SAĞLIK - 09 Ekim 2018 Salı 15:19

Kalp ve damar hastalıklarına yakalanma yaşı düşüyor

A
A
A
Kalp ve damar hastalıklarına yakalanma yaşı düşüyor

Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde başta gelen ölüm ve iş görmezlik nedenleri arasında yer alan kalp ve damar hastalıkları hakkında açıklamalarda bulunan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, Sigaranın bırakılması ile kalp damar hastalıkları riskinin azaldığının kanıtlandığını, özellikle sigaranın bırakılması sonrası kalp damar hastalıkları riskinin 10 yıl içinde azalarak hiç içmeyenler seviyesine indiğini ve kalp krizi geçiren ki

 Avrupa’da tüm ölümlerin yüzde 49’u, 65 yaş altındaki ölümlerin ise yüzde 30’u kalp damar hastalıkları nedeniyle olduğunu ifade eden Prof. Dr. Hamza Duygu, kalp damar hastalıklarının birçok Avrupa ülkesinde orta ve ileri yaş grubunda en önemli ölüm nedeni olduğunu söyledi. Prof. Dr. Duygu, sürekli artış gösteren kalp damar hastalıklarına bağlı ölümler hakkında yaptığı açıklamalara şöyle devam etti: “20. yüzyıl başlarında kalp ve damar hastalıkları dünya genelinde ölümlerin yüzde 10’undan daha azından sorumluyken, 21. yüzyıl başında gelişmiş ülkelerde ölümlerin neredeyse yarısından, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 25’inden sorumludur. 21. yüzyılda da kalp ve damar hastalıklarının tüm dünya genelinde sakatlık ve ölümlerin en önemli nedeni olduğu kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2001 yılında yaklaşık 16,6 milyon insan kalp ve damar hastalıklarından yaşamını yitirmiştir” dedi.

“Kalp ve damar hastalıklarının görülme sıklığı kontrol edilebilir”

Dünya Sağlık Örgütü’nün, kan basıncı, obezite, kolesterol ve sigara içiminin kontrolü ile kalp ve damar hastalıklarının görülme sıklığının yarıya indirilebileceğini bildirdiğini ifade eden Prof. Dr. Duygu, bu anlamda koruyucu hekimliğin, kalp ve damar hastalıklarından kaynaklı ölümlerin azaltılmasında çok önemli bir role sahip olduğunu, amacın kalp damar tıkanıklığı için yüksek risk taşıyan bireylerin saptanması ve bu kişilerdeki ilk veya tekrarlayan kalp damar tıkanıklıklarının önlenmesi olduğunu belirtti.

Amaç; obezite, hipertansiyon ve sigara kullanımının önüne geçmek

“Kalp ve damar hastalıkları birden fazla faktöre bağlı hastalıklardır. Günümüzde kalp ve damar hastalıklarının her toplumda etkin olduğu kabul edilen risk faktörleri vardır. Sigara içmemenin, kilo almamanın, sağlıklı beslenmenin, en az günde yarım saat, haftada beş gün olmak üzere düzenli egzersiz yapmanın, normal şeker metabolizmasının ve aşırı stresten uzak durmanın kalp ve damar sağlığını korumak açısından önemi bilinmektedir” diyen Duygu, kalp ve damar hastalıkları ile ilgili risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenler “değiştirilemez etkenler” grubuna girerken, sigara, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, aşırı alkol tüketimi, oturgan (sedanter) yaşam, şişmanlık, kan yağları, kan basıncı ve kan şekeri yüksekliğinin ise “düzeltilebilir risk faktörleri” olarak ayrılabildiğini söyledi.

Değişen yaşam tarzı kalp hastalıklarının genç yaşlara inmesine etken

Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesinin getirdiği değişimler nedeniyle toplumun gün geçtikçe farklılaşan bir yaşam tarzı sürdürmeye başladığını hatırlatan Duygu, modern yaşamın getirdiği olanaklar nedeniyle insanların daha az hareket eder hale geldiğini, yaşam tarzı değişikliğinin beslenme alışkanlıklarını da kötü yönde etkilediğini ifade ederek şöyle devam etti, “Beslenmenin daha çok hayvansal kaynaklı gıdalara dayanması, sebze ve meyvenin yeterince tüketilmemesi, aşırı yağlı, soslu, yüksek enerjili gıdalar tüketilmesi, fiziksel aktivite eksikliği ile birleştiğinde kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini arttırmaktadır. Son yıllarda yirmili otuzlu yaşlarda da kalp damar tıkanıklıklarına günlük pratiğimizde daha sık rastlamaktayız. Bunun en önemli nedeni sigara alışkanlığıdır. Buna ek olarak fiziksel aktivitedeki azalma, kilo artışı, beslenmeye yeterince dikkat edilmemesi ve stres de katkıda bulunan faktörler olabilir” dedi.

Kalp sağlığını korumada beslenme alışkanlığı büyük önem taşıyor

Sağlıklı beslenme sayesinde kalp damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinden aşırı kilo, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gelişiminin geciktirilebileceğini veya azaltılabileceğini kaydeden Duygu, toplumda giderek yerleşen batı tipi diyet ve fast food alışkanlığı ile mücadele etmenin bu hedeflere ulaşmak için gerekli olduğunu belirtti. Duygu şöyle devam etti, “Diyet alışkanlıkları çocukluk yaşlarında başladığından, bu yaşlardan itibaren sağlıklı diyet alışkanlığının yerleştirilmesi ile toplumun kalp damar hastalığı riski azaltılabilir. Aşırı kalori ve tuz tüketiminin önlenmesi, hayvansal yağların azaltılarak bitkisel yağların, taze sebze, meyve, lifden zengin yiyecekler ve balığın daha çok tüketildiği bir diyetin benimsenmesi kalp damar hastalığı riskini azaltmaktadır. Nitekim zeytinyağı ve balık tüketiminin daha fazla olduğu bölgelerde kalp damar hastalıklarından ölümler daha az görülmektedir. Toplam tüketilen enerjinin yüzde 30’dan azının hayvansal yağlardan köken alması gerekmektedir” diye konuştu.

Şişmanlık ve hareket azlığı şeker hastalığına sebep

Öncelik verilmesi gereken bir diğer konunun da şeker hastalığı sıklığındaki korkutucu artıştan sorumlu şişmanlık ve hareket azlığı ile mücadele olması gerektiğini hatırlatan Duygu, bu konuda toplum düzeyinde verilmesi gereken mücadelenin, topluma eğitim yoluyla bilinç kazandırmak suretiyle gerçekleşebileceğini ifade etti. Okullarda fiziksel aktivite derslerinin yanında beslenme ile ilgili eğitimler de verilmesi gerektiğini ifade eden Duygu, “İlk ve orta dereceli okullarda fiziksel aktivite ve beslenmeyle ilgili eğitimlere daha çok önem verilmelidir. Okullarda öğrencilere günde bir saat beden eğitimi yapma olanağı sağlanmalıdır. Erişkinlerin ise beden eğitimi yapabileceği merkezlerin sayısı ve kalitesinin arttırılması devletçe desteklenmelidir. Yerleşim alanlarında insanların güvenle yürüyüş yapabileceği parkur olanakları sağlanmalı, var olanların kaliteleri yükseltilmelidir. Haftanın beş günü, günde en az 30 dakika süre ile yapılacak yürüyüş, koşu, jogging, step, yüzme gibi yarışmalı olmayan aerobik, spor ve aktiviteler, kalp kasının oksijenlenmesini artırmanın yanı sıra, kişinin ideal kilosuna ulaşmasına, kolesterol düzeyinin düşmesine, kan basıncının kontrol altına alınmasına, ayrıca kişinin stres düzeyinin azaltılmasına da yardımcı olacaktır” şeklinde konuştu. Şişmanlık ile mücadelede medyaya da önemli görevler düştüğünü, çikolata, gofret, bisküvi, gibi atıştırmalık ürünlerin televizyon kanallarında yayınlanan reklamlarına ve okullardaki satışına kısmi kısıtlamalar getirilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Duygu, abdominal obezitenin (yağın göbek çevresinde toplanması) genel obeziteden daha zararlı olduğu kavramının halka ve hekimlere benimsetilmesi gerektiğini, bel çevresi ölçümünün, hekimlerin kan basıncına yönelik yaptığı rutin ölçümlerden biri gibi olması gerektiğini ifade etti.

“Avrupa’daki veriler sigara kullananların yaklaşık 20 yıl daha az yaşadığını göstermektedir”

Düzenli olarak sigara içenlerin yüzde 50’si sigara içimi ile ilişkili nedenlerden kaybedilmektedir ve bu ölümlerin yaklaşık yarısı orta yaş grubunda görülmektedir” diyen Duygu, içilen sigara miktarının, kalp damar hastalıkları, kanser ve solunum sistemi hastalıkları ile doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Pasif içiciliğin de benzer riskleri getirdiğini, sigara kullanımının önlenmesinde yine ilk basamağın eğitim olduğunu, bu konuda okullarda, işyerlerinde ve sağlık kuruluşlarında yoğun çabalar harcanması gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Hamza Duygu, bilinen kalp damar hastalıkları olan veya yüksek risk grubuna dahil edilen bireyler için korunma tedavisinin ana hedeflerini şu şekilde özetledi;

• Sigara dumanından uzak durun.
• Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanın.
• Her gün düzenli spor yapın.
• Kilo almamaya dikkat edin, ideal kilonuzu koruyun.
• Kan basıncının yükselmemesine özen gösterin.
• Fazla tuzdan uzak durun.
• Kötü huylu kolesterol yüksekliğine dikkat edin.
• Kan şekeri kontrolü sağlayın.
• Günde ortalama 7 saat uyumaya dikkat edin.
• Stresli yaşamdan uzak durun, iyimser olmaya gayret edin.
• Fazla alkol tüketiminden kaçının.
• Mümkün olduğunca kirli havanın olduğu yerlerden uzak durun.

Sağlıklı yaşam önerileri
“Kırmızı et, sakatat, sucuk, pastırma, sosis gibi hayvansal gıdalarda ve tereyağında bol bulunan doymuş yağlar ve trans yağ asiti içeriği yüksek margarinler yerine, tekli (zeytin yağı) ve çoklu doymamış yağlardan (soya ve mısır yağı, balık) zengin yiyecekler ve omega 3 (balık) ve 6 (soya yağı, mısır özü) yağ asitinden zengin yiyecekler tercih edilmelidir” önerilerinde bulunan Duygu, bu tip beslenme ile hem kötü huylu kolesterol (LDL-kolesterol) ve trigliserid artışının önlenebileceğini, hem de iyi huylu kolesterolün (HDL-kolesterol) artırılabileceğini hatırlattı.

Prof. Dr. Hamza Duygu açıklamalarının sonunda sağlıklı bireylere beslenme ve yaşam tarzına ilişkin şu önerilerde bulundu;
• Yağsız süt ve süt ürünleri tüketin.
• Haftada 1-2 kez balık tercih edin.
• Günde en az üç kez sebze meyve tüketin.
• Genellikle beyaz et (tavuk, hindi gibi) tercih edin.
• Yağsız dana veya koyun etini haşlama veya ızgara olarak tüketin.
• Katı yağlardan kaçının.
• Bol posalı yiyecekler (tahıllar, yulaflı kepekli ekmekler, bulgur, baklagiller vb.) tüketin.
• Ara öğünleri sebze meyve ile geçiştirin.
• Yatmadan önce kesinlikle yemek yemeyin.
• Aşırı alkolden kaçının.
• Sigara ve stresten uzak durun ve ideal kiloda kalabilmek için haftada 5 gün en az yarım saat egzersiz yapın.


  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Trafik kazası geçirdiler, hastaneden sahneye koştular Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde bir gece önce trafik kazası geçiren oyuncular, ertesi gün "biletler satıldığı için seyirciye ayıp olur" diyerek sahneye çıktı. Ayvalık Belediye Tiyatrosu tarafından sahnelenen “Konusuz Mutsuzluk” adlı oyunu için son provalarını alan oyunculardan Kübra ve Yiğit Şafak çifti evlerine dönerken motosikletle kaza yaptı. Ancak "biletler satıldığı için seyirciye ayıp olur" diyerek her şeye rağmen ertesi gün oyuna çıktılar. Oyunu İstanbul’dan izlemeye gelen jüri ekibi Erbil Göktaş, Mustafa İri, Arzu Yanardağ ve Çisil Oral oyun sonrası iki oyuncudaki sargıların oyun gereği olduğunu zannettiler ama gerçeği öğrenince şaşırdı. Enjeksiyonla ağrılarını dindirmeye çalışarak oyuna çıkan oyuncular, oyunda aynı performansla görevlerini yerine getirdiler. Birinin kolunda birinin ayak parmağında çatlak olmasına rağmen, sahneye saygıları gereği oyuna çıkan oyunculara, gösterdikleri özveri karşısında duygulandığını belirten Ayvalık Belediye Tiyatrosu Direktörü Erkan Cılak, "İki oyuncu arkadaşımın geçirdikleri kaza sonucunda kol ve ayak parmaklarında çatlakların olduğunu bilseydim oynatmazdım. Bize raporların iyi geldiğini oyun oynayabilmek için sorun olmadığını belirttikleri için oyundaki rollerini canlandırmalarına izin verdik. Üzgünüm, bir yandan da seyirciye ve sahneye olan iş ahlakları için de onlarla gurur duydum" dedi.
Antalya Alanya’da Atatürk Evi ve Müzesi kapılarını açtı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Antalya Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü koordinesinde Alanya Müze Müdürlüğünce yürütülen restorasyon çalışmaları sonucunda Mustafa Kemal Atatürk’ün ilçede konakladığı Alanya Atatürk Evi ve Müzesi törenle açıldı. Restorasyon çalışmaları tamamlanan Alanya Atatürk Evi ve Müzesi’nin açılış törenine Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer, Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Hüseyin Direk, İlçe Emniyet Müdürü Kenan Patat, İl Kültür ve Turizm Müdürü Candemir Zoroğlu, Sahil Güvenlik 92. Bot Komutanı Üsteğmen Osman Karalay, Alanya Müze Müdürü Seher Türkmen, protokol üyeleri, davetliler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Tören öncesinde Arıkan Yılmaz Dim Meslekli ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinden oluşan halk oyunları ekibi gösteri gerçekleştirdi. Ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. “Özel günde Alanya Atatürk Evi’ni açmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” Törende konuşma gerçekleştiren İl Kültür ve Turizm Müdürü Candemir Zoroğlu, “Bugün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı. Bu güzel günde Cumhuriyetin kuruluşunun ilk adımlarını atıldığı olayların yıldönümünde Alanya Atatürk Evi’ni açmış olmanın mutluluğunu paylaşıyoruz. Atatürk’ün 1935’te gelip konakladığı bu binayı Bakanlığımıza bağışlayarak 1987’den beri hem Alanya halkına hem de Alanya’ya yurt içinden ve yurt dışından gelen tüm misafirlere böyle bir imkan sağlayan Azakoğlu ailesine özellikle anmak istiyorum onları şükranlarımızı sunuyoruz” dedi. “Sizler sayesinde ilk defa gezeceğim” Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, Alanya Atatürk Evi’ni ilk defa ziyaret edeceğini belirterek, “Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin gururu sayılabilecek bir yolculuğa başladı ve o gün tarih olarak bugün böyle önemli özel bir günde de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ayrıca çok teşekkür ediyoruz. Atatürk’ün Alanya’ya geldiğinde konakladığı ya da dinlendiği evi Alanya’ya yeniden kazandırdığı için böyle bir anıt ev sizden güzel insanlar içeride daha güzel, daha net daha temiz görebileceğiz. Ben de sizlerin sayesinde ilk defa burayı gezeceğim” diye konuştu. “Alanya’nın ön plana çıkmasını sağlayacak önemli bir katkı” Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer ise, “Bugün bizim için Türk milleti için çok anlamlı bir gün. Ben buraya tayin olduğumdan beri ara sıra gündeme gelen ne zaman açılacak diye sorulan bir yerdi. Bizim de müze müdürlüğümüz, Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzden takip ettiğimiz o süreci nihayete ermesi bizleri mutlu ediyor. Ata’mızın ziyaretinde kullandığı bu ev Alanya tarihinde Selçuklu’nun başkentliğini yapan önemli bir kentte o zamandan bu zamana kalan tarih eserlerle beraber aslında Cumhuriyet Dönemi eserlerinden de Alanya’nın ön plana çıkmasını sağlayacak önemli bir katkı” ifadelerini kullandı. Yapılan konuşmalarından ardından protokol üyeleri ve vatandaşlar Alanya Atatürk Evi’nin içini gezdi.
Edirne Böylesi görülmedi: Kokuyu gizlemek için uyuşturucu maddeye kahve sürmüşler Edirne’de Kapıkule Sınır Kapısı’ndan yurda giriş yapan bir tırda hassas burunlu dedektör köpek Carlos’un desteği ile polis ve gümrük muhafaza ekiplerince yapılan aramada 10 milyon lira değerinde 50 bin adet uyuşturucu hap ele geçirildi. Kokuyu gizlemek için uyuşturucu maddeye kahve sürüldüğü ortaya çıktı. Edirne İl Emniyet Müdürlüğü narkotik suçlarla mücadele şubesi ekipleri, uluslararası uyuşturucu madde kaçakçılarına bir kez daha darbe vurdu. Narkotik dedektör köpek Carlos destekli ve Kapıkule Gümrük Müdürlüğü ile koordineli çalışma yapan İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, zehir tacirlerine yönelik operasyon gerçekleştirdi. Ekipler, Kapıkule Sınır Kapısı’ndan yurda giriş yapan ve sürücülüğünü Ü.Ö. isimli şahsın yaptığı Türk plakalı bir tır aracını durdurarak Narkotik dedektör köpek Carlos’un da desteği ile arama yaptı. Yapılan arama sonucu zulalanmış halde piyasa değeri 10 milyon lira değerinde 50 bin adet uyuşturucu hap ele geçirildi. Ayrıca şüpheli şahıs Ü.Ö’nün uyuşturucu maddelerin yakalanmasını önlemek ve narkotik dedektör köpeği yanıltmak için bahse konu uyuşturucu maddelere kahve sürdüğü ve bu şekilde kokuyu önlemeyi amaçladığı tespit edildi. Olayla ilgili gözaltına alınan şahsın işlemleri devam ediyor.