EKONOMİ - 12 Kasım 2015 Perşembe 13:21

Kavuklar’dan İzmir’in çehresini değiştirecek proje

A
A
A
Kavuklar’dan İzmir’in çehresini değiştirecek proje

İzmir’e sembol olacak binalar inşa etme sorumluluğu ile hareket eden Kavuklar Gayrimenkul Yatırım, Bornova’nın çehresini değiştirecek ve değerini yükseltecek yeni projesini tanıttı.

Yüzde 80’i deniz görecek, 180 bin metrekarelik alana kurulu 3 dev kuleden oluşacak Kavuklar Bornova Projesi, 125 milyon dolar yatırım değeriyle bin 160 konuttan oluşuyor.
Projelerinde, dünyaca ünlü mimarlık ofislerinin tasarımlarına yer veren, konut değil yaşam alanları oluşturma felsefesiyle huzur, dinginlik ve muhteşem İzmir Körfez’i manzarasını odak alan Kavuklar Gayrimenkul Yatırım, Bornova’da inşasına başladığı yeni projesi Kavuklar Bornova’yı basına tanıttı.
Kavuklar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavuk ve Kavuklar Gayrimenkul Yatırım Grup Başkanı Metehan Kavuk’un katıldığı lansman toplantısında, Kavuklar Bornova projesi tüm detayları ile anlatıldı. Toplantıda konuşan Kavuklar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavuk, “Yarım asra yaklaşan tecrübemizle İzmir’e hem ekonomik hem de sosyal alanda katkı sağlayacak yeni yatırımlarımızı ortaya koyuyoruz. Son 5 yıldır iş alanımıza eklediğimiz gayrimenkul yatırımları ile İzmir’de özellikle Bayraklı ve Bornova bölgesinde yatırımlarımız devam edecek” diye konuştu.

ÇALIŞMALAR BAŞLADI
Proje için İzmir’in en önemli merkezlerinden biri olan ve ulaşım ağlarının tam ortasında yer alan Bornova’yı seçtiklerinin altını çizen Kavuklar Gayrimenkul Yatırım Grup Başkanı Metehan Kavuk, 3 dev kuleden oluşan bin 160 konutluk projenin inşaatına kısa süre önce başlandığını duyurdu.
Metehan Kavuk, “Çok yakında Bornova’da, Türkiye ve Avrupa’nın üzeri açılır kapanabilir ilk alışveriş merkezi olan Point Bornova AVM’yi açarak pek çok yeni markayı İzmirlilerle buluşturacağız. Bornova’yı bir yaşam, moda, alışveriş, kültür sanat noktası konumuna getireceğiz. 2018’de tamamlamayı planladığımız Kavuklar Bornova projesi ile yakın gelecekte Bornova, İzmir’in en çok tercih edilen bölgelerinden biri haline gelecek” dedi.

WEMBLEY STADYUMU’NU ÇİZEN MİMARLIK OFİSİ TASARLIYOR
Zemin kattan itibaren yüzde 80’i deniz gören konutların yer aldığı Kavuklar Bornova projesinin mimarisi, Londra’daki yeni Wembley Stadyumu, St. Petersburg’daki Dali Müzesi, Boston’daki Logan Havalimanı, ABD’deki Millward Brown Ofisleri ve Pekin’deki Four Seasons Oteli dahil birçok önemli projeye imza atan dünyaca ünlü mimarlık ofisi HOK’a ait. 125 milyon dolarlık yatırım değeri ile 3 dev kule üzerinde yükselecek Kavuklar Bornova, İzmir ESHOT otobüs güzergahlarına direkt bağlantılı metro ve uçanyol güzergahında yer alacak. Projeyi oluşturacak 3 dev kuleden ortadakinin terasında, 19. katta yer alacak olan 341 metrekarelik yüzme havuzu, Kavuklar Bornova sakinlerine yerden 60 metre yükseklikte muhteşem bir manzara eşliğinde havuz keyfi yaşatacak. 

Sosyal olanaklarıyla da diğer pek çok projeden ayrışan Kavuklar Bornova, ilk şubesini Bayraklı Tower’da açan A Fitness Company ve A Spa Company ile sakinlerine, İzmir manzarasına karşı spor yapma ve günün stresinden uzaklaşma olanağı sağlayacak. Çocuklu ailelerin de huzuru düşünülerek tasarlanan projede, kapalı çocuk alanı ve çocuk odası da olacak. Vizyonun en yeni filmleri projenin içerisinde yer alacak cep sinemasında gösterime girecek ve restoranda Türk ve dünya mutfağından gurme lezzetler de yer alacak.
Tüm olanaklarıyla eksiksiz bir yaşam alanı sunacak olan Kavuklar Bornova projesi toplamda 28 bin metrekarelik peyzaj alanı içerisinde yapay göl, kütük ev konsepti ve dinlenme alanlarına sahip olacak. Kavuklar Bornova’nın açık alanları da yaşayanların keyifli zaman geçirmelerine uygun olarak planlandı. Projede tenis kortları, basketbol ve mini futbol sahaları, bisiklet ve koşu yolları yanında Kavuklar Bornova sakinlerinin kaynaşacağı ve hoş vakit geçireceği barbekü alanı ve amfi tiyatro da bulunacak.

PROFESYONEL YÖNETİM
Kavuklar Bornova’nın yönetiminde, bir Kavuklar Gayrimenkul Yatırım şirketi olan A Management Company görev alacak. Projenin tüm hizmet detaylarıyla yakından ilgilenecek olan yönetim ekibi, aidatlar, duyurular, toplantılar gibi konuların hızlı takip edilebilmesi için özel bir alt yapı kullanacak.
Güvenlik konusuna da önem verilen projede, hareketli kameralar, lazer sistemleri, monitörler ile tam güvenlik sağlanacak. Ayrıca Kavuklar Bornova’nın 7/24 hizmet veren teknik servis sorumluları da bulunacak. 

ALİ GÖZETEN - SİNAN YENİÇERİ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."