MAGAZİN - 04 Aralık 2013 Çarşamba 11:33

İşte THY’nin Messi’li, Kobe’li yeni reklamı

A
A
A
İşte THY’nin Messi’li, Kobe’li yeni reklamı

Ve karşınızda Türk Hava Yolları’nın Messi’li, Kobe’li yeni reklamı. İlki izleme rekorları kıran reklamın devamında da iki yıldız arasındaki çekişme konu alınıyor.

Türk Hava Yolları, Los Angeles’ta gerçekleştirdiği basın toplantısı ile "Dünya Daha Büyük. Keşfet!" sloganıyla birlikte yeni reklam filmini tanıttı. Ünlü NBA oyuncusu Kobe Bryant ile ünlü futbolcu Lionel Messi’nin rol aldığı reklam filminin tanıtımına Bryant katıldı ve basının sorularını cevapladı.

Neden kendini THY’ye yakın hissettiğini ve bu tarz bir işbirliğini onaylarken neye önem verdiği sorulan Bryant, "Partnerliklerimde yapmaya çalıştığım ortak noktayı bulmaya çalışmak. Yenilikçilik ile sporu bir araya getirmek amacım. Her şeyden önce buna bakıyorum. Sonra da insanlara bakıyorum. Birlikte çalışmak eğlenceli olur mu? Profesyoneller mi? Tüm bunlar bir araya gelince birlikte çalışmamıza değeceğini düşünüyorum" dedi.

Bryant, bir markayı temsil edebilmek için neyin önemli olduğu konusunda ise "Marka elçisi olmak için ilk olarak kendi markanızı anlamınız lazım. Sonraki adım ise, benzer özellikleri taşıyan partner bulmanız. Bundan sonrası ise kolay, çıkıp kendiniz olmanız yeterli" değerlendirmesinde bulundu.

"EN ÖNEMLİSİ OYNARKEN EĞLENMEK"

İlki izlenme rekorları kıran ve iki ünlü sporcu arasındaki çekişmeyi konu alan reklam filminin ikinci bölümünde Messi ile çalışmanın nasıl olduğu konusundaki soruya ise Bryant, "Messi harika. ’Action’ diyorsunuz ve olduğumuz gibi davranıyoruz. Kamera arkasındaki bütün o insanları düşünmemeye çalışıyorsunuz. En önemlisi bunu yaparken eğlenmek" ifadelerini kullandı.

Bryant, Messi ile bir futbol ya da basket maçı yapar mısınız sorusuna ise, "Hayır. Birbirimize o kadar çok saygımız var ki, bunu yapmayız. Beni kaleye koyup onun got atmasını söylerseniz büyük ihtimalle canımı okur. Ya da onun benimle birebir basket oynamasını söylerseniz, bu da olmaz. O yüzden kendi alanlarımızda kalacağız. Ama sırf eğlencesine kalede durup topu tutmayı deneyebilirim. Büyük ihtimalle topu görmeyeceğim bile" şeklinde cevap verdi.

Reklam filmindeki başarısından dolayı aktörlüğü düşünüp düşünmediği sorulan ünlü basketbolcu, "Hayır. Hayır, hiçbir şekilde olmaz. Reklam filmleri tamam ama film veya televizyon dizileri, asla!" diye konuştu.

YÜCELER: "İKİNCİ REKLAM FİLMİ DAHA BAŞARILI OLACAK"

THY Los Angeles Müdürü Fatma Yüceler, "Bugün Los Angeles’ta yeni reklam kampanyamızı ve mottomuzu dünya basınıyla paylaşmaktan çok mutluyuz ve çok gururluyuz. Bildiğiniz gibi ilk reklamımız izlenme rekorları kırmıştı ve çok büyük bir başarıya imza atmıştı. Bu yeni kampanyamızın daha da başarılı olacağını ve bizlerin duyduğu heyecan gibi herkesin de heyecan duyacağını ve beğenerek izleyeceğini umuyorum" dedi.

Yüceler, Los Angeles uçuşlarına hem Türklerden, hem Amerikalılardan hem de diğer milletlerden yolcuların büykü ilgi gösterdiklerini de söyledi.

ÇİZMECİOĞLU: "THY GLOBAL HAVA YOLU OLMANIN ÖTESİNE GEÇTİ"

THY’nin Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Faruk Çizmecioğlu ise, THY’nin artık "Globally Yours" sloganını aştığını, zaten küresel olarak tanınan bir havayolu şirketi haline geldiğini ve bunun için yeni bir sloganı gündeme taşıdıklarını belirtti.Çizmecioğlu, "Global havayolu şirketi olmanın ötesinde birşey söylememiz lazım" dedi.

Bu bağlamda, "Dünya Daha Büyük. Keşfet!" sloganına değinen Çizmecioğlu, "Markamız aslında üç tane temel üzerine oturuyor. Bunlardan bir tanesi İstanbul. İstanbul Asya ile Avrupa kıtasını birbirlerine bağlıyor. Dolayısıyla hem Türkiye’nin özelliğinden, hem de Türkiye’nin özelliğinden ortaya çıkan özel bir durum var. Biz aslında dünyaları birbirine bağlıyoruz. Türk Hava Yolları da buna çok güzel hizmet ediyor. Çünkü dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu şirketiyiz ve hakikaten dünyayı birbirine bağlıyoruz" diye konuştu.

İkinci önemli ayağın Türk insanının yardım severliğinden kaynaklandığını ve bunu gönülden yaptığını belirten Çizmecioğlu, aynı şeklide THY’nin de bu hizmeti gönülden severek verdiğini belirtti. Üçüncü ayağın ise hizmetin bekletilerin ötesinde olmasından kaynaklandığını belirtti.

Çizmecioğlu, "Bugüne kadar şunu fark ettik: Bizimle seyahat eden yolcular genellikle beklentilerinin ötesinde bir Türk Hava Yolları ile karşılaşıyorlar. Kafalarında bekledikleri ile Türk Hava Yolları ile seyahat ettiklerinde buldukları arasında ciddi bir farklılık var. Pozitif manada ciddi bir farklılık var" dedi. Yeni markalandırmanın bu düşünceler baz alınarak oluşturulduğunu söyleyen Çizmecioğlu, "Bu nedenle ’Widen Your World, yani Dünyayı Genişlet, Ufkunu Genişlet’ şeklinde yeni bir mottoya çevirdik" diye konuştu.

THY’nin getirdiği yenilik sadece markalaştırma ile de sınırlı kalmadı. Invest on board, yani uçuş esnasında yatırım olarak nitelendirilebilecek yeni bir uygulamayı da hayata geçirme aşamasında. Bu projeyi özetleyen Çizmecioğlu, "Güzel projesi olan girişimcilerin projesini inceliyoruz. Bu projelerden en iyisini seçiyoruz ve uçak içi eğlence sistemlerimize bunların videolarını yüklüyoruz. Uçaklarımızda uçan yatırımcılar bunları izledikleri, bunların arasında beğendiği projeler olursa, bu sayede yatırımcıyla girişimciyi buluşturan ortak bir platform kurmuş oluyoruz. Bunu yapan ilk hava şirketiyiz" dedi.

"Invest on Board" projesinin de bir hafta içerisinde tamamen devreye girmesi ve uçuşlarda yer alması planlanıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da özel çocuklar eğitim alırken, anneleri el emeği ürünler üretiyor Bolu’da orta ve ileri düzey zihinsel engelli ile otizmli bireylerin eğitim gördüğü Emine Mehmet Baysal Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda örnek bir proje hayata geçirildi. Çocukları sınıflarda ikişer öğretmen eşliğinde özel eğitim alırken, veliler de Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan kursta dikiş-nakış yaparak aile ekonomisine katkı sağlıyor. Seyit Mahallesi’nde faaliyet gösteren Emine Mehmet Baysal Özel Eğitim Uygulama Okulu, hem öğrencilerine sunduğu eğitim imkanları hem de velilere yönelik sosyal projeleriyle dikkati çekiyor. Orta ve ileri düzey zihinsel yetersizliği olan bireyler ile otizmli öğrencilerin eğitim gördüğü okulda, toplam 148 öğrenci bulunuyor. Özel ilgi ve birebir takip gerektiren bu eğitim modelinde, okul kadrosunda bulunan 80 öğretmen görev yapıyor ve her sınıfta aynı anda 2 öğretmen derse girerek çocuklarla birebir ilgileniyor. Aile ekonomisine katkı sağlıyorlar Öğrencilerin sabah 09.00 ile öğleden sonra 14.45 saatleri arasında süren eğitimleri boyunca, çocuklarını okula getiren velilerin bekleme sürelerini verimli geçirmeleri amacıyla okul yönetimi ve Halk Eğitim Merkezi iş birliğine gitti. Bu kapsamda okul bünyesinde velilere yönelik dikiş-nakış kursu açıldı. Çocukları dersteyken atölyeye geçen veliler, usta öğreticiler eşliğinde hem meslek öğreniyor hem de sosyalleşerek stres atıyor. Atölyede büyük bir özenle hazırlanan el emeği göz nuru ürünlerin, yaz döneminde okul yararına düzenlenecek olan hayır panayırında sergilenmesi ve satışa sunulması hedefleniyor. Öğrenciler teneffüse çıktığında ise dikiş-nakışı bırakan anneler, çocuklarıyla oyun alanlarında ilgileniyor. Ayrıca çocukları için de kıyafet dikimini yapan anneler, aile ekonomisine katkı sağlıyor. "Çocuklarımızın üstüne giydiklerini kendimiz dikiyoruz" Çocukları için de kıyafet diktiklerini söyleyen Saniye Acet, "Oğlum son sınıfta otizm öğrencisi. Sabah saat 09.00’da buraya geliyoruz. Akşam 15.00’a kadar çocuklarımızı bekliyoruz. Bu arada da kendimize özel böyle dikiş kursu açıldı. Burada da zamanımızı bu şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu kurs açılmadan önce ne yapıyorduk? Aşağıda kendimize göre işte el işleri yine böyle etkinlikler kendi kendimize bir şeyler yapıyorduk ama oturuyorduk. Çocuklarımızla vakit geçiriyorduk. Burası faydalı oldu tabii ki. Biz Bizim için de çok faydalı oldu. En azından vaktimizi değerlendiriyoruz. Bir şeyleri öğreniyoruz. Mesela kendi diktiklerimizi veya çocuklarımızın üstüne giydiklerini kendimiz dikiyoruz" dedi. "Gelir sağlıyoruz" Kendilerine gelir sağladıklarını ifade eden Ebru İnceayan, "Biz de zamanımızı değerlendirmek adına bir şekilde hayatı yakalamaya çalışıyoruz. Mutluyuz. Arkadaşlarımızla elimizden geldiğince verimli olmaya çalışıyoruz. elimizdeki ürüne göre aslında şekillendiriyoruz. Ama daha çok evimizde gerekli olan işlerimizi bitiriyoruz. Hepimizin mutlaka yapması gereken bir iş oluyor. Birbirimize yardımcı oluyoruz. Gelir sağlıyoruz. Öğreniyoruz. Okulumuza bu imkanı sağladığı için teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı.
Bolu Özel çocuklar eğitim alırken, anneleri el emeği ürünler üretiyor Bolu’da orta ve ileri düzey zihinsel engelli ile otizmli bireylerin eğitim gördüğü Emine Mehmet Baysal Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda örnek bir proje hayata geçirildi. Çocukları sınıflarda ikişer öğretmen eşliğinde özel eğitim alırken, veliler de Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan kursta dikiş-nakış yaparak aile ekonomisine katkı sağlıyor. Seyit Mahallesi’nde faaliyet gösteren Emine Mehmet Baysal Özel Eğitim Uygulama Okulu, hem öğrencilerine sunduğu eğitim imkanları hem de velilere yönelik sosyal projeleriyle dikkati çekiyor. Orta ve ileri düzey zihinsel yetersizliği olan bireyler ile otizmli öğrencilerin eğitim gördüğü okulda, toplam 148 öğrenci bulunuyor. Özel ilgi ve birebir takip gerektiren bu eğitim modelinde, okul kadrosunda bulunan 80 öğretmen görev yapıyor ve her sınıfta aynı anda 2 öğretmen derse girerek çocuklarla birebir ilgileniyor. Aile ekonomisine katkı sağlıyorlar Öğrencilerin sabah 09.00 ile öğleden sonra 14.45 saatleri arasında süren eğitimleri boyunca, çocuklarını okula getiren velilerin bekleme sürelerini verimli geçirmeleri amacıyla okul yönetimi ve Halk Eğitim Merkezi iş birliğine gitti. Bu kapsamda okul bünyesinde velilere yönelik dikiş-nakış kursu açıldı. Çocukları dersteyken atölyeye geçen veliler, usta öğreticiler eşliğinde hem meslek öğreniyor hem de sosyalleşerek stres atıyor. Atölyede büyük bir özenle hazırlanan el emeği göz nuru ürünlerin, yaz döneminde okul yararına düzenlenecek olan hayır panayırında sergilenmesi ve satışa sunulması hedefleniyor. Öğrenciler teneffüse çıktığında ise dikiş-nakışı bırakan anneler, çocuklarıyla oyun alanlarında ilgileniyor. Ayrıca çocukları için de kıyafet dikimini yapan anneler, aile ekonomisine katkı sağlıyor. "Çocuklarımızın üstüne giydiklerini kendimiz dikiyoruz" Çocukları için de kıyafet diktiklerini söyleyen Saniye Acet, "Oğlum son sınıfta otizm öğrencisi. Sabah saat 09.00’da buraya geliyoruz. Akşam 15.00’a kadar çocuklarımızı bekliyoruz. Bu arada da kendimize özel böyle dikiş kursu açıldı. Burada da zamanımızı bu şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu kurs açılmadan önce ne yapıyorduk? Aşağıda kendimize göre işte el işleri yine böyle etkinlikler kendi kendimize bir şeyler yapıyorduk ama oturuyorduk. Çocuklarımızla vakit geçiriyorduk. Burası faydalı oldu tabii ki. Biz Bizim için de çok faydalı oldu. En azından vaktimizi değerlendiriyoruz. Bir şeyleri öğreniyoruz. Mesela kendi diktiklerimizi veya çocuklarımızın üstüne giydiklerini kendimiz dikiyoruz" dedi. "Gelir sağlıyoruz" Kendilerine gelir sağladıklarını ifade eden Ebru İnceayan, "Biz de zamanımızı değerlendirmek adına bir şekilde hayatı yakalamaya çalışıyoruz. Mutluyuz. Arkadaşlarımızla elimizden geldiğince verimli olmaya çalışıyoruz. elimizdeki ürüne göre aslında şekillendiriyoruz. Ama daha çok evimizde gerekli olan işlerimizi bitiriyoruz. Hepimizin mutlaka yapması gereken bir iş oluyor. Birbirimize yardımcı oluyoruz. Gelir sağlıyoruz. Öğreniyoruz. Okulumuza bu imkanı sağladığı için teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Trendyol Süper Lig’de ilk yarının penaltı karnesi Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında en fazla penaltıyı 5’er kez ile Fenerbahçe, Trabzonspor ve Gaziantep FK kazandı. Bordo-mavililer, 5 penaltıyı da gole çevirerek bu alanda zirvede yer aldı. Trendyol Süper Lig’de 17 haftayla beraber ilk yarı sona erdi. Ligde geride kalan 153 maçta hakemler 40 defa penaltı kararı verdi. Söz konusu penaltıların 31’i golle sonuçlanırken 9’u ise kaçtı. Penaltıdan en çok gol bulan Trabzonspor oldu En fazla penaltı kazanan takımlar 5’er kez ile Fenerbahçe, Trabzonspor ve Gaziantep FK oldu. Fenerbahçe ve Gaziantep FK bu penaltılardan 3’ünü gole çevirip, 2’sinden yararlanamadı. Bordo-mavililer ise 5 penaltıda da topu ağlarla buluşturarak bu alanda zirvede yer aldı. Penaltı gollerinde Paul Onuachu zirvede Karadeniz ekibinin Fatih Karagümrük, Kayserispor, RAMS Başakşehir ve Konyaspor karşılaşmalarında kazandığı penaltıları Nijeryalı futbolcu Paul Onuachu, ilk yarının son haftasında oynanan Gençlerbirliği maçındaki penaltıyı ise Ernest Muçi golle sonuçlandırdı. Onuachu, 4 golle ligin beyaz noktadan en çok skor bulan futbolcusu oldu. Paul Onuachu’yu, Fenerbahçe’den Anderson Talisca ve Gaziantep FK’dan Alexandru Maxim de 3’er golle takip etti. Anderson Talisca, 2 kez penaltı kaçırdı Fenerbahçe’de ligin ilk yarısında kazanılan 5 penaltıyı da Anderson Talisca kullandı. Brezilyalı futbolcu, Antalyaspor, Fatih Karagümrük ve Konyaspor maçlarında ise meşin yuvarlağı ağlara gönderirken, Göztepe ve Alanyaspor müsabakalarında ise penaltıları golle sonuçlandıramadı. Ligde Talisca haricinde 2 penaltı kaçıran futbolcu bulunmuyor. Maxim yoksa penaltıdan gol de yok Gaziantep FK’da kazanılan 5 penaltının 3’ü gol olurken, tamamında Alexandru Maxim’in imzası yer aldı. Rumen futbolcunun kullanmadığı diğer 2 penaltı ise golle sonuçlanmadı. Antep ekibinde Çaykur Rizespor mücadelesinde Dejan Sorescu, Göztepe maçında ise Mohamed Bayo penaltıdan yararlanamadı. Galatasaray 2 penaltı kullandı Ligde liderlik koltuğunda bulunan Galatasaray, sadece ligin ilk haftasındaki Gaziantep FK deplasmanında penaltı kazandı. Bu maçta sarı-kırmızılılar lehine 2 kez penaltı verilirken her ikisini de Barış Alper Yılmaz ağlarla buluşturdu. Beşiktaş, 4 penaltıdan 2’sini gole çevirdi Beşiktaş ise 4 kez penaltı noktasına gitti. Siyah-beyazlılar; Eyüpspor, Kasımpaşa, Samsunspor ve Fatih Karagümrük karşılaşmalarında penaltı kazandı. Kartal, bu 4 penaltıdan 2’sini gole çevirdi, 2’sinden yararlanamadı. Beşiktaş’ın penaltıdan gollerini Tammy Abraham ve Cengiz Ünder kaydederken, kaçıranlar da yine aynı iki futbolcu oldu. Penaltıdan gol atamayan tek takım Göztepe Süper Lig’de 18 kulübün 17’si penaltıdan gol buldu. Beyaz noktadan gol bulamayan tek takım ise Göztepe oldu. İlk yarıda 1 kez penaltı kullanan İzmir temsilcisinde, Başakşehir ile oynadıkları maçta Juan golü bulamadı. Beyaz noktadan en çok gol yiyen Eyüpspor Geride kalan haftalarda aleyhine en çok penaltı kararı 5’er kez ile Eyüpspor ve Gaziantep FK’ye verildi. İstanbul ekibi, 5 penaltıda da meşin yuvarlağı ağlarında gördü. Gaziantep ekibi ise penaltıdan 4 gol yedi. Ligde aleyhine penaltı çalınmayan takım bulunmazken, beyaz noktadan gol yemeyen tek ekip Kasımpaşa oldu. Lacivert-beyazlılar aleyhine 10. haftada oynadıkları Beşiktaş karşılaşmasında penaltı verildi ancak Tammy Abraham bu penaltıyı gole çeviremedi.
Ankara Yaşayan Miras Okulu Ankara’da açıldı, Bakan Ersoy bu okulun yaygınlaştırılacağını duyurdu Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Yaşayan Miras Okulları’nın açılışında yaptığı konuşmada, "Yaşayan Miras Okulu’nu Ankara’da pilot olarak başlatıyor, bu modeli zamanla Türkiye’nin dört bir yanına yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığınca hayata geçirilen ‘Yaşayan Miras Okulu Projesi’ Ankara 15 Temmuz Demokrasi Müzesi’nde tanıtıldı. Somut olmayan kültürel mirasın kuşaktan kuşağa aktarılmasını hedefleyen proje, kültürel mirası yaşayarak öğrenme, üretme ve paylaşma anlayışıyla geleceğe taşımayı amaçlıyor. Açılışa Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanı sıra UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz ve çok sayıda çocuk katıldı. Bakan Ersoy tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada projenin, kültürel mirası yaşayan bir değer olarak ele alan güçlü bir yaklaşımın ürünü olduğunu belirtti. Somut olmayan kültürel mirasın bir milletin hafızasını oluşturduğunu söyleyen Ersoy, geleneksel sanatlar, zanaatlar, müzik, oyunlar ve sözlü anlatıların kimliği şekillendiren temel unsurlar olduğunu ifade etti. "Bu modeli zamanla Türkiye’nin dört bir yanına yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz" Ersoy, "Yaşayan Miras Okulu’nu Ankara’da pilot olarak başlatıyor, bu modeli zamanla Türkiye’nin dört bir yanına yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz. Çünkü biz, kültürel mirasın yalnızca korunacak bir değer değil; öğrenilecek, üretilecek ve paylaşılacak yaşayan bir miras olduğuna inanıyoruz. Bu proje neticesinde çocuklarımız ‘Yaşayan Miras Elçisi’ olacaklar. Ustalarla çıraklar arasında kuşaklar arası doğru ve sahici bir aktarım sağlanmış olacak" ifadelerini kullandı. Çalışmaların 3 aşamada ilerleyeceğini aktaran Ersoy, "Çalışmalar; farkındalık, uygulama ve paylaşım olmak üzere 3 aşamada ilerleyecek. Çocuklarımız, somut olmayan kültürel mirasın ne olduğunu etkileşimli sunumlar ve atölyelerle öğrenecekler. İkinci adım olarak; çocuklarımız ve gençlerimiz, deneyimli ustalarımızın rehberliğinde düzenlenen uygulamalı çalışmalarda usta-çırak ilişkisini doğrudan deneyimleyecekler. Üniversiteli gençlerimiz ise bu süreci belgeleyerek, dijital içerikler ve iletişim çalışmalarıyla mirasımızı çağın diliyle görünür kılacaklar" şeklinde konuştu. Projenin gönüllülük esasına dayalı olarak başlatılmasının önemine değinen Ersoy, "Somut olmayan kültürel mirasımız, kadim medeniyetlere sahip Anadolu kültürünün binlerce yıllık süzgeçten geçtikten sonra günümüze ulaştı bizler asırlara dayanan bu kültürü, yaşayan insan hazinelerimiz ve somut olmayan kültürel miras taşıyıcılarımızla, çocuklarımıza aktarmak için çaba sarf ediyoruz. Geçmişimizin hazinelerini, geleceğimizin hazinelerine aktarıyoruz. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, bu alanda atılacak her adım bizim için hayati öneme sahip" diye konuştu. "Uluslararası alanda da somut olmayan kültürel mirasımızın görünürlüğünü artırmaya devam ediyoruz" Ersoy, bugüne kadar 7 bin 38 kültürel miras taşıyıcısına ‘Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Kartı’ verildiğini dile getiren Ersoy, Bu rakamın, kültürel birikimin ne kadar güçlü ve canlı olduğunu açıkça gösterdiğini ifade etti. Ersoy, şu ifadeleri kullandı: 2025 yılı itibarıyla, 16 yeni unsurun eklenmesiyle Somut Olmayan Kültürel Miras Türkiye Ulusal Envanteri’ne kayıtlı unsur sayımız 368’e ulaşmıştır. Yerel uygulamalara yapılan 162 yeni kayıtla birlikte toplam kayıt sayısı ise bin 707’ye yükselmiştir. Kültürel mirasımızın belirli unsurlarını icra etme ve yeniden yorumlama konusunda üstün bilgi ve beceriye sahip kişileri ise "Yaşayan İnsan Hazinesi" olarak ilan ediyoruz. 2025 yılında yapılan 10 yeni kayıtla, Yaşayan İnsan Hazinesi sayımızı 102’ye yükseltmiş bulunuyoruz. Uluslararası alanda da somut olmayan kültürel mirasımızın görünürlüğünü artırmaya devam ediyoruz." Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy konuşmaların ardından Yaşayan Miras Okulu’nun açılışını yaparak etkinlik alanlarında çocuklarla bir araya geldi.