ÇEVRE - 10 Ağustos 2020 Pazartesi 09:48

Kemerinde 'mescit' bulunan 7 asırlık köprü

A
A
A
Kemerinde 'mescit' bulunan 7 asırlık köprü

Ana kemerinde 'mescit' bulunan ve 7 asırdır korunan tarihi Kurt Köprü, geçmiş ile günümüz arasında köprü oluyor.

Samsun'un Vezirköprü ilçesi Tekkekıran Mahallesi’nde İstavroz Çayı üzerinde yer alan ve kemerinde bulunan mescitle dikkat çeken 7 asırlık Kurt Köprü tarihi, mimarisi ve çevresindeki doğal güzelliklerle turizm için önemli mekanlardan bir tanesi olarak vatandaşların ilgisini çekiyor.

Bizans döneminde yapıldığı ve Selçuklular döneminde onarım gördüğü düşünülen köprü, 95 metre uzunluğunda ve 4,8 metre genişliğine sahip. 2 ana kemer ve 2 tahliye gözü bulunan tarihi köprü büyüklüğü ve ihtişamıyla ilgi çekiyor. 2008 yılında yapılan restore ile mescidi ziyarete kapatılan Kurt Köprü, turizme köprü oluyor. Yurt içi ve yurt dışından birçok insan köprüyü ziyaret ediyor. Yerli vatandaşlar ise köprünün gölgesinde çayın kenarında piknik yapıyor.

Kemerinde 'mescit' bulunan 7 asırlık köprü

“Restoreden önce mescide inen bir merdiven vardı, şu anda olmadığı için inmek mümkün değil"

Köprünün tarihi ve şu anki durumu hakkında bilgiler veren Tekkekıran Mahallesi Muhtarı Engin İnan, “2008 yılında restore edildi. 2 milyon TL harcandı bu köprüye. Daha öncesinde tahrip edildiğinde dolayı bu kadar geniş değildi. Vatandaşlarımız piknik yapmak amaçlı, bu tarihi değer görmek amaçlı köprüyü ziyaret ediyor. 7 asırlık bir köprü ve orta ayağında 3 kişinin rahatlıkla namaz kılabileceği kadar bir alanı var. Burası İpek Yolu olarak da kullanılıyordu. Köprü hem o vazifeyi görüyor hem de geçişlerde namaz kılmak için kullanılan bir alan oluşturuyordu. Restoreden önce mescide inen bir merdiven vardı. Şu anda olmadığı için inmek mümkün değil. Köprüye gelen yollar pek elverişli değil. Yollarının yapılması gerekiyor. Yapılırsa daha fazla kişinin köprüyü ziyaret edeceğini düşünüyorum” dedi.

Kemerinde 'mescit' bulunan 7 asırlık köprü

Köprüyü ziyaret eden ve fotoğraflarını çeken vatandaşlar ise, “Buraya her sene geliyoruz. Doğal bir yer ve geçmişi bizi etkiliyor. Yurt dışından ve içinden buraya çok sayıda insan geliyor. Dağlar arasında bir yerde yer alması ve altından akan akarsu ile çok güzel bir bütünlük oluşturuyor” diye konuştular.
Tarihi Kurt Köprü, ihtişamı ve güzelliğiyle görenlerin beğenisini topluyor.

Erdi Demür - Ünsal Karka

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Başkan Tutdere’den su kesintisi açıklaması Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, yaşanan su kesintisiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Başkan Tutdere, yıkımdan dolayı su kesintisine neden olan firma hakkında işlem başlattıklarını duyurdu. Adıyaman Belediye Başkanı Tutdere, usulsüz yıkım nedeniyle su kesintisine neden olan firma hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatıldığını ve birkaç saatlik süren kesintisinin yapılan çalışmalar sonrası sona erdiğini belirtti. Yıkım alanına gelerek durum hakkında bilgiler alan Başkan Tutdere, su arızasına müdahale eden belediye çalışanlarına kolaylıklar dileyerek halkın mağdur olmaması için işi hızlandırılmasını ve tamiratın sağlam bir şekilde yapılmasını istedi. Başkan Tutdere, “Dün gece Hoca Ömer Mahallesi Atatürk Bulvarı üzerinde yıkım esnasında gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması ve usulsüz yıkım nedeniyle bina yola devrilerek su şebekesine zarar verdi. Adıyaman Belediyesi ekipleri de gece olaya müdahale ederek saat 01.00’da su kesintisi yaşanan mahallelere su arzını sağladı. Ancak su arzının sağlanmasının ardından aynı noktada meydana gelen yeni şebeke arızaları nedeniyle bu kez de Hoca Ömer, Kap Camii, Ulu Cami, Bahçelievler, Yunus Emre, Bahçecik, Ali Taşı, Mara ve Varlık Mahallelerinde su kesintisi meydana geldi. Yapılan çalışmalar sonucunda su yeniden şebeke hattına verildi. Vatandaşlarımızı mağdur eden firma hakkında gerekli yasal çalışmalar başlatıldı ve tutanak tutuldu. Bize düşen kısmıyla ilgili olarak kıymetli hemşerilerimizden özür diliyor, anlayışları ve sabırları için teşekkür ediyorum. Ekiplerimiz olay yerinde canhıraş bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Enkazın kaldırılmasıyla birlikte tüm mahallelerimize su arzını sağlayacağız” diye konuştu.
Nevşehir Kapadokya’nın lezzetleri ‘Kapadokya’da Bahar Sofraları’ etkinliğinde görücüye çıktı Kapadokya bölgesinin önemli organizasyonlarından biri olan ’Kapadokya Gastronomi Festivali’ bu yıl ’Kapadokya’da Bahar Sofraları’ adı altında Kapadokya Üniversitesi’nin ev sahipliğinde başladı. İlki 2022 yılında yapıldığında Kapadokya bölgesinde gastronomi rüzgarını başlatan festival; yine insan, tarih ve doğa temaları üzerinden yürütülüyor. Tarih boyunca kadim topraklarda yaşamış çeşitli kültür ve inançlara sahip insanların baharın gelişini, şifa, bolluk ve bereket beklentileriyle anlamlandırarak kutladıkları Hıdırellez’in geleneksel lezzetleri öne çıkartılıyor. Katılımcılar doğanın uyanışı ile insanın yeşeren umutlarının bütünleştiği, mevsimsellik ve yerelliğin ön planda tutulduğu Kapadokya’da Bahar Sofraları etkinliği ile gastronomi alanında kanaat önderleri Kapadokya’nın gastronomi mirası ile tanışma imkânı buldu. Nevşehir Valiliği himayesinde Kapadokya Üniversitesi, Ürgüp Kaymakamlığı, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), Ahiler Kalkınma Ajansı (AHİKA) ve Kapadokya Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği (KAPTİD) iş birliği ile düzenlenen festival, Kapadokya Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Bölümü ile Kapadokya bölgesinin değerli şeflerinin öncülüğünde hazırlanan ve ’Kapadokya’da Bahar Sofraları’ sloganı ile sunulan öğle yemeği ile başladı. Kapadokya Üniversitesi Gastronomi bölümü mutfağında hazırlanan ve bölgeye özgü birbirinden farlı tatların bir araya getirildiği festivalde, özellikle küllü mısırlı ısırgan çorbası ve tatlı su balığından yapılan fava tabağı dikkat çekti. Kapadokya yöresinde yetişen bitkilerden yapılan yemeklerin ön plana çıktığı etkinlikte katılımcılara, taze otlu, asma yapraklı, bölgeye özgü bulgur pilavı ile sunulan kuzu yahninin yanı sıra, bazlama üzerinde karamelize edilmiş soğan ile sunulan kuzu ciğeri ve bölgede yetişen otlarla yapılan gözlemeler ikram edildi. Tıbbi ve aromatik bitkiler uzmanı Saniye Gezer, bölgede yenilenebilir otlardan bir araya getirdiği su ritüeli hazırladı. Bölge özgü yemeklerin sunumunun yapıldığı festivalde konuşan Anadolu Halk Mutfakları Araştırmacısı ve Program Yapımcısı Adnan Şahin, "Kapadokya’da bu yıl 3.’sü yapılan bu festivalin gecikmiş bir festival olduğunu düşünüyorum. Bölgenin gastronomik zenginliğinin öne çıkması konusunda çok önemli bir çalışma" dedi. Akademisyen şef ve TV yapımcısı Asuman Kerkez de yenilen yemeğin damağa imza atması gerektiğini söyledi. Kerkez, "Bu festival gerçekten çok önemli, belki de yüz yıllar önceki reçeteleri burada tatma ve deneyimleme şansınız oluyor. Kapadokya’yı çok seviyoruz. Her sene buraya keyifle geliyoruz. Eskiyle yeniyi bir araya getirmeyi çok iyi başarıyorlar. İçeride birbirinden güzel nefis şeyler tattık. Özellikle tatlı su balığından yapılan bir fava tabağı var. O tabak benim favorimdi. Bunun üzerine yetiğin hiçbir şey o tadı değiştiremedi. Yemek böyledir, damağınıza imza atar. Yıllar sonra bile hatırlarsınız" ifadelerini kullandı.