SAĞLIK - 13 Nisan 2019 Cumartesi 14:21

Kardiyolog Prof. Dr. Hamza Duygu: “Enerji içecekleri kalp krizi riskini artırıyor”

A
A
A
Kardiyolog Prof. Dr. Hamza Duygu: “Enerji içecekleri kalp krizi riskini artırıyor”

Kalp Sağlığı Haftası dolayısıyla kalp sağlığı üzerine açıklamalarda bulunan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, gençlerin sık kullandığı enerji içeceklerinin kalp krizi riskini artırdığını ve kalpte ritim bozukluğuna neden olduğunu ifade etti.

Kalp damar hastalıklarının birden fazla faktöre bağlı bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, kalp damar hastalıkları riskini artıran ve her toplumda etkin olan risk faktörleri hakkında bilgi verdi. Sigara içmenin, düzensiz beslenmenin, aşırı kilo almanın, aşırı alkol tüketiminin ve aşırı stresin kalp ve damar sağlığı için önemli risk faktörleri arasında olduğunu söyleyen Prof. Dr. Duygu, aynı zamanda yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenlerin de kalp ve damar sağlığını bozan risk faktörleri arasında olduğunu belirtti. Yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenlerin değiştirilemez etkenler grubunda olduğunu belirten Duygu, sigara tüketimine bağlı kalp rahatsızlıkları, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, aşırı alkol tüketimine bağlı rahatsızlıklar, oturgan yaşam, şişmanlık, kan yağları, kan basıncı ve kan şekeri yüksekliğinin ise düzeltilebilir risk faktörleri olduğunu kaydetti.
 

“Yeni yaşam tarzı beslenme alışkanlığını kötü yönde etkilemekte”
  Modern hayatın ve teknolojinin hızla getirdiği değişimler nedeni ile toplumun gün geçtikçe farklılaşan bir yaşam tarzı sürdürmeye başladığını söyleyen Prof. Dr. Duygu, modern yaşamın getirdiği olanaklar nedeni ile insanların artık daha az hareket eder hale geldiğini belirtti. Yeni yaşam tarzı ile beslenme alışkanlığının kötü yönde etkilendiğini ifade eden Duygu, bu dönemde beslenmenin daha çok hayvansal kaynaklı gıdalara dayandığını belirterek, “Kişiler sebze ve meyve yeterince tüketmemekte. bu durum fiziksel aktivite eksikliği ile birleştiğinde kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini arttırmakta. Son yıllarda yirmili veya otuzlu yaşlarda da kalp damar tıkanıklarına günlük pratikte daha sık rastlanmaktadır. Bunun en önemli nedeni ise sigara alışkanlığıdır. Buna ek olarak fiziksel aktivitedeki azalma, kilo artışı, beslenmeye yeterince dikkat edilmemesi ve stres de önemli risk faktörleri arasındadır” diye konuştu.
 

“Kalp sağlığının korunması açısından sağlıklı beslenme önemli”
  Kalp sağlığını korumak açısından düzenli beslenme alışkanlığının büyük önem taşıdığını söyleyen Duygu, düzenli ve sağlıklı beslenme ile kalp damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinden uzak durulabileceğini belirtti. Duygu sözlerine şöyle devam etti: “Sağlıklı beslenme ile kalp damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinden aşırı kilo, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gelişimi geciktirilebilir veya azaltılabilir. Toplumda giderek Batı tipi diyet ve fastfood alışkanlığı giderek artmaktadır. Bu durumla ancak sağlıklı yaşam hedefinde olunarak mücadele edilebilinir.”
 

“Düzenli beslenme alışkanlığı kalp damar hastalığı risklerini azaltmakta”
  Yeme düzeninin çocukluk yaştan başladığını söyleyen Duygu, bu yaşlardan itibaren sağlıklı diyet alışkanlığının yerleştirilmesi ile toplumun kalp damar hastalığı riskinin azaltılabileceğini belirterek, "Aşırı kalori ve tuz tüketiminin önlenmesi, hayvansal yağların azaltılarak bitkisel yağların, taze sebze, liften zengin yiyecekler ve balığın daha çok tüketildiği bir yeme düzeninin benimsenmesi gerekir. Bakıldığında zeytinyağı ve balık tüketiminin daha fazla olduğu bölgelerde kalp ve damar hastalıklarından olan ölümlerin daha az görülmektedir. Toplam tüketilen enerjinin yüzde 30’dan azının hayvansal yağlardan alınması gerekmektedir. Öncelik verilmesi gereken bir diğer konu da şeker hastalığı sıklığındaki korkutucu artıştan sorumlu şişmanlık ve hareket azlığı ile mücadeledir. Bu konuda toplum düzeyinde verilmesi gereken mücadele topluma eğitim yoluyla bilinç kazandırmak suretiyle gerçekleşebilir. Okullarda fiziksel aktivite derslerinin yanında beslenme ile ilgili eğitimler de verilmesi gerekir. Okullarda öğrencilere günde 1 saat beden eğitimi yapma olanağı sağlanmalıdır. Erişkinlerin ise beden eğitimi yapabileceği merkezlerin sayısı ve kalitesinin arttırılması devletçe desteklenmelidir” şeklinde konuştu.
 

“Sigara tüketimi kalp damar hastalıklarında ki en önemli risk faktörü”
  Kalp damar hastalıklarında en önemli risk faktörlerinin başında sigara tüketiminin olduğunu söyleyen Duygu, sigara tüketiminin kalp damar tıkanıklığı ile birlikte birçok hastalığa da neden olduğunu belirterek, “Sigara tüketimi maalesef ömrümüzden yirmi yıl çalıyor. Kalp damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığın yaşanmasına neden olmaktadır. Bu yüzden sigara kullanan kişiler bu alışkanlıklarından vazgeçmesi gerekmektedir. Aktif içicilik gibi pasif içicilik de çok önemli bir durumdur. Kişiler mutlaka sigara içilen ortamdan uzak durmalıdır” ifadelerinde bulundu.

  “Sigara tüketenlerin yüzde 50’si, sigara tüketimden kaynaklı hayatını kaybediyor”
  Düzenli olarak sigara içenlerin yüzde 50’sinin sigara tüketiminden kaynaklı olarak hayatını kaybettiğini ifade eden Duygu, bu ölümlerin yaklaşık olarak yarısının orta yaş grubunda görüldüğünü belirtti. İçilen sigara miktarının kalp damar hastalıkları, kanser ve solunum sistemi hastalıkları ile doğrudan ilişkili olduğunu söyleyen Duygu, pasif içicilikte de benzer riskler olduğunu belirtti. Sigara kullanımının önlenmesindeki ilk basamağın eğitim olduğunu söyleyen Duygu, bu konuda okullarda, iş yerlerinde ve sağlık kuruluşlarında da yoğun çabalar harcanması gerektiğini belirtti.
 

Kalp damar hastalığında düzenli uykunun önemi
  Kalp damar hastalıklarının gençlerde de sık görülebildiğini belirten Duygu, gençlerde kalp krizi riskini yükselten nedenlerin başında uyuşturucu kullanımının, düzensiz beslenmenin ve düzensiz uykunun olduğunu söyledi. Duygu, gençlerin son zamanlara sık olarak kullandığı keyif verici maddelerin de kalp krizine neden olduğu bilgisini vererek, “Gençler son zamanlarda enerji içecekleri veya keyif verici maddeler kullanmakta. Gençlerin tükettiği enerji içecekleri kalp krizine neden olmaktadır. Özellikle de gençlerde kalpte ritim bozukluğuna neden olmaktadır. Bunun yanı sıra yakınlarında kalp damar tıkanıklığı olan kişiler özellikle çok dikkatli olmalı ve önlem almalıdır. Kişiler sigara, enerji içeceği, keyif verici maddeler kullanmamalı fazla olan kilolarından kurtulmalı. Ayrıca kalp damar hastalığında düzenli uyku çok önemlidir. Kişiler en az yedi saat uyku uyumalıdır. Az uyku uyuyan kişilerde özellikle kalp damar tıkanıklığı ve ritim bozukluğu çok fazla yaşamaktadır” dedi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak BİLSEM’den yıl sonu şenliği Zonguldak Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Bilim ve Sanat Merkezi’nin 2-4 Mayıs 2024 tarihleri arasında halka açık alanlarda düzenlediği etkinlikler, 2 Mayıs 2024’te Engelsiz Yaşam Merkezi’nde açılan resim sergisi ile başladı. Sürrealizm (gerçeküstücülük) akımı etkisiyle çocukların hayal dünyaları yansıttıkları resimlerden oluşan sergi büyük ilgi gördü. Resim yetenek alanı öğrencileri tarafından hazırlanan bu serginin açılışına Zonguldak İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Cezmi Yalınkılıç ve eşi Esin Yalınkılıç, Amele Birliği Başkanı Veli Köktürk, Zonguldak İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Abdullah Turan, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Cemile Gül ve protokol üyeleri katıldı. Ayrıca aynı günün akşamı Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Salonu’nda müzik yetenek alanı öğrencileri tarafından müzik konseri gerçekleştirildi. Öğrenci korosu tarafından çocuk şarkıları ve türküler seslendirildi. Etkinliğe Vali Yardımcısı Mehmet Türk ve ailesi, Gençlik ve Spor İl Müdürü Sayın Hakan Yüksel, okul müdürleri ve veliler katıldı. BİLSEM Marşı’nın hep bir ağızdan söylenmesiyle müzik dinletisi sona erdi. Alışveriş merkezinde düzenlenen sergide ise genel yetenek alanındaki tüm branşlarda, öğrenciler sene içerisinde hazırladıkları projelerini sergileyecekler. Patent/Faydalı Model/Tasarım Tescil Belgesi alan ürünler, TÜBİTAK yarışmalarında ödül alan projeler, TEKNOFEST yarışmalarına katılan elektrikli araç, otonom araç, dron, İHA-SİHA gibi çalışmaların ile yıl boyunca öğrenciler tarafından hazırlanan ürünler ziyaretçilere tanıtılacak.
Eskişehir Uzmanından öğrencilere sınavlara dair tavsiyeler Eskişehir’de kurduğu online eğitim platformu ile öğrencilere internet üzerinden özel ders alma imkanı sunan eğitimci ve tarih öğretmeni Bilal İbrahim Bacaksız, yaklaşan sınavlar öncesinde stres yapan aday ve ailelerine tavsiyelerde bulunarak, başarılı sonuçlar için neler yapılması gerektiğini anlattı. Eğitim-öğretim döneminin son aylarına girilmesiyle birlikte, genellikle yaz aylarında yapılan Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ve Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (KPSS) tarihleri yaklaştı. Büyük umutlarla hazırlanılan sınavlara çok az bir süre kalmasıyla adayların heyecanları artarken, kaygı ve stres de arttı. Eskişehir’de kurduğu online eğitim platformu ile öğrencilere eğitim ve kurs alma imkanı sunan Bilal İbrahim Bacaksız, adaylara ve ailelerine tavsiyeler verdi. Çevrimiçi bir şekilde öğrencilere verdiği eğitimlerde sınavlara çalışmanın yanında sınav stresiyle nasıl başa çıkılması gerektiğini de öğretmeye gayret ettiğini belirten Bacaksız, zaman yönetimi, günlük aktiviteler ve sınava son hazırlık konularında neler yapılması gerektiğini anlattı. Zamanın iyi yönetilmesiyle birlikte başarılı sonuçlar geleceğinin altını çizen Bacaksız, “Önümüzdeki süreçte Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS)var ve adaylarımız için kısa bir süre kaldı. Bize en yakın olan sınav haziran ayında yapılacak (YKS) ama temmuz ayında da Lisans KPSS ve sonrasında da Önlisans KPSSve Ortaöğretim KPSS sınavları da var. Bundan birkaç gün sonra da Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (EKPSS) olacağını göreceğiz. Açıkçası öğrencilerimizdeki stres durumu bu süreçte birazcık artıyor. Aslında sene başında aldığımız 17 yaşındaki çocuklar bir yılın ardından 70 yaşında gibi oluyorlar. Hal böyle olmasıyla birlikte hem öğrenciye hem de aile ve çevrelerine dayalı olarak çocuklarımızın stres durumu artıyor. Ögrencilerimiz bu stresle başa çıkmak için bu sınavdan korkmasınlar. Stres yapmaları çok normal, sonuçta bu yıl veya önümüzdeki yıl yapacakları tercih ömür boyu onlarla beraber olacak. Lakin şöyle bir gerçek var bu sadece bir sınav ve önümüzdeki süreçte eğer zamanı iyi yönetmeyi başarırlarsa eminiz ki çok güzel sonuçlar çıkacaktır” dedi. “Haftanın bir gününü kendilerine ayırsınlar” Sınav stresiyle başa çıkmanın yollarını anlatan eğitimci Bilal İbrahim Bacaksız, günlük ya da haftalık aktivitelerin değiştirilmemesi gerektiğininin altını çizdi. Sınavlara girecek adayların rutinlerini bozdukça kaygı ve stres yaptıklarını ifade eden Bacaksız, “Bana kalırsa ögrencilerimiz rutinlerinden kopmasınlar. Bu süreçte öğrencilerde ‘ona saldırayım, bu soruyu çözeyim, bu konuyu da halledeyim’ gibi yaklaşımlar oluyor. Artık çalışma süresi biraz geride kaldı, bana kalırsa ögrencilerimizin yapması gereken şey performans denemeleri çözmeleridir. Daha çok deneme üzerine. Örneğin sınav süresi 165 dakika ise bu süreçte öğrenciler lütfen deneme sınavları çözsünler. Deneme üzerine yönelsinler. ‘Ben 165 dakikalık sınav süresini nasıl yetiştirebilirim?’ sorusunun cevabını 160, 150, 130 dakikaya çekmeye çalışarak bulsunlar. Sınav saati kaçtaysa sabah o saatte otursunlar ve sınav sisteminde nasıl bir durumdalarsa o durumda bolca deneme çözsünler. Sadece ders çalışma rutini ile alakalı bir durum değil, öğrencimiz evladımız örneğin spora gidiyor ise, bu düzenini bozmasın. Naçizane tavsiyem haftanın bir gününü kendilerini ayırmalarından yönünde olacaktır” şeklinde konuştu. “Kendi kaygı düzeylerini arttırırırken çocuklarımızı da olumsuz etkilemesinler” Sınavlara girecek olan adayların çevrelerinden ve yakınlarından çok fazla etkilendiklerini belirten Bilal İbrahim Bacaksız, ailelerin bu konuda dikkatli olması gerektiğini söyledi. Sınavlar yaklaşırken yapılması gerekenleri yeniden hatırlatan Bacaksız, şöyle konuştu; “Aileler için de bir şeyler söylemek istiyorum, tabii ki evlatlar ailelerin en değerli varlıkları fakat ailelerimiz lütfen kendi kaygı düzeylerini arttırırırken çocuklarımızı da olumsuz etkilemesinler. Bıraksınlar, çocuklar hiç değilse haftada bir nefes alsınlar. Şu da var, haftada bir gün kendilerine zaman ayırıp nefes alırken, geri kalan 6 günde gerçekten performanslı bir şekilde ders ya da kendi ödevleri ile geçirebilsinler. Geriye kalan süreçte ogrencilerimiz ne yapabilir? Önceki yılların soruları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından paylaşılıyor. Dediğim gibi deneme sınavlarının dışında mümkün olduğunca yıl yıl kendilerini deneme sınavlarına soksunlar. Yani 2023, 2022, 2021 gibi hiç değilse 10 yıllık soruların tamamını çözsünler. Ayrıca sayısal, eşit ağırlık ya da sözel ögrencilerimiz eğer kendi branş konularını ve derslerine hallettilerse geriye kalan 1 ayda diğer derslere yönülebilir. Çünkü sınavda çözeceğimiz her soru bizi öne taşıyacaktır. yapabildikleri kadar ve çözebilecekleri kadar soruyu çözerlerse onların yararına olacaktır.”