SAĞLIK - 03 Nisan 2017 Pazartesi 13:08

'Karın zarı kanseri sıcak kematerapi ile tedavi edilebilir'

A
A
A
'Karın zarı kanseri sıcak kematerapi ile tedavi edilebilir'

Genel Cerrahi Doçenti ve Moleküler Onkoloji Doktoru Emel Canbay, karın zarı kanserinde cerrahi işlemler ve sıcak kemoterapiye yanıt veren hastaların tedavi edilebileceğini söyledi.

Genel Cerrahi Doçenti ve Moleküler Onkoloji Doktoru Emel Canbay, karın zarı kanserlerinin nasıl oluştuğu ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Canbay, “Karın zarı kanseri, geçmişte dokunulmazlığı olan bir durumdu. Yalnızca pankreas kanserlerinde değil; apandisit kaynaklı kanserlerde, yumurtalık ve kolon ve rektum (kalın bağırsak) gibi kanserlerde de görülüyordu. Günümüzde kanser karın zarına yayılsa da içlerinde cerrahi işlemler ve Sıcak Kemoterapi’ye çok iyi yanıt veren ve tedavi olabilen hastalar da var. Bunlar çok iyi seçilir ve uygun hastaya yapılırsa, karın zarının cerrahisi ve Sıcak Kemoterapi hastanın yaşamını uzatır hatta tedavi edebilir” dedi.

“Karın zarı kanseri karın duvarından başlayabilir”

Karın zarı kanserinin nasıl oluştuğuna dair bilgi veren Canbay, “Karın zarı, karın içindeki tüm organları kaplayan ince bir zardır. Bu organlar, mide, ince ve kalın bağırsaklar, over (yumurtalıklar), apandisit gibi organlardan başlayan kanserler organın dış tabakasına ulaştığında karın zarı kanseri denilmektedir. Karın zarının diğer yaprağı da karın boşluğunun duvarını sarmaktadır. Bu karın zarı kanserleri de (karın zarı mezotelyoması- karın zarının kanserleri) olarak bilinmektedir. Bu nedenle karın zarı kanseri hem karın duvarından başlayabilir ya da başladığı karın içi organdan (mide, ince ve kalın bağırsaklar, over (yumurtalıklar), apandisit) karın zarına yayılabilir. Bu kanserlerin hepsi birinci ya da ikinci karın zarı kanserlerinin nedenleridir.

“İleri evrede kanser hastasına ameliyat önerilmez”

Kanser cerrahisinin hastalar için bir tedavi çeşidi olduğunu ve her hasta için tedavi yöntemlerinin farklı olduğunu belirten Canbay, "Erken evrede mide, kolon, apanisit, over (yumurtalık) ve karın zarı kanseri hastalarına, 'Ameliyat olun ve hastalıktan kurtulun' denilebilir. Karın zarı kanseri dahi olsa ameliyat bazı hastalarda hastalığı tamamen ortadan kaldırabilir veya kontrol edebilir. Ancak ileri evrede kanseri olan bir hastaya önerilecek olan tedavi seçeneği ameliyat değildir. Karın zarı kanseri, mide, ince ve kalın bağırsaklar, over(yumurtalıklar), apandisit gibi organdan başlayıp karın zarına ulaştığında veya karın zarından başlayan hastalık olduğunda (karın zarı mezotelyoması) hastalar için cerrahi tedavi ile birlikte Sıcak Kemoterapi uygulanması ile karın zarı kanseri tedavi edilebilir ya da uzun süre sağ kalım hatta son aşamadaki hastada dahi bir yaşam uzamasını hayat kalitesini bozmadan sağlayabilir. Hasta seçimi başarılı sonuçlar için esastır. Karın zarı kanserleri karın zarından başlasın ya da başladığı organdan karın zarına ulaşsın cerrahiye eklenen Sıcak Kemoterapi hastalar için son 30 yıldır bir tedavi seçeneğidir ve gelişmiş ülkelerde modern tıbbın sunduğu bu hizmet cerrahi ile Sıcak Kemoterapinin birlikte uygulandığı kompleks işlemler, ülkemizde de uygulanabilmektedir” diye konuştu.

“Periton, ameliyat sonrası oluşan yapışıklıklarda önemli rol oynar”

Karın boşluğunu örten Periton’nun enflamasyonlarda ve ameliyat sonrası oluşan yapışıklıklarda da önemli bir rol oynadığın aktaran Canbay, “Tüm karın içi organları olduğu gibi karın duvarının da iç yüzünü ince bir hücre tabakası şeklinde mezotel adını alarak kaplar. Karın içinde bulunan organlara iyi bir kayganlık sağlamasının yanında karın içinde birikebilecek sıvıların da emilimini sağlar. Mesela iki litreye kadar lenf sıvısı diyaframın altındaki peritonda bulunan özel açıklıklardan tekrar kan dolaşımına kazandırılır” dedi.
“Peritoneal karsinomatozis ilerlemiş kanser hastalığının bir göstergesidir”

Karın zarının kötü huylu tümör hücreleri tarafından tutulmasına (etkilenmesine) peritoneal karsinomatozis denildiğini söyleyen Canbay,” Bu kanser oluşumu hemen hemen hiç bir zaman peritonun direkt kendisinden gelişmez, aksine genel olarak karın içinde yerleşmiş başka bir kanserin devamı (ilerlemesi) sonucu görülür. Tümörün yayılımı tek bir karın kadranını (çeyrek) tutabileceği gibi tüm karında da yayılmış olabilir. Peritonun tümöral tutulumu ciddi bir tıbbi tedavi sorunu oluşturmaktadır. Tümör hücrelerinin büyümesi karın içindeki diğer organlarda da fonksiyon bozukluklarına sebep olabilir. Örnek olarak, bağırsaklarda daralmaya bağlı bağırsak tıkanıklıkları veya idrar akışının engellenmesine bağlı ortaya çıkan böbreklerdeki idrar retansiyonu (birikmesi) verilebilir. Peritoneal karsinomatozis daima ilerlemiş kanser hastalığının bir göstergesidir ve belirgin olarak azalmış yaşam beklentisi ile beraber seyreder” şeklinde konuştu.

“Kemoterapi hastalar için ciddi bir stres faktörü”

İlerlemiş böyle bir kanser hastalığının ameliyatı öncesi gerekli olan tanı yöntemleri oldukça kapsamlı ve kanserin çıkış noktasına odaklandığını ifade eden Dr. Canbay, “Her durumda karın boşluğunun bilgisayarlı tomografisi gereklidir. İlaveten hastanın genel durumunu ortaya koyan muayenelerde mutlaka yapılmalıdır, çünkü ameliyat ve hemen sonrasında yapılan kemoterapi hastalar için ciddi bir stres faktörüdür. Genellikle cerrah tarafından karın boşluğu açıldığında ameliyatın teknik olarak mümkünlüğü ve tıbbi açıdan anlamlı olup olmayacağı kararı verilebilir” açıklamalarında bulundu.

Peritoneal karsinomatozis için standart bir tedavi protokolü olmadığını belirten Dr. Canbay şunları söyledi:
“Geçmişte ilerlemiş kanser hastalıklarında sadece tıbbi destek tedavisi ve bakıma yönelik tedbirler uygulanmışken, son yıllarda özelleşmiş bazı merkezlerde hastalığın kapsamlı bir kombine cerrahi ve tıbbi tedavisi yapılmaktadır. Hastaların seçimi her zaman kolay olmamaktadır ve bazı durumlarda hasta ve tedaviyi yapacak cerrah tarafından birlikte karar verilir. Özellikle karar verdirici olan, karın zarı kanserine neden olan ilk kanser hastalığıdır.

Cerrahi tedavi, mümkün olduğu kadar primer tümörün tamamen çıkarılması ve etkilenen periton katmanlarının uzaklaştırılmasını kapsar. Bu ameliyat genelde teknik açıdan zor ve uzun bir ameliyat süresi gerektirir. Görülebilen bütün kanser parçalarının çıkarılmasının hemen ardından kanserin kaynaklandığı tümör çeşidine göre belirlenen bir kemoterapi uygulanır (Kanser hücrelerine karşı özel ilaç tedavisi). Daha önce bahsedildiği gibi, bu tedavi, görülebilen tüm kanser parçalarının cerrahi ameliyatla alınmasına rağmen karın boşluğunda kalan ve gözle görülemeyen kanser hücrelerinin ortadan kaldırılabilmesi için gereklidir. Bunlar karın boşluğuna direkt olarak verilen ilaç tedavisi ile yok edilmelidir. Bu ilaç tedavisi yoğun bakımda da ameliyatı takip eden 2-3 gün boyunca devam ettirilmelidir”.

“Ameliyat öncesi kalın bağırsakların dışkıdan arındırılması lazım”

Oldukça kapsamlı bir periton kanseri ameliyatından sonra komplikasyonsuz bir iyileşme dönemi için hastanın özenli bir şekilde ameliyata hazırlanmasının şart olduğuna dikkat çeken Dr. Canbay, “Kalp ve akciğer fonksiyonlarını iyileştirmeye yönelik genel hazırlıkların yanında (sigara içmekten kaçınmak, özel solunum egzersizleri, merdiven çıkma vb.), her şeyden önce kalın bağırsakların tamamen dışkıdan arındırılması yani boşaltılması gerekmektedir. Bu işlem en geç ameliyattan bir gün önce özel bir içecek yardımıyla gerçekleştirilir (Müshil ilacı).

Ortaya çıkması olası bütün komplikasyonların ve risklerin ameliyat öncesi hastayla ayrıntılı bir şekilde konuşulduğunun altını çizen Dr. Canbay sözlerini şöyle tamamladı:

“Ameliyatın başarısına doğrudan karar verici olan, gerekli olduğunda ameliyatta çıkarılan bağırsak parçalarının ardından, kalan kısımların uç uça dikilmesinden sonra o bölgenin sorunsuz bir şekilde iyileşip iyileşmediğidir. Buradaki dikişlerde oluşabilecek bir yetmezlik veya hata, bakterilerle ve diğer mikroplarla dolu dışkının karın boşluğuna çıkmasına ve orada bir karın zarı iltihabı oluşturmasına yol açabilir. Bu çeşit bir iltihap hayati tehlikeye yol açabilecek sonuçlar doğurabilir. Bu nedenden ötürü bağırsak uçlarının dikilerek birbirine tekrar birleştirilmesi işlemi, ameliyatın en çok özen gösterilen ve yüksek bir kalitede tutulan bölümüdür. Bu bağırsak dikişinin açılması olayı sevindirici olarak oldukça nadir görülür. Bağırsaklar çok iyi temizlenmiş olsa bile ameliyat sırasında yinede bir kısım bakteriler ve diğer mikroplar karın boşluğuna ulaşabilir. Bu nedenle hastalar serviste asistan doktorlar tarafından özelikle yara iltihabı yönünden oldukça dikkatli bir şekilde takip edilirler. Her ameliyat sonrası ortaya çıkabilecek diğer olası komplikasyonlar; ameliyat sonrası kanama, diğer komşu organların yaralanması, bağırsak düğümlenmesi ve bağırsakların birbirine veya karın duvarına yapışması sayılabilir”. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’nin inovasyon haritası Yıldız Techno GSYF ile yeniden çiziliyor: 1 milyar TL’lik dev fona start verildi Türkiye’nin teknoloji ihracatını artırmak ve girişimcilik ekosistemini güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen Yıldız Techno Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF), sahip olduğu devasa fon büyüklüğüyle Türkiye’nin inovasyon potansiyelini büyütmeye hazırlanıyor. YTÜ Yıldız Teknopark ve BV Portföy ortaklığıyla hayata geçirilen Yıldız Techno GSYF, ulusal ve uluslararası yatırımcı ağına da sahip özelliğiyle girişimcilerin fon ihtiyacını karşılayacak. Yıldız Tekno GSYO’nun geniş start-up ve yatırımcı altyapısından güç alan ve BV Portföy iş birliğiyle hayata geçirilen Yıldız Techno GSYF lansmanı, yoğun katılımla gerçekleştirildi. Oyun, yazılıma dayalı hizmetler, FinTech, InsureTech, yapay zeka, e-ticaret ve mobilite gibi geniş yelpazede faaliyet gösteren girişimlere stratejik ve kapsamlı destek sunmayı amaçlanan fon ile kuluçkadan ileri aşamaya kadar geniş bir yelpazede faaliyet yürüten girişimciler desteklenecek. Girişimcileri yabancı yatırımcılarla buluşturma olanağına sahip Yıldız Techno GSYF, Türkiye’nin teknoloji ihracatını artırarak girişimcilik ve inovasyon merkezine dönüştürme hedefinde önemli bir rol oynayacak. 1 milyar TL fon büyüklüğüyle dikkat çeken Yıldız Techno GSYF, teknoparkta yer alan şirketlere ve girişimcilere yatırım yapmayı hedefliyor. Yatırımlar, girişimlerin büyüme aşamalarına ve ihtiyaçlarına göre farklı şekillerde gerçekleştirilecek. “Türk girişimcileri için daha fazla fırsat sunmaya devam edeceğiz” Ülkelerin kalkınmasının üniversitelerden geçtiğini ifade eden Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Son dört yıldır Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğünü gururla sürdürüyorum. Üniversitenin içinde yani merkezinde olmayan herhangi bir çözümün başarılı olma şansı yok. Savunma sanayiinden teknolojiye kadar her alanda başarı için iyi bir üniversite şarttır. Bu nedenle tüm Türkiye’yi kapsamayan bir yaklaşımın başarı getirmesi mümkün değildir. Teknoparkımız son 4 yılda Dubai, Londra, Körfez ve Taşkent’te açıldı. Yakın zamanda ise Amsterdam ve Berlin’e de açılma planları var. Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı gibi mekanizmaların desteğiyle başarılı işlere imza atıyoruz. Yıldız Tekno GSYO ile bugüne kadar 23 girişime yatırım kararı aldık ve bu alanda lider konumdayız. Şimdi de Yıldız Techno GSYF’yi hayata geçiriyoruz. Boğaziçi Ventures ise bu işin en iyisi. Türkiye’nin her yerinde ve dünyanın dört bir yanında potansiyel yatırımcılarla buluşuyoruz. Onlara heyecan veren ve büyük bir hikaye sunan bir ekosistem oluşturuyoruz. Türkiye’nin aydınlık yüzü olarak, globale güven veren bir samimiyetle iş birliği yapıyoruz. Oluşturduğumuz topluluğu Avrupa’nın önde gelen şehirlerine ve diğer bölgelerine genişleterek, Türk girişimcileri için daha fazla fırsat sunmaya devam edeceğiz” dedi. “Teknolojilerimizi globale taşımayla ilgili başarılı çalışmalarımız var” Geleceği inşa eden bir yapıda olduklarını vurgulayan YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman, 113 yıllık bir geçmişe sahip Yıldız kültürünün özgün bir bilgi birikimiyle 160 bin mezunu, 20 bine yakın Teknopark çalışanı ve 40 bin öğrencisiyle derin bir yapıya sahip olduklarını belirtti. Tanışman, “Teknolojilerimizi globale taşımayla ilgili başarılı çalışmalarımız var. Bu çalışmaların yansımalarından bir tanesi Londra ofisimizin açılışı oldu. Daha önce Silikon Valisi ile başlamış olduğumuz dünyaya açılma atılımımızı hem finansal hem de pazar imkanı olan Dubai ile devam ettirmiştik. Yine Yıldız Tekno Girişim Sermayesi Ortaklığı ile iki yıldır yatırımlarımızı sürdürüyoruz ve burada bir ciddi bir değer oluşturduk. Ekosistemin finansal ihtiyaçlarını en başta Teknopark olarak biz karşılamak istedik. Girişim Sermayesi Fonları tabii ki daha geniş kitlelere hitap edebilen bir yapı. Bunun devamında da Kitle Fonlama Platformumuzu da duyuracağız. Bütün bu eko sistemin oluştuğu yer Teknoparkımız. Teknoparkımızdaki ana gücümüzü ise global markamız YTU Startup House markamız oluşturuyor. Teknoparkımız, Türkiye’de Ar-Ge sistemini, üniversite, sektör ve devlet iş birliğini geliştirme yapısına ilerlerken globalde de bu yapıyı şu anda YTU Startup House markası altında yürütüyoruz. Baştan uca bütünleşik bakış açısı ile oluşturduğumuz bu yapının merkezinde ise Yıldız Techno GSYF’yi görüyoruz” şeklinde konuştu. “Seçimlerimizi ve tercihlerimizi global pazarlara uygun bir şekilde yapıyoruz” YTÜ Yıldız Teknopark denince akıllara önce oyun (game) teknolojilerinin geldiğini belirten Tanışman, YTÜ GamesUP projesiyle 200/ydı fazla oyun stüdyosuna liderlik ettiklerini söyledi. Tanışman şöyle devam etti: “Oyun ekosistemini yönetiyoruz. Fintech alanında yine ciddi iddiamızı devam ettiriyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’de 800’den fazla fintech şirketi olduğunu ifade etti. Bunun 86’sı Teknoparkımızda. Oyun ve fintech alanında ise Dubai ve Londra’da yoğun bir şekilde kümelenme var. Yani açılımlarımızı global pazarlara uygun bir şekilde yapıyoruz. Insurtech alanında aynı şekilde 20’ye yakın şirketimiz var ve bu alanda da Amerika’yı önceliklendiriyoruz. Mobilite, Agritech, Edutech ve Healthtech konularında da ciddi yatırımlarımız ve girişimlerimiz var. Fonumuzun Stratejisi olarak Yatırım süresini 8 artı 2 olarak şekillendirdik. 8 yıl yatırım, 2 yıl exit şeklinde planladık. Günün sonunda toplamış olduğumuz fonu 5,6 kat gibi büyütmek gibi bir hedefimiz var. Yine Yıldız Tekno GSYO’da oluşturduğumuz portföyümüzün dolar bazında değer artışını bir yılda 1,5 kat yaptık. Girişim Sermayesi alanında en önemli şeylerden bir tanesi yatırım yapılacak şirketleri bulabilmek. Biz o noktada çok şanslıyız. Dünya çapında oluşturduğumuz yapı sayesinde gelecekte büyük değer vadeden şirketler bizi buluyor. Bize en iyisini tercih etmek düşüyor.” “Türkiye’nin genel teknoloji ekosistemi adına stratejik bir başlangıç yapıyoruz” Kurucularının teknoloji alanındaki derin deneyimleri ve sahip olduğu geniş uluslararası ağıyla ülkemizdeki yenilikçi, küresel büyüme potansiyeli yüksek teknoloji odaklı girişimlere yatırım yapan Boğaziçi Ventures Yönetici Ortağı ve CEO’su Barış Özistek, geleneksel yatırım yönetimi anlayışı yerine ‘disruptive innovation’ odaklı, yapıcı yıkım vaat eden yenilikçi teknoloji ürünlerine odaklandıklarını söyledi. Geleceğe yatırım yapmayı hedefleyen Boğaziçi Ventures bünyesindeki BV Portföy ortaklığı ile hayata geçirilen Yıldız Techno GSYF ile ilgili konuşan Özistek, şöyle devam etti: "Yıldız Techno GSYF’nin ilk tohumlarının atılmaya başlamasının üzerinden 1 yıl geçti. Bu süre zarfında strateji oluşturma ve regülasyon gibi birçok zorlu aşamayı başarıyla geride bıraktık. Yıldız Teknopark’ın uluslararası iş birlikleri ve faaliyetlerinin sadece şirketimiz için değil tüm Türkiye için büyük bir memnuniyet kaynağı olduğunu gururla ifade edebiliriz. Yıldız Teknopark’ın faaliyetleri, ekosisteme olan katkılarıyla kalmayıp, kendisi de dinamik bir ekosistem oluşturmuş durumda. Bugün gerçekleştirdiğimiz bu etkinlikle, hem BV Portföy Yönetimi A.Ş. hem de Türkiye’nin genel teknoloji ekosistemi adına stratejik ve değerli yeni bir başlangıcı kutlamaktayız. Bu önemli kilometre taşı, şirketimizin ve Türkiye’nin teknoloji sektöründeki liderliğini pekiştiren bir adım olarak öne çıkmaktadır.”