SPOR - 18 Temmuz 2019 Perşembe 16:40

Jimmy Durmaz: 'Galatasaray'da oynamak benim en büyük rüyalarımdan birisiydi'

A
A
A
Jimmy Durmaz: 'Galatasaray'da oynamak benim en büyük rüyalarımdan birisiydi'

Galatasaray'ın yeni transferi Jimmy Durmaz, transfer teklifi ilk aldığında heyecanlandığını ve mutlu olduğunu belirterek, "Galatasaray'da oynamak benim en büyük rüyalarımdan birisiydi. En büyük rüyalarımdan birisi gerçekleşti" dedi. Jimmy takımdaki rekabete de hazır olduğunu vurguladı.

Galatasaray'ın yeni transferi Jimmy Durmaz, Avusturya’nın Seefeld kasabasında yaptıkları yurt dışı kampında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz sezon Fransız ekibi Toulouse'da iyi bir performans sergilediğini söyleyen Durmaz, "Galatasaray'da oynamak benim en büyük rüyalarımdan birisiydi. En büyük rüyalarımdan birisi gerçekleşti. O yüzden ilk teklifi aldığımda çok heyecanlandım, mutlu oldum. Burada olduğum için de çok mutluyum" diye konuştu.

"Rekabete hazırım"
Takımdaki rekabete hazır olduğunu vurgulayan 30 yaşındaki futbolcu, "Buradan önce de önemli kulüplerde oynadım. Bundan öncede tabiri caizse önemli meydan okumalarla karşılaştım. Tabi ki her zaman rekabet vardı. Galatasaray gibi bir camiada oynuyorsanız böyle rekabetlere hazır olmanız gerekiyor. Hazır olmasaydım, bu teklifi kabul etmezdim. Galatasaray gibi bir camianın her mevkide önemli isimlere sahip olması gerekiyor. Kendi mevkim için konuşmak gerekirse, sadece sol yada sağ açık değil, orta sahada oynayabiliyorum" diye konuştu. 

UEFA Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak olmasının heyecanlandırdığını ifade eden başarılı futbolcu, "Kulüp olarak bakıldığında Şampiyonlar Ligi en büyük turnuva. O yüzden beni de mutlaka heyecanlandırıyor" dedi. 

Jimmy Durmaz, İsveç Milli Takım'dan kazandığı primi sadece Kadın İsveç Milli Takımı'na değil, diğer takımlara da bağışladığını ifade etti.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Dünyasının 123 ülkesindeki yaklaşık 4 bin öğrenci Türkçeye ‘Merhaba’ dedi Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Açıköğretim Fakültesi bünyesindeki Türk Dili ve Kültürü Programı ile dünyanın dört bir yanındaki Türkçe öğrenmek isteyen herkese ulaşmayı hedeflediklerini belirtti. Prof. Dr Yusuf Adıgüzel, Açıköğretim Fakültesi bünyesinde hayata geçirilen Türk Dili ve Kültürü Programı’nın çevrim içi olarak gerçekleştirilen ilk dersi kapsamında öğrencilerle bir araya geldi. Yoğun katılımla gerçekleşen derste programın amacı ve kapsamına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Rektör Adıgüzel, Türk dili ve kültürünün akademik ve toplumsal önemine dikkat çekerek öğrencilere başarılar diledi. Program hakkında bilgi veren Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, "Öncelikle dünyanın dört bir yanından bizleri izleyen ve dinleyen, Türkçe öğrenmeye gönül veren tüm yeni arkadaşlarımıza ‘hoş geldiniz’ diyorum ve ‘Merhaba Türkçe’ diyerek sizleri selamlamak istiyorum. Türkçe dersini bugün ilk kez sizlerle birlikte başlatıyoruz. Bu program, Açıköğretim Fakültesi bünyesinde yürütülen bir ön lisans programıdır. Türk dili ve kültürünü öğretmeyi amaçlayan program kapsamında, öncelikle bir yıllık Türkçe eğitimi verilecek. Üniversitemizde hem yüz yüze eğitim hem de Açıköğretim Fakültesi aracılığıyla eğitim sunuluyor. Açıköğretim Fakültemiz, dünyanın en büyük ve en güçlü fakülteleri arasında yer alıyor. Anadolu Üniversitesi, öğrenci sayısı bakımından dünyanın üçüncü büyük üniversitesidir. Bu programla, dünyanın dört bir yanındaki Türkçe öğrenmek isteyen herkese, güçlü altyapımız ve Türkçe eğitimi alanında uzman akademik kadromuzla ulaşmayı hedefliyoruz. Bugün 123 ülkeden yaklaşık 4 bin öğrencimiz Türkçeye ‘Merhaba’ diyor. Biz de ilk dersimizde onlara ‘Merhaba’ demek istiyoruz" dedi. "Kültürü öğrenmenin olmazsa olmazı dil öğrenmektir" Çevrim içi derste dil öğrenmenin önemine değinen Prof. Dr. Adıgüzel, "Türkçe ya da başka bir dili öğrenirken hata yapmaktan korkmamalıyız. Cesaretle konuşmalı, yanlış yapmaktan çekinmeden dili kullanmalıyız. Türkçe konuşabileceğimiz ortamlarda, arkadaşlarımızla birlikteyken yanlış cümle kurmaktan ya da kelime kullanmaktan korkmadan pratik yaparak kendimizi geliştirmeliyiz. Öğrencilerimiz bu programla yalnızca Türkçeyi değil, aynı zamanda bir kültürü de öğrenmiş oluyorlar. Zaten programımızın adı da Türk Dili ve Kültürü Programı. Kültürü öğrenmenin olmazsa olmazı dili öğrenmek ve dile hâkim olmaktır. Türkiye’nin sahip olduğu kültür ve medeniyeti tanımanın yolu da Türkçeyi öğrenmekten geçiyor. Türkçeye duyulan ilginin önemli göstergelerinden biri de Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıdır. YTB, her yıl Türkiye’ye 5 bin burslu öğrenci getiriyor. Sonuç olarak Türkçeye ve Türkiye’ye ilgi duyan bu öğrenciler, kendi ülkelerinde bulundukları süre içerisinde dahi Türkiye’ye gelmeden Türkçe öğrenme imkânına sahip olacak" şeklinde konuştu. "Türkçe, büyük Türk şirketlerinde çalışmak için önemli bir kapı aralayabilir" Türk Dili ve Kültürü Programı’nın sunduğu fırsatları da anlatan Adıgüzel, sözlerine şöyle devam etti: "Bu program, Türkçe bilmeyenler için A1 seviyesinden başlayarak C1 seviyesine kadar kademeli olarak ilerleyen bir yapıya sahip. Bu nedenle hiç Türkçe bilmemek bir endişe kaynağı olmamalı. Programı tamamlayan öğrencilerimiz Türkçe yeterliliklerini ileri seviyeye taşıyabilecekler. Türkçe öğrendikten sonra Açıköğretim Fakültemizde yer alan yaklaşık 50 programdan herhangi birini okuma imkânı da bulunuyor. Ayrıca Türk Dili ve Kültürü Programı, ikinci üniversite ya da çift ana dal kapsamında da tercih edilebilir. Dünyanın herhangi bir ülkesinde üniversite eğitimi alan bir öğrenci, bu programı ikinci üniversite olarak okuyabilir. Türkçe bilgisini geliştirirken aynı zamanda kendi alanındaki eğitimini de sürdürebilir. Bu yönüyle Türkçe hem kendi ülkesinde hem de farklı ülkelerde faaliyet gösteren büyük Türk şirketlerinde çalışmak isteyenler için önemli bir kapı aralayabilir." İlk ders, uluslararası öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.