SAĞLIK - 23 Haziran 2020 Salı 10:45

Karın germe ameliyatı ve sonrası için altın kurallar

A
A
A
Karın germe ameliyatı ve sonrası için altın kurallar

Çeşitli nedenlerle karın bölgesinde meydana gelen şekil bozukluklarını gidermek için başvurulan karın germe ameliyatları, çekimser yaklaşılan operasyonların başında geliyor. Bu ameliyatlarda karar sürecinin bir yılı aştığını belirten Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Derya Aytop, sanılanın aksine dokuların tamamen iyileşmesi için 6 ayın yeterli olduğuna dikkat çekti.

Fazla kilo, yağ fazlalığı, doğum ve deri fazlalığı gibi etkenler, karın bölgesinde başta sarkıklık olmak üzere çeşitli deformasyonlara neden olabiliyor. Bu deformasyonların giderilmesinde diyet ve spor gibi yöntemler çoğu zaman yetersiz kalırken, karın germe ameliyatları gündeme geliyor. Pek çok kişi, anestezi, kesi ve iyileşme süreci bakımından bu ameliyatlara çekimser yaklaşıyor.

Karın germe ameliyatlarının sanıldığı gibi zor bir süreç olmadığını belirten Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Derya Aytop, hastaların ameliyata karar vermesinin kimi zaman 2 yılı bulduğunu ancak tamamen iyileşmenin uzman tavsiyelerinin uygulanması durumunda karar için harcanan süreye kıyasla 6 ay gibi çok daha kısa bir sürede mümkün olduğunu söyledi. İyileşme sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için tavsiyelerde de bulunan Op. Dr. Aytop, ameliyat gününden itibaren ilk 6 ayın titizlikle programlanması gerektiğine dikkat çekti.

"İlk 6 hafta korse kullanımı şart"
Karın germe ameliyatlarının yaklaşık 3-4 saat sürdüğünü ve ameliyat sonrası ilk günlerin doktor kontrolü altında verilen ağrı kesicilerin ve anestezi ilaçlarının da etkisiyle hafif veya hiç ağrı olmadan geçirildiğini belirten Op. Dr. Derya Aytop, "Karın gelme ameliyatlarında başlıca çekincenin ağrı olduğunu görüyoruz. Ancak ağrıları yok etmek, ilaçların yanında düzenli olarak uygulanacak tavsiyeler ve kullanılacak yardımcı aparatlar ile mümkün. Bu noktada özellikle ilk günlerde bacakları, baş ve bel kısmını hafifçe yükselterek yatmak, dikişlerin üzerinde oluşacak gerginliği engelleyerek ağrıyı azaltması bakımından önerilir. Benzer şekilde ilk 10 gün omuzlar düşük, hafif öne doğru yürümek de aynı etkiyi sağladığı için önemlidir. Tüm bunların rahat bir şekilde uygulanabilmesi için karından göğüs altına uzanan bir ameliyat korsesi, hastalara ameliyathaneden çıkarılırken giydirilir ve bunu ilk 6 hafta boyunca düzenli olarak giymek şarttır." dedi.

İstirahat döneminde beslenmeye ve bol harekete dikkat
Ameliyat sonrası evde geçirilen sürenin, iyileşmenin seyrinde önemli rol oynadığına dikkat çeken Op. Dr. Derya Aytop, pıhtı oluşumunun engellenmesi ve ödemin vücuttan atılması için hareket etmenin ve ödem söktürücü gıdaların tüketilmesi gerektiğini belirterek, "Evde geçirilecek istirahat döneminde özellikle alt bacakta oluşabilecek kan pıhtılarını önlemenin en iyi yolu her iki saatte bir, 10-15 dakika yürümektir. Ödem ve karındaki basınç hissini azaltacak besinler tüketmek, tuzsuz beslenip bol miktarda su içmek de çok önemlidir. Bu süreçte gaz yapan yiyeceklerden 2-4 hafta kadar uzak durulması ve bol yeşillik içeren salataların yanında ızgara et tüketilmesi önerilir. Öte yandan, ameliyat sonrası ilk 10 gün kan inceltici etkileri nedeniyle bitki çaylarından ve siyah çaydan uzak durulması, bunların yerine günde bir adet Türk kahvesi içilmesi idrar söktürücü özelliği bakımından tavsiye edilir." ifadelerini kullandı.

İyileşme sürecinde C vitamini ve çinko takviyeleri önemli
6 aya kadar olan sonraki süreçte gıda takviyelerinin büyük önem taşıdığına da değinen Op. Dr. Derya Aytop, "Genellikle ameliyat sonrası 5-7'nci günlerde yapılan ilk kontrollerde pansuman yenilenir ve hastanın ılık duş almasına izin verilerek iyileşme süreci resmen hızlanmaya başlar. Bu noktada artık ilaç kullanmaya gerek kalmazken 10-15'inci günde de tüm bandajlar alınır. Yalnızca göbek deliği daha geç iyileşen bir bölge olduğu için lokal pansuman önerilebilir. 3'üncü haftada ise iyileşmiş kesinin renginin solması ve dokusunun düzelmesi için gerekli olan iz tedavisi başlar. İlk ödemler 1,5 ayda azalıp 6'ncı aya kadar belirgin şekilde kaybolurken bu süreçte C vitamini ve çinko takviyeleri, iyileşmenin hızlanmasında en büyük rolü oynar. Birinci ay dolduktan sonra ise çok ağır olmayan yürüyüş, yüzme gibi sporlarla iyileşme desteklenir. Böylece iz tedavisi haricinde ameliyatın tüm yükleri hastaların üzerinden kalkarken 6'ncı aya gelindiğinde tüm dokular iyileşmiş olur ve istenilen görünüme sağlıklı bir şekilde kavuşulabilir." şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli İtfaiyesi, AFAD’ın en üst düzey arama kurtarma akreditasyonunu aldı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, kapsamlı hazırlık ve tatbikatların ardından AFAD’ın ağır seviye arama kurtarma akreditasyonunu kazanarak afetlere karşı tam donanımlı hale geldi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, uzun süreli hazırlıklar ve kapsamlı saha çalışmaları sonucunda AFAD’ın uluslararası standartlardaki en zor seviyesi olan "Kentsel Arama Kurtarma Ağır Seviye Ekip" Akreditasyon sınavını başarıyla tamamladı. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, zorlu süreci tamamlayarak iki ayrı enkaz alanında 10 gün boyunca kesintisiz görev yapabilme kapasitesine sahip ağır seviye akredite ekipler arasına girdi. AFAD standartlarında en üst yeterlilik seviyesi AFAD’ın uluslararası akreditasyon kuralları doğrultusunda oluşturduğu sistem kapsamında, Türkiye genelindeki arama kurtarma ekipleri ortak bir operasyon dili ve koordinasyon anlayışıyla sınava tabi tutuluyor. Ekipler; hafif, orta ve ağır olmak üzere üç seviyede sınıflandırılırken, ağır seviye akreditasyon arama kurtarma alanında ulaşılabilecek en üst yeterlilik olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, bu zorlu akreditasyon testine katılarak, yetkinliğini ve başarısını bir üst seviyeye taşıdı. Tüm birimler sürece tam destek verdi Akreditasyon sürecinde büyükşehir belediyesinin ilgili tüm birimleri koordinasyon içerisinde görev aldı. Buna göre Afet İşleri ve Risk Yönetimi Dairesi Başkanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve Antikkapı Hızır 41 ekipleri süreç boyunca tüm imkanları ile destek verdi. Ana kamp alanı kuruldu Akreditasyon kapsamında oluşturulan ana kamp alanında ekiplerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kapsamlı bir kamp altyapısı kuruldu. Ana kamp alanında; yönetim ve haberleşme çadırları, sanitasyon ve arındırma alanları, banyo ve tuvaletler, 120 kişilik barınma alanı, yemekhane ve dinlenme alanları, arama kurtarma köpeği alanı ve köpek tedavi ünitesi, sağlık alanı ve bulaşıcı hastalık izolasyon bölgesi ve çay ocağı yer aldı. Gerçeği aratmayan zorlu saha uygulamaları Sahada gerçekleştirilen uygulamalarda ekiplerin teknik kapasitesi ve koordinasyon kabiliyeti test edildi. Gerçeği aratmayan zorlu saha çalışmaları kapsamında; 5 tonluk enkaz kütleleri domuz damı yöntemiyle kaldırılarak vinçle taşındı. Beton, çelik ve ahşap elemanları kesim yapılarak kontrollü şekilde ayrıldı. Oksijen-asetilen ile sıcak kesim uygulamaları yapıldı. İple erişim teknikleri kullanılarak yatay ve dikey kazazede tahliyeleri gerçekleştirildi. Temiz ve kirli çalışma yöntemleriyle beton kütlelerde enkaza giriş boşlukları 60x60 ölçülerinde açıldı. Güvenli çalışma için ahşap tahkimat ve destekleme yöntemleri uygulandı. Yaslama, kapı, pencere ve eğik tavan tahkimatları ile t-spot tahkimat uygulamaları başarıyla tamamlandı. Tüm bu zorlu aşamaları başarıyla tamamlayan ekipler AFAD’ın en üst yeterlilik seviyesine ulaştı. Büyükşehir afetlere karşı güçlü ve hazır Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimlerinin birbirleriyle koordine şekilde yürüttüğü bu süreç, Kocaeli’nin ağır seviye arama kurtarma kapasitesini güçlendirirken, afetlere karşı kurumsal hazırlık ve müdahale seviyesini en üst noktaya taşıdı. Türkiye’de afetlere karşı güçlü ve her daim hazır bir kent olarak bilinen Kocaeli, büyükşehir ekipleri sayesinde bu niteliğini bir kez daha ortaya koydu.
İstanbul İleri yaş grubuna uygulamalı spor aktivitesi Yakın Doğu Üniversitesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, egzersizin sağlıklı yaş alma sürecindeki kritik rolü bilimsel veriler ve uygulamalı çalışmalarla ele alındı. Sağlıklı yaş alma sürecine bütüncül bir bakış sunmak amacıyla düzenlenen "Sağlıklı Yaş Alma Yolculuğunda Egzersiz" etkinliği, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğinde, Lefkoşa Türk Belediyesi ev sahipliğinde Merkez Lefkoşa’da gerçekleştirildi. Akademisyenler ve uzmanların katılımıyla düzenlenen etkinlikte, egzersizin yaşlanma sürecindeki önemi teorik bilgiler ve uygulamalı çalışmalar eşliğinde ele alındı. Egzersiz yaşlanma sürecini yavaşlatıyor Etkinlik, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adile Öniz Özgören ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins’in açılış konuşmalarıyla başladı. Konuşmalarda, artan yaşlı nüfusla birlikte sağlıklı yaş alma kavramının giderek daha fazla önem kazandığı vurgulandı. Prof. Dr. Adile Öniz Özgören, sağlıklı yaş almanın yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve sosyal boyutları da kapsadığını belirterek "Sağlıklı yaş almak; bedeni, zihni ve ruhu birlikte koruyabilmekten geçer. Doğru yaklaşımlar benimsendiğinde ileri yaşlar daha üretken ve anlamlı bir yaşam dönemine dönüşebilir" dedi. Beslenmenin sağlıklı yaş alma sürecindeki rolüne de değinen Prof. Dr. Özgören, dengeli ve bilinçli beslenmenin kronik hastalık riskini azaltmada belirleyici olduğunu vurguladı. Akdeniz diyetinin yaşlılık döneminde en uygun beslenme modellerinden biri olduğunu ifade eden Özgören, düzenli ve basit egzersizlerin kas-iskelet sistemi sağlığını koruduğunu ve yaşam kalitesini artırdığını söyledi. Kas gücü bağımsız yaşamın anahtarı İnsan ömrünün uzadığını ancak bu uzamanın büyük ölçüde yaşlılık döneminde gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Hatice Jenkins, bu sürecin sağlıklı geçirilmesinin bilinçli tercihlere bağlı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Hatice Jenkins, "Ne kadar yaşadığımızdan çok, uzayan bu yılları nasıl yaşadığımız önemlidir. Yaş aldıkça kaslarımızı nasıl çalıştıracağımızı bilmek hayati önem taşıyor. Kas gücünün korunması, bireyin bağımsızlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiler" diye konuştu. Son 30 yılda insan ömrünün ortalama 10 yıl uzadığına dikkat çeken Jenkins, gerçekleştirilen etkinliğin temel amacının, bireylerin yaşlanma sürecini daha sağlıklı ve aktif geçirebilmeleri konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu belirtti. Teorik bilgiler uygulamayla desteklendi Etkinlik kapsamında, Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği Genel Sekreteri ve Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyesi Uzm. Fzt. Yelda Kıngır, "Kas-iskelet sistemi yaşa bağlı emekli olur mu?" başlıklı sunumunda, yaşlanmayla birlikte kas ve iskelet sisteminde meydana gelen fizyolojik değişimleri bilimsel veriler ışığında değerlendirdi. Kıngır, düzenli ve doğru egzersizin hareketsizliğin olumsuz etkilerini azalttığını ve fonksiyonel bağımsızlığın korunmasında kritik rol oynadığını vurguladı. Etkinliğin uygulamalı bölümünde ise Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Fzt. Nima Jabri, "Aktif Yaş Almada Egzersiz" başlığı altında katılımcılarla birlikte grup egzersizleri gerçekleştirdi. Jabri, ileri yaş bireyler için güvenli ve etkili egzersizlerin nasıl planlanması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi.