EKONOMİ - 06 Mart 2021 Cumartesi 12:58

Kadın mühendisler teknoloji alanında istihdam ediliyor

A
A
A
Kadın mühendisler teknoloji alanında istihdam ediliyor

Turkcell’in son olarak teknoloji geliştirme alanında fırsat eşitliğini desteklemek amacıyla başlattığı ‘Turkcell’de Şartlar Eşit, Şanslar Eşit’ programının iş hayatına yeni atılacak genç kadın mühendisleri hedefleyen birinci fazı tamamlandı. Programın ikinci fazında çeşitli nedenlerle iş hayatından ayrılmış farklı meslek gruplarından deneyimli kadın profesyonellerin şirket bünyesine katılmaları hedefleniyor.

Kadınları iş hayatında güçlendirmek ve onların liderlik ettiği girişimleri desteklemek için pek çok uygulamayı hayata geçiren Turkcell Grup, toplam yüzde 55 olan kadın çalışan oranını 2030 yılında yüzde 60’a çıkarmayı planlıyor. Toplam çalışan kadın sayısının 13 bin 089 olduğu Turkcell Grubu, Türkiye’nin kadın çalışan oranının erkek çalışan oranından fazla olduğu ve bu yönüyle en çok kadın istihdamı sağlayan şirket topluluklarından biri konumunda bulunuyor.

Turkcell’in teknoloji alanında çalışan kadın sayısını artırmak amacıyla 2013 yılından bu yana yürüttüğü projeler hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda 2020 yılı sonunda tanıtımını gerçekleştirdiği ‘Turkcell’de Şartlar Eşit, Şanslar Eşit’ programının birinci fazı tamamlanarak iş hayatına adım atacak olan 101 genç kadın 6 haftalık online Teknoloji Kampı’na katılım sağladı. 5 bine yakın başvuru arasından seçilen 17’si üçüncü sınıf, 55’i dördüncü sınıf öğrencisi, 24’ü yeni mezun, 5’ i de yüksek lisans öğrencisi olan adaylar, 6 hafta boyunca tercih ettikleri yazılım diline göre 166 saatlik eğitim aldılar. Türkiye’nin farklı bölgelerinden programa katılmaya hak kazanan kadın mühendisler için; Android/ Kotlin, IOS/ Swift, Java, .Net olmak üzere 4 farklı eğitim sınıfı oluşturuldu ve kadın öğrenciler ilgi duydukları kodlama alanına göre eğitimlerini tamamladılar. Teknoloji Kampı süresince Turkcell’den atanan profesyonellerden, 48 saatlik mentorluk alan kadın öğrenciler teknik eğitimlerin yanı sıra; mentorlarının deneyim ve tavsiyelerini alarak kendilerini geliştirme ve profesyonel hayata hazırlama fırsatı yakaladılar.

Teknoloji Kampı’nın tamamıyla dijital olması, farklı illerden ve üniversitelerden programa katılan kadın mühendisler için ortak bir iletişim platformu sağladı. Her hafta yaptıkları çalışmalarla, öğrendiklerini pekiştirme imkanı bulan katılımcılar; sunum teknikleri, proje yönetimi, 5G teknolojileri, yapay zeka gibi konularda alanında profesyonel uzmanlardan eğitim alırken; şirketteki kadın yöneticiler ile ‘kahve molası’ sohbetlerinde bir araya geldiler. Eğitim sonunda şirket üst yöneticilerinden oluşan komiteye projelerini sunan ve başarılı değerlendirilen kadın mühendisler, Turkcell’de part-time olarak çalışmaya hak kazandılar.

Projenin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde başlayan ikinci aşamasında; çeşitli nedenlerle iş hayatından ayrılmış deneyimli beyaz yakalı kadın profesyonellere, şirket bünyesinde bulunan tüm departmanlarda çeşitli iş imkanları fırsatı sunulması ve yeniden iş hayatına kazandırılmaları amaçlanıyor.

Turkcell Hukuk ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serhat Demir, geçtiğimiz yıl sonunda başlattıkları programın kadın mühendislerden büyük talep gördüğünü vurguladı. Şirketin uzun yıllardır, başta ‘Geleceği Yazan Kadınlar’ olmak üzere kadın istihdamını artırmaya yönelik pek çok projeyi hayata geçirdiğini hatırlatan Demir, ilerleyen dönemlerde de benzer programlar aracılığıyla iş hayatına yeni atılan veya iş deneyimi bulunan kadınlar için şirket bünyesinde çalışma imkanı sunacaklarını dile getirdi.

Demir, “Kadının iş gücüne katılımını, ekonomik ve sosyal yaşamın sürdürülebilirliği açısından bir gereklilik olarak görüyoruz. Kadınların iş dünyasında aktif olarak yer alması; inovasyon, çeşitlilik, iyi yönetişim, sürdürülebilirlik, karar süreçlerinde duygusal zeka ile yaklaşım gibi kazanımları da beraberinde getirecek. Ekonomik kalkınmanın temel taşlarından olan toplumsal cinsiyet eşitliği sadece ülkelerin değil, global ekonominin de iyileştirilmesi adına atılması gereken bir adım” dedi.

Turkcell, kadın çalışanlara istihdam imkanı sağlamak için yıllardır pek çok örnek uygulamaya imza atarak iş hayatında kadınlar için eşit fırsat sağlıyor. Bu kapsamda çalışanlara esnek çalışma modeli ve özel yan haklar sunuluyor. Turkcell’de tüm çalışanlar için tanınan haklar sırasıyla: Çalışanlara çocuklarının okul başlangıç ve karne günlerinde özel izin veriliyor. Kadın çalışanlara ayrıca kreş yardımı sağlanıyor. Yasal ödemelerin tümü eksiksiz şekilde şirket tarafından karşılanıyor. Çalışanların sigorta paketleri doğum ve çocuk sağlığını kapsayacak şekilde düzenleniyor. Çalışanlar, çocuklarının ihtiyaçları doğrultusunda pedagog desteği alabiliyor. Çocukları için çeşitli branşlarda oyun atölyeleri tasarlanıyor. Çalışanlara evlilik kredisi ve evlilik paketi tanınıyor, evlenen çiftin adına bağış yapılıyor.

Ayrıca, pandemi sürecinde oluşan ‘şimdiki normal’de kadın çalışanlar için yeni dijital çalışma modelleri tasarlandı. ‘Uzaktan çalışma’ modeli ile kadın çalışanlar çok daha esnek çalışarak çalışma hayatında daha aktif rol alabilecek ve böylelikle kadın çalışanlar mobil çalışma ile özel yaşam ve iş hayatı dengesini daha kolay bir şekilde kurabilecekler. Bu kapsamda ilerleyen dönemde yarı dönemli çalışmak isteyen kadın çalışanlar için farklı çalışma modelleri de hayata geçirilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Anaokulunda kirpi operasyonu Aydın’ın Efeler ilçesinde İstiklal Anaokulu’nun bahçesindeki su giderine sıkışan bir kirpi, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerinin titiz çalışmasıyla kurtarıldı. Olay, sabah saatlerinde Meşrutiyet Mahallesi Gençlik Caddesi üzerinde bulunan İstiklal Anaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sabah saatlerinde anaokuluna çocuklarını getiren veliler bir kirpinin su giderine sıkıştığını fark ederek durumu okul idaresine bildirdi. Kendi çabaları ile kirpiyi bulunduğu yerden çıkartamayan okul idaresinin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yaptığı ihbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri hızla yaramaz kirpiyi kurtarmak için çalışma başlattı. Kirpiyi görerek okul idaresine bildiren Emel Cem isimli veli, "Kirpiyi gördüm ve hemen okul idaresine söyledim. Okul idaresi de onlar da uğraştılar ama nasıl kurtarabileceklerini bilmedikleri için itfaiyeye haber çağırdılar. İtfaiye ekiplerinin sayesinde kirpi kurtarılacak ve doğal yaşamına geri bırakacaklar" dedi. Ekipler, kirpiye zarar gelmeden özgürlüğüne kavuşturulması için hummalı bir çalışma yürüttü. Özel ekipmanları ile çalışan itfaiye ekipleri kirpiyi kurtarmak için duvarı delip kirpinin ayaklarının sıkıştığı demiri demir makası ile kesti. Kirpi ekiplerin dikkatli ve duyarlı çalışmaları sonucu sıkıştığı yerden kurtarıldı. Gerekli kontrolleri yapılarak okul bahçesindeki otluk alana bırakılan kirpi bir süre sonra bölgeden uzaklaşarak gözden kayboldu. İstiklal Anaokulu idarecileri, şehirlerde yaşayan yaban hayvanlarının doğal ortamlarının korunmasının herkesin sorumluluğu olduğunu vurgulayarak, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerine çalışmalarda gösterdikleri hassasiyet için teşekkür etti.
Çorum 10 ülkeden 77 bilim insanının katıldığı ’İrfan Geleneği’ sempozyumu başladı Hitit Üniversitesi tarafından düzenlenen "II. Uluslararası Türkistan’dan Anadolu’ya İrfan Geleneği: Abdal Ata Sempozyumu"nda konuşan Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Zekeriya Işık, "Bugün, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana ve Koyunbaba’nın kucaklayıcı anlayışına ihtiyaç var" dedi. Türk Tarih Kurumu’nun katkıları ile Çorum Hitit Üniversitesi’nde düzenlenen “II. Uluslararası Türkistan’dan Anadolu’ya İrfan Geleneği: Abdal Ata Sempozyumu”na Mısır, Kazakistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Fransa, İran, Tataristan Özerk Cumhuriyeti, Avusturya, Rusya olmak üzere 10 farklı ülkeden 77 bilim insanı katıldı. Sempozyumda 52’si sözlü, 12’si çevrimiçi, 2 video konferans olmak üzere 66 bildiri sunulacak. Sempozyumda tüm bilimsel oturumlar karekod uygulamasıyla yurt içi ve yurt dışından interaktif olarak takip edilebilecek. Sempozyum açılışında konuşan Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Zekeriya Işık, Türkistan, Horasan, Irak’tan Anadolu’ya, Balkanlar’a kadar uzanan irfan geleneğinin 13 ve 14. yüzyıllarda dini ve manevi olduğu kadar siyasi, askeri, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmeler üzerinde de belirleyici bir etkiye sahip olduğunu söyledi. İrfan geleneğini temsil eden Türkmen ata, baba, şeyh ve dervişlerinin “Fütüvvet ve Melamilik” ile olan güçlü bağın oluşmasında rol oynadığını dile getiren Doç. Dr. Işık, “Onlar fethedilen gerçek manada bir Türk yerleşkesinin nihayetinde yurduna dönüşmesinde etkili oldular. Bugün onlar tekke, zaviye, türbeleri, mescit, cami, medrese, kütüphane, çeşmeleri, dini ve tasavvufi eserleri ve dahi mesajlarıyla gönüllerimizde ve zihinlerimizde yer tutmaktadır” dedi. Işık, bugün modernitenin ayrıştırdığı, dağıttığı, kutuplaştırarak çatıştırdığı farklılıkları bir tehdit olarak görmek suretiyle aynılaşmayı dayattığı, din, inanç, gelenek ve örf namına yerel öğeleri çağ dışılıkla damgalayarak itibarsızlaştırdığı, saf dışı bıraktığı bir dönemde olunduğuna dikkat çekti. "Modern insanın bütün varlığa, kendi ırkına dahi acımayacak kadar insafsızlaştığı bir çağdayız" İnsan egosunun hormonlu bir şekilde beslendiği, suni, orantısız, kibir ile ilahi ve beşeri nizamın üstünde kendisine roller biçtiği arızi bir dönemde olduğumuzu dile getiren Doç. Dr. Zekeriya Işık, "Kadim erdemlerin yok sayıldığı tüm alemin, insanın sonsuz ve sınırsız hazlarına, ihtiraslarına hasredildiği, öyle ki aç gözlülükte modern insanın bütün varlığa, kendi ırkına dahi acımayacak kadar insafsızlaştığı bir çağdayız. Tüm patolojik arızalı anlayışın hayatı kuşattığı, adına rasyonel, pratik, pragmatik, diplomatik ve benzeri şekillerde ifade edilen etik ve ahlaki temelden yoksun bir takım yaklaşımlarla meşrulaştırılmaya çalışıldığı talihsiz bir zamandayız. Böylesi bir zamanda ve durumda Yunus Emre ile vücut bulan yaratılanı yaratanından ötürü seven, yetmiş iki milleti bir nazar gören, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin aslan ile ceylana aynı zaman ve mekanda adalet ve hakkaniyet şemsiyesi altında hayat bulunduran, Mevlana’nın kurulu düzene meydan okuyan, tüm dünyevi sınıfları ve sınırları kaldırarak ’ne olursan ol yine gel’ diyen, Koyunbaba’nın ’dirlik odunu yakın, geleni gideni hoş tutun’ himmetiyle güçlü bir şekilde ortaya konulan temelinde aşk ve sevgi bulunan bu birleştirici, kucaklayıcı ontolojik ve epistemolojik anlayışa olan ihtiyaç ortadadır. Bununla birlikte söz konusu irfan geleneğimizin emek, alın teri, zanaat, fedakarlık, paylaşmak, helal kazanmak, ahlaklı olmak gibi erdemlerinin işlenmesine de ziyadesiyle ihtiyaç olduğu da gözden kaçırılmamalıdır" diye konuştu. "Aleviliği doğru şekilde anlatmayı önemsiyoruz" Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemiyeti Başkanı Ali Rıza Özdemir de yaptığı konuşmasında, bilgi kirliliğinin önüne geçerek Aleviliği doğru şekilde anlatmayı önemsediklerini belirtti. Moğol istilasından sonra meydana gelen göçlerle birlikte Anadolu için yeni bir dönem başladığını hatırlatan Özdemir, "Horasan bölgesinden Anadolu’ya akan Türkmen aşiretlerinin içinde baba, ata, derviş ve şeyh olarak tanımlanan irfan ehli kimseler de yer almaktaydı. Bu dönemde Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması, asayiş, fütuhat ve iskan konularının çözülmesi, imar faaliyetleriyle toprakların şenlenmesi bahsedilen şeyh ve dervişlerin öncülüğünde olmuştu. Osmanlı sosyal hayatı için oldukça mühim olan zaviyeler, manevi temellere dayalı kurumlardı. Öyle ki ıssız beldeler ve stratejik noktalar ’gazi dervişler’ tarafından kurulan tekke ve zaviyeler eliyle birer yurda dönüşmüş ve kalkınmıştır. İşte Abdal Ata, bu dervişler arasında olduğu gibi, onun tabi olduğu Abdallar zümresi de Türk nüfusunun önemli unsurlarından biri olarak varlığını sürdürmekteydi. Anadolu’yu Türkiye yapan öncü şahsiyetler de bu kişiler ve bu Türk kitlelerdi" şeklinde konuştu. Başkanlık olarak, bugüne kadar Alevi ve Bektaşi tarihinin şemsiyesi altında toplanmış olay, olgu ve şahsiyetleri araştırmak, Türk tarihindeki yerini ortaya koymak ve yarına aktarmak amacıyla pek çok panel, konferans ve sempozyum tertip ettiklerini anlatan Özdemir, şunları kaydetti: "Bilgi kirliliğinin önüne geçerek Aleviliği doğru şekilde anlatmayı çok önemsiyoruz. Alevilik ve Bektaşilik Ansiklopedisi ile Aleviliğin Yazılı Kaynakları çalıştayları başta olmak üzere Şubat ayında gerçekleştirdiğimiz beş büyük çalıştayımız da bu amaca hizmet etmektedir. Başkanlığımızda birçok konferans, panel ve temalı konserler düzenledik. Bundan sonra bu çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Temalı konserlerimi 2024 yılı içinde 50 ilimizde halkımızla buluşturacağız. 2024 ve 2025 yılları içinde Şah İsmail Hatayi, Anadolu’nun Horasanı Tunceli, Balkanlarda Alevilik ve Bektaşilik, Cemevleri: Dünü, Bugünü, Yarını, Aleviliğin Yazılı Kaynakları, Davut Sulari, Pir Sultan Abdal gibi birçok başlık altında yapacağımız sempozyumları planlamış bulunuyoruz. Kün-Ay isimli hakemli dergimiz yıl içinde yayın hayatına başlayacaktır." "Hedefimiz milli birliğimizi güçlendirmektir" Aleviliğin yakın tarihinin kayıt altına alınacağı sözlü tarih projesini bu yıl içinde başlatacaklarını aktaran Özdemir, "Bilimin namusuna sahip çıkan tüm akademisyenlerimizi, bu vesileyle çalışmalarımıza omuz vermeye çağırıyorum. Her zaman belirttiğim gibi pek çok alanda Alevi ve Bektaşi toplumuna hizmet götürmeyi görev edinmiş başkanlığımızın iki ana hedefi vardır. Bunlardan ilki her iş ve eylemde Alevi ve Bektaşi toplumunun rızalığını almaktır. Bu doğrultuda istişare etmekten bir an geri durmadığımızı gönül rahatlığıyla ifade edebilirim. İkinci ana hedefimiz ise milli birliğimizi güçlendirmektir. Başkanlık olarak bizi, biz yapan değerlerimize bağlı kalmak ve sahip çıkmak dışında; onu aktarmanın da peşindeyiz. Tüm işlerimizin temel motivasyon kaynağını işte bu iki ana hedef teşkil etmektedir. Alevi-Bektaşi toplumu için tarihi ve değerli bir süreçte bulunduğumuzun farkındalığında olarak çalışmalarımızı sürdürmekte olduğumuzu belirtmek istiyorum. İnşallah kararlılıkla yürüdüğümüz bu yolda daha çok iş üretecek ve daha fazla Can’ımıza ve cemevimizin kutlu eşiğine hizmette bulunacağız" ifadelerini kullandı. Sempozyum açılışına; Vali Zülkif Dağlı, Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, İl Jandarma Komutanı J. Alb Naim Çetinkaya, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferans sonunda Çorum Valisi Zülkif Dağlı, İslam İşbirliği Teşkilatı İslam, Tarih, Sanat ve Kültür Merkezi Orta Asya Bölge Danışmanı Prof. Dr. Ashirbek Müminov’a plaket verirken, Müminov ise Vali Dağlı’ya kaftan hediye etti.
Aydın Anaokulunda kirpi operasyonu Aydın’ın Efeler ilçesinde İstiklal Anaokulu’nun bahçesindeki su giderine sıkışan bir kirpi, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerinin titiz çalışmasıyla kurtarıldı. Olay, sabah saatlerinde Meşrutiyet Mahallesi Gençlik Caddesi üzerinde bulunan İstiklal Anaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sabah saatlerinde anaokuluna çocuklarını getiren veliler bir kirpinin su giderine sıkıştığını fark ederek durumu okul idaresine bildirdi. Kendi çabaları ile kirpiyi bulunduğu yerden çıkartamayan okul idaresinin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yaptığı ihbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri hızla yaramaz kirpiyi kurtarmak için çalışma başlattı. Kirpiyi görerek okul idaresine bildiren Emel Cem isimli veli, "Kirpiyi gördüm ve hemen okul idaresine söyledim. Okul idaresi de onlar da uğraştılar ama nasıl kurtarabileceklerini bilmedikleri için itfaiyeye haber çağırdılar. İtfaiye ekiplerinin sayesinde kirpi kurtarılacak ve doğal yaşamına geri bırakacaklar" dedi. Ekipler, kirpiye zarar gelmeden özgürlüğüne kavuşturulması için hummalı bir çalışma yürüttü. Özel ekipmanları ile hummalı bir şekilde çalışan itfaiye ekipleri kirpiyi kurtarmak için duvarı delip kirpinin ayaklarının sıkıştığı demiri demir makası ile kesti. Kirpi ekiplerin dikkatli ve duyarlı çalışmaları sonucu sıkıştığı yerden kurtarıldı. Gerekli kontrolleri yapılarak okul bahçesindeki otluk alana bırakılan kirpi bir süre sonra bölgeden uzaklaşarak gözden kayboldu. İstiklal Anaokulu idarecileri, şehirlerde yaşayan yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarının korunmasının herkesin sorumluluğu olduğu vurgulayarak Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerine çalışmalarda gösterdikleri hassasiyet için teşekkür etti. (MU-OD-