GÜNDEM - 09 Kasım 2017 Perşembe 11:53

İTÜ’de konservatuvar okudu, düğünlerde davul çalıyor

A
A
A
İTÜ’de konservatuvar okudu, düğünlerde davul çalıyor

Diyarbakırlı 32 yaşındaki Mehmet Muhsin Demir, kentte yaşayan ve sayıları 15 bini geçen Dom’lar içinde üniversiteyi okuyan tek kişi olarak bir ilki başardı. Dom mahallesine de ilham kaynağı olan ve çocukların okula gitmesinin önünü açan Demir, yetkililerden iş istiyor.

Bağlar ilçesinde bulunan Yeniköy Mahallesi’nde toplanan Dom’lar içinde 32 yıl önce hayata gözlerini açan Mehmet Muhsin Demir, 9 yaşına kadar eline aldığı zurnayı üfleyip zaman geçirdi. 9 yaşında ilkokul bire yazılan Demir, bu tarihten itibaren hem eğitimini hem de ilk günden beri tutkuyla yaptığı zurna ve davul çalmayı bırakmadı. Etrafında üniversiteye gitmiş gençlerin olmamasına rağmen Demir, baba mesleği olan çalgıcılığı bir adım öteye taşıyıp konservatuvar okumaya karar verdi. Birkaç ilde girdiği özel yetenek sınavlarında Dom oluşu nedeni ile uzak durulan Demir, yılmadı ve İTÜ Konservatuvar Halk Oyunları Bölümünü 2008 yılında kazanmayı başardı. Dom kültüründen gelmesi nedeni ile hep ötekileştirilen Demir, öğretmenlerin kendisine güvenmesiyle 2014 yılında üniversiteyi bitirerek Diyarbakır’daki Dom’lar içinde bir ilki gerçekleştirmeyi başardı. Dom mahallesindeki çocukların idolü haline gelen Demir, 3 yıldır işsiz olduğunu ve 5 çocuğuna bazen sokak düğünlerinde çaldığı davulla baktığını belirterek, iş istedi.

“Hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördük”

6 yaşında babası ile gittiği düğünlerde enstrümanla tanışan Demir, yaşantısı ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Çok küçük yaşlarda flüt çalmaya başladığını belirten Demir, yaşı ilerledikçe zurna, davul, bağlama gibi çalgıları kendi kendime öğrendiğini söyledi. Baba mesleğinin üniversite eğitimini almak için çok uğraştığını belirten Demir, “Bayağı bir uğraştım, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde konservatuvar sınavlarına başvurdum. Her seferinde Dom ve Diyarbakırlı Kürt olduğum için hayata bir sıfır yenik başlıyordum. Bu benim hayatımın bir parçasıydı ve buna alışmıştım. En sonunda İTÜ’de sınava girdim ve kazandım. Diyarbakır’da Dom olarak üniversiteyi okuyan tek kişi benim. Benden sonra örnek oldum çocuklara, kendimle gurur duyuyorum, Dom’lara örnek oldum. Şu anda bütün Dom çocukları okuyor, okumalarını da istiyorum, elimden geleni yapıyorum. 5 çocuğum var hepsi çok başarılı.

Bundan 15-20 yıl önce davul zurna işimiz çoktu ve her yere gidebiliyorduk, herkes bizi tanırdı, ikinci sınıf vatandaş olarak bakıyorlardı bize. Çok zorluklarla uğraştık ve uğraşmaya devam ediyoruz. Kimse bize iş vermiyor, hangi kapıyı çalsak bizim yüzümüze kapanıyor, her kapıdan geri çevrildik. Hep ikinci üçüncü sınıf vatandaşı olarak görüyorlar bizi, onlar Dom’dur, çingenedir, hırsızdır gibi. Dışarıda kötü bir izlenim hemen Dom’la yükleniyor. Geçen gün bir yerde hırsızlık olayı olmuş, Dom mahallesine gidin demişler, bizim çocukların hiçbir alakası yok bunlarla. Ama biz açız, hiç kimse çalışmıyor, akşam eline evine torbalarla gitmediğin zaman bu çok bir durumdur. Bizde her vatandaş gibi çalışmak istiyoruz, çalıştığımız iş yerinden de bizden memnunlar. Şu anda sokak düğünleri gibi bir şey kalmadı, bizim mesleğimizi de elimizden aldılar. Bir ara okul okurken geçimimi davul çalarak yapıyordum, halk eğitimlerde çalışıyordum. Ben iş istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyım ve ötekileştirilmek istemiyorum” dedi. 

Aydın Yorat
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Yemek atıkları sokak hayvanlarına mama oluyor Zonguldak’ın Alaplı Çatak Ortaokulu Millî Eğitim Bakanlığı ile imzalanan ‘İyilik Okulu İşbirliği Protokolü’ kapsamında bir geri kazanım projesiyle çöpe gidecek yemek atıklarını geri dönüştürülerek sahipsiz kedi ve köpeklere mama oluyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen “Sıfır Atık” Uygulamalı İyilik Projesi Yarışmasında, Alaplı Çatak Ortaokulu öğrencileri ‘Atık Yemeklerimiz Sevgiye Dönüşüyor’ proje kapsamında Taşımalı öğrenciler için verilen yemek atık malzemelerden yaptıkları kaplarla Köy genelinde oluşturulan sokak hayvanları için beslenme noktalarına kedi ve köpek mamasına dönüştürüldü. Böylelikle önemli bir israfın önüne geçilirken, çöpe gidecek öğrenci atık yemeklerin atıklardan hazırlanan mamalar, sokak hayvanları için değerlendirilmesiyle hem toplumsal sorumluluk anlayışının pekişmesi hem de geri dönüşüme katkı sağlamayı amaçlandığı belirtildi. Alaplı Çatak Ortaokul yetkilileri, sıfır atık projesi kapsamında taşımalı öğrencilerden kalan atık yemekler kapsamında" Atık Yemeklerimiz Sevgiye Dönüşüyor" temasıyla hayata geçirdikleri geri kazanım projesinin bir ayağının da Kedi ve Köpek Mama Üretim Tesisi olduğunu belirtildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi’ne Alaplı Çatak Ortaokulu olarak tüm güçleriyle destek verdiklerini dile getiren öğrenciler, "Öğrencilerimizden kalan çöpe gidecek yemek atıkları kedi ve köpekler için mamaya dönüşüyor. Bu konuda tüm öğrenciler ile birlikte çalışıyoruz. Sokak hayvanları ile ilgili olarak son zamanlarda bazı sıkıntılar yaşandı ama el birliğiyle o hayvanlarımıza da sahip çıkıyoruz. Böylelikle hem onların ihtiyacını karşılıyoruz hem de israfı önlüyoruz" dediler.
Muğla KURTARAN-2024 Tatbikatı sona erdi Türk Deniz, Kara ve Hava Kuvvetleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurlarının katıldığı KURTARAN-2024 Tatbikatı’nın basın ve seçkin gözlemci günü safhası bitti. Marmaris’teki Aksaz Limanı’ndan hareket eden TCG Alemdar denizaltı personel arama kurtarma gemisi, kurtarma faaliyetlerini icra etti. Faaliyetlere, Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, ABD, Bangladeş, Bahreyn, Bulgaristan, Brezilya, Fas, Güney Afrika, Hollanda, Malezya, Mısır, Mozambik, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland ve Umman’dan 40 gözlemci ve subay da yer alıyor. Burada bir konuşma gerçekleştiren Kurtarma ve Su Altı komutanı Deniz Albay Necati Koray Salar, tatbikatta satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltıya yönelik kurtarma harekatı yapılacağını belirtti. Salar, tatbikatın Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca planlanarak Kuzey Deniz Saha Komutanlığı tarafından icra edildiğini ifade etti. Salar konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Tatbikat süresince üç farklı sahada dibe oturmuş üç denizaltıya, milli kurtarma gemileriyle müdahalede bulunulacak. Tatbikatın hedef kitlesi, denizaltı arama kurtarma harekatında görev alan yüzer, dalar, uçar unsurlar ve teşkil edilmiş karargahlar. Tatbikata deniz kuvvetleri komutanlığından 1 fırkateyn, 1 denizaltı kurtarma gemisi, 2 kurtarma ve yedekleme gemisi, 3 denizaltı, 1 mayın avlama gemisi, 2 tuzla sınıfı karakol gemisi, 1 büyük liman römorkörü, 1 sat botu, 1 deniz karakol uçağı, 1 helikopter, 1 insansız hava aracı, 1 paraşütle arama kurtarma timi, 1 denizaltı tahliye ve kurtarma yardım timinin katılacak.” KURTARAN-2024 tatbikatı kapsamında, 24 Nisan’da tatbikata katılacak tüm milli unsurların ve yabancı gözlemcilerin katılımıyla tatbikat öncesi seyir brifingi icra edildiğini bildiren Salar, “Tatbikatın fiili safhası 25 Nisan’da denizaltı harekat kontrol makamınca verilen alarm mesajı ile başlamış, tatbikata iştirak eden arama kurtarma birlikleri, Aksaz Deniz Üssü’nden ileri hareket ettirilerek, tanziri olarak satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltının aranması, tespiti ve teşhisi faaliyetleri icra edilmiştir. Denizaltıdan personel kurtarma harekatında ilk safha olan denizaltının bulunması sonrasında komutanlığımız tarafından ilk müdahale gerçekleştirilmekte. Bu safhada dalgıçlarla 91, 1200 ve 365 metre ve uzaktan kumandalı sualtı araçları ile de 600 metre derinliğe kadar satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisine harici havalandırma, acil yaşam destek paketlerinin transferi gerçekleştirilmekte olup, amaç satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisini kurtarmaya hazır hale getirilebilmektir” diye konuştu. Salar, harici havalandırma sisteminin, 5 atmosfer iç basınca ulaşmış ve 50 personele sahip denizaltıya 14 gün süreyle temiz hava beslemesi yaparak pis havayı egzoz edebildiğini, denizaltıdan personel kurtarma çanı ile satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisinden bir seferde 6 personel olacak şekilde 207 metre derinliğe kadar personel kurtarılabildiğine dikkat çekti. Tatbikatta kapsamında rol gereği tanziri olarak satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltının aranmasına başlandı. Denizaltının tespit edilerek 1. Dalgıçlarla ilk müdahale gerçekleşti. Bu safhada dalgıçlarla 91, 1200 ve 365 metre ve uzaktan kumandalı sualtı araçları ile de 600 metre derinliğe kadar satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisine harici havalandırma, acil yaşam destek paketlerinin transferi gerçekleştirdi. Yaralı halde kurtarılan personeller tedavi amacıyla hastanelere sevk edildi. Daha sonra başka bir senaryoda ise hasar alan denizaltı personelleri tahliye edilerek önce uçaktan SAT ve sağlık personeli indirilmesi gerçekleştirildi. Daha sonra ise tatbikat sona erdi. TCG Alemdar Gemisinin ise yerli ve milli oluşu dikkat çekildi. Faaliyetler sonrası Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Dr.Ercüment Tatlıoğlu geminin askeri personeline hitap etti. Tatlıoğlu, personelin tatbikatının başarıyla icra ettiğini belirtti. Türk Deniz Kuvvetleri’nin dalgıçlık tarihi 17. yüzyıla kadar uzandığına dikkat çeken Tatlıoğlu, "17. yüzyılda Gelibolu civarında yaptığımız dalgıçlık çalışmaları bilinmekte. 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde dalgıçlarımız mayın tespit etme ve mayın ihmal etme görevlerinde bulunmuşlardır. 1885 yılında Hava kompresörleriyle imla edilen dalış cihazlarımızın envanterimize girmesiyle Kurtarma ve Su Altı Komutanlığımızın üyesi oluştu. 1889 yılında Japonya’ya gönderdiğimiz Ertuğrul Fırkateyninde de dalgıçlarımız vardı. 1951 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden aldığımız kurtaran gemisi vasıtasıyla kurtarma faaliyetlerini icra etmekteydik. Bugün itibariyle milli ve yerli olarak hem gemilerimizi hem gemilerimizin içindeki kurtarma cihazlarımızı milli ve yerli imkanlarla yaptık ve 3 adet gemimizi de Alemdar, Akın ve Işın gemimizi de bu tatbikatta Satha çıkma kabiliyetini kaybetmiş 3 adet denizaltıdan personel kurtarmak için kullandık. Sevgili arkadaşlar 3 bin metre derinliğine kadar dipteki enkazları batıkları tespit etme kabiliyetine sahibiz. 600 metre derinlikteki denizaltıya oksijen imla edebilme kabiliyetine sahibiz. Atmosferik dalış elbiselerimizle 365 metreye dalıyoruz ve bildiğiniz gibi 207 metre derinliğindeki bir denizaltıdan denizaltı çanımız vasıtasıyla altışar kişi olmak üzere sata gelme su üzerine gelme kabiliyetini kaybetmiş olan deniz alttan personel kurtarabiliyoruz. Bugün bu yapmış olduğumuz tatbikatta bu imkan ve kabiliyetlerimizi kullandık. İmkan ve kabiliyetlerimizin yeterliliğini gördük. Ben tatbikatta gösterdiğimiz başarılar için hepinize teşekkür ederim” diye konuştu. Tuğamiral Gökçen Fırat ise tatbikatın bu yıl yedincisinin düzenlendiğini anımsatarak, "2021 yılında Dynamic Monarch NATO denizaltı atama ve kurtarma tatbikatı ile birlikte yapılan tatbikata Türk Donanması 2017 yılında ev sahipliği yapmıştı" dedi. Fırat, tatbikatın amaçlarından bahsederek, "Hepinize verimli bir tatbikat diliyorum ve eminim ki iyi işler çıkaracağız" ifadelerini kullandı.