GÜNDEM - 20 Eylül 2016 Salı 13:38

Kaçak madenler onlarca işçiye mezar oldu

A
A
A
Kaçak madenler onlarca işçiye mezar oldu

Zonguldak’ta 177 yıl önce taşkömürünün bulunmasıyla başlayan madencilik sektörü, 5 bini aşkın maden şehidi verdi. İş güvenliğinden yoksun kaçak madenler ise onlarca işçiye mezar oldu.

Uzun Mehmet’in kömürü bulmasıyla başlayan madencilik sektörü, emeğin başkenti Zonguldak’a acı günler de yaşattı. Yerin metrelerce derinliğine giren kaçak ocaklardaki işçiler, ‘kara elmas’ diye tabir edilen taşkömürünü ekmek parası uğruna yeryüzüne çıkartabilmek için adeta canını hiçe sayıyor.

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun yanı sıra özel maden şirketlerinin de faaliyette bulunduğu Zonguldak’ta, binlerce ton rezervli taşkömürü işlenerek yer üstüne çıkartılmayı bekliyor. Zaman zaman ekonomik krizin yaşandığı sektördeki iş kazaları, yeni madencilik kanunlarının hayata geçirilmesine neden oldu.

ÖZEL OCAKLARIN KAPANMASI, KAÇAĞA RAĞBETİ ARTIRDI

Geçen yıllarda yürürlüğe giren Maden Yasası, kentte faaliyet gösteren birçok özel işletmeye ek yük getirdiği gerekçesiyle işçilere zor günler yaşattı. Yaklaşık 4 bine yakın madenci doğduğu ve büyüdüğü memleketinden; Zonguldak’tan göç etmek zorunda kaldı. Maden şirketlerinin de kapanmasıyla birlikte geçimini yalnızca madencilikle yapan birçok işçi ise geçim derdi nedeniyle kaçak madenlere girerek ekmeğini kazanmanın yollarını aradı.

İş güvenliğinden yoksun, gaz izleme cihazlarının dahi olmadığı tahmin edilen kaçak madenlerde, evladının okul masraflarını karşılamak ve evine getireceği ekmek için kazanacağı paranın hesabını yapan onlarca işçi, zaman zaman göz göre göre yaşanana iş kazalarında yaşamlarını yitirdi.

Güvenlik güçleri ve TTK yetkilileri tarafından tespit edilen; acı hatıraların yaşandığı kaçak maden ocaklardan bazıları dinamit usulüyle çökertildi. Bazı ocakların girişi ise yetkililerce mühürlenerek içeriye giriş engellendi.

KAÇAK MADENLERDE EN ACI HİKAYELER

Kilimli ilçesine bağlı Gelik beldesinde 11 Şubat 2016 tarihinde kaçak maden ocağında metan gazından zehirlenen iki maden işçisi hayatını kaybetti. Kaçak ocakta ölen işçilerden Hasan Ay’ın üvey ağabeyi Salih Yanık bir gün önce yaşadığı iş kazası nedeniyle kardeşiyle birlikte çalıştığı ocağa girmedi. Ağabey evinde istirahat ederken kardeşi Hasan Ay ise kaçak olarak işletilen madene girdi. Mesai arkadaşı Saim Kalkan ile madene giren Hasan Ay, üretimin sonlandığı bölümde önceden kurulan demir teçhizatı toplamak istediği sırada gazdan etkilenerek yaşamını yitirdi. 18 yaşındaki kardeşinin acısını yaşayan Salih Yanık’ın ise, kardeşi ile ekmek parası uğruna çalıştığı kaçak ocakta bir gün önce geçirdiği iş kazası sayesinde hayatı kurtuldu.

TEK FARK HİKAYELER

Kazalarda ölen işçiler arasında fark yaşam hikayeleri olsa da ölümlerinin tek ortak mekanı çalıştıkları kaçak maden ocakları olmaya devam ediyor. Kaçak ocaklar, sağ olarak çıkabilenin ekmek teknesi oluyor.

Adeta canlı canlı mezara giren işçiler ise ardında hep “Acaba sağ çıkar mı” endişesiyle umutla bekleyen yürekler bırakıyor.

DEMİRCİ: “KAÇAK OCAKLARA KARŞIYIZ”

Genel Maden İşçileri Sendikası olarak ruhsatsız ocaklara karşı olduklarını ifade eden GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, "Zonguldak’ımızda TTK ve özel sektör ile birlikte kaçak ocak diye tabir ettiğimiz yerler elbette var. Madenlerde hayatını kaybeden kardeşlerimiz oldu. 5 bine yakın özel sektörümüzle birlikte şehitlerimiz var onlar haricinde kaçak ocakta çalışan kardeşlerimiz var. Son zamanlarda bu yaşanan olaylar artık yaşanmıyor inşallah olmaz. Şu an eskisi gibi kaçak ocaklarda bilhassa özel sektörde çalışma yok. ’Soma’ yasasından sonra çıkan kanunlardaki ücretlerin artması nedeniyle fazla çalışma yok. Yaşanan azalma ondan kaynaklanıyor. Kaçak ocaklardaki şeyler kar amaçlı olduğu için emniyette suistimal oluyor. Bu nedenle kaçak ocaklarda ölümler meydana geliyor. Biz kaçak ocaklara karşıyız. Özel sektörde çalışan arkadaşlara biz hiçbir zaman karşı değiliz ama özel sektörde çalışan arkadaşlarımızın iş güvenliğine, insanlara yakışabilecek şekilde çalışmasında taraftarız. Hiçbir zaman iş güvenliğini boşa çıkartmadan iş güvenliği önlemini alarak çalışırlarsa hem işçi arkadaşlarımız hem kentimiz mutlu olur hem de analarımız ağlamaz” şeklinde konuştu.

Sertaç Özdemir 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 50 yıl sonra tapularına kavuştular Antalya’nın Gazipaşa ilçesine bağlı Aydın Mahallesi’nde 50 yıldır çözülemeyen mülkiyet davası karara bağlandı. 86 bin 822 metrekare alanı ilgilendiren dava sonucunda mahalle sakinleri tapularını almaya hak kazandı. Gazipaşa’nın Aydın Mahallesi Gökçein Caddesi’nde 86 bin 822 metrekare alanın tapuya tescili için açılan kadastro davası 50 yıl sonra karara bağlandı. Gökçein Caddesi’nde 1962 yılından bu yana hazine ile vatandaş arasında devam eden mülkiyet sorunu 1970’lerde yargıya taşındı. Aralarında Aydın Mahallesi Muhtarı Erhan Taşdemir’in de bulunduğu 100 ailenin müdahil olduğu davanın karar duruşması bugün gerçekleştirildi. Mahalle sakinlerinin avukatı Kadir Şeyda’nın da katıldığı dava, karara bağlanarak mahalle sakinleri tapularını almaya hak kazandı. Muhtar Taşdemir ve mahalle sakinleri, alınan kararın mutluluğunu birlikte yaşadılar. “Mahallemizin tapuları verildi” 50 yıldır çözülemeyen mahkemenin sonunda karara bağlanmasından duydukları mutluluğu dile getiren mahalle sakinleri; “Mahallemizin Gökçein Caddesi’nde 1962 yılından bu yana hazine ile mahalle sakinleri olarak aramızda devam eden mülkiyet sorunu, 1970’lerde yargıya taşındı. Bu süreçte birçok hâkim değişmiş ve farklı tarihlerde çok sayıda avukat davaya dâhil olmuş, çeşitli kurumlardan resmi belgeler toplanıp, tapu tatbikatları yapılmasına rağmen ertelenmekteydi. Söz konusu dava dosyasındaki 86 bin 822 metrekare tapunun içerisinde bulunan 66 parselde ortalama en az 50 yıldır, 100 ailenin ikamet ettiği ve müdahil olduğu dava nihayet karara bağlanarak tapularımız verildi” şeklinde konuştular.
Bursa Gençler uçmak için buluştu Nilüfer Belediyesi’nin bu yıl 3’üncüsünü gerçekleştirdiği ‘Üni Uçuş Günleri’ sona erdi. Çeşitli aktivitelerin de yapıldığı 3 günlük programa 18 üniversitenin havacılık toplulukları ve uçuş okulları ile toplam 600 kişi katıldı. Nilüfer Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü ile Uludağ Üniversitesi Havacılık Topluluğu Öğrencileri işbirliğinde bu yıl ‘3. Üni Uçuş Günleri’ yapıldı. 17 Mayıs 2024 Cuma günü başlayan festival tadındaki etkinlikler, büyük ilgi gördü. Bu yılki programa uçuş okullarının yanı sıra 18 üniversiteden havacılık toplulukları da dahil olmak üzere toplam 600 kişi katıldı. Katılımcılar, 2 gece çadır kurarak alanda konakladı. Dolu dolu geçen programlarda kostümlü yarışma uçuşları, serbest uçuşlar oldukça ilgi gördü. Özellikle kostümlü uçuşlar gökyüzünde renkli görüntüler oluşturdu. Türk Bayraklı uçuş da katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi. Etkinlikler kapsamında ateş başı sinema, voleybol turnuvası, yoga, badminton, okçuluk, pickleball ve mini oyunlar yapıldı. Nilespit hizmeti de verildi. Fadıllı Doğa Sporları ve Havacılık Merkezi’ndeki 3 gün süren programın sonunda da yarışmalarda derece elde edenlere ödül töreni yapıldı. Programın sonunda gençler, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda böyle bir etkinlik gerçekleştirmenin mutluluğunu ve keyfini yaşadı.
Bursa Yeşil altın fideleri toprakla buluştu Türkiye’nin biber üretiminin yüzde 40’ını karşılayan Bursa Yenişehir’de çiftçiler, altın diye tabir biberin fide dikimine başladı. Tarımı ve özellikle ’Yeşil Altın’ diye bilinen biberiyle tanınan Yenişehir’de çiftçiler tarlaya inerek, binlerce dönüm araziyi bereketlendirmek için dikimlere başladı. Yenişehir Köprühisar köyünde, biber dikim heyecanı yaşandığını belirten Çiftçi İbrahim Ediz, "Her ürünü büyük emeklerle üretiyoruz. 1 hafta sürecek dikim sürecinin ardından fidelere can suyu vereceğiz. Daha sonra ürün almak için 2 aylık yoğun bir çalışma sürecine gireceğiz. Nasip olursa 2 ayın sonunda topladığımız ürünleri pazarlayacağız. Her bir ürünü, el emeği ve göz nuru ile yetiştirip sofralara taşıyoruz" dedi. En büyük sorunlarının işçi sorunu olduğunu belirten Ediz, "Zaten var olan işçi sorunu, ürünlerin hasat zamanında daha da büyüyor. Bu sorundan dolayı çiftçilerimiz, ürünlerini ortakçıya vermek zorunda kalıyorlar. Çiftçi arkadaşlarımızın daha planlı ekim ve dikim yapmaları gerekiyor. Yoksa kendi tarlasında işçi durumuna düşebiliyorlar" şeklinde konuştu. Yenişehir tarım ürünlerinin genellikle ihracata gönderildiği ifade eden İbrahim Ediz, daha sonra şunları kaydetti; "Yenişehir’de üretilen ürünlerin çoğu Avrupa’ya ihraç ediliyor. Bu nedenle çiftçilerimiz daha bilinçli tarıma imza atıyor. Tüm ürünlerimiz doğal ve gönül rahatlığıyla tüketilecek ürünler."