GÜNDEM - 17 Haziran 2015 Çarşamba 11:57

İstanbul’un en çok ziyaret edilen türbeleri

A
A
A
İstanbul’un en çok ziyaret edilen türbeleri

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., İstanbul’un en çok ziyaret edilen türbelerini bir kitapta topladı.

Önemli şahsiyetlere ait türbelerle ilgili geniş bilgilere yer verilen kitapta, İstanbul’da en çok ziyaret edilen türbenin Eyüp Sultan Türbesi olduğu belirtiliyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., özellikle ramazan ayında ve bayramlarda ziyaretçi akınına uğrayan İstanbul’un 100 meşhur türbesini bir kitapta topladı. İstanbul’da bulunan beş yüzü aşkın türbeden seçilenler arasında, İstanbul kuşatması sırasında şehit olan Ebu Eyyüb el-Ensari Türbesi, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed Türbesi, kanunlara bağlılığıyla bilinen Kanuni Sultan Süleyman Türbesi, İstanbul’a çok sayıda vakıf eser bırakan Hürrem Sultan Türbesi, mimaride yeni bir çığır açan Mimar Sinan Türbesi, İznik çinileriyle bezenmiş I. Ahmed Türbesi, Vefa semtinin isim babası olan Ebul Vefa Hazretleri’nin Türbesi, İstanbul velilerinden Aziz Mahmud Hüdai Türbesi, Osmanlı’nın fethine öncülük etmiş dervişlerden Karaca Ahmed Türbesi bulunuyor.

İSTANBUL’DA İZ BIRAKANLARIN SON DURAKLARI

İstanbul’un 100 Türbesi adlı kitapta yer alan türbeler, Sur içi (Fatih), Eyüp, Beyoğlu-Beşiktaş ve Üsküdar olmak üzere dört başlık altında toplandı. Bu başlıklar altında İstanbul’da iz bırakmış padişahlara, hanedan mensuplarına, velilere ve devlet adamlarına ait türbelerin tarihçeleri, plan düzenlemeleri, biçim ve süsleme özellikleri anlatılıyor.

EYÜP SULTAN TÜRBESİ

İstanbul’da en çok ziyaret edilen ve hatırasına en çok hürmet edilen türbe, Eyüp Sultan Türbesi’dir. Türk toplum ve devlet hayatında tarih boyunca büyük yeri ve önemi olmuştur. Zira Osmanlı padişahları tahta çıkışlarında Eyüp Sultan’da kılıç kuşanmışlardır. Öyle ki, Eyüp Sultan’a yakın gömülmek bile kutsal bir amaç olmuştur. Bu gün de, Türkiye’de en çok ziyaret edilen türbe, Eyüp Sultan Türbesi’dir.

FATİH’İN VEFATINDAN SONRA KİLİSE ÇANLARI ÜÇ GÜN ÇALDI

Fatih Sultan Mehmet, İtalya seferine çıkmak için hazırlıklarını yapmış, seferden kimse şüphelenmesin diye ordugâhını Gebze’de kurmuştu. O sırada Fatih’in özel doktoru padişaha her gün azar azar zehir veriyordu. Dozu gittikçe artırılan zehirle padişahın ciğerleri parçalanmış, İtalya seferi öncesi kurulan ordugâhta, 3 Mayıs 1481’de ölmüştü. Ölüm haberi, ordunun morali bozulmasın diye gizlendi. Fatih’in oğulları Şehzade Bayezıd ve Cem’in ordugâha varması beklendi. İlk gelen Bayezid oldu. Naaşı oğlu nezaretinde İstanbul’a nakledildi. 21 Mayıs 1481’de de Fatih Camii’nin güneyindeki avluya defnedildi. Ondan sonra gelen Osmanlı sultanları, Eyüp’te kılıç kuşandıktan sonra Fatih’in türbesini ziyaret ettiler. Fatih’in ölümünün ardından Papa, tüm kilise çanlarını üç gün boyunca çaldırmıştı.

1766 yılındaki depremde cami ile birlikte yıkılan türbe, bir yıl sonra III. Mustafa tarafından tekrar inşa ettirilmiştir. Türbenin mimarı Mehmed Tahir Ağa’dır. Türbede Fatih Sultan Mehmed tek başına yatmaktadır. 1782 yılındaki Cibali yangınında türbe, içindeki sanduka ve eşyalarla birlikte yanmış, I. Abdülhamid tarafından tamir ettirilmiştir. Türbeye konulan yeni sanduka üzerine Kâbe örtüsü örtülmüştür.

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN VE HÜRREM SULTAN TÜRBELERİ YAN YANA

Kanuni Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan’a yaptırdığı ve 1557 yılında törenle açılan Süleymaniye Camii ve Külliyesi, İstanbul’un Haliç’e bakan üçüncü tepesinde yer alır.
Caminin arkasındaysa 46 yıllık saltanatından sonra 6 Eylül 1566 yılında vefat eden Kanuni Sultan Süleyman ve eşi Hürrem Sultan’ın türbeleri vardır. Kanuni’nin türbesinde yedi, Hürrem Sultan’ın türbesindeyse üç sanduka bulunur.

CAĞALOĞLU’NDA 3 PADİŞAH

II. Mahmud 1839 yılında ölünce, yerine geçen oğlu Abdülmecid, Divanyolu’nda babası için Mimar Ohannes Balyan’a Cağaloğlu’nda bir türbe yaptırdı. Türbede II. Mahmud’tan başka Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid de gömülüdür. Hanedana mensup 17 sandukanın bulunduğu türbenin solundaki ek binada, bu üç sultanın eşleri yatar. Etrafı yüksek bahçe duvarlarıyla çevrili türbenin bahçesinde Said Halim Paşa, Muallim Naci ve Ziya Gökalp gibi devlet adamları da bulunuyor.

BOĞAZ'IN MANEVİ BEKÇİLERİ

Denizciler İstanbul Boğazı'nın dört manevi bekçisi olduğuna inanır. Bunlar Üsküdar'da Aziz Mahmud Hüdai, Beykoz'da Hz. Yuşa, Sarıyer'de Telli Baba ve Beşiktaş'ta Yahya Efendi'dir.

AZİZ MAHMUT HÜDAİ

Aziz Mahmut Hüdai türbesi Üsküdar'da Doğancılar semtinde bulunuyor. Celveti tarikatının kurucusu olan Aziz Mahmud Hüdai'nin "ben öldükten sonra mezarımı ziyaret edenlerin ölümü denizden olmasın ve duaları kabul olsun" şeklinde dua ettiğine dair inanç nedeniyle kendi adını taşıyan külliyesinin içinde yer alan türbesi halkın sıkça ziyaret ettiği bir mekandır. Türbeye ulaşım çok kolay olduğu için çok sayıda ziyaretçi Aziz Mahmut Hüdai Türbesi'nde dua ederek, çeşitli dileklerde bulunur.

YAHYA EFENDİ

Yahya Efendi türbesi, Beşiktaş'ta Yıldız Parkı'nın yanında, Yahya Efendi çıkmazındadır. Yahya Efendi aslen Amasyalı olmasına rağmen 'Şamlı Ömer Efendi' diye bilinilir. Uzun yıllar kadılık yapan Yahya Efendi, Kanuni Sultan Süleyman'ın süt kardeşidir (Yahya Efendi'nin annesi Afife Hanım, Kanuni'yi emzirmiştir).
16. yüzyılın alim ve mutasavvıflarından Yahya Efendi, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’ın danıştığı büyük velilerdendir. 1570 tarihli türbenin mimarı Sinan’dır. Kitabesi yoktur.
Türbede sedef kakmalı şebekelerle çevrelenmiş on bir sanduka vardır. Şeyh Yahya Efendi’nin yanı sıra, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Raziye Sultan, oğlu İbrahim Efendi, annesi Afife Hatun, Sultan II. Abdülhamid’in kızı Hatice Sultan ve oğlu Bedreddin Efendi, Şeyh Mehmed Nuri Şemseddin Efendi, Şeyh Hasan Efendi, Şeyh Yahya Efendi’nin küçük oğlu Şeyh Ali Efendi, Derviş Ali, Yahya Efendi’nin eşi Şerife Hatun da burada yatmaktadır.

HZ. YÛŞÂ

İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerdendir. Musa Aleyhisselam'dan sonra gönderilmiştir. Musa Aleyhisselamın yeğeni veya vekiliydi. İsmi Yûşâ olup, Hıristiyanlar Yeşû diyorlar. Yusuf Aleyhisselamın neslinden gelen Nûn'un oğludur. Annesinin Musa Aleyhisselamın kızkardeşi olduğu söylenmektedir. Yûşâ Aleyhisselâm'ın, Musa Aleyhisselam'a bildirilen dinin esaslarını insanlara tebliğ ettiği bilinmektedir.
Bir rivayete göre Beykozdaki “Yuşa tepesinde”, bir başka rivayete göre Gaziantep ve Halep arasında, bir başkasına göre de Filistin’de gömülüdür.
Ahmed Bin Hanbel’in “ Müsned ”inde bildirdiği hadis-i şerifte; ”Güneş hiçbir kimse için batmaktan alıkonulmaz. Ancak beyt-i mukaddesi fethetmek için gittiği gecelerden birinde Yûşâ Aleyhisselâm için batmaktan alıkonuldu” denmektedir. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.