GÜNDEM - 12 Haziran 2021 Cumartesi 11:57

İzmir depreminde yan yatan binada kolon kesilmemiş

A
A
A
İzmir depreminde yan yatan binada kolon kesilmemiş

İzmir’de yıkıma neden olan depremde 11 kişinin öldüğü, 11 kişinin de yaralandığı Yılmaz Erbek Apartmanı ile ilgili hazırlanan iddianamede, bilirkişiler tarafından yapılan çalışmada, herhangi bir düşey taşıyıcı eleman kesilmediğinin tespit edildiği ifade edildi.

Binadaki beton kalitesinin projedekinden farklı, deprem kuvvetine dayanıklılık hesabının hatalı, zemin etüdünün yanlış olduğu vurgulanan iddianamede, statik analizlerin, binadan numune alımı ve binadaki malzeme değerlendirmesi yapılmadan hazırlandığı, testin rapordan sonra yapıldığı bilgisi yer aldı.

İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen ve 115 kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, 10’u tutuklu 29 kişi hakkında 5 ayrı iddianame hazırlandı. Depremin ardından yan yatan Yılmaz Erbek Apartmanı ile ilgili iddianame, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açıldı.

Yılmaz Erbek Apartmanı B Blok’ta meydana gelen çökmede 11 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin ise yaralandığı belirtilen iddianamede, olaya ilişkin yapı sahibi, müteahhit, mimar, inşaat mühendisi, uygulama sorumlusu, yapı denetim sorumlusu, mimari ve statik-betonarme proje müelliflerinin de aralarında yer aldığı 2’si tutuklu, 10 kişi sanık olarak yer aldı. Binada ölenlerin yakınlarından 12 kişi de davacı olarak davaya müdahil oldu.

Yılmaz Erbek Apartmanı’nın yıkılmasıyla ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısının hazırladığı iddianamede, genç yapılı yer kabuğu üzerinde bulunan ve Türkiye’de en riskli olarak değerlendirilen 1. derecedeki deprem bölgesinde İstanbul, İzmir gibi illerin yer aldığı, bu nedenle binaların statik betonarme hesaplarının nasıl yapılacağının, hangi katsayıların kullanılacağının, beton kalitesinin ve zemin sınıfının nasıl belirleneceğinin, yapı denetim şirketlerinden neleri denetlenmesi gerektiğinin kanun ve yönetmeliklerle belirlendiği bildirildi. Deprem sonrası yıkılan Yılmaz Erbek Apartmanından alınan örnekler Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden 3, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden 4 öğretim görevlisinin katılımıyla 7 kişilik bilirkişi ekibi tarafından değerlendirildi.

İddianamede değerlendirme sonuçlarına göre, beton sınıfının projede belirtilenden farklı olduğu, kolonlarda kullanılan etriye donatıların aralık değerinin ve kanca şekillerinin Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik (1975) hükümlerine uymadığı, yapı tipi katsayısının düşük alınması nedeniyle deprem kuvvetinin gerekenden daha düşük hesaplandığı, yapılan zemin etüdünde eksik analiz nedeniyle zemin sınıfının Z3 olarak hesaplandığı, TOKİ raporlarına göre Z4 olarak hesaplanması gerektiği, tüm etriyelerin uçlarının projeye ve Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’e (1975) aykırı olarak 90 gönyeli imal edildiği belirtildi.

Yapı denetimi aşamasında binadan alınan numunelere ait deney sonuçlarının 24 Mart 2006 tarihinde çıkmasına rağmen, buna ilişkin analizlere ait hesap raporunun yapı denetim firmasınca 9 Ocak 2006 tarihinde hazırlandığına dikkat çekilen iddianamede, “Analizlerde kullanılan beton basınç dayanımının deney sonuçlarından elde edilen sonuçlarla uyumlu olmadığı, statik analizlerin, karot alımı ve binada malzeme değerlendirmesi yapılmadan önce yapıldığı belirlenmiştir” ifadesine yer verildi.

İddianamede, delillerin sağlıklı şekilde toplanması için bina enkazı başına polis görevlendirildiği, binadan 4 kolon, 1 perde ve 2 kirişten karot örnekleri ile inşaat demirlerden örnek alındığı bildirildi. Kolon kesme iddialarının araştırılması için binanın zemininde bulunan süpermarketten güvenlik kameraları görüntülerinin alındığı belirtilen iddianamede, bilirkişiler tarafından yapılan çalışmada, herhangi bir düşey taşıyıcı eleman kesilmediğinin tespit edildiği ifade edildi.

Ali Gözeten

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır AK Partili Raşit Ocak: "İşçilere yapılan baskı ve hukuksuzluklara karşı gerekli adımları atacağız" AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Raşit Ocak, seçimden sonra DEM’li belediyelerin bazılarının işçi çıkarmasına tepki göstererek, "İşçilere yapılan baskı ve hukuksuzluklara karşı gerekli adımları atacağız" dedi. AK Parti İl Başkanı Mehmet Raşit Ocak, seçimin ardından DEM’li belediyelerin ilk icraatının işten çıkarmalar ve emekçileri işlevsiz ve verimsiz hale getiren mobbing uygulamaları olduğunu ileri sürdü. Ocak, "Belediyelerde işçi kıyımı devam ederken, şimdi de eski çalışan emekçi kardeşlerimizin bir kısmı, kadrolarına bakılmadan temizlik işleri müdürlüğü emrinde görevlendirilmeye başlandı. Özetle DEM’li belediyelerde çalışma hayatını düzenleyici, işçi ve işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı adımlar yerine; yasa, kanunlar ve evrensel insan hakları çiğnenerek zulüm dönemi başlamıştır. Söz konusu DEM’li belediyelerde emekçi kardeşlerimize yapılan baskı ve hukuksuzluklara karşı gerekli adımları atacağız. İşten çıkartma, iş yeri değiştirme, mobbing, onur kırıcı davranışlar, ayrımcılık ve ötekileştirme çabalarına karşı; emekçi kardeşlerimizle hukuki mücadele başlatacağız. İlimizde mağdur ve mazlum olmuş bütün belediye çalışanlarının ve emekçilerinin yanında duracağız. İşçilerimize emekçilerimize yönelik baskı, tehdit, işten çıkarmalar son bulana kadar haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Muğla Datça’da 2 bin 500 yıllık hayal, temsili olarak gerçeğe dönüştürüldü Ege ile Akdeniz’in birleşme noktası olan Muğla’nın Datça ilçesinde su testilerine doldurulan ve Akdeniz’den Ege’ye sembolik olarak taşınan deniz suyu, düzenlenen törenle Ege Denizi’ne döküldü. Antik çağda Muğla’nın Datça ilçesinde yaşayan Knidosluların, Akdeniz ile Ege Denizi suyunun birleşmesini sağlamak amacıyla kanal açmaya çalıştıkları bilinirken, başarısızlıkla sonuçlanan çalışma yaklaşık 2 bin 500 yıl sonra gerçek oldu. Bu yıl 23.’sü düzenlenen Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Doğa Yürüyüşü kapsamında Akdeniz’den alınan ve testilerle taşınan deniz suyu, bu yıl 23. kez Ege Denizi ile buluşturuldu. Datça Çevre ve Turizm Derneği’nin (DAÇEV) girişimi, Datça Kaymakamlığı ve Datça Belediyesi’nin katkıları ile her yıl düzenlenen geleneksel yürüyüş sabah saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda başladı. Ege Denizi’ne götürülmek üzere Çatalmağara önünden Datça testilerine doldurulan Akdeniz suyu, belirlenen güzergah üzerinden Gökova körfezi kıyısındaki Gereme koyunda bulunan Katıyalı mevkiine ulaştırmak üzere davul zurna eşliğinde yola çıkarıldı. Yaklaşık 4 saat süren yürüyüşün ardından testilerle birlikte Katıyalı mevkiine ulaşan ekip, Akdeniz’den alınan deniz suyunu Ege Denizi’ne döktü. Datça Kaymakamı Murat Atıcı, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ve DAÇEV kurucusu ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün tarafından testilere doldurulan sular, Ege Denizi’ne döküldü. 2 bin 500 yıllık hayalin temsili olarak gerçeğe dönüştürüldüğü etkinliğin ardından, vatandaşlara keşkek ikram edildi. Piknik havasında geçen etkinlikte, katılımcılar doyasıya eğlenirken, davul zurna eşliğinde gerçekleştirilen kutlamalarda renkli görüntüler ortaya çıktı.