GÜNDEM - 11 Şubat 2019 Pazartesi 11:37

Kanser okulunda hasta ve hasta yakınlarına eğitim verildi

A
A
A
Kanser okulunda hasta ve hasta yakınlarına eğitim verildi

Kanser olgusu ile ilgili kaygıyı azaltmak, kanser tedavisinin başarısında erken teşhisin önemini vurgulamak, bu alanda farkındalık oluşturmak ve internetti bilgi kirliliğini önüne geçmek amacıyla hasta ve hasta yakınlara Memorial Kanser Okulu'nda eğitim verildi.

Toplumun, kanserle tanışmadan onunla yüzleşmesini sağlamak için Memorial Kanser Okulu, kanserle mücadeleye 'eğitim' kimliği kazandırıyor. Kanser olgusu ile ilgili kaygıyı azaltmak, kanser tedavisinin başarısında erken teşhisin önemini vurgulamak ve bu alanda farkındalık oluşturmak amacıyla hasta ve hasta yakınlarını bir araya getirmeyi amaçlayan kanser okulunun Memorial Bahçelievler Hastanesi’nde ilk programını gerçekleştirdi. Programda kanserde tıbbi görüntüleme alanında Prof. Dr. Akın Yıldız, kanserde ışın tedavisi hakkında Prof. Dr. Fazilet Öner Dinçbaş, kanserde ilaç tedavileri hakkında ise Doç. Dr. Kezban Nur Pilancı bilgiler verdi. Program, doktorların kanser ve tedavisi hakkında bilgilendirme yapması ardından soru-cevap şeklinde devam etti. 

''Doğru bilgiyi halkımıza sunacağız'' 

Kanser hakkında doğru bilgi edinmenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Akın Yıldız, ''Kanserle ilgili son yıllarda son derece önemli gelişmeler var. Fakat aynı zamanda bu bilimsel gelişmelere karşın son derece kafa karışıklığı oluşturan bilgi kirliliği de var. Biz, topluma karşıda bu anlamda sorumlu hissettiğimiz için halka yönelik bu bilgilendirme toplantılarını birebir karşılıklı görüşerek ekibimizde hocalarımızla yapmak istedik. Düzenli bir program hazırladık. İlki eğitim; genel bir tanıtım, kanserle ilgili görüntüleme, radyoterapi ve moleküler tedaviler ve kemoterapi ve yeni başlayan bazı ilaçlarla ilgili arkadaşlarımızın bilgi vermesi şeklinde oldu. Amacımız bilgi kirliliğini ortadan kaldırmaya çalışmak ve halkımızı aydınlatmaya çalışmak. Bunun önemli bir misyonu olduğunu düşünüyoruz. Eğitimlerimiz farklı başlıklar altında olacak. Meme kanseri, kalın bağırsak, gastrointestinal kanserler akciğer kanseri gibi spesifik konularla bunları önümüzdeki dönemde aylık olarak yapmayı planlıyoruz. Bu konularda son derece yetkin bir akademik kadrodan oluşan büyük bir ekibiz. Bu alandaki tüm bilgilerimizi halkımızla paylaşmak için eğitimlerimiz devam edecek'' dedi.

''Görüntüleme kısmı yanında radyoaktif maddelerle tedaviler yeni yeni gelişmeye başladı'' 

Nükleer tıbbın kanser tedavisindeki yerini değerlendiren Prof. Dr. Yıldız, ''Nükleer tıbbın alanında radyoaktif maddelerin tanı ve tedavi amacıyla kullanılması söz konusu. Oldukça eski bir alan. Yüz yıllık bir geçmişe dayalı ilk uygulama başlangıcı diyebiliriz. Son yıllarda görüntüleme ve tedavi alanında çok önemli gelişmeler oldu. Görüntülemede özellikle 2000 yılında başlayan bir süreç var ki, bu süreçte PET-CT dediğimiz bir yöntem söz konusu. PET-CT, 2000 yılı uygulamayla beraber kanserde, kanser görüntülenmesinde, evrelendirmesinde, tedavi yanıtında bir devrime yol açtı. Yeni yeni çıkan bazı moleküllerle moleküler görüntüleme dediğimiz farklı bir alana geçilmiş oldu. Görüntüleme kısmı yanında radyoaktif maddelerle tedaviler yeni yeni gelişmeye başladı. Eskiden beri tiroit kanserinde uygulanan hedefe yönelik akıllı bir tedavi vardı. Bunun çok daha farklı biçimleri ortaya çıkmaya başladı. Şimdi moleküler tedavi olarak yeni bir alan olarak isimlendirilmeye başladı. Prostat kanserinde örneğin çok daha iyi görüntüleme ve yine yeni moleküler PSA dediğimiz bir molekülle prostat kanseri tedavisinde de çok önemli gelişmeler yaşanacak gibi görünüyor. Aynı molekülle farklı bir bileşik elde ederek tedavi etme şansı yakalandı. Bu gelişmeler hızla devam ediyor ve bunları halkımızla paylaşmak istiyoruz''açıklamasında bulundu.

Kanser eğitiminde nelerin amaçlandığı konusunda açıklama yapan Doç. Dr. Kezban Nur Pilancı, ''İçinde bulunduğumuz ay kanser ayı ve kanser ayında bizde farkındalık oluşturmak amacıyla hastane olarak bir kanser okulu düzenledik. Bu okulu düzenlemedeki amacımız; öncelikli olarak kanserin tanısı. Kanser tanısı konulduktan sonra tedaviye nasıl karar veriyoruz, nasıl bir ekiple karar veriyoruz? Bunları konuşmak için buradaydık. Tedavi seçenekleri ise; elimizdeki en önemli ilaçlardan biri olan klasik kemoterapi ilaçları, akıllı ilaçlar, immünoterapiler, hormonoterapiler ve ardından radyoterapi. Görüntüleme yöntemlerinde nelere dikkat ediyoruz ve hangi görüntüleme yöntemlerini kullanıyoruz? Bunlardan da eğitimizden bahsettik'' şeklinde konuştu.

 

Kanser eğitiminde nelerin amaçlandığı konusunda açıklama yapan Doç. Dr. Kezban Nur Pilancı, ''İçinde bulunduğumuz ay kanser ayı ve kanser ayında bizde farkındalık oluşturmak amacıyla hastane olarak bir kanser okulu düzenledik. Bu okulu düzenlemedeki amacımız; öncelikli olarak kanserin tanısı. Kanser tanısı konulduktan sonra tedaviye nasıl karar veriyoruz, nasıl bir ekiple karar veriyoruz? Bunları konuşmak için buradaydık. Tedavi seçenekleri ise; elimizdeki en önemli ilaçlardan biri olan klasik kemoterapi ilaçları, akıllı ilaçlar, immünoterapiler, hormonoterapiler ve ardından radyoterapi. Görüntüleme yöntemlerinde nelere dikkat ediyoruz ve hangi görüntüleme yöntemlerini kullanıyoruz? Bunlardan da eğitimizden bahsettik'' şeklinde konuştu.

''Tedavi kararını multidisipliner konsey veriyor'' 

Kanser tanılı hastalara tedavi kararı verirken multidisipliner bir konsey tarafından karar verildiğini dile getiren Doç. Dr. Pilancı, ''Kısaca hastalarımıza da bu konseyde neler yapıyoruz, tedavi kararı nasıl alıyoruz bunları anlatmak istedik. Her ay sonunda mutlaka toplanacağız. Medikal onkoloji olarak kullandığımız tedavi yöntemleri arasında akıllı ilaçlar yani hedefli tedaviler, immünoterapi ve hormonoterapiden kısaca bahsettik. Her hastaya aynı tedaviyi mi veriyoruz? Tedaviyi nasıl bireyselleştiriyoruz? En büyük katkıyı hastamıza nasıl sağlayabiliriz? Kısaca bu konulara değindik'' ifadelerini kullandı.  

Adem Gürer - Gülçin Coşkan 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kanseri yenen özel bireye doğum günü sürprizi: Hemşireler sevincine ortak oldu Kastamonu’da gördüğü tedavi ile kanseri yenen özel birey Fatih Ülgen için doğum günü partisi düzenlendi. Fatih’i, en mutlu gününde tedavi gördüğü hastanedeki hemşireler de yalnız bırakmadı. Kastamonu’da ikamet eden özel birey Fatih Ülgen, Trabzon’a düzenlenen bir gezi sırasında rahatsızlanınca gittiği hastanede testis kanseri teşhisi konuldu. Hemen tedavi sürecine başlanan Fatih Ülgen, Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Onkoloji Bölümünde gördüğü tedavi sonrasında kanseri yendi. Tedavileri ve kontrolleri halen devam eden Fatih Ülgen için doğum günü sürprizi yapıldı. 42 yaşına giren Fatih Ülgen’e doğum günü sürpriz yapıldı. Doğum günü pastasının üzerine “Bu dünyadaki en büyük şanslarımız, iyi ki varsınız hayatımızda, Fatih-Duygu” yazısı yazıldı. Yakılan mumları üfleyen Fatih Ülgen’in ve ailesinin mutluluğunu diğer özel bireyler ve aileleri de paylaştı. Çeşitli etkinliklerle özel bireylerin doyasıya eğlendi doğum gününde ayrıca Fatih Ülgen’e Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Bölümü’nde görevli hemşireler tarafından kırmızı kravat hediye edildi. Ayrıca kanseri yenen Fatih Ülgen’in kardeşi, özel birey Duygu Ülgen’in de doğum günü kutlandı. “Hemşireler olarak Fatih’in her zaman yanında olduk, bugünde yanında olmak istedik” Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Bölümü Başhemşiresi Şengül Uysal, “Fatih, Onkoloji Bölümünde testis kanseri tedavisi gördü. Çok şükür kanseri yendi, fakat kontrollerimizi sürdürüyoruz. Bu süreçte biz hemşireler olarak Fatih’e destek olmaya çalıştık. Hem ailesi hem de biz hemşireler olarak Fatih’in her zaman yanında olduk. Bundan sonra da olacağız inşallah. Doğum gününü kutluyor, bizleri de davet ettiği için Fatih’e teşekkür ediyoruz” dedi. “Özel bireylerimizin en büyük ihtiyacı sevgidir” Kastamonu Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Huriye Boyraz ise, “Kastamonu’da bizim en özel bireyimiz diyebileceğimiz Fatih ve Duygu’muzdur. Fatih, niyeti çok temiz, çok karakteri düzgün bir evladımızdır. En son Trabzon seyahatinde Fatih’in kanser olduğunu öğrendik. Ama çok ağır bir süreç atlattı. Kastamonu’da Onkoloji Servisimiz bizimle bir aile oldu. Hemşire hanımlar bizlere ’o sizin Fatih’iniz değil, artık bizlerin Fatih’i oldu’ dedi. Kapıdan girdiği andan itibaren Fatih’e sevgi ile yaklaştılar. Çocuklarımızın, özel bireylerimizin en büyük ihtiyacı sevgidir. Fatih’in ve Duygu’nun tedavi süreçleri tamamlandıktan sonra çok şükür şu anda Mutlu Kafe’de doğum günlerini kutluyorlar. İyi ki varlar, onun için özel bireylerin tek ihtiyacı eğitim ve sevgidir. Başka bir çözümü yok, sevgi ile yaklaşıldığında aşamayacakları zorluk yok. Bu yüzden Fatih ileri bir derecede kanser tedavisi gördü. Çok şükür, şu anda kanseri yendi ve aramızda bulunuyor. Saçları kesildi, şimdi yeniden saçları çıktı. Şeyh Şabanı Veli Camiinde, Fatih hiçbir namazı kaçırmaz, her vakit namazına gider, adeta oranın sahibi gibi oldu. Türkiye’nin dört bir yanından dualar edildi, hatimler okundu. Herkesten Allah razı olsun, özel bireylerimizin tek ihtiyacı sevgi ve anlayıştır. Onların tek ilacı bunlardır” diye konuştu.