İstanbul Sabancı Center'de gerçekleştirilen 2008 yılının ilk toplantısının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, "Şu veya bu kesimin içinde yaşadığımız durumdan daha az sorumlu olduğunu düşünmüyoruz. Aksine ülkemizdeki birçok siyasetçinin hiçbir dönemde olmadığı kadar vahim bir 'akıl tutulması' yaşadığına inanıyoruz" dedi.
"Başarıyı ufukta görünce birbirleriyle kavga etmeye başlayan ortaklar, babalarının mirasını paylaşamayan kardeşler gibiyiz" diyen Koç, "Sanki her birimiz başka bir yöne gitmek istiyoruz. Bu gerçekten böyle mi? Aslında değil" diye konuştu.
Bu ülkenin insanlarının artık 'gelişmekte' olmaktan 'gelişmiş' olmaya terfi etmek istediğini söyleyen Mustafa Koç, "Öyleyse bunca yıldır güçlükle elde ettiğimiz kazanımları tehlikeye düşüren, demokrasimizi ve ekonomimizi erozyona uğratan, sistemimizi ayakta tutan kurumları yıpratan, Türkiye'yi dünyadan soyutlamaya çalışan bu siyasi söylem ve eylemleri nasıl izah edeceğiz? Siyaset sahnesindeki bu kör dövüşüne nasıl anlam vereceğiz?" şeklinde konuştu.
Siyasetin kısa vadeli, dar kalıpları içine sıkıştırılan tartışmalarla, çatışmalarla ülkenin zaman yitirdiğini kaydeden Koç, enerjinin boş yere tüketildiğini belirtti.
"Ateşli mizacımız, en küçük bir kıvılcımla alev alan çıralı tahtalara benzeyen yapımız ortadayken, en hassas ortamlarda en kışkırtıcı söylemleri nasıl benimseyebiliyoruz?" diyen Koç, "Binbir emekle oluşturduğumuz kurumların üzerini bir kalemde çizmeye gönlümüz nasıl elveriyor? Rejimi ve onun temel direklerini yıpratmayı nasıl göze alıyoruz? Bu kadar mı kendimizi kaybettik?" ifadesini kullandı.
Koç, birbiriyle yıllardır kıyasıya savaşan iki ülkenin idarecilerinin bile çatışmalara son verip aynı masaya oturabildiğini hatırlatarak, aynı ülkenin siyasetçilerinin birbirleriyle görüşmemelerinin ve diyalog içinde sorunlara çözüm aramamalarını eleştirdi.
Koç, "Bugün açıkça ortaya çıkmaktadır ki, bu mutabakatı sağlayacak ilk adım kapsamlı bir anayasa değişikliğidir. Her yöndeki endişe ve korkuları gideren, siyaseti kilitleyecek boşlukları olmayan, temel değerlerimizi muhafaza etmeye devam eden bir anayasa etrafında mutabakat sağlamak sorunlarımızın çözümünde bir ilk adım olabilir" dedi.
Koç, yalnız siyasetçilerin değil, sivil toplumun, akademisyenlerin, yargı organlarının katıldığı kurumsal bir yapı içinde kapsamlı bir anayasa değişikliğini tartışmanın iyi bir başlangıç olacağına inandıklarını ifade etti.
Yalçındağ: Gerçek bir toplumsal mutabakat
Koç'tan sonra söz alan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da son dönemdeki tartışmalara değinen Yalçındağ, "Elbette toplumda tartışmalar olabilir, bu tartışmalar çerçevesinde Anayasa Mahkemesi'nin kararı da eleştirilebilir. Ama Türkiye'nin en yüksek yargı organını tanımamaya varan tepkiler kabul edilebilir değildir. Asıl yapılması gereken bu karardan ders çıkarmaktır. Bu karardan çıkarılacak ders şu: Mevcut sorunlara, sistemi zedelemeden, dengeli çözüm aramak esastır" dedi.
Tepkilerin ve yorumların ölçülü tutulması gerektiğini söyleyen Yalçındağ, "Öncelikle hukuka koşulsuz saygı göstermek zorundayız" dedi.
Bugünkü yapı içinde toplumun bazı kesimlerinin beklentilerine cevap verilemediğinin bir gerçek olduğunu söyleyen Yalçındağ, "Tüm kesimlerinin özlemlerini, ihtiyaçlarını, kaygılarının gözetecek bir biçimde toplumsal mutabakat yeniden sağlanmalı. Bunun bugün için tam karşılığı herkes için tam demokrasiyi sağlayacak bir anayasa değişikliğidir" diye konuştu.
Her sıkıntılı dönemde alelacele gündeme getirilen, güncel sorunları aşmaya yönelik bir anayasa değişikliği ya da salt parlamento çoğunluğuna dayanan kısmi bir anayasa değişikliğinden söz etmediklerini vurgulayan TÜSİAD Başkanı, "Gerçek bir toplumsal mutabakat belgesinden söz ediyoruz" dedi.
Bu mutabakat belgesinin, birkaç aylık müzakerelerle değil, 1-1.5 yıllık ciddi bir çalışmayla oluşacağına inandıklarını, bu sürenin kimilerine uzun gelebileceğini ifade eden Yalçındağ, "Ancak, bir kez daha hatırlatmak isterim ki, biz, önümüzdeki günlerde kamplaşma tarafları arasında ki çekişmede kimin diğerine üstün geleceğiyle ilgili değiliz. İlgilendiğimiz, dış şoklara karşı dirençli, yönetilebilir, geleceğe olan inancını tazelemiş bir Türkiye'de yaşayabilmek" şeklinde konuştu.
Yalçındağ, siyaset sahnesinin aktörlerinin üzerinde güçlü bir toplumsal baskı kurulabilirse mutabakat zemini sağlamanın mümkün olacağını vurguladı.
Derviş: Sadece ekonomik konularda konuşacağım
Daha sonra sözü toplantının onur konuğu olan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş aldı. Derviş, sadece ekonomik konularda konuşacağını belirtti.
Toplantıda Anayasa değişikliği tartışmalarının sağlıklı bir zeminde sürdürülmesine ilişkin girişimler ve bu konuda oluşturulacak işbirliği alanlarının da konuşulması öngörülüyordu.
Bu amaçla, TOBB, Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve TİSK, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısına çağırıldı. Ancak işçi sendikalarından gelen yanıt "zamanlama doğru değil" oldu.
Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, bu konjöktürde yeni anayasa çalışması başlatılmasını doğru bulmadığını söyledi ve toplantıya katılmayacağını açıkladı.
UNDP Başkanı Kemal Derviş, toplantıya sendikacıların katılmamasıyla ilgili olarak, "Sendikacı arkadaşlarla buluşmak güzel olurdu ama bu konuyu hiç bilmiyorum" dedi.
Derviş, "Ben sadece ekonomi üzerine, bu konunun katiyen dışına çıkmayan, siyasi konulara hiçbir şekilde girmeyen bir sunum yapmayı kabul ettim" açıklamasında bulundu.








