EKONOMİ - 26 Mart 2020 Perşembe 12:32

'Jeotermal enerji santral teslim tarihleri 1 yıl uzatılmalı'

A
A
A
'Jeotermal enerji santral teslim tarihleri 1 yıl uzatılmalı'

Tüm dünya ekonomisini bozguna uğratan koronavirüs salgını, Türk ekonomisinde de olumsuz etkisini gösteriyor. Türkiye’de bu durumdan oldukça etkilenen sektörlerden biri de yenilenebilir enerji sektörü oldu. Jeotermal enerji projelerinde tedariklerinin birçoğunu Çin ve Avrupa ülkelerinden temin eden üreticiler, yenilenebilir enerji kaynakları destek mekanizmasından (YEKDEM) yararlanmak için aralık ayında hayata geçirilmesi planlanan projelerin durma noktasına geldiğini belirtti.

Endüstri ve enerji yatırımlarını etkileyen küresel ölçekteki salgın hastalık, ülkelerdeki pek çok alanda üretimi durma noktasına getirerek, ülkeler arasındaki ithalat-ihracat işlemlerinde de ciddi kısıntılara neden oluyor. Türkiye de bu durumdan etkilenen önemli sektörlerden biri de yenilenebilir enerji sektörü oldu. Yaşanan salgın hastalıkla birlikte Çin ve Avrupa ülkelerinden tedariklerin durması jeotermal enerji yatırımcısı, finansman sağlayıcılar ve ekipman tedarikçilerini birinci derecede etkilediği kaydedildi. Sekteye uğrayan tedarik zinciri nedeniyle sahadaki çalışmalar ciddi olarak aksarken, yatırımcıların YEKDEM’den yararlanması için finansmanı usule uygun planlanan projelerinin işletmeye girme son tarihi olan 31 Aralık 2020’ye yetişememesiyle firmaların ciddi problemlerle karşı karşıya kalacağını belirten İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm Başkan Yrd. Dr. Füsun Tut Haklıdır, konuya dair değerlendirme yaptı.

Jeotermal sektörünün diğer yenilenebilir enerji yatırımlarında olduğu gibi kritik ekipmanların bir kısmını yurtdışından temin ettiğini vurgulayan Dr. Füsun Tut Haklıdır, "Ekipman tedarikinin büyük kısmının sağlandığı Çin ve Avrupa’da salgın hastalığın etkileri henüz devam ettiğinden bu bölgelerden ekipman tedariki durmuştur ve proje iş planları sekteye uğramaktadır. Bu durumdan jeotermal enerji yatırımcısı, finansman sağlayıcılar ve ekipman tedarikçileri birinci derecede etkilenmektedir. Sekteye uğrayan tedarik zinciri nedeniyle sahadaki çalışmalar ciddi olarak aksamakta olup, yatırımcıların YEKDEM’den yararlanması için finansmanı usule uygun planlanan projelerinin işletmeye girme son tarihi olan 31 Aralık 2020’ye yetişememesiyle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Enerji projeleri milyonlarca dolarlık yatırımlar olduğundan, projelerdeki iş programı sekmeleri, salgının ne zaman biteceğinin bilinememesi yatırımcının ciddi maddi kaybına, ileriki aşamada işgücü kaybına neden olabilecek istenmeyen sonuçlar doğurabilecek potansiyeli barındırmaktadır." dedi.

Türkiye'de 2019-2023 periyodunu kapsayan dönemde 11'inci kalkınma planına göre toplam enerji tüketiminin yüzde 35’inden fazlasının yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmesi hedeflendiğini kaydeden Dr. Haklıdır, "Toplamda 3 bin MWe’a varan devam eden proje durumundaki yenilenebilir enerji yatırımlarının sekteye uğraması, yatırımcının kalıcı şekilde zarar görmesine neden olabilecek ve planlanmakta olan yenilenebilir enerji yatırımlarının gerçekleşmesine engel teşkil edebilecektir. Enerji stratejistleri Çin’deki üretimin en iyi ihtimalle nisan ortalarında yüzde 40-80 arasındaki bir kapasiteyle başlayabileceğini öngörmektedirler. Bu koşullar ihtiyaç duyulan ekipmanların üretilip, transferinin sağlanması yılın son çeyreğine yetişememe riskini ciddi olarak barındırmaktadır." ifadelerini kullandı.

Mevcut küresel koşullarda Türkiye'de finasmanı YEKDEM’e göre yapılmış proje halindeki salgın hastalık nedeniyle duraklamak zorunda kalan yenilenebilir enerji yatırımlarının tamamlanmasının 31 Aralık 2020’ye yetişmesi çok zor göründüğünü belirten Dr. Füsun Tut Haklıdır, sözlerini şöyle tamamladı. "Özellikle yenilenebilir enerji yatırımcılarının ve finansman sağlayıcılarının bu süreci krize uğramadan tamamlayabilmeleri için bu küresel salgının 'elektrik piyasası yönetmeliğinde' ifade edilen ve 'yenilenebilir enerji kaynak alanları yönetmeliğinin' 17'nci maddesinde tanımlanan 'mücbir' neden olarak YEKDEM tarafından tanınarak, yatırımcıların ilgili yönetmeliklerdeki süre uzatımından faydalanmasının sağlanması sürecin en hafif zararla atlatılmasına olanak sağlayacaktır. Bu zorlu sürecin atlatılması, önümüzdeki dönemde yeni yenilenebilir enerji yatırımlarının da sağlam bir şekilde gerçekleştirilmeye devamına ve ülkemizin yenilenebilir enerji kaynaklarından güç üretiminde dünyada önde gelen ülkelerden biri olarak devamına olanak tanıyacaktır. Ülkemizde yaklaşık 4,5 milyar dolarlık jeotermal enerji yatırımının tamamlanmasında da bu süreç oldukça önemlidir. Cari açığımızı milli enerjimize yatırım yaparak indirmek de hedefimiz olmalı. 31 Aralık 2020 itibariyle 1 yıla varabilecek bir uzatma, bahsi geçen santrallerin devreye alınması için uygun olabilecek olarak değerlendirilmektedir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Ayvalık turizm sezonuna hazırlanıyor Turizm alanında Kuzey Ege’nin incisi ve cazibe merkezi konumundaki Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, yaklaşan sezon öncesinde hazırlıkları sürüyor. Ayvalık Belediyesi Fen İşleri ve Temizlik İşleri müdürlüklerine bağlı ekiplerin ortak yürüttükleri çalışmalarla Ayvalık’ta yeni yaz sezonu hazırlıkları tamamlanıyor. Sarımsaklı Badavut mevkisinde sahil boyunca yürütülen çalışmalarla Ayvalık’ın doğal güzellikleri titizlikle korunuyor. Sahilde, atıklardan arındırma, kumları temizleme işlemlerini hızlandıran ekipler, bölgenin temiz ve düzenli bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. Badavut mevkiindeki çalışmalar, kumsalın hem estetik açıdan daha güzel bir görünüme kavuşmasını, hem de yerli ve yabancı turistlerin rahat ve keyifli vakit geçirebileceği bir ortama kavuşturmaya çalışıyor. Ekipler, titizlikle yürüttükleri çalışmalarla Ayvalık’ın turizm potansiyeline değer katabilmek için mücadele ediyor. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, yapılan çalışmaların Ayvalık’ın çevre düzenlemesi ve turizme verilen değer açısından önemli olduğunu belirterek, Sarımsaklı Badavut mevkisi sahilindeki düzenlemelerin titizlikle yürütüldüğünü söyledi. Başkan Ergin, "Kentimize gelen her vatandaşımız temiz ve düzenli bir çevrede vakit geçirsinler. Kentimizden huzur içinde keyifli hatıralarla ayrılmalarını hedefliyoruz" dedi.
İzmir İzBB Yayınları’ndan 9 yeni kitap İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları (İzBB Yayınları) edebiyattan akademik yayınlara ve çocuk kitaplarına kadar dokuz yeni kitabı okuyucularla buluşturuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları (İzBB Yayınları) edebiyattan akademik yayınlara, çocuktan prestij yayınlarına dek okuyucularına dokuz yeni kitap hazırladı. Kurulduğu günden bu yana bir yılda 35 kitaba ulaşan İzBB Yayınları’nın “Toplumsal Bellekte Bir Akdeniz Liman Kenti: İzmir”, “İlk Çağlardan 324’e İzmir Tarihi”, “Sevgi Tutsağı”, “Gazi Heykelinde Güvercinler”, “Aklın Ayak İzleri - 2”, “Aklın Ayak İzleri -3”, “Ekin’in Karakılçık Buğdayı”, “İzmir’in Renkleri”, “İzmir’i Boyuyorum - Doğal Yaşam Parkı” adlı kitapları son yayımladığı eserler arasında yerini aldı. İzBB Yayınları’na İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 19-28 Nisan tarihlerinde Kültürpark’ta açık alanda düzenlenen İzkitapfest-İzmir Kitap Fuarı’nda da ulaşmak mümkün. Girişlerin ücretsiz olduğu İZKİTAP Fest, bugün de 10.00-21.00 saatleri arasında kitapseverleri ağırlamaya devam edecek. Kentin belleğine tarihsel bakış Selin Önen’in derlediği Burkay Pasin, Fatma Tanış, Hasan Işıklı, Hilal Öktem, Işıl Can Traunmüller, Leyla Bektaş Ata, Ömer Karahan, Orkun Destici ve Yaşar Eyüp Özveren’in makalelerinin yer aldığı “Toplumsal Bellekte Bir Akdeniz Liman Kenti: İzmir” adlı kitapta, kentin yaşam için tercih edilen yapısına dikkat çekildi. Yavaş yaşam tarzı, modernliği, kıyıları, iklimiyle yoğun bir göçe konu olan kentin, 19. Yüzyıl’dan günümüze dek yaşadığı değişimden izler aktarıldı. İzmir’in ilk çağlardaki tarihine odaklanılan “İlkçağlardan 324’e İzmir Tarihi” kitabında tarihçi Cecil John Cadoux’un detaylı anlatımına yer verildi. Ayşen Tekşen’in günümüz Türkçesine çevirdiği kitapta, metinler ve anekdotlarla zengin bir okuma sunuldu. Edebiyatta İzmir vurgusu İzmirli avukat insan hakları savunucusu Güney Dinç’in arşivinden çıkan “Sevgi Tutsağı” da kentte geçen zamanda asılı kalmış bir aşk hikâyesini konu aldı. İzmir’de felsefe ve edebiyat öğretmenliği yapmış Nahid Ulvi Akgün’ün daha önce yayınlamamış şiirleriyle birlikte tüm eserleri “Gazi Heykelinde Güvercinler” kitabında toplandı. Üniversite yıllarında, kendini, dünyayı çalkayan isyan ateşinin içinde bulan bir devrimcinin hikâyesinin anlatıldığı “Aklın Ayak İzleri”nin ikinci ve üçüncü cildi de okuyucularıyla buluştu. Yusuf Nazım ve Oktay Kaynak’ın kaleme aldığı kitabın arka kapak tanıtımında şu cümleler yer aldı: “Özgürlüğe kanat çırpan kelebekler gibiydiler, nasıl bir yangına uçtuklarını bilmediler.” “Kalemini kap, dilediğince boya” İzBB Yayınları çocuk okuyucuları için de farklı eserlere imza attı. Kentin her köşesinde ayrı zenginlik yatarken, çocuklar kentin 29 farklı yerini kendi istedikleri boyalarla renklendirecek. Ömer Çam’ın çizgileriyle oluşan “İzmir’in Renkleri” boyama kitabının yanı sıra Eda Bekdaş’ın çizimleriyle çıkan “İzmir’i Boyuyorum-Doğal Yaşam Parkı”nda da Doğal Yaşam Parkı’nın neşeli sakinleri çocukların dilediği renklerle şekillenecek. Çocuklar yine bir hafta sonu İnci Becerik’in kaleminden çıkan ve Şeyma Yıldızhan Yayman’ın resimlerinden yola çıkarak tohum takas şenliğine katılacak. “Ekin’in Karakılçık Buğdayı”yla çocuklar ata tohumlarını paylaşmanın önemini kavrayacak.
Kayseri Havalar ısındı pazarda fiyatlar düştü Havaların ısınmasıyla birlikte Kayseri’deki semt pazarlarında sebze fiyatları düştü. Kayseri’nin farklı bölgelerinde her gün kurulan semt pazarlarında sebze fiyatları düştü. Sebze fiyatları; havanın ısınmasına bağlı olarak düşerken, bu durum pazardaki iş yoğunluğunu artırdı. Önceki günlere bakarak yoğunluklarının arttığını söyleyen pazarcı İbrahim Yılmaz; “Yaz ayları geldiği için pazarda fiyatlar biraz ucuz. Fiyatlar düştü ancak vatandaşların alım gücü biraz düştüğü için yine biraz zorluk çekiyoruz. Önceki günlere bakarak, yine yoğunluk var. Pazarlarda marketlere göre daha ucuz ve taze olur. Pazarlarda ürünler günlük olur. Market alır, 3-5 gün içerisinde satar. Biz ise günlük satarız. Pazarımızda 1-2 tane esnaflığı iyi olmayan arkadaşımız var ama vatandaşlarımız onlara aldanmasınlar. Esnaflığı iyi arkadaşlarımız var. Onların yanına gelsinler. Biz yardımcı oluruz. Güzel ürün veririz. Her zaman memnun olurlar. Domatesin kilosu 25 TL’ye düştü. Salatalık 20 TL, biberlerin kilosu 30 TL, patlıcanların fiyatı 20-30 TL arasında değişiyor” şeklinde konuştu. Meyve pazara pahalı düştü Geçiş döneminde olmasından dolayı meyvede fiyatların ise yüksek olduğunu dile getiren Yılmaz, “Meyveler biraz pahalı. Geçiş döneminde olduğunda dolayı meyvelerin fiyatı biraz yüksek olur. Erik 100 TL, çileğin kilogram fiyatı 70 TL. Şu anda geçiş döneminde olduğundan dolayı fiyatlar bu şekilde seyrediyor. Tam mevsimi başlamadığı için fiyatlar bu şekilde. Daha yeni tarlaya düştüğü için fiyatlar yüksek. Tarlada çoğaldığı zaman fiyatlar mutlaka düşecektir” dedi.