ÇEVRE - 06 Mayıs 2022 Cuma 14:42

İzmir'de 26 ormanlık alana girişler yasaklanıyor

A
A
A
İzmir'de 26 ormanlık alana girişler yasaklanıyor

İzmir Valiliği tarafından yapılan açıklamada, orman yangınlarının önüne geçmek amacıyla, 1 Haziran-30 Ekim tarihleri arasında ormanlık alanlara giriş yasaklanacağı belirtildi.

İzmir Valiliği tarafından yapılan açıklamada, İzmir İli Orman Yangınlarıyla Mücadele Komisyonunun 28.04.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararının 31. maddesine dayanarak 26 ormanlık alana girişlerin, 1 Haziran 2022 - 31 Ekim 2022 tarihleri arasında yasaklanacağı duyuruldu.

O ormanlara giriş yasak

Açıklanan karara göre, Çiçekli, Atatürk, Karacadağ, Kavaklıdere, Dikmendağı, Çatalkaya, Başpınar, Foça, Uzunkuyu, Parsa, Fındıklıdere - Çağlan, Kırkgeçit - Çatalçam, Karadere, Yamanlar - Karagöl, Meryemana, Mehmetler, Korucuk, Nif Dağı, Kartal, Doğanbey, Armutlu-Bayramlı, Kurudere, Pınarcık, Sarnıç ve Oğlananası ormanlarına giriş yasaklandı. Açıklamada, "Çiçekli ormanları içindeki İzmir ili Kent Ormanı bu yasak dahilinde değildir. Kritik hava hallerinde gerekirse yasaklama getirilebilecektir" ayrıntısına yer verildi.

Piknik yapmak, mangal yapmak, mola vermek yasak

"Bu ormanlar çevresinde ve içinden geçen yollarda orman kenarında mola vermek ve piknik yapmak yasaktır" şeklinde yapılan açıklamada, “Aşağıda İlçesi, Köyü/Mahallesi ve sınırları belirtilen ormanlık sahalara yetkililerden başkasının girmesi kesinlikle yasaktır. Bu ormanlar çevresinde ve içinden geçen yollarda orman kenarında mola vermek ve piknik yapmak yasaktır. Vatandaşlar yalnızca kendilerine ayrılan piknik alanlarından gerekli önlemleri alarak yararlanabileceklerdir.

Bu piknik alanlarında yakılan ateşler tamamen söndürüldükten ve kullanılan alan temizlendikten sonra piknik yeri terk edilecektir. Orman Yasasının 31 ve 32. Maddesi çerçevesinde olan köyler/Mahalleler başta olmak üzere, orman içi, orman bitişiği ve ormanla ilişiği olmayan köyle/Mahalleler de dahil olmak üzere anız, bağ-bahçe, zeytinlik ve tarla temizliğinden meydana gelen dalların ve her türlü bitki örtüsünün yakılması yasaklanmıştır. Orman alanı civarındaki tesisler ile sanayi kuruluşları; ormanı etkileyebilecek yangınlara karşı gerekli önlemleri alarak, söndürme ve koruma ekiplerini kuracaklar ve orman aralarında koruma bandı oluşturacaklardır.

Enerji Nakil Hatlarının yapım ve bakımı ile ilgili kuruluşlar hatların özellikle ormanlık alanlardan geçen bölmelerinde gerekli bakımları gerçekleştirecekler, yetkililerce istenilmesi durumunda hattaki enerjiyi keseceklerdir. Belediyeler, Orman içi, Orman kenarı ve bitişiğinde bulunan çöp toplama alanları çevresinde koruma bandı oluşturacak ve yangın riskine karşı gerekli iş makinelerini (Dozer, Loder, Kepçe) hazır bulunduracaklardır. Orman İdaresi, Jandarma ve Emniyet Birimlerince oluşturulan devriye sistemi etkin bir şekilde uygulanacak, gerekirse Kaymakamların emirleri ile tüm kamu personel ve olanaklarından, önleyici hizmetler (devriye kontrol vb.) ile yangınlara karşı müdahale de yararlanılabilecektir. Yangın ihbarı ücretsiz 112 ACİL No’lu telefonlara da yapılabilecektir” ifadelerine yer verildi.

Yasağa uymayanlara ceza

Valilik tarafından yapılan açıklamada, kurallara uymayanlara cezai işlem uygulanacağı bildirilirken, "İzmir Valiliğince yukarıda alınmış düzenleme ve önlemlere tüm ilgililerin duyarlılıkla uymalarını, iş bu karar ve önlemlerin uygulanmasına aykırı davranan, zorluk gösteren ya da uymayanlar hakkında 6831 sayılı Orman Kanunun 74.maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunun 66. maddesi ile 5326 Sayılı Kabahatlar Kanunun 32.maddesine göre işlem yapılacaktır" denildi.

Vali Köşger, "Hep birlikte sahip çıkalım, geleceğe nefes olalım"

İlgili kararlara yönelik sosyal medya hesabından açıklama yapan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, "Değerli hemşehrilerim, orman yangınları ciğerlerimizi daha fazla yakmasın diye, giriş yasağı getirdiğimiz ormanlık alanları paylaşıyoruz. Lütfen yasaklı alanlara olduğu kadar diğer ormanlarımıza da hep birlikte sahip çıkalım, geleceğe nefes olalım" sözlerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Nakipoğlu Mahallesi’ndeki evlerin restorasyonu tamamlanıyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinin geçmişini yansıtan ve ilçenin çeşitli noktalarında bulunan 100 yılı aşkın tarihe sahip yapılar, Karatay Belediyesi’nin çalışmalarıyla bir bir yeniden ayağa kaldırılıyor. Söz konusu yapıların korunup geleceğe taşınması amacıyla Nakipoğlu Mahallesi’nde devam eden restore çalışmalarını yerinde inceleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Tarihimizi korumaya ve yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Konya’ya özgü mimari özellikleri yansıtan; kerpiç, ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar, Karatay Belediyesi’nin yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla eski günlerine yeniden döndürülüyor. Bu çerçevede Nakipoğlu Mahallesi’nde 125 yıllık geçmişe sahip iki tarihi ev, Karatay Belediyesi ekipleri tarafından restore ediliyor. Söz konusu yapıların restorasyon çalışmalarında artık sona gelinirken; Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çalışmaları yerinde inceledi. “Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz” Konya ve Karatay’ın yüzlerce yıllık geçmişini yansıtan tarihi evleri gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttükleri restorasyon çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Başkan Kılca, “Konya’mızın tarihi mimari özelliklerini taşıyan ve zaman içinde tahribata uğrayan evlerimizi tek tek tespit ederek önce korumaya alıyoruz. Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda tarihi bir Konya evindeyiz. Bu tür evlerimizi kamulaştırarak, restore ediyoruz. Nakipoğlu Mahallemizde tarihi bir evimizin restoresini tamamlamak üzereyiz. Burada eski yüklüklerimiz, aynalıklarımız ve sahanlıklarımız var. Ahşaptan ve hepsi el emeği ürünler. Bunları gelecek nesillerimize taşımış oluyoruz. Eski evlerimizde kerpiç ve ahşap malzemeler ve hasır tavanlardan oluşan bu yapıyı gelecek kuşaklara aktarmamız önemli. Bu tür yapılara sahip çıkacağız. Evde detaylar çok etkileyici. 125 yıl öncesine ait bir aynalığımız var ve bunu koruma kurulunun da görüşünü alarak eski haline uygun restore ediyoruz. Karatay Belediyesi olarak bu tür projelerimize sahip çıkarak Konya’mızın ve Karatay’ımızın kadim geçmişini yüzyıllar ötesine aktarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle göz sağlığını tehdit eden güneş gözlüğüne dikkat çekti Diyarbakır’da uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle gözlük tercihi ve kullanımında dikkat edilmediğinde göz sağlığını tehdit eden sağlık sorunlarına dikkat çekti. Güneş gözlüğü, genellikle havaların ısınmasıyla birlikte yaz aylarında ağırlıklı olarak kullanımı tercih ediliyor. Uzmanlar ise, güneş gözlüğünün her mevsim göz sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekerken, gözlük tercihinde standartlara uyulmadığı taktirde göz sağlığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşacağını vurguluyor. Diyarbakır’da Memorial Hastanesi’nde Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, güneş gözlüklerinin çoğunlukla aksesuar amaçlı düşünüldüğünü ve bunun tam tam tersi bir şey olduğunu söyledi. Güneş gözlüklerini koruyucu bir tedavi olarak uyguladıklarını belirten Dr. Ekmekçiler, çünkü güneş ışınlarında göze zarar ultraviyole dedikleri gözle görülmeyen ışıkların olduğunu kaydetti. Bu ışıkların gözün birçok yapısına hasar verdiğinin altını çizen Dr. Ekmekçiler, şöyle konuştu: "Ciltten başlayıp retinaya kadar. Örneğin cildimizde kırışıklıkları artırıyor, et büyümesi yaparak görmemizi etkiliyor. Yine lensimiz dediğimiz gözümüzün merceğinde proteinleri de denature ederek katarak oluşmasını hızlandırıyor. Ve en önemlisi de gözümüzün arkasındaki fotoğraf filmi dediğimiz retinada sarı nokta oluşmasına sebep olarak da geri dönüşümü olmayan ciddi görme kayıplarına sebep oluyor. Biz de bu sebepten dolayı hastalarımızı ışıklardan korumak için güneş gözlükleri öneriyoruz." Güneş gözlüklerinin birçok yerde aksesuar olarak alınabildiğine dikkat çeken Dr. Ekmekçiler, “Ama güneş gözlüğünün asıl özelliği ultraviyole blokajının olması gerekiyor. Bu blokaj olmadan sadece renkli olmasında hiçbir anlamı olmuyor. Hatta siyah camlar göz bebeğimizi büyüterek gözümüze ultraviyole ışınlarının daha çok girmesine sebep olarak hasarı daha da katlayarak artırabiliyor. Bu sebepten güneş gözlüğü alacağımızda bunun aksesuardan çok koruyucu bir tedavi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ve aldığımızın camları hangi özellikte olduğunu, daha iyi bilmemizi gerektiriyor dedi. "Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları" “Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları” diyen Dr. Ekmekçiler, “Bunu da ancak nasıl anlayabiliriz? Gözle anlayabileceğimiz bir özellik değil. Ancak aldığımız gözlüklerin garanti belgelerinde ultraviyole yüzde 100 koruma şeklinde yazar. Ya da güneş gözlüklerinin CE belgesi dediğimiz denetlenmiş, kurumlar tarafından verilen özellikleri vardır. Bunun mutlaka olması gerektiğini kontrol etmemiz gerekiyor ki gözümüzü bu yüksek doz ultraviyoleden koruyabilelim” şeklinde konuştu. 21. Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Erdoğan ise, güneş gözlüğü mevsimsel olarak kullanılabilecek bir gözlük olmadığını, ultraviyole denilen olayın her ne kadar yaz aylarında özelikle bölge itibariyle güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde daha çok gözde ve ciltte hasara sebebiyet verse de, yılın geri kalan periyodlarında da ultraviyole yoğunluğu olduğu dönemler olduğunu söyledi. Güneş ışınların en dik geldiği baharın sonları ve yaz aylarının başlangıcına denk gelen mevsimde ultraviyole özellikli güneş gözlüğü takılması göz ve görme sağlığı adına ciddi bir önem arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan biri her koyu renkli gözlük korucuyu bir güneş gözlüğü değildir. Bunu kesinlikle bilmemiz lazım. Hatta güneş gözlüğü camları ultraviyoleden değil de, boyadan elde edildiği takdirde daha koyu bir hal alır. Bu koyu cam rengi gözbebeğinin olağandan daha çok büyümesi, dolayısı ile ultraviyole dediğimiz sarı nokta görme alanlarına daha çok gelmesi, daha çok zarar vermesine sebebiyet verir. Bir güneş gözlüğü muhakkak suretle Sağlık Bakanlığının denetimi altında olan optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi gerekir. Çünkü rutin olarak bakanlık ve sağlık müdürlüğü denetimi altında. Buna bağlı olarak ultraviyoleden elde edilen Avrupa standartlarına uyumlu güneş gözlükleri satışı mevcut” ifadelerine yer verdi. Müşterilerden Çağrı Eren, yaz aylarında genelde Diyarbakır çok sıcak olduğu için maalesef takmak zorunda olduklarını söyleyerek, “Gözlerimizi de güneş ışınlarından korumamız gerekiyor. O yüzden gözlüğümü tamire getirmiştim ve yenisini de almayı düşünüyorum” dedi.