Ridos Thermal Otel & SPA Sahibi Kasım Ekşi, Karadeniz Bölgesi’nin yeni keşfedilmekte olan ve patlamaya hazır turizm potansiyeli yönünden dünyada ses getirebilecek bir iklime, atmosfere ve doğaya sahip olduğunu söyledi.
Natürel, deforme olmamış yaylaları, gölleri, akarsuları, şelaleleri, güzelim köy yapıları sürdürebilmek ve dışarıya yansıtabilmek için hem yatırımcılar hem bürokratik engellerin ortadan kaldırılarak bir bütün olarak projeler hazırlanarak yurt dışında turizm fuarlarında ve yurt içinde de mümkün olduğunca en iyi şekilde yansıtıp tanıtabilmek gerektiğini belirten Ekşi, “Bizim doğamızdaki yeşil ortam, su ortamı, göl, deniz, şelale, akarsu ve dereleri düşündüğümüz zaman dünyanın nadir köşelerinden bir bölge olduğunun farkına varırız. Bizim bölgemizde dört mevsimi bir arada yaşayabileceğimiz günler mevcuttur. Aynı gün içerisinde Ovit dağına çıktığınız zaman karı görüyorsunuz. İkizdere cennet vadisine geldiğiniz zaman yağmurla birlikte ıslanıyorsunuz. Rize ya da Trabzon’a gittiğiniz zaman güneşli çok güzel bir iklime vakıf oluyorsunuz. Onun dışında da gittiğiniz yaylaların bir kısmında sararmış, bir kısmı yemyeşil, bir kısmında da bütün yeşil tonlarının her rengini bir arada görebilme şansına sahip oluyorsunuz. Bu yüzden dolayı bölgemiz son derece şanslıdır” dedi.
Ayder Yaylası yollarının düzeltilmesi gerektiğinin altını çizen Ekşi, “Bir tek şanssızlığımız alt yapı hizmetlerinin güçlendirilmemiş tüm olarak ilimizin, ilçemizin, köyümüzün ve bütün ilçelerimizin hem kitaplarla hem de CD’lerle hem de basın organlarında bizzat profesyonel yöneticilerle beraber yurt dışına açılması kaçınılmaz bir ihtiyaç ve zorunluluktur. Rize hem güzel bir iklime hem de harika bir doğa yapısına sahiptir. Ancak bazı ilçelerimizin köylere bağlantıları yeteri kadar olumsuzluklar arz ediyor. Yurtdışından gelen ziyaretçilerimizi Ayder’e yönlendirdiğimizde bir şey demiyorlar. Ancak örneğin Anzer yaylasına gönderdiğim zaman aracım hasar gördü diyor. Yol çalışması var diyor. Yolların bakımsız ve dar olduğunu belirtiyorlar. Bununla birlikte Cimil yaylamız da aynı durumdadır. Bu yolların düzeltilmesi, alt yapısının düzeltilmesi, oradaki yol çukurları kaldırılması önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
Karadeniz Bölgesi’nin keşfedilmemiş iklim ve doğaya sahip olduğunu kaydeden Ekşi, şunları söyledi:
“Turizm kalitesini en üst seviyede yapabilmek için büyük bir çaba göstermekteyiz. Kendi imkânlarımızla yurt dışındaki en uzak noktalara ulaşmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda en son dünyanın en büyük turizm fuarlarından birisi olan Dubai Arabian Traveller Marketing Fuarı’na katıldık. Burada yapmış olduğumuz görüşmelerde tur operatörleri ve seyahat acentesi yetkilileri bize çok büyük bir Arap potansiyeli olduğunu ifade ettiler. Mısır, Fas, Tunus, Cezayir gibi Akdeniz’e bağlı ülkelerde o potansiyeli ve programlarını bu firmalar iptal ettiklerini söylediler. Bu bizim için büyük bir avantajdır. Bu potansiyel Türkiye’ye yönlendirilmiş durumdadır.
Özellikle de Karadeniz için ilk yönlendirme, ilk programı da göz ardı etmemek gerekir. Çünkü Karadeniz bölgesi keşfedilmemiş iklim ve doğaya sahiptir. Fakat ulaşım yönünden İstanbul aktarmalı olması İstanbul’daki son zamanlardaki birçok olumsuzlukların onları ürkütmesi, ilimize geldikleri zaman turizm alanında bazı olumsuzlukları yaşamamak için tereddütleri, üst düzeyde en iyi şekilde hizmet kalitesinin yetersiz olduğu birçok turizm yatırımcılarının işyerlerinde yabancı dil konusunda bir çözüm üretilmesi gerektiği konusunda hassasiyetlerini bildirdiler. Tabii ki durum böyle iken ayağımıza kadar gelen bu fırsatı, önemli bir turizm potansiyelini şansa bırakmamalıyız. Çok daha önemli adımlar atarak yapılması gerekenin en iyisini yapmanın çabası içerisinde olmalıyız.
Çünkü dünyanın birçok ülkesinin stratejik hedefleri arasında turizm gelirini büyütme de vardır. Bizdeki turizm potansiyelini artırdığımız zaman doğal olarak hem yurt ekonomisine hem bölge ekonomisine, hem de şehir ekonomisine ciddi katkılar sağlayabiliriz. Gelen turist sadece konaklama ve yeme içme için bu bölgeye gelmiyor. Aynı zamanda eğer termal otel isek termal ile ilgili tüm sağlık hizmetlerinden yararlanmak istiyorlar. Bununla birlikte fizik tedavisi ile ilgili konuları ve çevre ile ilgili hizmetleri araştırıyorlar. Romatizma sorunu olan her hasta bununla yetinmiyor. Çevremizdeki sağlık kurumlarını, hastaneleri de araştırarak mide, göz ve diş gibi rahatsızlıklarını gideriyorlar. Bu da hem özel, hem resmi hem de turizm yatırımcısına olumlu yönde katkılar sağlamaktadır. Sağlık turizmi Karadeniz bölgemizin en önemli sektörlerinden birisi olmakla birlikte mutlak suretle alt yapısı güçlendirilmelidir.”
Sağlık turizmi alanında yatırımlarının yapılması gerektiğini vurgulayan Ekşi, “Rize ili ve bu bölge Batum üzerinden Kafkaslara ve Ovit tüneli üzerinden Doğu ve Güneydoğu üzerinden Ortadoğu’ya yakın olması sağlık turizmi alanında da yatırımların yapılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Turistin dini, milliyeti ırkı, giyimi ne olursa olsun mümkün olduğunca en üst düzeyde bütün bürokrasimizin, idarecilerimizin, yatırımcılarımızın, esnafımızın hassas hareket etmesi lazımdır. Her gelen turist mutlaka büyük bir şefkat, güleryüz ve içtenlikle bağrımıza basmak ve yapacağımız satışı, tanıtacağımız ürünü, göstereceğimiz adresi gönül rahatlığıyla üzmeden, herhangi bir çıkar ilişkisi düşünmeden gelen turistin memnuniyetini ve geri dönüşümünü sağlamak için çaba sarf etmeliyiz. Turist buraya kolay kolay gelmiyor. Geldiği zaman onu çok kolay kaybetmemeliyiz. Gelen turist ülkesine geri döndüğü zaman bizlerden biri gibi buradan memnuniyetini anlatacaktır. Bir reklamcı gibi, bir tanıtım elçisi gibi burada gördüğü insanlık ilişkileri, yardımlaşmayı, doğa güzelliklerini, esnafın ürettiklerini gönül rahatlığıyla anlatacak ve bize çok daha başka çok daha fazla turistler kazandıracaktır. Bu da ülkemize döviz girdisi anlamında ciddi katkı sağlayacaktır. Bunlara önem vermeliyiz” diye konuştu.
GÖKTÜRK FIRAT
RİZE
