GÜNDEM - 24 Mayıs 2019 Cuma 12:31

JCI Türkiye, Avrupa'dan 8 ödülle döndü

A
A
A
JCI Türkiye, Avrupa'dan 8 ödülle döndü

Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedefleri temasıyla organize edilen ‘2019 Avrupa Konferansı’nda uluslararası girişimcilik yarışmaları düzenlendi. Türkiye’yi konferansta temsil eden JCI Türkiye ekibi ödül gecesinde birçok kategoride finale kalarak toplam 8 ödül kazandı.

Uluslararası Genç Liderler ve Girişimciler Derneği (JCI) tarafından düzenlenen “2019 Avrupa Konferansı”, 8-11 Mayıs 2019 tarihleri arasında Fransa’nın Lyon şehrinde 34 Avrupa ülkesinden bin 500 üyenin katılımıyla gerçekleşti. Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedefleri temasıyla düzenlenen konferansta uluslararası girişimcilik yarışmaları düzenlendi. Türkiye’yi konferansta temsil eden JCI Türkiye ekibi ödül gecesinde birçok kategoride finale kalarak toplam 8 ödül kazandı. Türkiye’de gençlerin girişimcilik yeteneklerinin arttırılması, ihtiyaç sahibi çocuklara destek projeleri ve barış konulu kısa film festivali ödül alan projelerden olurken JCI Türkiye’nin KAÇUV’a destek için hazırlanan “1 saate 1 yuva” projesi Avrupa'nın ‘en iyi yerel projesi’ seçildi. 

En başarılı sosyal sorumluluk projeleri Türkiye’den 

Daha fazla gence ulaşıp kurumsal sosyal sorumluluk projelerine odaklanacaklarını belirten JCI Türkiye 2019 yılı Başkanı Burcu Erol, “Türkiye genelinde 22 şubemizle aktif vatandaşlar yetiştirmenin yanı sıra, gençlerin gelişimi için fırsatlar sunarak, ülkemizin büyümesine katkı sağlamak istiyoruz. Bu yılki hedeflerimize henüz senenin ortasındayken ulaştık ve en önemlisi çok güçlü ülkelerin yer aldığı Avrupa kıtasında 8 ödül ile damga vurduk. Sırada Dünya Kongresi hazırlıklarımız var” dedi. 

JCI Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında en iyi ulusal büyüme ve gelişme programı seçildiğini de belirten Burcu Erol "Dünyamızı değiştirecek en önemli sektör sivil toplum ve derneklerdir. Sivil topluma insanların katılımının arttırılması bir ülke için çok önemlidir. Biz de bunu başardık. Üye sayımızı \% 20 arttırdık. Bu yıl ayrıca Türkiye'den toplumsal çalışmaları ile JCI İzmir şubesinden Ceren Çiftçi ‘Avrupa'nın en iyi yeni üyesi’ seçilirken, 2018 yılında ‘Avrupa’nın ve Dünya’nın En İyi Şubesi ve Başkanı’ JCI Bahçeşehir ile Beyza Birand oldu. İlk defa bir Türk şube dünya genelinde böyle bir başarı elde etti” diye konuştu. 

JCI Türkiye’nin 2019 Avrupa Konferansı’nda Kazandığı Ödüller 

En İyi Ulusal Büyüme ve Gelişme Programı: JCI Türkiye Meet Up
En İyi Uzun Dönemli Yerel Topluluk Programı: JCI Kültür / 1 Saate 1 Yuva
En İyi Yerel Topluluk Güçlendirme Programı: JCI Kültür/Children of the Sun
En İyi Yerel Beceri Geliştirme Programı: JCI Bodrum/Children’s Academy
En İyi Yerel Barış Projesi: JCI İstanbul/CrossRoads International Short Film
En İyi Yerel Proje: JCI Kültür/1 Saatte 1 Yuva
En İyi Yeni Üye: JCI İzmir/Ceren Çiftçi
En İyi Başkan: JCI Bahçeşehir/Beyza Birand  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Griple aynı belirtileri gösteren ölümcül virüsle ilgili aile hekimlerine uyarı Hitit Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları-Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurcan Baykam, zehirli keneler sebebiyle bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının griple aynı belirtileri gösterdiğini belirterek, “KKKA hastaları ilk günlerde grip benzeri şikayetlerle sağlık kuruluşlarına başvuruyor. Özellikle aile hekimlerinin KKKA ihtimalini da göz önüne alarak mutlaka ayırıcı tanı içerisinde gözden geçirerek, buna göre tetkik ve takibini yapması gerekiyor” dedi. Havaların ısınmasıyla birlikte Çorum’da kene vakaları görülmeye başladı. Hitit Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları-Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurcan Baykam, zaman zaman ölümle sonuçlanan hastalıkla ilgi hem vatandaşları hem de aile hekimlerini uyardı. KKKA’nın havaların ısınmasıyla kendisini gösteren ve vakaların arttığı bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Baykam, “Kenelerin belirli bir sıcaklıkta aktif oldukları ve taşıdıkları virüsü insanlara bulaştırdıkları bir hastalık. Bu hastalığın gelişmesi, insanların kene teması yoluyla bu virüsü alması yılın sıcak günleri ve aylarında oluyor. Hava sıcaklığı arttığında vakaların gelmeye başladığını görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte hem ilimizde hem de diğer illerde vakalar görülmeye başlandı” diye konuştu. "Aile hekimleri dikkatli olmalı" Zehirli keneler yoluyla bulaşan KKKA’nın griple aynı belirtileri gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Baykam, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi öyle bir hastalık ki ilk günlerinde gribe benzer şikayetlerle başlıyor. Ateş, halsizlik, kırgınlık, eklem ağrısı gibi şikayetlerle karışabiliyor. Hem kişinin kendisi hem de hekimlerin bu konuda duyarlı olması gerekiyor. İnsanlar ’grip oldum’ diye geçiştirmemeli. Hayvancılıkla uğraşıyorsa, kene ile teması varsa, kene tutunma öyküsü varsa son günlerde bu şikayetler KKKA olabileceğini akla getirmeli. Hekimlerimiz de bu konuda duyarlı olsun, KKKA’yı aklına getirerek, buna yönelik tetkik ve tedavilerini yapsın. Özellikle aile hekimlerimiz dikkat etmeli. KKKA hastaları ilk günlerde grip benzeri şikayetlerle sağlık kuruluşuna başvuruyor. Bu durumları sorgulayıp KKKA ihtimalini da göz önüne alarak mutlaka ayırıcı tanı içerisinde gözden geçirerek, buna göre tetkik ve takibini yapması gerekiyor” şeklinde konuştu. "Keneyi görür görmez vücuttan uzaklaştırmalıyız” Keneden korunmak için öncelikle kene ile temasın ortadan kaldırılması gerektiğini anlatan Prof. Baykam, “Tarlaya, bahçeye giderken olabildiğince ciltte açıkta bölge bulunmamalı. Kene özellikle ayaklardan yukarı tırmandığı için pantolonun çizme ya da çorap içine sokularak, kenenin cilde temasının önlenmesi gerekiyor. Öte yandan tarlada, bahçede çalışan ya da hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız eve döndüklerinde mutlaka vücutlarında kene olup olmadığını kontrol etmeli. Kene tutunduktan sonra ne kadar kısa sürede vücuttan uzaklaştırılırsa virüsü vücuda enjekte etme oranı azalıyor. Keneyi görür görmez vücuttan uzaklaştırmalıyız” diye konuştu. "Kenenin uzun süre vücutla teması riskli bir durum" Vücuda yapışan bir kene görüldüğünde yapılması gerekenler hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Nurcan Baykam, “Keneyi mutlaka bir bariyerle ya da pens ile ya da ele alınan bir kağıt veya kumaş parçası olabilir keneye temas etmeden vücuttan uzaklaştırmamız gerekiyor. Zaman aldığı için keneyi vücuttan uzak tutmak için illa bir sağlık kuruluşu veya hekime gitmek şart değil. Ama çok yakında sağlık merkezi varsa gidilebilir. Ancak bunun için zaman harcayıp kenenin uzun süre vücutla teması riskli bir durum. Bu yöntemler kullanılarak kenenin bir an önce vücuttan uzaklaştırılması gerekiyor. Tarlada, bahçede ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız evlerine döndüklerinde mutlaka kontrol yapmalı” şeklinde konuştu.
Samsun Üniversite-sanayi arasındaki dijital köprüyü kuracak mobil uygulama: ’JobSocial’ Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ve üniversitenin Teknoloji Transfer Ofisi(TTO) iş birliğinde geliştirilen Türkiye’nin ilk yerli milli iş odaklı sosyal ağ projesi “JobSocial” isimli mobil uygulama, bünyesindeki uzman arama motoru ile akademik bilginin hızlı bir şekilde sektöre aktarılmasını sağlarken aynı zamanda içerisindeki diğer özelliklerle de gençlere iş bulma ve staj imkanı sunuyor. OMÜ’de akademisyenlerden ve öğrencilerden oluşan 10 kişilik bir ekip tarafından yapılan “JobSocial” mobil uygulaması barındırdığı yapay zeka özellikleri sayesinde fark oluşturuyor. Mobil uygulamada bulunan makale, patent, proje paylaşımları ile gönderi yayınlama, uzman, uzmanlık ve firma arama motoru, iş ilanı verme, arama, staj ilanı verme, arama ve yapay zeka destekli iş ilanı ile CV eşleştirme özellikleri ile uygulama üniversite-sanayi arasındaki dijital köprüyü kuruluyor. "Önce Türk dünyasına, sonra bütün dünyaya hizmet edecek bir forma dönüştürülecek” Uygulama hakkında bilgi veren Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak tamamen yerli ve milli bir sosyal ağ ile bilginin kontrol edilmesini, değerlendirilmesini ve bilgi üzerinde yeni atakların yapılabilmesini sağlayacak yeni bir sosyal platform oluşturduk. Uygulama marketlerinde yer alan bu platform, akademik bilginin hızlı bir şekilde sektöre aktarılmasını sağlıyor, öğrencinin staj ya da iş arayışında, sektörün nitelikli çalışan arayışında doğrudan eşleştirme yapan bir yapay zeka desteğini kullanıyor. Arzu edilen şey, üniversitedeki uzman kadronun sektörün ihtiyacını karşılayacak şekilde en hızlı bir şekilde buluşturulmasıdır. Burada yerli ve milli olması, verinin bizim elimizde olması, veriye sahip olmayanın yönetemeyeceğini, kendi geleceğini kontrol edemeyeceğini biliyoruz. Yaşadığımız dünyada verinin analiz edilmesi, verinin kontrol edilmesi ve verinin uygun isimlerle en kısa sürede buluşturulması hedefleyen bir ağdır. Burada sadece OMÜ değil, Türkiye’deki akademik birikimin tamamının, Türkiye’deki sektörünün tamamına hatta bunun bir sonraki adımda önce Türk dünyasına, sonrasında bütün dünyaya hizmet eder bir forma dönüştürülecek. Öncelikle bizim birinci derecede muhatabımız üreten sektördür. Üretilen patentlerin doğrudan onlara düşmesi, ilgi duydukları patentle doğrudan ilgilenmelerini sağlamaktır. Kendi sorunlarıyla alakalı bir uzman arayışı ve bu uzmanın nerede olduğu yapay zekâ aracı ile sektöre sunmak istiyoruz. Diğer işlemlerin ikili işlemlerin arkasından gelmesi gerekiyor. Önümüzdeki günlerde yapacağımız görüşmelerle bütün teknoloji ve transfer ofislerinin, üniversitelerinin bunu kullanmalarını arzu ediyoruz. Proje yaparken uzman bulma konusunda kendilerine kolaylık sağlayacak. Öğrenci açısında baktığınızda staj ararken, iş ararken doğrudan başvurabileceği nitelikli iş bulma imkanı sağlayacak. Üreticinin de aradığı nitelikle insanı bulma noktasında doğrudan yapay zekanın eşleştirmesiyle gerçekleştiren bir ağ olduğu için her iki tarafa ciddi bir imkan sağlıyor. Bizim açımızdan önemli olan üniversitedeki birikimin sahneye çıkması ve topluma sunulmasıdır. Bütün üniversitedeki patentlere erişim imkanı veya üretilen patentlerin doğrudan ilgililerin ekranına düşmesi sağlamaktır” dedi. "İçerisinde güçlü arama motoru sayesinde istediğiniz uzmanlığa sahip kişileri bulabiliyorsunuz” OMÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Öğr. Görevlisi ve aynı zaman proje koordinatörü İsmail İşeri, “Yerli ve milli sosyal ağ projesidir. OMÜ ile TTO iş birliğinde geliştirildi. Projenin en önemli özelliği üniversite ve sanayi arasındaki dijital köprüyü oluşturmaktır. Bu özelliği sayesinde akademide oluşan bilgi birikiminin en hızlı şekilde paylaşımlara ilgi duyan kişilere ulaşmasını sağlayacak. Burada kişilere, firmalara özel sektör çalışanlarına ve tüm akademisyenlere oluşan bilginin paylaşılmasını sağlıyoruz. Uygulama 2,5 yıllık bir emek sonucu ortaya çıktı. İçerisinde çok önemli özellikle var. Bunlardan birincisi yapay zeka temelli bir eşleştirme algoritmasıdır. Örneğin yapay zeka alanında çalışan bir akademisyenim. Yapay zeka ile ilgili bir makale paylaştığımda bu makalenin yapay zeka alanın ilgi duyan sosyal ağdaki diğer kullanıcılara ulaşmasını sağlıyor. Bilgi en hızlı şekilde doğru kişilere ulaşmasını sağlıyor. Bilginin daha hızlı şekilde ürüne dönüşmesi ve ülkemize katma değer oluşturması anlamında da bu proje önemli bir göreve soyunmuş durumundadır. Uygulamada aslında firmalar çok büyük kolaylık sağlıyoruz. CV’leri içeriklerine göre yapay zeka ile iş ilanları ile eşleştirerek daha hızlı kullanıcı deneyimi sunuyoruz. Bir uzmanlık arama motoru özelliği de görüyor. İçerisinde güçlü arama motoru sayesinde istediğiniz uzmanlığa sahip kişileri bulabiliyorsunuz” diye konuştu.