaman Üniversitesi kampus alanında bir araya gelen üniversite öğrencileri, İsrail’e tepki gösterdi. Bazı akademisyenlerin de destek verdiği protesto yürüyüşünde ‘Nehirden denize özgür Filistin’, ‘insanlık kardeşine sahip çık’ Filistin’e selam, direnişe devam’ sloganları atıldı. Yürüyüşe katılan İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamdi Gündoğar yaptığı konuşmada Filistin’de yaşanan zulme karşı bütün dünyanın vicdanının sesine kulak verdiğini ve bu zulme karşı çıktığını, bu davanın asıl sahibi olan Müslümanlarınsa yeterli tepkiyi veremediğini ifade etti. Filistin’de yaşananlara karşı çıkmanın dini bir sorumluluk olduğuna da değinen Gündoğar, eğer durdurulmazsa Siyonist rejimin saldırganlığının yarın Türkiye topraklarına da yöneleceği uyarısında bulundu. Yürüyüş sonunda öğrencilerden Ramazan Uzun ise öğrenciler adına yaptığı basın açıklamasında, “Bizler, bilgi ve vicdanın buluştuğu bu akademik platformda, insan haklarının savunulması ve barışın tesisi için sesimizi yükseltiyoruz. Filistin’de süren çatışmaların oluşturduğu trajedi, sadece bir bölgeyi değil, tüm insanlığın vicdanını etkilemektedir. Bu nedenle, Adıyaman Üniversite olarak, bölgedeki masum hayatların korunması, acil insani yardımın sağlanması ve adil bir çözüm yolunun bulunması için uluslararası toplumu ve ilgili kurumları göreve çağırıyoruz. Bu çağrıyla birlikte, üniversitemizde, toplu yürüyüşler, çadır protestoları çeşitli etkinlik ve faaliyetlerin yanı sıra toplumsal projelerle, Filistin halkının yanında olduğumuzu gösteriyoruz. Buradan, dünyanın dört bir yanındaki dostlarımıza, kardeşlerimize ve terör devleti İsrail’in karşısında duran herkese sesleniyoruz. Yanınızdayız, Ey Gazze’nin yiğit evlatları, anaları, babaları, inşallah direnişiniz ile Siyonist rejimin ve dostlarının sonu gelecek” diye konuştu.