GÜNDEM - 07 Eylül 2010 Salı 19:14

Kılıçdaroğlu son mitingi Antalya'da yaptı

A
A
A
Kılıçdaroğlu son mitingi Antalya'da yaptı

Baykal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile elele tutuşarak vatandaşları selamladı.

 


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum çalışmaları kapsamında son mitingini Antalya'nın Kepez ilçesine bağlı Dokuma semt pazarı alanında yaptı. Mitinge CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Genel Sekreter Önder Sav, Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay, CHP'li milletvekilleri ve belediye başkanları katıldı.


Miting öncesinde sunucunun eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ı anons ettiği sırada alanı dolduran partililer büyük coşku yaşadı. Baykal, 'Antalya seninle gurur duyuyor' tezahüratları eşliğinde partilileri dakikalarca selamladı. Bir konuşma yapan Baykal, "Antalya'ya sizlerin karşınıza, önümüzdeki halk oyunda kullanacağım oyun ne olduğunu kendi ağzımla ifade etmek için geldim. Antalyalı hemşehrilerimi önümüzdeki pazar günü yapılacak olan halk oylamasında 'hayır' demeye davet etmek için geldim. Kullanacağınız
'Hayır' oyu, biliniz ki sizin aileniz, çocuklarınız için daima bir şeref madalyası gibi onurla hatırlanacak bir oy olacaktır. Hayır oyu kullandığınız için gelecekte yaşanacak gelişmeler karşısında Türkiye'nin önüne çıkacak sorunlar, sıkıntılar karşısında, 'Ben o gün hayır oyu kullanmıştım. Bütün bunları görmüştüm. Bütün bunların sorumluluğunu hissetmiştim, Türkiye'yi bu sıkıntıdan kurtarmak için, o zaman üzerime düşen hayır oyunu kullanmıştım' diye iftihar edeceksiniz" diye konuştu.



"EVET DİYENLER 'BEN DE HAYIR OYU KULLANMIŞTIM' DİYECEKLER"


Deniz Baykal, "Bugün 'evet' oyu kullanacak olanların önemli bir kısmı, kısa bir süre sonra 'Ben de Hayır demiştim' demeye başlayacaklardır. Nasıl 12 Eylül'de anayasayı kabul edip, ona destek olan partilerin önde gelen yöneticileri bugün 'O anayasaya hayır demiştik' diye sorumluluktan sıyrılmaya çalışılıyorlarsa, bilin ki bugünki oylamada da 'Evet' diyecek olanlar, bunun sorumluluğundan kurtulamayacaktır. Antalya olarak bu konuda en güzel sınavı vereceğinize inanıyorum" iddiasında bulundu.



"DOSTA DÜŞMANA GÖSTERMEK İSTEDİK"


CHP'nin tam bir birlik ve bütünlük içinde tarihi sorumluluğunun bilincinde, gerekeni yapmakta olduğun dosta düşmana göstermek istediklerini belirten Baykal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile elele tutuşarak vatandaşları selamladı. Bu sırada partililer ikiliye çiçek attı.


Bir konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Milyonlarla sandığa gidip, milyonlarla hayır demek için hazır mıyız?" diye seslendi. Kılıçdaroğlu, "12 eylülde pazar günü sadece yalnız biz değil komşularımızla, anamız, babamızla beraber sandığa gidip aydınlık Türkiye'yi kurmak için Hayır demeye hazır mıyız? Başbakan Erdoğan geçen gün Antalya'ya geldi. -Antalya'da evlerinizde doğalgaz var, memnun musunuz- diye soruyor. Niye gülüyorsunuz? Evlerinizde doğalgaz yok değil mi? -18 kez Antalya'ya
geldim- diyor. Ya sayın Başbakan 18 kez geldin. Antalya'da evlerde doğalgaz olmadığını öğrenemedin mi sen? Ve bu Başbakan ülkeyi yönetiyor. Antalya'ya 18 kez geliyor. Bir sor bakalım bu Antalyalının evinde kömür mü yanıyor başka bir şey mi var. Yoksa doğalgaz mı var. Kışın öyle anlaşılıyor ki Başbakan Antalya'ya gelmedi. Gelseydi kalitesiz kömürlerin Antalya'nın havasını neye döndürdüğünü çok iyi öğrenecekti" dedi.



"ONUN DERDİ BAŞKA"


Kılıçdaroğlu, konuşmasını "Sayın Başbakan bir TV programında 'Biz oraya stadyum yapacaktık, fakat bu belediye başkanı Antalya'ya ihanet etti, stadı yapmadı' diyor. Ülke yönetiminden bu kadar habersiz, Antalya'dan bu kadar habersiz bir insan ülkeyi sağlıklı yönetebilir mi? Allah aşkına onun derdi stadyum yapmak değil, o stadın yanındaki ticaret merkezi. 'Oradan nasıl köşeyi dönebiliriz', onun derdi o. Oraya stadyumun yapılmasını engelleyen, uygun görmeyen Anakent Belediye Başkanımız değil, yargı kararı
çıktı. Oradaki talan düzenine müdahale etti ve yapılan anlaşmayı oy birliği ile iptal etti. Yargıya dil uzatan Recep Bey bilsin ki talan düzenine yargı tokat attı. O tokatın sesi AK Parti'nin yanağında patladı. Recep bey 'biz teknoparkı kurduk' diyor. Teknoparkı kuran o dönemde orada hocalık yapan Mustafa Akaydın'dır. Sen kim oluyorsun, onun yaptığı emeklere sahip çıkıyorsun? Şimdi sayın Başbakan ısrarla diyor ki 'efendim bu ana muhalefet partisinin lideri hiç anayasadan bahsetmiyor'. 12 eylül anayasasını 1980'lerde oylanırken, hayır oyu verdiğimi açıkladım. 12 eylül anayasaların tümüne hayır demeyi kutsal görev kabul ediyorum. Çünkü ben ülkemi seviyorum. Onların geleceğini düşünüyorum" diye sürdürdü.



"ADALETİN KANTARI İLE OYNAMA RECEP BEY"


Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer bir demokraside yargı, siyasal gücün eline geçerse kamu vicdanı rahatsız olur. Orada adalet olmaz. Adaletin kantarıyla oynama Recep bey. O kantar gün gelir seni de tartar. O zaman ne yapacaksın acaba? Eğer bu anayasa değişikliği kabul görürse Türkiye'de yolsuzluklar meşrulaşacak. Yolsuzluk yapanlar artık anayasanın güvencesi altında olacaklar. Tıpkı ihaleye fesat karıştıran milletvekilleri gibi. Tıpkı kalpazanlıktan dosyası olan başbakan gibi. Bunların tamamı anayasal zırhına kavuşmuş olacak. Bu anayasa bu haliyle yasalaşırsa sizler haklarınızı arayamayacaksınız. Onun için diyoruz 'Hayır' demekle hayırlı bir iş yapıyoruz. Hayır demekle Türkiye'deki değişimin önünü açacağız diyoruz. Bakınız Antalyalılar; Edirne'den Hakkari'ye kadar, bütün bilboardlarda 'Evet' yazıyor. Bütün TV kanallarında bunlar çıkıyor. Bugün bir kez bir TV programına katıldım. Soru sordular, yanıtladım. Benden sonra iki AK Parti'li bakanı çıkardılar. Çünkü niçin sözde dengeyi sağlayacaklarmış. Hangi dengeden bahsediyorlar?

 

Recep bey konuşuyor, bütün TV kanalları canlı veriyor. Medya baskı altında. Vatandaş baskı altında. Doğru dürüst hayır oyu vereceğim diyen yurttaşlar baskı altında. Daha dün Bahçelievler'de CHP'li üç bayan arkadaşımız, hayır bildirisi dağıtırken şiddete maruz kaldılar. Antalya'da burada 2 bayan arkadaşımız bir geceyi nezarette geçirdi. Türkiye'nin her tarafında hayır demek suç, evet deme özgürlüğü var. Bu mudur demokrasi, bu mudur özgürlük? Karanlıklar aydınlığa çıkana kadar mücadelemizi yapacağız. İstanbul'daki mitinge onbinler katılıyor. Yandaş medyada tek kalem yok. Aydınlara, çiftçilere, işçilere, sanatçılara sesleniyorum; bu anayasada evet çıkarsa bir sabah polis kapınızı çalabilir, gözaltına alınır, tutuklanırsınız, şikayet edemezsiniz. Bu anayasa ile Danıştay'a başvurma hakkınız elinizden alınıyor. 12 Eylüller uğursuzdu.12 Eylül'de 12 Eylül Anayasasına hayır diyeceğiz."


"TV'DE BENİMLE TARTIŞMAK İÇİN MANGAL GİBİ YÜREK OLMASI LAZIM"


Mitingdeki konuşmasında "Recep bey TV kanalında benimle tartışmaya çıkabilir mi" diye soran CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ben de biliyorum ki çıkamaz. Çıkması için önce haklı olması lazım. İkincisi mangal gibi yürek olması lazım. İkisi de yok onda" dedi.


Bir politikacının en önemli özelliğinin halka doğruları söylemesi olduğunu ve doğruyu söylediği zaman halkla politikacı arasında güven işbirliği doğduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakan defalarca önceki genel başkanımız Deniz Baykal ile TV programına çıkmıştır. Şu sözü vermiştir, 'dokunulmazlıkları kaldıracağız' diye. En az 20 mitingde, 'iktidar olunca dokunulmazlığı kaldıracağız' dedi. Kaldırdı mı? O zaman soracağız sayın Başbakan millete niçin doğruları söylemiyorsun? Doğruları söylemiyorsan
bunu cezalandırmamız gerekiyor ama demokratik yollarla. AK Parti ve onun ördüğü çorabı yani Anayasayı sandığa gömeceğiz" şeklinde konuştu.


"Recep beyin ezberini bozduk, beyin kimyasını bozduk, ne söylediğini bilmiyor" diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önce kalktı, boy tartışması başlattı; Allah aşkına bana ne senin boyundan. Ben Recep beyin boyu demişim. Öyle bir şey demedim. Yüreğin varsa TV programında çıkarsın, ben senin boyunu millete göstereyim dedim. Baktı ki bir çam devirmiş, ondan vazgeçti. 'Efendim boy önemli değil, önemli olan soydur soydur' dedi. 21.yüzyılda anayasa tartışmalarının olduğu bir ortamda bu soy tartışmasının gerekçesi ne? Recep bey cetvel ve pergelle milletin kafatasını ölçecek. Bu ırkçı anlayışa, çağdışı anlayışa evet diyecek
misinz? Oysa biz diyoruz ki ırkı ne olursa olsun, kökeni ne olursa olsun her insan başımızın tacıdır, her insanı kucaklayacağız hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Bu seferde dedi ki Başbakan, kumsalda yaşayanlar, Recep beye göre sizler vatandaş değilsiniz, ayrıcalıklı insanlarsanız. Bütün kıyılarda yaşayan yurttaşlarıma sesleniyorum geçmişte hangi partiye oy vermişse versin, kıyılarda yaşayan bütün yurttaşlarım AK Parti'nin Başkanı Recep Tayyip Erdoğan sizleri küçümsüyor. Sizleri hor görüyor. İzin vermeyin,
hayır deyin. Dersini verin. "



"YENİ BİR FİŞLEME YÖNTEMİ BULDULAR"


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bunlar soy tartışması, boy tartışması başlattılar. Yeni bir fişleme yöntemi buldular. Mitinge gelenlere barkot makinesı koymuşlar, memurlardan kim geliyor, kim gelmiyor diye bakıyorlar. Fişleme düzeni getiren Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasasına hayır diyecek misiniz? Küçük hırsız el feneriyle, büyük hırsız deniz feneriyle çalar. Bunların geneli o zaten. Recep bey altın kaplamalı musluğu olan malikanede oturuyor. Antalyalılardan su satıp, simit satıp altın kaplamalı
musluğu olan malikane de oturan biri el kaldırsın bakalım. Hesap vermek bir politikacı için onurlu görevdir. Hesabını veremeyen bir politikacının yaptığı anayasa da doğru değildir" dedi.


Kılıçdaroğlu, dinin siyasete alet edilmesinin doğru olmadığını belirterek, "İnançların siyasete alet edilmesi doğru mudur? Bu anayasaya da bunların getirdiği düzene hep beraber karşı çıkacağız. Bizler yola çıktık, dürüst bir sayfa açıyoruz, güzel bir sayfa açıyoruz. Mutlu bir Türkiye yaratmak istiyoruz. Güç verin destek verin hayır deyin değişimin önü açılsın. Hayır deyin, Türkiye'nin temiz siyasetin önü açılsın. Hayır deyin, demokrasinin, halkların ve özgürlüğün yolu açılsın.


Hayır deyin onurlu, güzel örgütlü bir Türkiye'nin yolunu açalım, Hayır deyin çocuklarımız geleceği güvenle baksınlar. KPSS ile ilgili olarak da arkadaşlarım ısrar ediyor. Bunların zamanında her şey oldu. Her şeyi yaptılar. Bir şey istiyorum sandıklara sahip çıkacaksınız. Bakın sorular çalındı beyler. Diyorlar ki hiçbir şey yok ortada. Daha düne kadar bir şey yokken, bunların iktidarında her şey çalındı. Her yolsuzluk yapılır. Alın terine düşman bunlar. Aşımıza ekmeğimize göz koyanlar bunlar. Size bir soru sormak istiyorum; bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşce yaşayan bir toplumu yaşatmak zor mu? Örgütlü olursak, korkuyu atarsak, telefonları dinliyorlarmış, dinlemezlerse namertler, korkmayacağız, çekinmeyeceğiz, ürkmeyeceğiz, hayır diyeceğiz. Biz İnonü'lerin, Ecevit'lerin, Deniz Baykal'ların mirasını aldık, kültürünü aldık. Halktan yana olacağız, halkın iktidarını kuracağız. 12 Eylül'de parlak bir güneş Antalya'dan doğacak diyorum."


Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda güvercin uçurdu, vatandaşlara çiçek attı.

 


SÜLEYMAN ELÇİN-SABRİ ÇAĞLAR-ANTALYA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Prysmian işçileri Mudanya’da yürüdü Bursa’da Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi Prysmian fabrikası işçileri, MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecine ilişkin alınan eylem kararları kapsamında Mudanya’da yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Edinilen bilgilere göre, Prysmian fabrikasından çıkan işçiler Mudanya BUDO Meydanı’na kadar yürüyerek eylemlerini sürdürdü. Yürüyüşün ardından meydanda toplanan işçiler, taleplerini kamuoyuyla paylaştı. Eyleme; Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, Genel Örgütlenme Sekreteri Fehmi Elmacı, Bursa Şubesi yöneticileri, Prysmian İşyeri Sendika Başkanı Ekrem Şaş, işyeri temsilcileri ve çok sayıda sendika üyesi katıldı. Yürüyüş boyunca işçiler, "Metal işçisi direnişin simgesi", "İşçiler açken patronlara huzur yok", "Direne direne kazanacağız" ve "Sadaka değil, toplu sözleşme" sloganları attı. Birleşik Metal-İş Sendikası, yürüyüş ve basın açıklamasına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 24 Aralık’ta açıklanan eylem kararlarının kararlılıkla sürdürüldüğünü belirtti. Açıklamada, Genel Başkan Özkan Atar’ın, metal işçilerinin patronların dayattığı sefalet şartlarına boyun eğmeyeceğini, kazanılmış hakların gasp edilmesine izin verilmeyeceğini ve haklı talepler için mücadelenin sonuna kadar sürdürüleceğini vurguladığı ifade edildi. Eylem, yapılan basın açıklamasının ardından olaysız şekilde sona erdi.
Kütahya Potada Kütahya’nın zirvesi Zafertepe 2025-2026 Eğitim Öğretim Yılı Yıldız Erkekler Basketbol Ortaokullar Arası İl Birinciliği müsabakalarında Kütahya Zafertepe Ortaokulu, Kütahya şampiyonu oldu. Final maçında Cumhuriyet Ortaokulu ile karşılaşan Zafertepe Ortaokulu, mücadeleyi 49-30’luk skorla kazanarak şampiyonluk kupasını müzesine götürdü. Karşılaşmaya Aras, Hasan, Melih, Kerem ve Kerimcan beşiyle başlayan Zafertepe Ortaokulu, dengeli geçen ilk periyodu 6-5 önde tamamladı. İkinci periyotta hücum temposunu artıran mavi-siyahlı ekip, etkili oyunuyla soyunma odasına 23-11’lik avantajla gitti. İkinci yarıya istekli ve inançlı başlayan Zafertepe Ortaokulu karşısında, bazı oyuncularının sakatlanması nedeniyle ritmini kaybeden Cumhuriyet Ortaokulu farkı zaman zaman altı sayıya kadar indirse de, üçüncü periyot 34-22 Zafertepe üstünlüğüyle tamamlandı. Maçın dördüncü ve son periyodunda oyunun kontrolünü tamamen eline alan Zafertepe Ortaokulu, mücadeleyi 49-30 kazanarak Kütahya şampiyonluğunu ilan etti. Karşılaşmanın ikinci yarısında oyuna dahil olan İbrahim, Numan ve Yusuf da takımlarına katkı sağladı. Tribünlerden Büyük Destek Karşılaşmayı Zafertepe Ortaokulu Müdürü Enver Bodur, Beden Eğitimi Öğretmeni Oğuz Akalan ve okul öğretmenleri tribünden takip etti. Yaklaşık 100 Zafertepe Ortaokulu öğrencisinin oluşturduğu coşkulu tribünler, maç boyunca takımlarına büyük moral verdi. Şampiyonluk kupasını Okul Müdürü Enver Bodur’un elinden alan Zafertepe Ortaokulu sporcuları, maç sonunda rakip takım, öğretmenler ve taraftarlarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi. Takımın antrenörü Barış Korkmaz ve yardımcı antrenörü Cevdet Melih Salman, sporcu aileleri ve öğretmenler tarafından tebrik edildi. Zafertepe Ortaokulu’nun bu önemli başarısı, Kütahya’da okul sporlarının yükselen değerini bir kez daha ortaya koyarken, şampiyon ekip Kütahya’yı iller arası grup müsabakalarında temsil edecek. Grup maçlarının, eğitim öğretim yılının ikinci yarısında oynanması bekleniyor.