ASAYİŞ - 07 Haziran 2022 Salı 10:53

Kimsesizler mezarlığındaki milyonerin avukatı: 'Ölüm raporundan dolayı otopsi yapılamıyor'

A
A
A
Kimsesizler mezarlığındaki milyonerin avukatı: 'Ölüm raporundan dolayı otopsi yapılamıyor'

Şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden ve yaklaşık 200 milyon TL’lik taşınmazının hiç tanımadığı insanlara satış vekaletini veren Erdal Yenisoy’un avukatı Nazgül Çelik, “Maktule, Covid-19 teşhisiyle ölüm raporu düzenlendiği için otopsi yapılamıyor” dedi.

İddiaya göre, Yenisoy, 2021'de Ankara’ya getirilerek bir evde herkesten izole bir şekilde tutuldu. Bilincini kaybettiğinde hastaneye götürülerek yoğun bakıma alınan Yenisoy, hastanede hayatını kaybetti. Kimsesizler mezarlığında Yenisoy’un ölümünü duyan akrabaları, yaptıkları araştırmalar sonucunda yaşlı adamın bilinmeyen kişiler tarafından 200 milyon liralık arazisine el konulduğunu öğrendi.

“Ankara’da 6 ay boyunca bir evde tutuldu”

Müvekkillerinin kendisini emlakçı olarak tanıtan bir şahısla iletişime geçtiğini ve bu emlakçının Yenisoy’un akrabalarına bazı itiraflarda bulunduğunu söyleyen Avukat Çelik, “Kendisini itirafçı olarak söyleyen emlakçıyla görüştüklerinde bu işin içerisinde farklı yapılanmaların olduğunu anlıyorlar ve araştırmaya başlıyorlar. Araştırdıklarında ise şunlarla karşılaşıyorlar. Maktul 2021 yılı Ocak ayında Ankara’ya getirilmiş. Ankara’yla normalde hiçbir bağı yok. Akrabalarına gelir başka şeyler için gelir ayrı bu, ama bunun dışında hiç akrabalarına haber vermeden gelmiş ve Ankara Çankaya’da bir evde kalmış ve buradan gidip Çankaya’da bir noterden bir şey düzenleyeceğini bir adama hiç tanınmayan bilinmeyen bir adama Ankara’da Sincan’a gidip orada bir noterlikten hali hazırda 200 milyon TL’yi aşkın değeri olan taşınmazı satmak için vekaletname vermiş.

Tekrar Çankaya’daki evine gelmiş ve bundan 5 ay sonra 2021 Mayıs tarihinde ambulansla hastaneye kaldırılmış, bilinci kapalı hemen entübe ediliyor ve ertesi gün ölüyor. Ankara’da 6 ay boyunca bir evde tutulmuş bizim şüphemiz yok ve ardında da ölmüş. Bu taşınmazların tamamı aslında evveliyatına baktığımızda böyle bir işleme tabi olamazlar. Taşınmazı gerçek değerinin çok fazla altında satıyor. Artı gerçek satış bedeli resmi akitte satış bedeli de murisin hesabına yatırılmıyor. Hesaba para yatırılıyor 10 milyon TL gibi bir para. Ve o 10 milyon TL'den de internet bankacılığı üzerinden çekimler yapılıyor. Muris öldükten 2 gün sonraya aralıklarla 250 bin TL, 250 bin TL çekimler devam ediyor. Bizim ilk şüphemiz burada ortaya çıktı. Adam 8 Mayıs'ta vefat etmiş, adamın 10 Mayıs'ta hesabından nasıl para yapılır?” ifadelerini kullandı.

“Ölüm raporundan dolayı otopsi yapılamıyor”

Maktulün üzerindeki taşınmazları 40 yıldır kimseye satmadığını söyleyen Avukat Çelik, şunları söyledi:

“İkinci şüphe noktamız zaten bir emlakçı bize, 'Bu işi çözerim işin içerisinde kimin olduğunu biliyorum' dedi. Üçüncü şüphe noktamız maktul bu taşınmazları ilk 1976 yılında Fethiye’ye yerleşirken edinmiş. Bu edinme tarihinden itibaren gerek orman kadastrosuyla gerekse denizin kıyısında olması nedeniyle bu taşınmazın işgalci kişilerle bir sürü davalar yaşamış ve bu davalarda kimseye vekaletname bile çıkarmamış. Bütün davaları kendisi takip etmiş ve bu adam 40 yıl boyunca taşınmazları hiç satmayı düşünmemiş bile. Hatta Ankara’ya geldiğinde müvekkillerle görüştüğünde dahi bakın ben böyle davalarla uğraşıyorum başıma bir şey gelirse bu davaları siz yürütün demiş.

Böyle bir iradeye sahip bir adam geliyor 2021 Ocak ayında çok yabancı birisine bir satış vekaletnamesi veriyor. Taşınmazın çok altında bir değerle satılıyor ve Ankara’da 7 Mayıs’ta hastaneye kaldırılıyor 8 Mayıs'ta bilinci kapalıyken kaldırıldığı hastanede ölüyor ve Covid-19 teşhisiyle ölüm raporu düzenleniyor. Covid-19 teşhisiyle ölüm raporu düzenlemesinin anlamı şu, otopsi yapılamıyor. Dolayısıyla başka türlü mü öldürüldü yoksa gerçekten Covid’den mi öldü bilmiyoruz.”

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu soruşturmayı emniyetle birlikte yürüttüğünü belirten Çelik, bir yandan da tapunun devredilmemesi için Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesine başvuru yaptıklarını ve mahkemenin de tedbir koyduğunu açıkladı. Soruşturma devam ederken maktulün akrabalarının 16 kişi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve bu kişilere yönelik suçlamaların da ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘tasarlayarak adam öldürme’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘nitelikli dolandırıcılık’ gibi suçlardan oluştuğunu aktardı.

Engin Yağcı - Mert Cerrahoğlu

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara CHP lideri Özel: “Meral Hanım’a bir kez daha bundan sonraki yaşamında sağlık ve mutluluklar diliyorum” Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 1 Mayıs kutlamaları için İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile görüştüğünü ancak Yerlikaya’nın bazı istihbaratlar aldığını ve güvenlik gerekçesiyle Taksim Meydanı’nı açamayacaklarını söylediğini iletti. CHP lideri Özgür Özel partisi Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerçekleştirilen grup toplantısına katıldı. TBMM’de gerçekleştirilen törenle mazbatasını alan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nu tebrik eden Özel, “Geçmişte ittifak yaptığımız İYİ Parti’de Sayın Meral Akşener’in görevi bırakmasından sonra onun vedası ve bir bayrak değişimi vardı. Meral Hanım’a bir kez daha bundan sonraki yaşamında sağlık ve mutluluklar diliyorum değerli ailesiyle birlikte. Çoklu bir yarışta rekabetçi bir ortamdaki bu parti içi demokrasi Türkiye için önemlidir. Daha önce birlikte grup başkan vekilliği yaptığımız sayın Müsavat Dervişoğlu seçildi. Az önce de mazbatasını almış bir kez daha hayırlı uğurlu olsun diyor kendisine ve partisine başarılar diliyoruz” ifadelerini kullandı. 1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı’nın açılmasını konuşmak üzere İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile iletişime geçtiğini söyleyen Özel, “Dün Sayın İçişleri Bakanını aradım ve bu konudaki talebimi taahhüdümü meseleye koyduğumuz kefaleti ifade ettim, iş birliği teklif ettim. Kendisi bana görevi gereği birtakım mahsurları, birtakım istihbaratları, bir takım yasa dışı örgütlerin yapmış olduğu çağrıları da gerekçelendirerek buna izin vermeyeceklerini tekrar etti. İletişime açık olumlu bir yaklaşım içindeydi ama sonuçta bir yasaklama vardı. O, ona yasaklama değil kısıtlama diyordu. Yasak değil, kısıt var. İşte 50 kişi ile 300 kişiyle geliyorlar. Çelenk koysunlar, yarım saat arayla ayrılsınlar ama biz orayı açmayız, açamayız diyordu. Esasen Taksim, Gezi Parkı birileri tarafından kendi egemenlik sancaklarıymış da oraya toplum giderse egemenliklerini, iktidarlarını, kaybedeceklerini sanıyorlar. Oysa siz bir yasaklamayla egemenlik korumaya başladıysanız zaten orada artık egemenlikten, muktedirlikten, iktidardan bahsedilemez. Baskıyla güçle tesis edilen iktidarlar eninde sonunda kaybetmeye mahkumdur” ifadelerine yer verdi. “Polisi de emekçidir, askeri de emekçidir, güvenlik görevlileri de emekçidir” 1 Mayıs kutlamalarına katılacak vatandaşlara uyarıda bulunan Özel, “Buradan tek uyarım en önemsediğim uyarım şudur; 1 Mayıs bayramdır. 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramıdır. Bu ülkenin her ne kadar sendikal hakları olmasa da polisi de emekçidir, askeri de emekçidir, güvenlik görevlileri de emekçidir. Onlara kanunsuz emirler verenler yüzünden ekmekleriyle oynandığı için o emre uymadığında her türlü disiplin süreciyle tehdit edildikleri için uygulamak zorunda oldukları kararlar, o kardeşlerimizin kişisel kararları değildir. Bazı ortamlarda işçilerle polisleri, güvenlik güçleriyle emekçileri çatıştırmak isteyen yasa dışı yapılar olabilir ya da yasal zeminde görev yapan bir takım kötü niyetli kişiler olabilir. Her 2 tarafın da provokasyonları olabilir. Onun için herkesi 1 Mayıs’ı bayram gibi kutlamaya, 1 Mayıs’ta gaz görmek istemediğimizi cop görmek istemediğimizi kelepçe görmek istemediğimizi, 1 Mayıs’ta güvenlik güçleriyle çatışma görüntüleri görmek istemediğimizi bir kez daha hatırlatarak tüm kamu görevlilerini sorumluluğa, tertip komitelerini de bu konuda kanunsuz emiri veren anayasa tanımazlarla, evladına ekmek götürmek için bu emirlere uymak zorunda olan emekçi polis kardeşlerimi birbirinden ayırmak, özdeşleştirmemek noktasındaki hassasiyeti bekliyor 1 Mayıs işçi emekçi bayramını şimdiden kutluyorum” diye konuştu. Ekonomik olarak yayınlanan kamu genelgelerine uyacaklarını söyleyen Özel, kendilerinin de CHP’li belediyelerde yeni bir düzenleme yapacaklarını ve israfı önleme konusunda yeni adımlar atacaklarını söyledi.
İstanbul Esenler’de "Yedi Bela Hüsnü" isimli bir kedi, kimseye geçit vermiyor Esenler’de esnafın sahiplendiği "Yedi Bela Hüsnü" isimli bir kedi, caddeyi kullananlara geçit vermiyor. Başta azılı düşmanı köpek olmak üzere gelen geçen saldıran kedinin komik halleri izleyenleri güldürdü. Esenler’de esnafın sahiplendiği bir kedi caddeyi mesken tuttu. Cadde esnafı saldırgan kediye ‘Yedi Bela Hüsnü’ ismini verdi. Kedi, başta köpeklere saldırıyor. Yoldan geçen vatandaşlar da kedinin pati darbelerinden nasibini alıyor. Bazı vatandaşlar ise korkup yolunu değiştiriyor. Bir esnaf ise kedinin iş yerinin güvenlik kamerasından gördüğü saldırı anlarını video yaptı. Videoyu izleyenler kendilerini gülmekten alamadı. Kediye bakan esnaf Cengiz Karaca, “Kedi bir haftadır burada. Mama ve su veriyoruz. Gelen köpek ve diğer kedileri buraya yaklaştırmıyor. Saldırınca korkuyorlar, kaçan oluyor. Özellikle bir amca var o kaçıyor. Diğerlerine de saldırdı. Adı Yedi Bela Hüsnü” dedi. “İsmini Yedi Bela Hüsnü koyduk” Kedinin saldırma anlarını video yapan Emre Özkan, “Yedi Bela Hüsnü’yü biz besliyoruz. Bir haftadır burada. Gelen geçen vatandaşlara saldırıyor. Vatandaşlar tedirgin oluyor. Müşterilerimiz buraya genelde kedi ve köpekleriyle geliyor. Köpeklere ve kedilere saldırıyor. İsmini Yedi Bela Hüsnü koyduk. İnsanlar bazen yolunu değiştiriyor. Kamera kayıtlarını alıp bazen gülüp eğleniyoruz. İnsanlara saldırdığı görüntüleri parça parça birleştirip video yaptık” şeklinde konuştu. “Terör estiriyor” Sürekli kediyle iç içe olduğunu dile getiren Şeyma Albayrak “Herkese saldırıyor ve komik oluyor. Bana da, bizim köpeğe de saldırdı. Buradan geçen herkese patisini atıyor. Korkuyoruz çünkü köpek falan geliyor. Besliyoruz ama bize nankörlük yapıyor. Sürekli kediyle iç içeyim. Bizim dükkanın önünde yatıyor zaten. Sabah onun saldırmalarıyla uyanıyoruz. Terör estiriyor” ifadelerini kullandı.
Gaziantep Yılmaz: “1 Mayıs; işçinin, emekçinin bayramıdır” Başkan Avukat Umut Yılmaz, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü dolayısıyla yayımladığı mesajında, “1 Mayıs, alın teridir, emektir, direniştir, özgürlüktür. 1 Mayıs, işçinin, emekçinin bayramıdır” ifadesine yer verdi. Şehitkamil Belediye Başkanı Avukat Umut Yılmaz, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü mesajında, “1 Mayıs; alın teridir, emektir, direniştir, özgürlüktür. 1 Mayıs; işçinin, emekçinin bayramıdır. Belediye Başkanı olarak, her zaman işçi haklarının ve emeğin değerinin bilincindeyim. Şehrimizin her köşesinde emeğiyle var olan işçi kardeşim ile birlikte, omuz omuza çalışmaktan vazgeçmeyeceğim. İşçi kardeşlerimiz, emekleriyle gece-gündüz demeden çalışarak, şehrimize ve ülkemize büyük katkılar sağlıyor. Bu özverili çalışmaları ve alın teri değeri hiçbir zaman göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Bizler, işçi haklarının korunması ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi konusunda her zaman yüksek duyarlılık gösterdik ve göstermeye de devam ediyoruz. İşçi kardeşlerimin haklarını korumak ve yaşam kalitesini artırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. 1 Mayıs, sadece hak talep etme günü değil, aynı zamanda birlik ve beraberlik günüdür. Bu özel gün vesilesiyle birbirimize daha çok kenetlenmeli ve dayanışma ruhumuzu pekiştirmeliyiz. Bugün, emeğin ve işçi mücadelesinin simgesi olan 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlamanın mutluluğunu işçi ve emekçi kardeşlerimle birlikte yaşıyoruz. Tüm işçi kardeşlerimin ve emekçi vatandaşlarımızın bayramını en içten dileklerimle kutluyorum” ifadelerine kullandı.
Mersin Litvanya Büyükelçisi Degutis’ten Başkan Seçer’e ziyaret Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, kente ziyarette bulunan Litvanya’nın Ankara Büyükelçisi Ricardas Degutis’i ağırladı. Başkan Seçer, Büyükelçi Degutis’in ziyaretinde, Mersin ve Türkiye’nin Litvanya ile ticari ve kültürel anlamda ilişkilerinin geliştirilmesini arzu ettiklerini söyledi. Mersin’in özellikle Avrupa kentleriyle ilişkilerde oldukça avantaj sağlayan bir kent olduğunu belirten Seçer, "Mersin’in hem lokasyonu, hem sektörel özellikleri, hem de kültürel yapısı buna çok uygun. Limanımız bizim işimizi kolaylaştırıyor. Burada üretilip ihraç kalemi olarak dünyanın birçok ülkesine ticari amaçla sevk edilecek ürünlerin Doğu Akdeniz’e açılan kapı olan limandan sevk edilmesi kentimizin ticari hacmini de yükseltiyor. Sadece bölgemizde üretilen ürünler değil, bölgeye yakın coğrafyada üretilen ürünler de bu liman üzerinden ihraç ediliyor. Bu da Mersin’e ayrı bir değer katıyor" dedi. Kentte hemen hemen bütün sektörlerin yer aldığını ifade eden Seçer, bunun da Mersin’i diğer bölgelerden farklı kılan özelliklerin başında geldiğini kaydetti. "Mersin kültürel ve sosyal faaliyetler açısından da önemli birikime sahip" Mersin’in sadece ticari değil, kültürel ve sosyal faaliyetler açısından da önemli birikime sahip olduğunu vurgulayan Seçer, Mersin’in kardeş şehir ilişkilerinden bahsetti. Mersin’in sosyal ve kültürel hayatını daha da zenginleştirmek ve tanıtımına katkı sunmak için bu ilişkileri çok önemsediğinin altını çizen Seçer, "Yoğun festivaller yapıyoruz. Yaptığımız organizasyonlarda Litvanya’yı da davet ediyoruz. Oradan topluluklar geliyor ve buradaki festivallere renk katıyorlar" diye konuştu. Sadece kültürel faaliyetlerde değil, bilimsel çalışmalarda Litvanya ile ilişki içerisinde olduklarına işaret eden Seçer, bu kapsamda kentte gerçekleştirilen Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Avrupa Birliği arasındaki ’Yeşil Bir Gelecek İçin Liman Şehirleri Ortaklığı’ projesinin faaliyetlerinden biri olan ’Yeşil Büyüme ve Mavi Ekonomi Çalıştayı’nın da bunun bir örneği olduğunu kaydetti. Büyükelçi Degutis: "Litvanya aracılığıyla Avrupa Birliği pazarına girmek de mümkün" Büyükelçi Degutis de çok güzel bir kent olduğunu belirttiği Mersin’e 3. kez geldiğini ifade etti. Seçer’i, 31 Mart Yerel Seçimlerindeki başarısından dolayı tebrik eden Degutis, yeni dönemde de iş birliklerinin devam etmesi temennisinde bulundu. Mersin ile Litvanya’nın Klaipeda şehri arasında bir Avrupa Birliği Projesi’nin devam ettiğini vurgulayan Degutis, bundan duyduğu memnuniyeti de dile getirdi. İklim değişikliği ile mücadele, Yeşil Büyüme ve Mavi Ekonomi Projesi gibi projelerin her iki tarafa da irtibat noktaları kurma imkanı tanıdığını vurgulayan Degutis, "Klaipeda ve Mersin deniz ticareti noktasında ülkelerinin dünyaya açılan kapıları konumundalar. Belki bu irtibatlar daha derin ilişkilerin kurulmasına vesile olacaktır" dedi. Mersin’e gerçekleştirdikleri ziyarette ticari bir misyonları olduğuna da dikkat çeken Degutis, Klaipeda’dan 10 iş insanı ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na yüz yüze toplantılar yapmak üzere kente geldiklerini kaydetti. Büyükelçi Degutis, "Belirli sektörlerin bir araya gelmesi, tecrübe paylaşımı noktasında da önem arz ediyor. Bunun yanı sıra hizmet sektörüyle ilgili de görüşmelerimiz gerçekleşti. Litvanya aracılığıyla Avrupa Birliği pazarına girmek de mümkün" diye konuştu. Karşılıklı hediye takdiminin yapıldığı ziyarete, Litvanya Cumhuriyeti Mersin Fahri Konsolosu Armağan Öner ile Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı İbrahim Evrim de eşlik etti.