ÇEVRE - 14 Mayıs 2021 Cuma 11:40

Jandarmadan kaçak balık avcılarına ‘Termal dronelu’ takip

A
A
A
Jandarmadan kaçak balık avcılarına ‘Termal dronelu’ takip

Van'ın Muradiye ilçesinde jandarma ekipleri, karadan, dereden ve havadan gece görüşlü termal drone ile kaçak balıkçıları takip ediyor.

Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve üreme döneminde suyun akışının tersine yüzerek tatlı sulara göç eden inci kefalinin engel tanımayan zorlu yolculuğu devam ediyor. Yumurta bırakmak için tatlı suya çıkan inci kefali balığının avlanması 15 Nisan 15 Temmuz tarihleri arasında yasak uygulanırken, bu yolculukta eşsiz bir görüntü sergilerken, kaçak avcıların hedefi haline gelmemesi için Van Valiliği öncülüğünde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ), İl Jandarma Komutanlığı, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü ve Van Büyükşehir Belediyesi ekiplerince sıkı önlemler alınıyor.

Jandarmadan kaçak balık avcılarına ‘Termal dronelu’ takip

İnci kefalinin yoğun olarak göç ettiği yaklaşık 5 kilometre mesafesi olan Erciş ilçesindeki Deli Çay ile 23 kilometre yol kat ederek Muradiye ilçesi balık bendine geliyor. Muradiye İlçe Jandarma Komutanlığı, Edremit Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı, Muradiye Merkez Karakol Komutanlığı, Muradiye Emniyet Müdürlüğü ve Muradiye İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, havadan, karadan ve gölden kaçak avcılar geçit vermiyor. Bendimahi Çayında kaçak avcılığın yapıldığı ihbarı alan Muradiye İlçe Jandarma Komutanlığı ile Muradiye İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri bölgeye gitti.

Muradiye Kaymakamı Erkan Savar, beraberinde Muradiye İlçe Jandarma Komutanı Yarbay Evren Kaptan, Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş ve Muradiye İlçe Tarım ve Orman Müdürü ibrahim Aslanbay ile ihbarın olduğu bölgeye gitti. Ekipler, Bendimahi Çayı’nda 2 torba içerisinde 150 kilogram ölü, 30 kilogram canlı inci kefali balığına ve 1 adet serpme ağına el koydu. Balıklar imha edilirken, el konulan av araçları kamuya geçirilmek üzere yedi emine teslim edildi. Kaymakam Erkan Savar ve beraberindekiler, 4 kilometre mesafesi olan ve yaklaşık 25 dakika da havada kalabilen gece görüşlü termal drone Bendimahi Çayı’nda yapılan denetimleri takip ederek yetkililerden bilgi aldı.

Jandarmadan kaçak balık avcılarına ‘Termal dronelu’ takip

"Kutsal göç yolculuğunda olan inci kefallerinin korunması adına bu önlemlerle çok daha iyi netice alacağız"
Alınan tedbirlerle ilgili açıklama yapan Muradiye Kaymakamı Erkan Savar, “Şu anda Muradiye Bendimahi Çayı üzerinde kaçak inci kefali avlanmasına karşın ekiplerle beraber denetimdeyiz. Tabu bu denetimlerimizde jandarmamıza ait gece görüş dronu ile de destek verilmekte. Bu da gece geniş bir sahada yapılan kaçak avcılığı önleme adına çok iyi bir gelişme oldu. Jandarma ekiplerimiz gece boyunca hem korucularımızla sabit noktalarda nöbet tutarken, ara arada gece görüş dronlarla kaçak avcılığın önüne geçmeye çalışıyoruz. İnşallah bu sene kutsal göç yolculuğunda olan inci kefallerinin korunması adına bu önlemlerle çok daha iyi netice alacağız. Vatandaşlarımızda bu konuda daha da bilinçliler. İnci kefalinin neslinin sürdürülebilmesi açısından korunması gerektiği konusunda da müthiş bir bilinç var. İnşallah hep beraber Vanlılar olarak, Van Gölü’müzün geleceği olan inci kefalinin korunmasını birlikte sağlayacağız” dedi.

Şükrü Akyüz - Seracettin Seçkin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.