DÜNYA - 13 Ağustos 2013 Salı 22:03

Kıbrıs'ın nüfusu belli oldu

A
A
A
Kıbrıs'ın nüfusu belli oldu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sürekli ikamet eden nüfusun 286 bin 257 olduğu açıklandı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sürekli ikamet eden nüfusun 286 bin 257 olduğu, bu nüfusun 150 bin 483’ünün (yüzde 52,6) erkek, 135,774’ünün ise (yüzde 47,4) kadın olduğu açıklandı.Devlet Planlama Örgütü Müsteşarı Ali Korhan’ın bugün açıkladığı 2011 Nüfus ve Konut Sayımı’nın ikinci aşamasına göre ülkede yaşayan Kıbrıs doğumlu (KKTC ve Güney Kıbrıs) kişilerin sayısı 160 bin 207. Bu rakam Kıbrıs’ta sürekli ikamet eden nüfusun yüzde 56,0’ını oluşturuyor. KKTC’de sürekli ikamet eden Türkiye doğumlu kişilerin sayısı ise 104 bin 641. Bu rakam ise Kıbrıs’ta sürekli ikamet eden nüfusun yüzde 36,6’sını oluşturuyor.

İLÇELERE GÖRE NÜFUS
Nüfus sayımının ikinci aşaması verilerine göre ilçelere göre nüfus dağılımı şu şekilde belirlendi:
“Lefkoşa ilçesinde 94 bin 824 kişilik nüfusun 49 bin 838’i (yüzde 52.6) erkek, 44bin 986’sı (yüzde 47.4) kadın.
Gazimağusa ilçesinde 69 bin 741 kişilik nüfusun 36 bin 742’si (yüzde 52.7) erkek, 32 bin 999’u (yüzde 47.3) kadın.
Girne ilçesinde 69 bin 163 kişilik nüfusun 36 bin 718’i (yüzde 53.1) erkek, 32 bin 445’i (yüzde 46.9) kadın.
Güzelyurt ilçesinde 30 bin 37 kişilik nüfusun 15 bin 661’i (yüzde 52.1) erkek, 14 bin 376’sı (yüzde 47.9) kadın.
İskele ilçesinde 22 bin 492 kişilik nüfusun 11 bin 524’ü (yüzde 51.2) erkek, 10 bin 968’i (yüzde 48.8) kadın.”

NÜFUSU AZALAN VE ÇOĞALAN BÖLGELER
Nüfus sayım sonuçlarında belediyelerdeki mahalle nüfuslarına göre bazı gelişmekte olan bölgelerde nüfus artışları olurken, bazı bölgelerde de nüfusta azalma olduğuna işaret edilerek şu bilgilere ve değerlendirmelere yer verildi:
“2006 yılından 2011 yılına kadar olan dönemde nüfus artışı olan bazı bölgeler şu şekildedir:
Lefkoşa Belediyesi’nde Hamitköy Mahallesi’nde, Gazimağusa Belediyesi’nde Çanakkale Mahallesi’nde, Girne Belediyesi’nde Karakum Mahallesi’nde, Güzelyurt Belediyesi’nde Kalkanlı Mahallesi’nde ve İskele Belediyesi’nde Ötüken Mahallesi’nde.
En fazla düşüş ise Lefkoşa Belediyesi’nin Haydarpaşa Mahallesi’nde, Gazimağusa Belediyesi’nin Suriçi Mahallesi’nde, Güzelyurt Belediyesi’nin Lala Mustafa Paşa Mahallesi’nde ve İskele Belediyesi’nin Boğaz Mahallesi’nde olmuştur.
Yapılan analiz çalışmalarına göre nüfus artışının olduğu bölgelerin yeni yapılanma aşamasında olan bölgeler olduğu tespit edilmiştir. Yine analiz çalışmalarına bakıldığı zaman büyük nüfus azalması yaşanan bölgelerde de özellikle yabancı ülkelerden gelen göçmen nüfusun ülkelerine geri dönüşleri ile yaşanmıştır.”

UYRUKLARINA GÖRE VATANDAŞLIKLAR
Nüfus sayımının ikinci aşaması verilerine göre KKTC’de sürekli ikamet eden (de-jure) nüfus içerisindeki tek ve çift uyruklu olduğunu beyan eden KKTC vatandaşlarının toplam sayısı 190 bin 494 olarak saptandı. Sayımda TC vatandaşı nüfus 80 bin 550, Birleşik Krallık (İngiltere) vatandaşı nüfusu ise 3 bin 691 olarak belirlendi. Açıklanan verilerde uyruklarla ilgili şu bilgilere yer verildi:
“Ülkede sürekli ikamet eden Kıbrıs doğumlu (KKTC ve Güney Kıbrıs) kişilerin sayısı 160 bin 207’dir. Bu rakam Kıbrıs’ta sürekli ikamet eden nüfusun yüzde 56,0’ını oluşturmaktadır. KKTC’de sürekli ikamet eden Türkiye doğumlu kişilerin sayısı 104 bin 641’dir. Bu rakam ise Kıbrıs’ta sürekli ikamet eden nüfusun yüzde 36,6’sını oluşturmaktadır. KKTC’de sürekli ikamet eden Kıbrıs doğumlu (KKTC ve Güney Kıbrıs) KKTC vatandaşlarının toplamı 153 bin 374 dür. Bu rakam Kıbrıs’ta sürekli ikamet eden KKTC vatandaşlarının yüzde 80,5’ini oluşturmaktadır. KKTC’de sürekli ikamet eden Türkiye doğumlu KKTC vatandaşlarının 31 bin 234 olduğu görülmektedir.”

MESUT GÜNSEV

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.