GÜNDEM - 31 Ocak 2020 Cuma 10:31

Kahvaltı tartışmasına restoranlar da dâhil oldu

A
A
A
Kahvaltı tartışmasına restoranlar da dâhil oldu

Dünyaca ünlü Dr. Mehmet Öz'ün, Türk kültüründe geleneksel haline gelen kahvaltının gereksiz olduğunu ve yasaklanması gerektiğini söylemesi üzerine tartışmaya restoranlar da katıldı.

Eskişehir’de Ayten Usta Gurme İşletme Yetkilisi Hayati Çetin, Kuran-ı Kerim’de geçen ve kahvaltıda kullanılan ürünlere de değinerek, “Bunu dini açıdan değerlendirecek olursak, Kuran-ı Kerim’de nimetlerle ilgili olarak süt, bal ve zeytinle ilgili güzel ifadeler var. Yani bu bahsedilen ürünlerin hepsi kahvaltı ürünleridir” dedi.

Geçtiğimiz günlerde dünyaca ünlü doktor Mehmet Öz, bir çok uzman ve diyetisyen tarafından günün en önemli öğünü olarak gösterilen kahvaltı hakkında yaptığı açıklamayla tepki çekmişti. Dr. Öz’ün, “Kahvaltı yapmak gereksiz, yasaklanmalı. Bu bir reklam aldatmacası” söylemine restoranlar da dâhil oldu.

“Kahvaltıyı yasaklamak, kahvaltıyı kaldırmak gibi söylemleri toplumun değerlendirmesine açıyoruz”
Eskişehir’de de, Ayten Usta Gurme restoran işletme yetkilisi Hayati Çetin, kahvaltıyı yasaklamak, kaldırmak gibi söylemleri toplumun değerlendirmesine açtıklarını belirterek, “Öncelikle doktor Mehmet Öz çok değerli bir bilim adamı kendisini kutluyoruz, gururumuz. İyi bir cerrah, gerçekten başarılı bir insan, biz kendisini de takip etmekten mutluluk duyuyoruz. Kendisi bir değerlendirmede bulunmuş. Bu kahvaltının taraftarları olanlar da bir takım karşı tezlerle beslenme uzmanlarımız özellikle açıklamalar yapıyorlar. Biz kahvaltısı ön planda olan bir işletmeyiz. Biz şunu söyleyebiliriz; ünlü şairimiz Cemal Süreya’nın şiiri var diyor ki, “Yemek yemek üstüne ne söylenebilir, ne düşünürsünüz bilemem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” diyor. Yani günümüz insanı artık bu faza geçti. Yani günümüz insanın bu kadar hayatının içinden olan kahvaltıdan bahsediyoruz. Dolayısıyla bu kahvaltıyı yasaklamak, kahvaltıyı kaldırmak gibi söylemler ne kadar doğrudur bunu toplumun değerlendirmesine açıyoruz” ifadelerini kullandı.

"Kur'an-ı Kerim’de nimetlerle ilgili olarak süt, bal ve zeytinle ilgili güzel ifadeler var"
Çetin, Kuran-ı Kerim’de geçen ve kahvaltıda kullanılan ürünlere de değinerek, “Bunu dini açıdan değerlendirecek olursak, Kuran-ı Kerim’de nimetlerle ilgili olarak süt, bal ve zeytinle ilgili güzel ifadeler var. Yani bu bahsedilen ürünlerin hepsi kahvaltı ürünleridir. Bunlara dikkat çekiyoruz. Yani bunları cevap verme anlamında değil ancak bunlara dikkat çekmek, kamuoyunun da bilgisine sunma gayesindeyiz. Ancak şunu da ilave edeyim; bu yemek yeme işi sağlıkla direk ilgilidir. Bize de bu konuda en güzel örneği Peygamber Efendimiz (S.A.V.) vermiş. Bize; “Yemeği az yiyiniz. Midenizin üçte birini boş bırakınız, üçte birini su ile doldurunuz, üçte birini yemek ile doldurunuz” diyor. Yani beslenmeden tıka basa bir yemekten, tıka basa bir kahvaltıdan bahsedilmiyor. Biz de bu amaçla yine Ayten Usta olarak kahvaltımız sınırsız. İnsanların gözünün, gönlünün doymasını talep ediyoruz, ama bunun yanında insanlara, size azar azar getiriyoruz, israf olmasın diye. İşte israf olmasın, küçük küçük getirelim hatta yiyemediklerinizi de gurme kutularıyla evinize götürebilirsiniz. Hayvanlara verebilirsiniz. Masadaki kalanlar da atılmasın, değerlendirilsin istiyoruz. Biz kahvaltı olayına böyle yaklaşıyoruz” dedi.

Mustafa Kaplan - Abdullah Güçlü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."