GÜNDEM - 05 Eylül 2013 Perşembe 17:20

Koca dayağı 5 gün aç bıraktı

A
A
A
Koca dayağı 5 gün aç bıraktı

Merve Özdemir, “Bu saatten sonra koruma istiyorum. Ben işimin birçok defa şiddetine maruz kaldığım için bu yola başvurdum. Şimdi de koruma istiyorum” dedi.

Antalya’nın Elmalı ilçesine bağlı Göltarla köyünde koca dayağından kaçıp 3 gün ormanda aç yaşayan ve jandarma tarafından bulunan Merve Özdemir, “Bu saatten sonra koruma istiyorum. Ben işimin birçok defa şiddetine maruz kaldığım için bu yola başvurdum. Şimdi de koruma istiyorum” dedi."Ben eşime kaçarak evlendim. Bu olaylar son 3 ay içinde gerçekleşti. Eşim Raşit Özdemir ile son zamanlarda sorunlar yaşadıklarını ancak son günlerde eşim daha da saldırganlaştı" diyen Merve Özdemir, "Olay günü eşimden gece geç saatlere kadar şiddet gördüm. Gözüm kararmış ne yaptığımı bilmiyorum. Evden çıkıp dağın zirvesine çıktım. 3 gün bir taşın eteğinde oturdum. Gündüzleri büyük kayalıklardan atlayıp intiharı düşündüm ancak çocuklarım gözümün önüne gelince intihardan vazgeçtim. Gece gündüz hiçbir şey yemedim. Evden uzaklaşmadan öncede 2 gün evde hiçbir şey yememiştim. Üç gün dağda kaldım. Hiçbir şey yemedim. Çok susadım. Susuzluktan bayılmışım. Kendime geldiğimde jandarmalar elimi yüzümü yıkıyordu” dedi.

Daha sonra jandarmalar tarafından köye getirildiğini kaydeden Merve Özdemir, köye geldiğinde eşinin çocuklarını tüfekle rehin aldığını ve jandarma tarafından çocuklarının kurtarılıp, eşinin de tutuklandığını öğrendiğini belirtti.

Kocasının sinir hastası olduğunu öne süren Merve Özdemir, “Son 3 ay içinde eşimin başı ağrırdı. Hastanelere gitti. Tedavisini de olmuştu” diye konuştu.Babası Muharrem Sarıkaya’nın evine dönen Merve Özdemir, eşinden boşanmak ve çocuklarıyla yaşamak istediğini ve bu zaman içinde de koruma istediğini ifade etti.Merve Özdemir’in 6 yaşındaki kızı Yasemin Özdemir, “Babam annemi her gün dövüyordu. Ben yapma desem de beni dinlemedi. Annem babamla kavga ettikten sonra daya doğru yola çıktı ve biz 3 gün onun yolunu gözledik. Şimdi anneme kavuştuğum için çok mutluyum” dedi.Merve Özdemir’in dedesi Hasan Sarıkaya, “Benim torun kaçarak evlendi. Ben kaçmasından sonra ona kızdım. Aile arasında ara sıra kavga gürültü olduğunu duyduk ama seslenmedik. Son olayda eşiyle kavga etmiş ve eşi darp edince çareyi evden uzaklaşmak istemiş. O esnada Raşit Özdemir, evde cinnet geçirmiş ve torunlarımız Ümit ve Yasemini evde rehin almış elinde silah ile etrafa ateş açtı. Hemen Jandarmaya haber verdik. Jandarma uzun bir uğraş sonrası Raşit Özdemir’i etkisiz hale getirdi ve torunlarımızı bize teslim etti. Torunum (Yasemin) annem dağa gitti daha dönmedi dedi. Biz gece geç saatlere kadar dönmesini bekledik. Sonra Jandarmaya haber verdik. Jandarma köpeklerle aramaya başladı. 72 saat sonra bir taşın eteğinde baygın olarak bulduk. Şuan babasının evinde" dedi.Kadına şiddet olayının duyulmasının ardından, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Antalya il müdürlüğü yetkilileri, Merve Özdemir’i ziyaret ederek bilgi alışverişinde bulundular.

ADEM DURMAZ

Koca dayağı 5 gün aç bıraktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Bilecik, 9 bin yıl öncesine ve Batı Anadolu’nun en eski yerleşim yeri unvanına sahip Bilecik İl Kültür ve Turizm Müdürü Serkan Bircan, Müzeler Günü dolayısıyla kutlama mesajında, "Bahçelievler Neolitik kazı çalışmalarında bizleri 9 bin yıl öncesine ve Batı Anadolu’nun en eski yerleşim yeri unvanını almamıza bunun yanında İnhisar’da Gedikkaya İn Mağarası kazı çalışmalarında ise günümüzden 16 bin 500’lü yıllara uzanan zengin bir tarih geçişinin olduğu aşikârdır" dedi. Bilecik İl Kültür ve Turizm Müdürü Serkan Bircan, Müzeler Günü’nü kutlayarak, "Dünya kültür mirasının korunması ve müzeciliğin tanıtılması amacıyla ICOM (Uluslararası Müzeler Birliği) tarafından tüm dünyada her yıl 18 Mayıs Müzeler Günü olarak kutlanmakta olup, buna bağlı olarak farklı etkinlikler ile Müzeler Günü kutlanmaktadır. Bu yıl Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) ana tema olarak ‘Müzelerde Eğitim ve Araştırma’ belirlenmiştir. Eskiden müzelerimiz içinde bulundurduğu esere teşhir-tanzim ve depoculuk yapmaktaydı. Dünyada ve ülkemizde her alanda olduğu gibi müzecilik alanında da baş döndürücü gelişmeler yaşanmaktadır. En önemli değişme de artık müzelerimiz halkın eğitimi ulusal ve uluslararası konferansların, seminerlerin yapıldığı çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetlerin düzenlendiği sergilerin açıldığı, bilimsel kazı ve yayınların yapıldığı toplumumuza yön veren eğitim ve kültür merkezleri haline gelmiştir" dedi. "Günümüzden 16 bin 500’lü yıllara uzanan zengin bir tarih geçişinin olduğu aşikârdır" İl Müdürü Bircan açıklamasının devamında, "İlimiz tarihi zenginliği zengin kültürel mirası ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan kadim bir şeyi olmasından dolayı önemli bir konum ve stratejik durumdadır. Yapılan kazılarda ortaya çıkan buluntular ve akademik bilimsel çalışmalar doğrultusunda yakın zamanda milattan önce 3000’li yıllara dayanan uzanan bir tarihe geçmişinin bilinirliliği varken son yapılan bilimsel ve arkeolojik kazı çalışmalarında şehrimizin tarihi Bahçelievler Neolitik kazı çalışmalarında bizleri 9 bin yıl öncesine ve Batı Anadolu’nun en eski yerleşim yeri unvanını almamıza bunun yanında İnhisar’da Gedikkaya İn Mağarası kazı çalışmalarında ise günümüzden 16 bin 500’lü yıllara uzanan zengin bir tarih geçişinin olduğu aşikârdır. Dirilişin, kuruluşun ve kurtuluşun şehri olarak tanımladığımız gazi şehir Bilecik’te şu an Kültür ve Turizm Bakanlığımıza bağlı Söğüt ve Bilecik Müze Müdürlüğü bununla birlikte Bozüyük Belediyesi ve Bilecik Belediyesi’ne ait 2 önemli şehir müzemiz hizmet vermektedir" ifadelerine yer verdi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: “Fonun başlangıç sermayesini 500 milyon dolar olarak belirledik” Türk Yatırım Fonu Guvernörler Kuruluşu toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Toplamda 170 milyonu aşan genç ve dinamik nüfusumuz, 1,2 trilyon doları aşan ticaret hacmimiz ve müşterek zengin kültür mirasımız, büyük atılımlarımızı gerçekleştirmek için sağlam bir temel teşkil etmektedir” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türk Yatırım Fonu Guvernörler Kurulu toplantısına katılım gösterdi. Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen toplantının ikinci oturumunda konuşan Yılmaz, “Bu tarihi açılışın gerçekleşmesinde payı olan kardeş Türk devletlerinin tüm değerli temsilcilerini yürekten tebrik ediyorum. Sözlerimin başında sizlere Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın en kalbi selamlarını ve kutlama dileklerini iletiyorum” dedi. “Teşkilatımızın, uluslararası arenada görünürlüğü her geçen gün artmaktadır” 1992’de "Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri" olarak başlattığımız sürecin ilerlemesiyle bugün tam teşekküllü bir teşkilata sahip olmaktan onur duyduğunu belirten Yılmaz, “Türk Devletleri Teşkilatları güçlü bağlarımızın üzerinde yükselen Teşkilatımızın, uluslararası arenada görünürlüğü ve etkinliği de her geçen gün artmaktadır. Müşterek çabalarımız sayesinde aile meclisimiz, kurumsal yapısını sağlamlaştıran, uluslararası arenada takip edilen ve üçüncü ülkelerin işbirliği yapmak istediği güçlü ve saygın bir teşkilat haline gelmiştir. Hedefimiz, Türk dünyasını her alanda güçlendirmek ve farklı sınamalar karşısında daha dayanıklı hale getirmektir. Toplamda 170 milyonu aşan genç ve dinamik nüfusumuz, 1,2 trilyon doları aşan ticaret hacmimiz ve müşterek zengin kültür mirasımız, büyük atılımlarımızı gerçekleştirmek için sağlam bir temel teşkil etmektedir. 2002 yılına baktığımızda üye devletlerimizin 558 milyar dolar ihracat yaptıklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı. “Fonun başlangıç sermayesini 500 milyon dolar olarak belirledik” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında Türk Yatırım Fonu’nun kurulmasına yönelik niyetlerini ortaya koyduğuna değinen Yılmaz, “2021 yılında ise üye devletlerin ilgili Bakanlıklar Türk Yatırım Fonu’nun Kuruluş Anlaşmasını nihai hale getirmekle görevlendirilmiştir. Üye devletlerimizin ilgili Bakanlıkları son iki yıldır, Kuruluş Anlaşmasını nihai hale getirmek üzere çalıştılar. Uzun dönem üzerinde çalışılan Türk Yatırım Fonu’nun (TYF) Kuruluş Anlaşmasının Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Olağanüstü Ankara Zirvesi’nde devlet başkanlarımızın himayesinde imzalanmış olması bu süreci taçlandıran somut ve tarihi bir adım olmuştur. Kuruluş Anlaşmasının, üye devletlerimizin yüce Meclislerinde onaylanmasının ardından açılış gününe ulaşmış bulunuyoruz. Fon’dan beklentimiz, Türk coğrafyasının daha müreffeh yarınları için ekonomik gelişmesine en yüksek katkıyı sunacak şekilde destek olması ve finansal sürdürülebilirliğini korumasıdır. Ortak kimliğimizi, devletlerin eşitlik prensibine dayanarak geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu noktadan hareketle Türk Yatırım Fonu ’Eşit Sermaye Katkısı ve Eşit Oy’ ilkesiyle kurulmuştur. Fonun başlangıç sermayesini 500 milyon ABD dolar olarak belirledik. Bu sermaye tabanı; etkili projeler, güçlü kurumsal yapı ve şeffaf iş modeliyle birlikte, diğer yatırımcıları çekerek daha da artacaktır. Özellikle, diğer uluslararası ve bölgesel kalkınma kuruluşlarının ve özel sektörün kaynaklarının mobilize edilmesini öngörüyoruz. TYF, uluslararası ve ulusal finans ve kalkınma kurumlarının yanı sıra ticaret odaları ve özel kuruluşlarla da işbirliği içerisinde faaliyet gösterecektir” ifadelerine yer verdi. “Fonun şeffaf ve sonuç odaklı olarak faaliyet göstereceğinden de eminiz” Geçtiğimiz yıl Türk Devletleri Teşkilatı’nın Astana Zirvesinde İstanbul’un 2025 yılında Türk dünyası finans merkezi olarak ilan edildiğini söyleyen Yılmaz, “İstanbul Finans Merkezi (İFM), İstanbul’un bölgesinde ve dünyada uluslararası bir finans merkezi olmasına katkı sağlayacaktır. Tüm bu özellikleriyle ve avantajlarıyla İstanbul TYF’ye şüphesiz ki güç katacak ve gerek Türk dünyasına gerekse Fon’a yatırımcı çekilmesinde önemli katkılar sunacaktır. Fon’un üye ülkelerin kalkınma ihtiyaçlarına azami düzeyde cevap verecek şekilde, şeffaf ve sonuç odaklı olarak faaliyet göstereceğinden de eminiz. Türk Yatırım Fonu’nun faaliyetlerine başlaması, ülkelerimiz arasında daha fazla ekonomik iş birliği ve bütünleşmeye yönelik yolculuğumuzda tarihi bir mihenk taşını temsil etmektedir. Fon, halklarımız arasındaki birlik ve iş birliğinin ve ekonomik ilişkilerimizi derinleştirmeye yönelik kararlılığımızın önemli bir sembolüdür. Fonu, gelecek nesillere umut ve refah aşılayan bir başarı öyküsü haline getirmek için kararlılıkla birlikte çalışmaya devam edeceğiz. TYF’nin kuruluş sürecinde tüm üye ülkeler tarafından gösterilen çabaları takdirle karşılıyoruz. TYF Başkanı Sayın Bağdat Amreyev’in bu konudaki her daim özverili çalışmalarını özellikle vurgulamak istiyorum. Huzurlarınızda kendisine şükranlarımı sunuyor, muvaffakiyetler diliyorum” dedi. Toplantı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Türk Yatırım Fonu Başkanı Bağdat Amreyev’in imzaladığı anlaşmayla sona erdi.