DÜNYA - 25 Ağustos 2022 Perşembe 16:17

Kobe Bryant'ın eşi, kaza fotoğrafları davasından 16 milyon dolar kazandı

A
A
A
Kobe Bryant'ın eşi, kaza fotoğrafları davasından 16 milyon dolar kazandı

Los Angeles Lakers'in efsane basketbolcusu Kobe Bryant'ın eşi Vanessa Bryant, eşi ve kızının hayatını kaybettiği helikopter kazasının enkazında çekilen fotoğraflar nedeniyle açtığı davada 16 milyon dolar tazminat kazandı.

NBA efsanesi Kobe Bryant'ın ve kızının 2020 yılında hayatını kaybettiği helikopter kazada enkaz alanında çekilen fotoğraflar nedeniyle açılan davada karar çıktı. Dokuz jüri üyesi, kazanın ardından olay yerine gelen itfaiye ve Los Angeles County polisi tarafından çekilen fotoğrafların sızdırılması nedeniyle mahremiyetin ihlal edildiğini ve duygusal zarara yol açtığını belirterek Los Angeles County yönetiminin 16 milyon dolar tazminat ödemesine hükmetti. Vanessa Bryant, duruşma sırasında gözyaşları içinde yaptığı konuşmada, polisin ve itfaiyecilerin kendi aralarında paylaştığı fotoğraflar olduğunu öğrenince üzüntüsünün arttığını ve panik atak geçirdiğini söyledi.

Vanessa Bryant, "Fotoğrafların her gün sosyal medyaya düşme korkusuyla yaşıyorum. Kızlarımın sosyal medyada olmasından ve bunların ortaya çıkmasından korkarak yaşıyorum" dedi. Jürinin kararın ardından Vanessa Bryant, sosyal medya hesabından kocası ve kızıyla birlikte fotoğrafını paylaşarak, "Hepsi sizin için, sizi seviyorum. Kobe ve Gigi için adalet" notunu düştü.

Aynı kazada 45 yaşındaki eşi Sarah ve 13 yaşındaki kızı Payton'ı kaybeden Chris Chester ise 15 milyon dolar tazminat alacak.

Ne olmuştu

ABD'li ünlü basketbol yıldızı Kobe Bryant, bir basketbol maçına gittiği sırada içinde bulunduğu Sikorsky S76 tipi helikopterin Los Angeles'ın batısındaki Calabasas'ta dağlık alana düşmesi sonucu 13 yaşındaki kızı Gianna ve beraberindeki 7 kişi ile hayatını kaybetmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Fethiye’den Rodos Adası’na gitmek isteyen tatilciler mağdur oldu Muğla’nın gözde tatil beldesi Fethiye’den Yunanistan’ın Rodos Adası’na seyahat etmek isteyen tatilciler mağduriyet yaşadı. Tatil için Fethiye Limanı’ndan Rodos’a geçmek isteyen yüzlerce kişi, kapıda vize uygulaması kapsamında tur şirketinden bilet satın almalarına rağmen, seyahatlerinin gerçekleşememesi üzerine büyük hayal kırıklığına uğradı. Limanda toplanan tatilciler, Yunan makamlarının belirlediği günlük 50 kişilik vize kotasının çok üzerinde bilet satışı yapan şirketi suçladı ve yetkililerden yardım talep etti. Yaşanan olaylar üzerine tatilcilerden Özge Budunoğlu, yaşadıkları mağduriyeti anlattı. Budunoğlu, birkaç ay önce Fethiye’de bulunan bir seyahat firmasından Rodos Adası’na gitmek üzere bilet aldıklarını belirtti. Firma yetkililerinin kendilerine, kapıda vize uygulaması gereği vize başvurularının da firma aracılığıyla yapılacağını söylediklerini ifade eden Budunoğlu, bilet ücretlerini ödedikten sonra vize için gerekli tüm evrakları topladıklarını ve firmaya teslim ettiklerini belirtti. Her başvuru için nakit olarak 80 ila 100 euro arasında bir ücret ödediklerini söyleyen Budunoğlu, firma tarafından kendilerine vizenin onaylandığına dair bir mesaj gönderildiğini ve hiçbir sorun olmadan Rodos Adası’na girebileceklerinin iletildiğini aktardı. Ancak Budunoğlu ve beraberindeki birçok tatilci, Fethiye Limanı’na geldiklerinde büyük bir sürprizle karşılaştı. Yunan makamlarının belirlediği günlük 50 kişilik kapı vizesi kotasına rağmen, firma tarafından 200 kişiye bilet satıldığı ve yalnızca 50 kişinin evraklarının Yunan makamlarına teslim edildiği ortaya çıktı. Budunoğlu, bu durumu sabah saatlerinde öğrendiklerini ve evrakları teslim edilmeyen 100 kadar kişinin gemiye alınmadığını belirtti. "Kimse gemiye alınmadı" Özge Budunoğlu, olayın yalnızca bugüne özgü olmadığını, önceki günlerde de benzer problemler yaşandığını belirterek, "Daha önce feribota binmeyi başaran arkadaşlarımız, Yunan polisinden kapıda vize uygulamasının devam ettiğini fakat firmanın evrakları teslim etmediğini öğrendi. Feribotta bulunan kişiler, kaptanın üzerine giderek evrakları teslim etmesini sağladı ve vize alarak giriş yaptı. Ancak bugün sabah saat 05.00’te limana geldiğimizde durumun değişmediğini gördük. Evrakları teslim edilen birkaç kişi dışında kimse gemiye alınmadı” dedi. "Yetkililerden yardım bekliyoruz" Diğer bir seyahat firması yetkilisi ise kendilerine 50 kişilik kota verildiğini ve başvurularını bu kotaya uygun şekilde yaptıklarını belirtti. Ancak mağdur tatilciler, kendilerini mağdur eden firmanın 50 kişilik kota olmasına rağmen 200 kişiye bilet sattığını ifade ederek, bayram günü sıcakta limanda mahsur kaldıklarını söylediler. Özge Budunoğlu ise, “Firma, çok fazla kişiye bilet satıp para toplayarak evrakları Yunanistan’a iletmedi. Verdiğimiz paraların ne vergisi düşüldü ne de geri ödeneceği söylendi. Dolandırıldık. Yetkililerden yardım bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Ankara CHP heyetinden MHP’ye bayram ziyareti Geleneksel olarak gerçekleştirilen siyasi partiler arası bayramlaşma ziyaretinde, Kurban Bayramı dolayısıyla MHP heyeti Cumhuriyet Halk Partisi heyetini kabul ederek bayramlaştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, CHP Kadın Kolları MYK Üyesi Azize Çeroğlu, Gençlik Kolları MYK Üyesi Eda Albayrak’tan oluşan CHP heyeti, MHP ile bayramlaştı. CHP heyeti, MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, Genel Başkan Başdanışmanı MKYK Üyesi Esma Özdaşlı, MYK Üyesi Fatih Çetinkaya’dan oluşan heyetle bayramlaştı. "Nerede o eski bayramlar cümlesini aslında sık duyduğumuz bir sürecin içindeyiz" Partiler arası bayramlaşmaların Türkiye’de artık geleneksel hale gelmesinin genç siyasetçilere bırakılan bir miras olduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, "Siyasetin doğruları ve güzellikleri olduğu kadar zorlukları ve sıkıntıları da var" diyerek, şöyle konuştu: "Türkiye’de yaşanan özellikle gerginleşen siyasi ortamda ölçüsü kaçan açıklamalar, üslubun sertleşmesi gibi bazı durumlar bu gibi bayramlarda aslında. Daha iletişime açık, daha diyaloğa açık, daha fazla kucaklaşabilme imkanını da sağlamış oluyorlar. Bayramlar güzel ancak maalesef bu bayramda ekonomik krizden vatandaşlarımızda bir mutsuzluk, bir umutsuzluk söz konusu. Özellikle asgari ücrete iyileştirme yapılmayacağı yönünde hükümet kanadından gelen açıklamalar en düşük emekli aylığının geçinebilme sınırının çok altında kalması. Emeklilerimizin geçinememesi ve çeşitli toplum katmanlarında da ekonomik krize bağlı çok travmatik sıkıntıların yaşanıyor olması, bayramın bütünüyle tüm toplum kesimlerinde aynı heyecanı oluşturduğunu söylemek oldukça zor. Biraz daha nerede o eski bayramlar cümlesini aslında sık duyduğumuz bir sürecin içindeyiz. Bu bakımdan ümit ediyorum bu bayramdan başlayarak ekonomideki önceliklerin ihtiyaç duyan, geçim sıkıntısı yaşayan, işsizlik altında ezilen gençlerimizin de dahil edilip sorunlarının hızla çözüldüğü bir sürece dönüşsün. Bu sürece dönüşmesi için de biz tabi siyasi partilerin varlık nedeni bu sorunların çözümüne katkı sağlamak ve bu doğrultuda iddialar ortaya koymak. Bu anlamda da biz de her zaman kolektif bir çalışmaya hazır olduğumuzu bu konuda vatandaşımızın sorun ve sıkıntılarını duyurmak adına da mücadele devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum." "KİT’lerin hem alt komisyonları hem de üst komisyonlarında çok önemli konular konuşuldu" MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya 5 yıl yoğun bir çalışma temposunun olduğuna değinerek, "KİT’lerin hem alt komisyonları hem de üst komisyonlarında çok önemli konular konuşuldu. Tartışıldı, kararlara bağlandı. Bu KİT’lerle ilgili yasal düzenleme henüz somut bir şeyi söz konusu değil ama söylediğiniz kadarıyla ifade etmek gerekirse, hazine aslında KİT’lerin sahibi. Hazine aslında işin ve şirketlerin sahibi. Kim adına? Sonuçta bu millet adına, devlet adına sahipliğini yapıyor. Öteden beri de hazinenin sahiplik kartını kullanarak daha bir yönlendirici olma durumu var ama KİT’lerin tamamen ayrı bir statüsü de var. KİT’ler yönetim kurullarıyla yönetilir. Bakanlıklar yani KİT’in ait olduğu ilgili ilgili birimler icrasına karışamazlar. Sadece denetim ve gözetimiyle ilgilenirler. O anlamda bir düzenlemenin yapılması da bu anlamda çok da bir sıkıntı oluşturmayabilir. Çünkü hazine daha çok kontrolcü bir yaklaşımla icracı bakanlıklar daha farklı yaklaşabilirler. O ayrım konusunda o sınırlar konusunda belki esnetme gayretleri olabilir. Yani aslında sizin bakış açınızla bakınca hazinenin bu işi kontrol altına alması belli yönetiminde götürmesi, diğer o sektörel veya ilgili bakanlıkların çıkarması önemli. Tabi Yönetim Kurulu Başkanı olmamak genel müdürleri o kurumda yönetsel olarak biraz zayıflatır. Ama o denge denetim mekanizması açısından bakıldığındaki şu anda KİT’lerin bir kısmında uygulama zaten var. Genel müdürün yönetim kurulu başkanı olmadığı KİT’ler var. Yani onların sonuçları, uygulama sonuçları başarılı görüldü ki böyle bir şeye de girildi" dedi.