ASAYİŞ - 28 Nisan 2022 Perşembe 15:24

İzmir'de hastane içerisinde, doktordan doktor eşine şiddet

A
A
A
İzmir'de hastane içerisinde, doktordan doktor eşine şiddet

İzmir’de rahatsızlığından dolayı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine giden kadın doktor, bağımlılık polikliniğinde yatan ve ayrı yaşadığı doktor eşi tarafından darp edildi. Darp raporu alan doktor, hastanede uğradığı saldırı esnasında kimsenin kendisine yardım etmediğini öne sürdü.

14 yıldır Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde görev yapan Pratisyen Hekim Dr. Nesrin Kanbal (47), 22 yıldır evli olduğu eşi N.Y.'den (56), sürekli darp edildiği için 2 yıldır ayrı yaşıyordu. Kendisi gibi Kuşadası Devlet Hastanesi’nde diyaliz doktoru olan N.Y.'nin 22 yıllık ilişkilerinde, sürekli kendisini ve çocuklarını darp ettiğini iddia eden Nesrin Kanbal, son olarak hem kızlarını görmek hem de rahatsızlığından dolayı İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine geldi. Burada sonuçlarını hocalarına göstermeye çıktığında eski başhemşiresi tarafından eşinin bağımlılık polikliniğinde bulunduğunu öğrendi.

Hekim olan eşinin diyaliz sınavına çalışması için notları götürdüğünde şiddet gördüğünü iddia eden Nesrin Kanbal, “Beni en çok rahatsız eden olay, bağırdım çağırdım, bulunduğum odanın kapısı açık ve hemşire odasının karşısında. Mesafe olarak 3 metre bile değil. Bu kadar çığlığa hiç kimse gelmedi” dedi.

"Hazırladığım notları vermek için bağımlılık servisine gittim"

Yaşadığı dehşet anlarının öncesini anlatan Dr. Nesrin Kanbal, "22 yıllık acil ve diyaliz hekimiyim. 14 yıldır Söke Devlet Hastanesinde çalışıyorum. Dün gece hastalığım yüzünden zor bir nöbet geçirdim. Nöbetimi tamamladıktan sonra İzmir’de yaşayan kızlarımın yanına geldim. İzmir’e geldiğim zamanda eğitim aldığım ve hocalarımın olduğu Ege Üniversitesi’ne ağrılarımın artması sebebiyle başvurdum. Hastane Acil servisinde kontrollerim yapıldı. Gerekli testleri yaptırdım. Hem hocalarımı ziyaret amaçlı hem de sonuçlarımı hocalarımı göstermek için Ege Üniversitesi’nde bulunan nefroloji bölümüne çıktım. Orada arkadaşım ve eski başhemşirem yanıma geldi. Yanıma gelince bana dünkü diyaliz sınavında bulunmadığımı ve sınavları geçenlerin listesinde adımı olmadığını ve eski eşimin de sınavı geçemediğini söyledi. Bana neden sınava gelmediğimi sorduğunda, eski eşimle uzun zamandır konuşmadığım için sınavdan haberim yoktu dedim. Eşimde burada galiba diye sorunca da ‘evet burada bağımlılık servisinde yatıyor’ dedi. Hemşire arkadaşım benden eşime ulaştırmam için diyaliz sınavının notlarını istedi. Bende elimdeki notları ve flaş belleği kendisine ulaştıracağımı ve başka notlar varsa verebileceğimi söylemek zorunda kaldım. 3 çocuğumun babasıdır. 2 yıldır ayrıyız ama 22 yıllık evliliğimiz oldu iyi kötü. Sonuçta beraber büyüdük. Beraber yaşlandık. 3 çocuğumun ve geçmişin hatırına hazırladığım notları vermek için bağımlılık servisine gittim. Bağımlılık servisi kilitli bir servis. Kart usulü veya ziyaretçilerin isteği üzerine açılan bir kapı değildir. Sadece orada hastaların ve çalışanların bulunduğu bir yer. Durumu oradaki çalışanlara anlattım elimdeki notları ve flaş belleği bir de kahvaltılıkları eski eşime bırakılmasını rica ettim. Onlarda soldan ikince odada oturuyor kapıda açık siz bırakabilirsiniz çünkü bunlar değerli malzemeler. Bende bundan dolayı içeri girdim. Çok muhatap olmak istemediğim için, ‘not istemişsin bende sana bırakıyorum. Zaten 2-3 hafta burada yatacağını biliyorum. En azından böyle ders çalışırsın" dedim.

İzmir'de hastane içerisinde, doktordan doktor eşine şiddet

“Arkamı dönmemle duvarı görmem bir oldu”

Uzun süre ayrı yaşadığı eşi tarafından hastane içerisinde darbedildiğini söyleyen Dr. Kanbal, "Arkamı dönüp gidiyordum ama arkamı dönmemle duvarı görmem bir oldu. Nasıl bana yetişti, nasıl duvara girdim hiç bilgim yok. Direk sağ omuzum, sağ kulağım burnumun bir kısmı ve kafamın sağ kısmı tamamen duvardaydı ve üstüm başım kan içindeydi. Sağ dişlerimden en az 4 tanesi kırık bir şekilde elime geldi. Beni en çok rahatsız eden olay, bağırdım çağırdım, bulunduğum odanın kapısı açık ve hemşire odasının karşısında. Mesafe olarak 3 metre bile değil. Bu kadar çığlığa hiç kimse gelmedi. Görmedim. Kaç dakika geçti bilmiyorum. Elimdeki cep telefonuyla da yüzümü ve diğer yerlerimi darp etti. Sadece yüzümden burnumdan akan kanları hatırlıyorum. Kapıda birkaç hasta yakınının ve hasta bakıcının dış kapıya geldiğini gördüm. Maalesef ben kendimi kapının dışına attım. Kendimi koridora attım" ifadelerine yer verdi.

Yıllardır şiddet görüyormuş

Ayrı yaşadığı eşinin yıllardır kendisine ve çocuklarına şiddet uyguladığını söyleyen Kanbal, "Beni kimse o adamın elinden almak ya da kurtarmak gibi bir pozisyonu olmadı. Çok şükür kendimi dışarı atabildim. Koridorda kamera varsa onlarda bu olaya şahittir. Zaten benim eski eşimin yanılmıyorsam orada 10 yıl içinde 6. yatışı. Benim 22 yıllık eşim ve 3 çocuğumun babasından ayrılmamın sebebi, yaklaşık 12 yıldır alkol bağımlısı ve alkolik tedavisi almasına rağmen kötü alışkanlıklarından vazgeçememiş olması ve bunu aile hayatımıza yansıtıp ben ve çocuklarımı, özellikle beni yıllardır darp etmesi. Bu işlerden oluşan sebeplerden sicili de hem resmi hem adli sicili dolu. Maalesef kadına yönelik şiddetin en yüksek boyutundayız. 22 yıldır eşim tarafından sürekli darp ediliyorum. Evlilik hayatım boyunca da sürekli darp edildim. En az 12 yıldır alkol ile mücadelesinden dolayı darp edildiğim için sürekli sessiz kalıyordum. Ayrıldığım 2 yıl içinde bile en az 3 kere resmi kurumun içinde, hastanenin önünde, polislerin önünde darp edildim” açıklamasında bulundu.

Akın Küçükkurt
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır DTSO’da “Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamın Artırılması Projesi” düzenlenen etkinlikle başladı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Bilim Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen AB destekli "Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamının Arttırılması Projesi" açılışı düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Diyarbakır Gastro İnovasyon Merkezin’de düzenlenen DTSO Başkanı Mehmet Kaya, DTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Kuruluş Temsilcileri ve Sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Kaya, "Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentte işletmelerin büyümesi, yeni girişimlerin kurulması ve daha katma değerli üretim ve hizmet sunumu için insan kaynağının oldukça önemlidir. Bu nedenle kendi kurduğumuz merkezlerde gençlere ve kadınlara yönelik çalışmalara son yıllarda öncelik vermeye başladık” dedi. “Ekonomimiz için oldukça önemli bir avantaj olan gençlerimizin ve kadınlarımızın işgücüne katılımının düşük olması en temel sorunlarımızdan biri” diyen Kaya, “Gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. İşletmelerimiz de son yıllarda artan bir şekilde çalışan bulmakta zorlanıyor. Bunun nedenlerine odaklanmak, çözümler üretmek ve projeler geliştirmek önceliğimiz oldu. Bu kapsamda da Diyarbakır Sanayi Mektebi başta olmak üzere merkezlerimiz bünyesinde eğitimler, farkındalık çalışmaları, etkinlikler düzenliyoruz. Şimdi de işletmeler tarafında eşleştirme, gençler ile bir araya getirmeye odaklanmaya başlayacağız” ifadelerinde bulundu. Genç nüfusun kalıcı işsiz olması, ev genci denilen, görünmeyen, iş aramayan gençlerin sayısında artışın kent için önemli toplumsal ve ekonomik sorunlar barındırdığına değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek dönemde en çok eğilmemiz ve üzerinde durmamız gereken hususun gençlerimizin iyi eğitim alması, eğitimlerden sonra desteklenmesi ve istihdama aktif ve sürdürülebilir bir şekilde katılması olmalı. Elbette bu sadece oda olarak bizim işimiz değil ve tek başımıza da yapabileceğimiz bir husus değil. Biz iki yıldır farklı işbirlikleri ile bu alanda çalışıyoruz ve hem gençlerin hem de işletmelerin karşılaştıkları sorunları kısıtları daha iyi görüyoruz. Şimdi tüm STK’larımızın ilgili kurumlarımızın ve yerel yönetimlerimizin bu soruna birlikte daha çok odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız hibe desteği ile başlattığımız çalışmaları sizlerle paylaştık. Bunları yaparken de yerelde işbirlikleri sağladık. Ben proje süresince işbirliği sağladığımız İŞ-KUR Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Yenişehir Halk Eğitim Müdürlüğüne, Karacadağ Kalkınma Ajansına, Gençlik ve Değişim Derneğine çok teşekkür ediyorum." Daha sonra konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Faruk Korkmaz, “Genç nüfusumuz ilimiz ekonomisi için en önemli avantajlardan biri. Ancak gençler sürdürülebilir bir şekilde istihdama katılamıyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Bu sorunun çok fazla nedeni var elbette. Önemli yapısal sorunlarımız da var. Ancak yerelde çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin bu sorunu sahiplenmesi oldukça önemlidir. Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni 2019 yılında açtık. Önceleri yaygın nitelikli eğitimler ile başladık. KOBİ’ler, çalışanlar, kadın girişimciler için 100’ün üzerinde eğitim düzenledik ve yaklaşık 5 bin kişiye ulaştık. 1,5 yıldır eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayan gençlere yönelik çalışma yapıyoruz. Moda tasarım, aşçı yardımcılığı, barista, yazılım dilleri gibi eğitimler düzenledik ve sonrasında da işletmeler ile nasıl eşleştirebileceğimize bakmaya başladık. Sanayi Mektebi’nde düzenlediğimiz eğitimleri, İŞ-KUR İl Müdürlüğü, Milli İl Eğitim Müdürlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı, Yenişehir Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Değişim Derneği ile yapıyoruz. Şu an Sanayi Mektebinde animasyon, web tasarım, kısa film ve grafik tasarım eğitimlerimiz var” şeklinde konuştu.
İstanbul Bakan Yerlikaya: "Beraberliğimize, kim yan bakıyorsa biz de onlara düz bakacak değiliz” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “İstanbul’un Huzuru, Büyükçekmece’nin Huzuru İftar Buluşması” programına katıldı. Yerlikaya, "Son çırpınışlarını gördüğümüz başta bölücü terör örgütü olmak üzere FETÖ, DHKP-C, MLKP, yani bizim birliğimize, beraberliğimize, dirliğimize, kardeşliğimize kim yan bakıyorsa biz de onlara düz bakacak değiliz” dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “İstanbul’un Huzuru, Büyükçekmece’nin Huzuru İftar Buluşması” programına katıldı. Esenyurt Gökevler Mahallesi’nde bulunan bir otelin davet salonunda düzenlenen programa Bakan Yerlikaya’nın yanı sıra AK Parti İstanbul Milletvekili Halis Dalkılıç, AK Parti Büyükçekmece Belediye Başkan Adayı Recep Erol, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar, dernek temsilcileri katıldı. Programda Kuran’ı Kerim Tilaveti okunmasının ardından iftar yapıldı. Programda konuşan Bakan Yerlikaya, “Biz seçimin huzur ve güven ortamında olmasından sorumluyuz. Yol arkadaşlarım ile beraber inandığımız hizmetin tecelli etmesi ile ilgili sizlerin karşısında gelip bunları anlatıyoruz. Birileri bundan huzursuz oluyor. Onları huzursuz etmeye de Allah’ın izniyle devam edeceğiz. 14-28 Mayıs seçimini nasıl huzur ve güven ortamında yaptıysak Allah’ın izniyle İçişleri Bakanlığı 600 bin mesai arkadaşımızla bu huzuru da güveni de en güzel şekilde sağlayacağımıza da inancımız tam” dedi. “Bizim birliğimize, beraberliğimize, dirliğimize, kardeşliğimize kim yan bakıyorsa biz de onlara düz bakacak değiliz” Terörle mücadelede yapılan faaliyetlerle ilgili konuşan Yerlikaya, “Göreve geldiğimiz ilk andan itibaren 40 yıldan beri mücadele ettiğimiz ve artık son çırpınışlarını gördüğümüz başta bölücü terör örgütü olmak üzere FETÖ, DHKP-C, MLKP, yani bizim birliğimize, beraberliğimize, dirliğimize, kardeşliğimize kim yan bakıyorsa Cumhurbaşkanımızdan ve sizlerden almış olduğumuz cesaretle biz de onlara düz bakacak değiliz. Geldiğimiz ilk günden beri istikametimiz, adımlarımız, hukuk, insan hakları dedik ve aynı o şekilde devam ediyoruz ama devletin ve milletin iradesinden daha büyük bir güç yoktur. Biz hükümet ve devlet olarak azim ve kararlılıkla bu tüm terör örgütleri ile ilgili 10 aydan beri ve 21 yıldan beri yaptığımız ve hep üzerine katlayarak gitmiş olduğumuz başarıları Allah’ın izniyle artarak devam ettiriyoruz. Organize suç örgütleri ile mücadele ediyoruz. Bunlar şehir eşkıyaları yani suç işlemekte kibirlenenler. Taptıkları tek şey para. Arkadaşlarıma ‘Şehirde vatandaşlarımızın bildiği, hissettiği bir organize suç örgütü var ve halen siz bunlarla ilgili fiziki, teknik takip, planlı projeli bir iş yapmazsanız sizi orada durdurmam’ diyorum. Benim arkadaşlarım, mülki idare amirleri, illerde valilerimiz, emniyet, jandarma, savcılıklar hep beraber öyle bir uyum içerisinde çalışıyoruz ki 4 Hazirandan bugüne 421 yerel, bölgesel, ulusal, çapta organize suç örgütünü çökerttik götürüp adalete teslim ettik” ifadelerini kullandı. “Huzur yerelden başlar diyoruz" Uyuşturucu ile mücadeleyle ilgili yapılan faaliyetleri de anlatan Bakan Yerlikaya, “Huzur yerelden başlar diyoruz. Bizler polis, jandarma, sahil güvenlik, istihbarat ile beraber suçun her türlüsü ile uğraşıyoruz. İki görevim var benim: Önlemek, yakalamak. Suç işlenmesini önlemek için sahaya iyi basmam lazım. Teknolojiyi kullanmam lazım. İstanbul ve Büyükşehirleri kamera ile donatmam lazım. Sayıyı artırmam lazım. Bunları yapıyoruz. Daha 3 ay evvel İstanbul’a 7 bin polis, 1800’e yakın araç verdik. Günlük trafik devriye sayısı 395 idi. Şu anda bin 296. Şimdilik ve daha bunları artıracağım. Asayiş devriyesi bin 200 küsur idi. 2 bin 400’e çıktı. Evden hırsızlık 2024 Ocak, Şubat, Mart ayında 75 gün günlük Türkiye ortalaması 98’dir. 1 yıl önce 2023’teki ilk 75 günde 162 idi. Çünkü benim polisim öyle bir heyecanla çalışıyor ki. Onlarla gördüğünüz yerde öz çekim yapın. Sözde en büyük baronundan sokaktaki torbacıya varıncaya kadar 10 ayda 120 tona yakın yakaladık. Günlük sahayı çok iyi takip ediyoruz. Sizden yardım istiyorum. Duyduğunuz gördüğünüz, bildiğiniz, hissettiğiniz uyuşturucu temini satışı veya kullanışı ile ilgili bir mesele varsa rica ediyorum. 112’yi arayın çünkü NARVAS diye bir yazılım sistemimiz var ve 3 yıldan beri çalışıyor. Bunun mucidi İstanbul Narkotik Şube. Gelen telefonları tek tek kaydediyoruz. Gördüklerinizi söyleyin bu seferberlik ruhuyla yapılabilecek bir mücadele” diye konuştu. Konuşmasının devamında Bakan Yerlikaya, “Belediye başkanlığı şehrin gelişmesi, güzelleşmesi hemşehrilerin tüm ortak ihtiyaçlarının emanet edildiği emin kişi demektir. Sizin içinizden burayı bilen yukarıya çıktıktan sonra sizi tanımayacak olan değil, kibir yapacak olan da değil, makam verildiği zaman daha tevazu, indiği zamanda çıktığı zamanda aynı duruşta olan birisi. Takım oyunu oynayacak. Teşhisi doğru yapıp tedavisini doğru yapacak. Yaptığı zaman ben ben demeyecek. Biz yaptık diyecek. İyi ki varsınız diyecek. Muhtarlarımıza STK’larımıza hangi vilayetten buraya geldi ve artık Büyükçekmece nüfusuna kayıtlıysa ister 50 yıl önce, ister dün sabah sen benim hemşerimsin sen benim kardeşimsin kucaklaşmasını yapacak. Bizim kardeşimiz Recep Erol tam da böyle birisi” dedi.
Muş Muş Valisi Çakır, üs bölgesinde askerlerle iftar yaptı Muş Valisi Avni Çakır, Şehit Jandarma Üsteğmen İsmail Moray Üs Bölgesi’nde görev yapan askerlerle iftar yaptı. Muş-Diyarbakır karayolunun 35 kilometresindeki Şehit Jandarma Üsteğmen İsmail Moray Üs Bölgesine gelen Vali Çakır, askerlerle bir araya gelerek iftarını açtı. Vali Çakır, askerlere hitaben yaptığı konuşmada zorlu şartlarda kutsal bir görev ifa ettiklerini belirterek, "Her gün iftar soframızı, ramazanın bereketine uygun bir şekilde sizin gibi kahramanlarımızla, vatandaşlarımız ve öğrencilerimize beraber paylaşmaya gayret ediyoruz. Bu akşam da Moray üs bölgesindeyiz. Şehir merkezinde kar yok. Ama üs bölgesinde bir metre yaklaşan kar örtüsü var. Ne kadar güç şartlarda çalıştığınızı bir kez daha gördük. Zorlu şartlarda görev yaptığınıza şahitlik ederek bir kez daha sizlerle gurur duyduk. Hafta sonu yapılacak yerel seçimler de sizlerin üstün görev anlayışınızla huzur ve güven içerisinde geçmesi için desteğiniz çok önemli. Vatandaşımızın güven ortamını hafta sonu sağlayacağız. Çok zor şartlarda kutsal bir görev ifa ediyorsunuz. Sizlerin bu ramazanda görev şartlarınızı, zorluğunu daha da arttığında farkındayız. O yüzden sizlere tekrar tekrar vatanımız, milletimiz, devletimiz adına teşekkür ediyorum. Hepinizin oruçlarını Allah kabul etsin. Hepinize bundan sonraki yaşantınızda sağlık, mutluluk ve başarı dolu hayırlı günler diliyorum" dedi. İftar programına İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Kasım Ermiş ve İl Emniyet Müdürü Serkan Karaman katıldı.