GÜNDEM - 12 Ekim 2018 Cuma 12:38

İstanbul’un suyu zaman tüneliyle anlatıldı

A
A
A
İstanbul’un suyu zaman tüneliyle anlatıldı

Su kaynaklarının bilinçli kullanımını sağlamak amacıyla geçekleştirilen İstanbul Su Kongresi ve Fuarı İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın katılımıyla başladı. Kongrede kapsamında geçmişten günümüze İstanbul’un suya ulaşım noktasında geldiği durumu gözler önüne seren zaman tüneli dikkat çekti.

İSKİ tarafından organize edilen ve 22 ülke temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirilen İstanbul Su Kongresi ve Fuarı (İSTSU) başladı. Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen açılışa İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, İSKİ Genel Müdürü Fatih Turan, Uluslararası Su Birliği Başkanı Prof. Dr. Helmut Kroiss, Türkiye’den ve dünyadan akademisyenler ile çok sayıda vatandaş katıldı. Kongrenin açılış töreninde İstanbul’un 50 yıllık suyunun bulunduğu belirtilirken, küresel ısınma ve susuzluğa karşı kaynakların korunmasının ve bilinçli kullanımının önemine dikkat çekildi. Ardından su kaynaklarının yönetimi, arıtma teknolojileri, geçmişten bu güne küresel kentlerde su yönetiminin önemi gibi konuların masaya yatırılacağı kongrenin açılış kurdelesi kesildi. Sonrasında Başkan Uysal, fuar kapsamında açılan stantları gezdi, yetkililerden bilgi aldı. Başkan Uysal, kongre kapsamında 1994 yılından günümüze megakentin yaşadığı su problemleri ve günümüzde 50 yıllık su tedariğinin bulunduğunu videolarla anlatan zaman tünelini gezdi. Vatandaşların da ilgiyle incelediği tünel ile geçmiş günümüze İstanbul’un suya ulaşım noktasında geldiği durum gözler önüne serildi.

“Su kalmazsa hayat da biter” 

Kongrenin İstanbul gibi bir kentte düzenlenmesinin önemli olduğuna dikkat çeken ve küresel ısınmanın tüm dünyayı etkilediğini ifade eden İstanbul Valisi Vasip Şahin, “Su hayattır, hayat su ile başlar. Su kalmazsa hayat da biter. İnşallah İstanbul bu çıkan sonuçlardan bundan sonra daha fazla istifade ederek 50 yıllık su ihtiyacının giderilmiş olması perspektifini belki 100 -150 yıla çıkaracaktır. İnşallah buradan bereketli ve hayırlı sonuçlar doğacaktır” dedi.

“Önümüzdeki 50 yıllık su problemi çözüldü diyebiliyoruz” 

İSKİ’de dünyada kullanılan tüm son teknolojilerin kullanıldığını, kongredeki tünelin insanları megakentte suya ulaşamadıkları günlerden 50 yıllık su tedariğinin olduğu günlere yönelik bir yolculuk yaptırdığını belirten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, "İstanbul’un önümüzdeki 50 yıllık su problemi çözüldü diyebiliyoruz. Küresel ısınma, su kaynaklarının kıtlığı, susuzluk, bunlar İstanbul için baktığımızda İSKİ’mizin çalışması sayesinde bunlar ortadan kalmış vaziyette. Bu tünel 1994’ten itibaren İstanbul’da su ile ilgili neler yaşadık, bu görüntüler onları yansıtıyor. Bazı vatandaşlar için kendilerinin yaşadığı bir hayat olduğu için nostaljik bazıları o günlere yetişemediği için onlar içinde bir tarih. O günleri yaşayıp bir hafta boyunca suyun hiç akmadığı, haftada bir gün aktığı dönemleri hatırladığı zaman çok farklı bir duyguya kapılıyor diye düşünüyorum” dedi.

“Küresel ısınma bütün ekosistemler için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor” 

Su kaynaklarının doğru kullanımının önemine dikkat çeken İSKİ Genel Müdürü Fatih Turan, “Su kaynaklarımız azalıyor, dünyanın her yerinde sanayileşme nüfus artışı nedeniyle su kaynaklarına ulaşmak giderek zorlaşıyor. Küresel ısınma bütün ekosistemler için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor. İnsanoğlu eliyle ortaya çıkan bu zorlukları yine insanoğlunun aklı ve çabasıyla aşabiliriz. Temiz suya bizler kadar kolay ulaşamayan insanlar için hep birlikte yenilikler geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı. İstanbul Su Kongresi ve Fuarı (İSTSU) 13 Ekim tarihine kadar akademisyenlerin, yerel yönetim temsilcilerinin katılımıyla devam edecek.  

Hasibe Karadağ - Alper Suat Tutaşı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Sizi umreye götüreceğiz" yalanıyla vatandaşları 10 milyon TL dolandırdıkları iddia edilen şüpheliler: "Asıl mağdur biziz" Umre ziyaretine gitmek isteyen 412 kişiyi 10 milyon TL dolandırdığı iddia edilen turizm acentesi sahibi ve aracı şahıs tutuklandı. İlk ifadesi ortaya çıkan acente sahibi, "Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Uçuş firması yetkilileri yerine biz gözaltına alındık" dedi. Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar’ın (53) sahibi olduğu turizm acentesinin Kocaeli, İstanbul, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Düzce gibi illerde umre ziyaretine gitmek isteyen yaklaşık 412 kişiyi yaklaşık 10 milyon TL dolandırdığı iddia edildi. Umreye gitme tarihinin geçmesi üzerine vatandaşlar şüphelilerle irtibata geçerek polis şikayette bulundu. Sakarya’da camide müşteriler ile yapılan toplantı sırasında Çokyaşar ve 4 şüpheli Sakarya’da gözaltına alındı. İfadesi alınan 5 şüpheli savcılık tarafından serbest bırakılmasına karar verildi. Ancak Bursa’da da yapılan şikayetler üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Ahmet Çokyaşar ve aracı olduğu iddia edilen Ersoy Y. (50) serbest bırakılmadan gözaltı süreçleri devam etti. Diğer 3 şüpheli ise serbest bırakıldı. "Asıl mağdur olan biziz" Sakarya’dan SEGBİS aracılığıyla Bursa 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne bağlanan şüpheliler, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet Çokyaşar, "Asıl mağdur olan taraf biziz, firma iki kere uçuşlarımızı iptal etti. Bilgiyi aldığımız an itibari ile emniyete suç duyurusu yaptık. Uçakları ertelenen yolcularımız ile görüşmek için Sakarya’ya gittik. Aynı suçtan dün Sakarya’da serbest bırakılmıştık ancak Bursa’daki vatandaşların yine suç duyurusunda bulunması üzerine 3 gündür gözaltına olduğumuz için müşterilerimizle irtibata geçemedik. Uçuş firması yerine bizler bugün buradayız. Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için serbest kalmamız gerekmektedir. Uçuş firması yetkililerinin acil olarak gözaltına alınmasını talep etmekteyiz. Asıl bizler dolandırıldık. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm, sizlerden yardım talep ediyoruz, biz bu sorunu çok kısa zamanda çözecek pozisyondayız. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim” diye konuştu. "Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık" Çokyaşar’ın savunmasına katılan müdafisi Av. Nurcan Özlen, "Müvekkilimiz uçuşların iptal edildiğini 30 Nisan tarihinde öğrenmiştir, bu haberi alır almaz firma hakkında şikayetçi olduk. Firma sahibi hem Sakarya’da yürütülen soruşturmada hem de Kocaeli’de yürütülen dosyada şüpheli konumundadır. Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık. Müvekkilimin dolandırıcılık kasti söz konusu değildir. Aksine biz mağduruz” şeklinde konuştu. "Umreyi iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi" 29 senedir kamu personeli olarak görev yaptığını söyleyen Ersoy Y., "Ben de umreye gidecektim, orayı iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi. İnsanlar umreye gideceğimi duyunca beni arayarak, ‘Birlikte gidelim’ dediler. 12 kişi bana para verdi, ben de parayı yatırdım fakat Umre’ye gitmemize 2 gün kala uçuş firması uçuşun iptal olduğunu bildirdi. İtibarımdan dolayı bu 12 kişinin parasını hemen ödemek istiyorum yeter ki serbest kalayım. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim, hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılmamı talep ederim” ifadelerini kullandı. "Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını geri iade etmiştir" Ersoy Y. müdafisi Av. Gizem Dirbisoğlu ise "Müvekkilim daha önce de bu turizm firması ile umreye gitmiştir. Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını da geri iade etmiştir. Müvekkil mağdur durumdadır, tutuklanması ağır bir tedbir olacaktır. Fazla şikayetçi olduğu için herkes para verdiğini iddia etmiştir ancak müştekinin gerçeğe aykırı beyanları ile müvekkilin tutuklanması hakkaniyete aykırı bir durum olacaktır. Turizm firmasının yetkilisini müvekkilim vatandaşlara bildirmiştir, kendisi sadece aracıdır. Ersoy Y., bir kuruş dahi kar sağlamadan vatandaşların parasını turizm firmasına yatırmıştır. Maddi menfaat yoktur” dedi. İfadelerinin ardından 2 şüpheli, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.