GÜNDEM - 28 Temmuz 2013 Pazar 16:02

İzmir'de ayağına batan çivi hayatından ediyordu

A
A
A
İzmir'de ayağına batan çivi hayatından ediyordu

Abdülaziz Taş, tetanoza bağlı önce akciğer enfeksiyonu ardından solunum yollarında meydana gelen komplikasyonlar sonucu bilincini kaybetti.

İzmir’de ayağına çivi batan 66 yaşındaki Abdülaziz Taş, tetanoza bağlı önce akciğer enfeksiyonu ardından solunum yollarında meydana gelen komplikasyonlar sonucu bilincini kaybetti. Taş, iki ay boyunca yoğun bakım ünitesinde süren tedavisinin ardından sağlığına kavuştu.İzmir’de geçen Mayıs ayında evinin önünde üzerinde paslı çivi bulunan tahta parçasına basması sonucu rahatsızlanan 66 yaşındaki Abdülaziz Taş, gittiği sağlık ocağında tetanoz aşısı olduktan sonra evinin yolunun tuttu. Olaydan bir hafta sonra nefes darlığı çeken ve vücudunun çeşitli yerinde kasılmalar meydana gelen Taş ardından ailesi tarafından Medical Park İzmir Hastanesi’ne götürüldü. Akciğerlerindeki enfeksiyon ve solunum yetmezliğine bağlı olarak bilincini kaybeden yaşlı adam, iki ay yoğun süren yoğun bakım ünitesindeki tedavisinin ardından sağlığına kavuştu. Tedavinin ardından sağlığına kavuşan ve taburcu olan Abdülaziz Taş, bir çivinin nelere yol açtığı konusunda şaşkın olduğunu belirtti. Taş; “ Tahtaya bastım tahtadaki çivi ayağıma battı. Sağlık ocağına gittim iğne vurdular. Eve geldim hastalandım. Kendimi kaybettim daha sonra. Beni hastaneye yetiştirdiler. Doktorlar beni kurtardı. Allaha şükür 62 gün sonra ayağa kalktım” diye konuştu.

'TÜM KOMPLİKASYONLAR GÖRÜLDÜ'
Yaşlı adamın doktorlarından Anestezi Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Adanır uygulanan tedavi süreci hakkında bilgi vererek, “Bu hastamızda yaklaşık çivi batmasından 5-6 gün sonra olgular başlamış ve çok ani ilerlemişti. İki gün içinde bilinci kapanıp ağır kas kasılmalarıyla takip ettiğimiz bir hastaydı. Yaklaşık birinci ayın sonunda solunumsal komplikasyonlar gelişti. 1 hafta 10 gün sonra gerekli tedavilerle düzelmesine rağmen akciğer emfeksiyonu dahil görülebilecek komplikasyonların hepsi oldu. Yoğun bir rehabilitasyon tedavisi uygulandı. Yaklaşık bir buçuk ay sonra hastamızın bilinci açıldı. Kasılmalar düzeldi. Bunun ardından hastamızı servise verebildik. Bu işlemler toplam iki ayı buldu” dedi.

'YÜZDE 60 ÖLÜM RİSKİ BARINDIRIYOR'
Tetanozun vücutta sinsi bir şekilde seyrettiğini ve sadece doğada bulunan metal parçalarının batması sonucu meydana gelebilecek bir hastalık olmadığını belirten Doç. Dr. Adanır yüzde 60 oranındaki ölüm riski bulunan hastalığı şu sözlerle anlattı: “Tetanoz odukça ağır seyreden ve ölüm riski yüksek bir hastalıktır. Onun için anında teşhisinin konulup tedavi edilmesi gerekir. Gerekli ilaçların anında verilmesi gerekir. Buna rağmen ağır tetanoz olguları görüldüğü dönemde ölüm riski yüksektir. Eğer tedavi edilmez ise yüzde 60’ın üzerinde ölüm riski vardır. En basit tipinde dahi bu risk vardır. Ağır seyreden durumlarda bu risk yüzde 60’ın çok üzerindedir. Bunlarda ana neden gelişen solunum komplikasyonları ve kardiyak problemlerdir. Bir yerimize doğadan bilmediğimiz bir materyalin batması hemen profilaksi gerektirir. Bu tür durumlarda vatandaşlarımız direkt sağlık kuruluşuna gidilmeli. Aşı olmadılarsa mutlaka aşılanmalıdırlar. Ciddi şüpheler varsa antiserumunun uygulanması gerekir. İhmal edilirse ağır şekillerinde hızlı ilerleyebilir ve tedavisi oldukça zordur. Bir dikenin batması veya toprağa sürtünerek olan bir yaralanma da dahil tetanoza neden olabilir.”

ALEV HAMİTOĞULLARI - ONUR AKTAŞ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.