GÜNDEM - 02 Şubat 2018 Cuma 22:51

Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov Ankara’da anıldı

A
A
A
Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov Ankara’da anıldı

Dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov doğumunun 90. yılında Ankara Milli Kütüphane Sergi salonunda düzenlenen “Cengiz Aytmatov’un Dünyası Ankara’da” adlı resim sergisi ve film gösterimiyle anıldı.

Programa Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Cengiz Aytmatov’un oğlu Askar Aytmatov, Kırgızistan Ankara Büyükelçisi İbragim Junusov, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Kırgızistan Kültür Enformasyon ve Turizm Bakan Yardımcısı Aynura Temirbekova ve çok sayıda diplomatik temsilciler ile eski milletvekilleri ve bakanlar katıldı.

“Aytmatov ortak değerimizdir”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, yaptığı konuşmada, Cengiz Aytmatov'un Türk dünyası için rol model olduğunu belirtti. Topçu, “Türk Dünyasının rol modeli diplomat, gazeteci, çevirmen, edebiyatçı ve siyasetçi Cengiz Aytmatov, eserleri ile Anadolu’da her eve girmeyi başarmış ortak değerimizdir. Aytmatov'un Cemile romanını okuyan bir Anadolu genci bu kitaba belki de en büyük aşk romanı diyecek. Bu işi anlayanlar da Cemile romanı için gelmiş geçmiş en önemli aşk romanlarından biri diyor” şeklinde konuştu.

“Geç kalmadan dilde, işte ve fikirde bir olacağız”

Düzenlenen film gösterimi ve serginin kardeş ülkeler arası bir kültür alışverişine vesile olduğunu kaydeden Topçu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Manas Destanı'ndaki sözler sadece Kırgızlar için değil, tüm Türk dünyası içindir. Bizim Türk-İslam Dünyası olarak yapmamız gereken bir an evvel İsmail Gaspıralı’nın dediği gibi işte, dilde, fikirde bir olmalı; beraber ticaret, beraber siyaset, beraber turizm yaparak kültür ve eğitim alanında bir olacağımız projeleri hayata geçirmeliyiz. 1 Milyar 700 milyon güvenliğimiz, özgürlüğümüz, refahımız, istikbalimiz ve istiklalimiz için bir araya gelmemiz şarttır. Birilerinin kendi medeniyet havzalarında birliktelik oluşturmaları meşru oluyor da bizimki niye olmasın.”

“Türkiye babamın ikinci eviydi”

Açılışta konuşan Cengiz Aytmatov'un oğlu Askar Aytmatov, babasının Türkiye'yi ikinci evi olarak gördüğünü vurgulayarak, “Babam Türkiye'ye her gelişinde ilham ve moral bulur, gelecek eserleri için çalışırdı” dedi.
Aytmatov, babasının ölümünün üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen hala eserlerine büyük bir talep olmasını “Demek ki kitaplardaki hümanist mesajı hedeflere ulaştı” sözleriyle açıkladı.

Oğul Aytmatov’dan Topçu’ya makamında ziyaret

Dün düzenlenen programın ardından bugün de Kırgızistan Dışişleri Eski Bakanı Askar Aytmatov Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’yu Beştepe’deki makamında ziyaret etti. Ziyarette iki ülke arasındaki kültürel bağların kuvvetlendirilmesinin önemi üzerine konuşuldu. Türkiye-Kırgızistan ortak yapımı projelerle ilgili görüş alış verişi yapıldığını ve varılan sonuçları ülkemizdeki gerekli mercilere ileteceğini belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu “Dünkü anma etkinliğinde tekrar yad ettiğimiz Cengiz Aytmatov, doğudan batıya herkesin hayranlığını kazanmış, geçmişten geleceğe bıraktığı eserleriyle ölümsüz kalmayı başarabilmiş bir devlet adamı ve edebiyatçıdır. Türk-İslam dünyasına kalıcı eserler bırakabilmek için ona dikkatli bakmalıyız. Örneğin; ‘Kırmızı Eşarp’ adlı eseri Anadolu’ya ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ şeklinde gelmiş ve bu coğrafyanın gönlüne yerleşmiştir, onun kaleminden bizim insanımıza bir köprü olmuştur” şeklinde konuştu.

“Burada kendimi evimde hissediyorum”

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Askar Aytmatov, “Babam gibi beni de buraya her geldiğimde evimde hissettirerek ağırlayan tüm dostlarıma ve Türkiye-Kırgızistan arasındaki kardeşlik ilişkilerinin geliştirilebilmesi için yoğun bir emek sarf eden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Sayın Yalçın Topçu’ya hürmetlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.

Caner Ünver 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul YÖK 2025 raporu açıklandı: İGÜ’nün çok boyutlu akademik başarısı tescillendi Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Rapor, Türkiye’deki üniversitelerin akademik üretimden uluslararasılaşmaya, erişilebilirlikten kalite güvencesine kadar pek çok başlık altında performanslarını ortaya koydu. Rapora göre İstanbul Gelişim Üniversitesi, "Patent, Faydalı Model veya Tasarım" başvurularında Türkiye genelinde 1’inci sırada yer alarak önemli bir başarıya imza attı. Raporda ayrıca İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin; akredite lisans programı sayısı, uluslararası öğretim elemanı istihdamı, uluslararası ödüller ve engelli dostu kütüphane kaynakları gibi başlıklarda da ilk 20 üniversite arasında yer aldığı görüldü. Patent başvuruları sayısında zirve İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025’te yer alan verilere göre İstanbul Gelişim Üniversitesi, "Patent, Faydalı Model veya Tasarım" başvurusu sayısı bakımından Türkiye genelinde 1’inci oldu. Bu sonuç, üniversitenin araştırma, yenilikçilik ve ticarileşebilir akademik çıktı üretme kapasitesinin yüksekliğini ortaya koydu. Vakıf üniversiteleri arasında en fazla akredite lisans programına sahip üniversite 2024 YKS kılavuzu verileri esas alınarak hazırlanan değerlendirmede, akredite lisans programı sayısı en yüksek üniversiteler sıralandı. İstanbul Gelişim Üniversitesi, sahip olduğu 44 uluslararası akredite lisans programı ile bu alanda Türkiye genelinde 3’üncü sırada konumlanırken, vakıf üniversiteleri arasında ise 1’inci sırada yer aldı. Raporda bu tablo, akreditasyonun hem devlet hem de vakıf üniversiteleri için giderek daha belirleyici hâle geldiğini gösteren önemli göstergelerden biri olarak değerlendirildi. İGÜ’den çok boyutlu performans Rapora göre 2024 yılı itibarıyla en fazla uluslararası öğretim elemanı istihdam eden üniversiteler arasında İstanbul Gelişim Üniversitesi de yer aldı. 49 uluslararası öğretim elemanı ile İGÜ, bu kategoride Türkiye genelinde 11’inci, vakıf üniversiteleri arasında ise 5’inci sırada konumlandı. Uluslararası alanda kazanılan ödüller açısından yapılan değerlendirmede ise İGÜ, 14 uluslararası ödül ile Türkiye genelinde 15’inci, vakıf üniversiteleri arasında 9’uncu sırada yer aldı. Üniversite kütüphanelerinde bulunan sesli kitap ve engelli dostu dijital kaynaklara ilişkin verilerde İstanbul Gelişim Üniversitesi, 329 bin 6 kaynak ile bu alanda Türkiye genelinde 20’nci, vakıf üniversiteleri arasında 8’inci sırada yer aldı. Raporda, özellikle milyon ve yüz binler düzeyinde kaynağa sahip üniversitelerin erişilebilirlik ve kapsayıcılık açısından stratejik birer merkez hâline geldiği vurgulandı. "Sürdürülebilir bir yükseköğretim modeli inşa ediyoruz" İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, YÖK tarafından yayımlanan raporda elde edilen sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: "Yükseköğretim Kurulu tarafından yayımlanan bu raporda elde edilen sonuçlar, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin araştırma üniversitesi hedefini bütüncül bir ekosistem anlayışıyla hayata geçirme gayreti içinde olduğunu ortaya koymaktadır. Patent başvurularında Türkiye genelinde birinci sırada yer almamız; üniversite-sanayi iş birliğini merkeze alan, araştırmayı ticarileşebilir çıktılara dönüştüren stratejik yaklaşımımızın somut bir sonucudur. Akreditasyon, uluslararasılaşma ve erişilebilirlik göstergelerinde ilk 3 üniversite arasında yer almamız ise kalite güvencesi, küresel akademik etkileşim ve toplumsal sorumluluk alanlarını birlikte ele alan sürdürülebilir bir yükseköğretim modeli inşa ettiğimizi göstermektedir. İstanbul Gelişim Üniversitesi olarak önümüzdeki dönemde de araştırma, yenilikçilik ve uluslararasılaşma ekseninde şekillenen bu ekosistemi daha da güçlendirerek ülkemizin yükseköğretim ve Ar-Ge kapasitesine katkı sunmayı sürdüreceğiz."
Erzurum Lisede teknolojik dönüşüm Oltu MTAL’de teknolojik dönüşüm başladı, atölyeler yeni nesil makinelerle donatıldı. Erzurum’un Oltu ilçesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Metal Teknolojisi ile Mobilya ve İç Mekân Tasarımı alanlarında yaptığı büyük teknolojik yatırımla dikkat çekti. Okul bünyesindeki atölyeler, yeni nesil makinelerle yenilenerek öğrencilerin sektör standartlarında eğitim almasına imkân sağladı. "Çelik gibi irade, teknolojiyle buluştu" anlayışıyla hareket eden okul yönetimi, öğrencilerin hem teorik hem de uygulamalı eğitimlerini güçlendirdi. Toplam 13 yeni nesil makinenin kazandırıldığı atölyelerde artık ahşap ve metal alanlarında her türlü üretim yapılabiliyor. Okulda gerçekleştirilen yenileme çalışmalarını yerinde incelemek amacıyla Oltu Kaymakamı Mustafa Çelik, İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin ve Okul Müdürü Anıl Demircan atölyeleri ziyaret etti. Ziyaret sırasında meslek öğretmenlerinden makinelerin teknik özellikleri ve eğitimdeki kullanım alanları hakkında bilgi alındı. Yetkililer, yapılan yatırımlar sayesinde öğrencilerin iş hayatına daha donanımlı şekilde hazırlandığını belirterek, okulun üretken, geliştiren ve geleceği inşa eden bireyler yetiştirmeye devam edeceğini vurguladı. Öte yandan Bilişim Teknolojileri Alanı atölyesi de yenilenerek 10 adet yeni nesil bilgisayar okul bünyesine kazandırıldı. Oltu MTAL geleceğin yükselen değeri Atölyelerin modern makinelerle donatılmasında emeği geçenlere teşekkür edilirken, Metal Teknolojisi Alanı için alınan makineler şu şekilde sıralandı: Lazer Kaynak Makinesi, Argon (TIG) Kaynak Makinesi, Plazma Kesme Makinesi, Punta Kaynak Makinesi, Mobilya ve İç Mekân Tasarımı Alanı için alınan makineler ise şöyle: Kenar Yapıştırma Makinesi, Planya Makinesi, Şerit Testere Makinesi, Yatay Delik Makinesi, Kalınlık Makinesi, Freze Makinesi, Sütunlu Dikey Matkap, Çoklu Delik Makinesi, Ahşap Lazer Kesim Makinesi, Okul Müdürü Anıl Demircan yapılan 4,5 milyona alınan ve Yapılan yatırımlarla Oltu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bölgenin mesleki eğitimdeki önemli merkezlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
İzmir Gazeteci Yazar Gökhan Çelik’ten yeni roman: ’Hilal Birliği’ Gazeteci ve yazar Gökhan Çelik, aynı zamanda Türkiye Atıcılık Federasyonu As Başkanı olarak görev yaparken, edebiyat alanındaki üretkenliğini de yeni romanıyla sürdürüyor. Çelik’in dokuzuncu romanı olan "Hilal Birliği" okurla buluşarak raflardaki yerini aldı. 42. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı ile birlikte satışa çıkan Hilal Birliği, tarihin gölgelerinde kurulmuş, varlığı hiçbir zaman kayıtlara geçmemiş gizli bir teşkilatın izini sürüyor. Roman, bir milletin hafızasında saklı kalmış, susarak hükmeden ve her dönemde varlığını koruyan bir aklın hikâyesini merkezine alıyor. 1990’lı yılların karanlık sokaklarında bir müzisyenin cebine bırakılan gizemli bir mektupla başlayan hikâye; geçmiş ile geleceği, birey ile devleti, hakikat ile sırrı iç içe geçirerek ilerliyor. Alparslan Türkeş’ten Turgut Özal’a, Muhsin Batur’dan Adil Erdem Bayazıt’a, Barış Manço’dan Necip Hoca’ya uzanan gerçek isimler, romanda tarih sahnesinin perde arkasındaki taşıyıcılar olarak yer alıyor. Yeni eserini okuyucularının beğenisine sunmanın heyecenını yaşadığını ifade eden Çelik, şöyle devam etti: "Hilal Birliği, hayal ile gerçeğin arasındaki en ince çizgide yürürken, okuru yalnızca bir hikâyeye değil bir sorgulamanın içine davet ediyor. İlk satırdan itibaren okur, sanki kendi cebine bırakılmış bir mektubun çağrısıyla baş başa kalıyor ve şu soruyla yüzleşiyor: ’Ben gitmeli miyim?’ " Yeni romanıyla tarihsel derinliği, politik arka planı ve güçlü kurgusuyla, okuru hem düşünmeye hem de hatırlamaya çağıran Çelik, bunu "Çünkü bazı sırlar anlatılmaz; ancak hak edenin kulağına fısıldanır." şeklinde ifade ediyor. Önceki romanları Gökhan Çelik, daha önce "Türk Mülkünün Nizamı: Nizamülmülk", "Ahi Evran", "Denizlerin Tufanı: Piri Reis", "Çaka Bey - Beni Denizlere Gömün", "Fatih Zamanı: Veladet", "Şahzade - Hükümdarlık Satracı", "Kurt Gecesi: İmparatoryum" ve "Kıbrıs Baskını" adlı romanlara imza atmıştı.