EĞİTİM - 22 Aralık 2013 Pazar 11:34

Kök hücre, doku mühendisliği ve nanoteknoloji konferansı düzenlendi

A
A
A
Kök hücre, doku mühendisliği ve nanoteknoloji konferansı düzenlendi

İstanbul Kültür Üniversitesi’nde, kök hücre, doku mühendisliği ve nanoteknoloji eğitim toplantısı düzenlendi.

“Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği: Güncel Sorunlar ve Gelecek Öngörüleri” adlı iki günlük toplantı, İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü, Boston, Carnegie Mellon ve Ortadoğu Teknik Üniversiteleri ile Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi uzmanları ortaklığında yapıldı.

Yaklaşık 450 dinleyicinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya ilgi büyüktü. Toplantıda, kök hücre, doku mühendisliği ve nanoteknoloji alanındaki son gelişmeler ele alındı.Toplantının önemli konuşmacılarından biri olan, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doçent Dr. Ali Khademhosseini, mikro ve nano ölçekli 3 boyutlu akışkan biyomateryaller ile kök hücrelerden mühendislik temelleri ile yeni organ veya doku yapılması tekniklerinden bahsetti.

“HÜCRELERİ VE MATERYALLERİ ALIP BİRLEŞTİRİYORUZ VE İNSANLARA NAKLEDİLEBİLECEK DOKULAR YAPIYORUZ”
Biyomedikal mikrocihazlar ve biyomalzeme alanında araştırmalar yapan, Dr. Ali Khademhosseini, çalışmaları hakkında bilgi vererek şunları söyledi: “Laboratuvarımızda, nakillerde kullanılabilecek işlevsel dokular oluşturmaya çalışıyoruz. Hücreleri ve materyalleri alıp birleştiriyoruz ve insanlara nakledilebilecek dokular yapıyoruz. Şu anda hayvanlara nakil yapılabiliyor fakat ileride insanlara da nakil yapılabilir. Bu dokuları, yeni ilaç ve kimyasalların zehirli olup olmadığını, hastalıkları tedavi edip etmediklerini test etmek için de kullanıyoruz.”

“KALP KRİZİ SONUCU KALPTE OLUŞAN HASAR TEDAVİ EDİLEBİLECEK”
Kalp krizi sonucu hasar gören kalplerde onarım mümkün olup olmadığı sorusu üzerine Khademhosseini, “Bu, gelişmekte olan bir alan. Kalbin zarar görmüş kısımlarını iyileştirmek ya da yeniden oluşturmak için kalbe yerleştirilebilen kalp hücreleri ya da farklı materyaller kullanımı gibi farklı yaklaşımlar var. Şu anda, bunlar araştırma aşamasında. Fakat gelecekte bunların mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

“KİŞİNİN KENDİ VÜCUDUNDAN KÖK HÜCRE YAPIMINDA MESAFE KAT EDİLDİ”
Kök hücre uygulamasında gelinen son noktayı anlatan Khademhosseini sözlerine şöyle devam etti: “Kök hücreleri çok önemli çünkü nakil uygulamaları, doku mühendisliği gibi uygulamalar için hücre kaynağı sağlıyor. Bu konudaki mevcut gelişmelere bakarsak, kişinin kendi vücudundan kök hücre yapımında mesafe kat edildi. Hücreler kişiden kişiye değişir. Şu an kök hücre yapımı için kişinin kendisinden alınan hücreler kullanılabiliyor. Bu hücrelerin vücuttan alınması ve başka bir kişide işlevsel olabilmesi için doğru hücre tiplerini belirlemede de aşama kaydedildi.”

“BİYOLOJİK BİR YAPAY KALP OLUŞTURMA KONUSUNDA GELİŞMELER VAR”
Yapay kalp uygulamasında gelinen son aşamayı anlatan, Dr. Ali Khademhosseini “Yapay kalp uygulamalarında, sadece makineden ziyade, daha biyolojik bir yapay kalp oluşturma konusunda gelişmeler var. Bu yöndeki araştırmalar henüz ilk safhalarında fakat gerçek kalple tamamen aynı özelliklere sahip, bütünüyle biyolojik, nakil edilebilen, damarlandırabilen (vaskülarize edilebilen) bir yapay kalp oluşturma yönünde çalışmalar var.”

Biyonik kas araştırmasından da söz eden Khademhosseini, “Kas gibi çalışabilecek dokular yapmak için çeşitli materyaller geliştirip bunları kas hücreleriyle birleştirmeye çalışıyoruz. Bu dokular, kendi kendine faaliyete geçebilir ve normal kaslarda olduğu gibi şekil değiştirebilir. Bunun, tıbbi uygulamalar için yapay kas yapımı yanında, gelecekte robot bilimi ve tıp dışındaki diğer alanlarda da uygulanabileceğini düşünüyoruz.”

İlaç endüstrisinde kullanılabilecek insan dokularının geliştirilmesi hakkında ilginç açıklamalarda bulunan, Khademhosseini “İlaç endüstrisinde, yeni ilaçlar geliştirilirken hayvanlarda test ediliyor, fakat hayvanların ve insanların sistemi oldukça farklı, bu yüzden de ilaç geliştirmede zorluklar yaşanıyor. Hayvanlarda işe yarayan ama insanlarda işe yaramayan pek çok ilaç var. Yeni bir ilaç geliştirmek çok maliyetli bir iş. Doku mühendisliğiyle, insanlardan elde edilen bu dokuları kullanarak, hatta belirli hastalıklara, belirli dokuları kullanarak, kimyasal materyalleri bunlar üzerinde test edebilirsiniz. Bu, hem ilaç sektörüne katkı sağlayacak hem de piyasaya yeni ilaç sürmenin maliyetini azaltacaktır” dedi.

Khademhosseinni, mikroölçekli cihazlar kullanarak kök hücre mikro çevresi kontrolü üzerine birçok metot ve doku mühendisliği alanında kullanılmak üzere birçok biyomateryal üretti. Khademhosseinni’nin 300’ü aşkın yayını, 14’e yakın patenti bulunuyor ve 200’e yakın kongrede davetli konuşmacı oldu.Khademhoseinni’nin disiplinler arası çalışmaları 30’un üzerinde ulusal ve uluslararası ödül kazandı. 2011 yılında Barack Obama tarafından genç Bilim insanlarına ve mühendislerine verilen PECASE (Presidential Early Career Award for Scientists and Engineers) ödülünü alan başarılı bilim adamlarından biridir.

İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nün ev sahipliğinde 20-21 Aralık tarihlerinde düzenlenen, toplantıya, Harvard Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Utkan Demirci (Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü), Carnegie Mellon Üniversitesi'nden Prof. Dr. Metin Sitti (Carnegie Mellon Üniversitesi Nanorobotik Laboratuarı), Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Mehmet Dökmeci, Boston Üniversitesi Mekanik Mühendisliği bölümünden Dr. Kamil Ekinci, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nesrin Hasırcı, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Op. Dr. Selçuk Kılınç, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji bölümünden Dr. Ali Khademhosseini ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Biyomalzeme ve Doku Mühendisliği Derneği kurucu başkanı Prof. Dr. Vasıf Hasırcı konuşmacı olarak katıldı.Toplantıda, Dr. Utkan Demirci, nano ve mikroakışkan teknolojilerin tıpta, tanı ve gözlemde, özellikle ovaryum kanseri ya da HIV gibi viral enfeksiyonların tanısında kullanılabilirlikleri hakkında bilgi verdi. Demirci, minyatür mobil robotların insan vücudunda erişilemez bölgelere gönderilmesi ile klinik görüntüleme, bölgesel ilaç salınımı, biyopsi gibi tıbbi gerçekleştirilebildiğini anlattı. Prof. Dr. Metin Sitti, tıp ve biyomühendislik uygulamalarında mikro düzeyde robotları konu alan bir konuşma gerçekleştirdi.

RAİDE ORAL

İSTANBUL

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana "Deprem Sonrası Geleceği Kerpiçle İnşa Etmek" konulu sempozyum yapıldı Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, “Depreme dirençli Adana ve Türkiye için yaşananları unutmadan, bilimin ışığında çalışmalıyız" dedi. Adana Valiliği, Adana Büyükşehir Belediyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Müdürlüğü, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Mersin Toros Üniversitesi ve Adana Ticaret Odası desteğiyle "Deprem Sonrası Geleceği Kerpiç İle İnşa Etmek Sempozyumu" düzenlendi. Adana Ticaret Odası Meclis Salonu’nda yapılan Sempozyuma katılan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ülkenin en önemli gündeminin depreme dirençli kentler yaratmak olması gerektiğini belirtti ve bunun için yapılması gereken her şeyin acilen hayata geçirilmesinin önemine işaret etti. Karalar şunları söyledi: “Toplum olarak afet yaşandığında o noktaya odaklanıyoruz ama bir müddet sonra bunu unutuyoruz. Türkiye’nin dünyadaki en riskli deprem bölgelerinden biri olduğu gerçeğiyle hareket edip tedbirlerimizi almalıyız.” Sempozyumun; Türkiye’nin en önemli gereksinimlerinden olan enerji kullanımını azaltan kerpiçle ilgili olmasını da önemsediğini kaydeden Başkan Zeydan Karalar, “TMMOB’ne bağlı odalar, bir karşılık beklemeden, ülkenin problemleriyle ilgili proje üreten ve bunları anlatan kuruluşlar. Onların eleştirel yaklaşımına bakıp engellemeye çalışmak, ükemizde bilimin gelişmesinin önüne geçmek anlamına gelir” dedi. Türkiye’yi depreme dayanıklı hale getirmenin şart olduğunu vurgulayan Başkan Zeydan Karalar, ancak böylece hem insan kayıplarının, yaşanan acıların ve ekonomik yıkımın önlenebileceğini söyledi. 6 Şubat depremlerinin ardından gerçekleşen hasar sonucu Adana’da 7 binin üzerinde binanın, yıkılmasını gerektirecek denli hasar aldığını hatırlatan Başkan Zeydan Karalar; Adana’nın depreme dirençli bir şehir olması için Afet Koordinasyon Merkezi’ni hayata geçireceklerini, mikro bölgeleme çalışmaları yaptıklarını, tüm bunları ikinci dönemde uygulayarak, kentin depreme daha dirençli hale gelmesi için katkı sağlamaya devam edeceklerini bildirdi. Karalar, konuşmasını; sempozyumu gerçekleştirenlere ve katılımcılara teşekkür ederek tamamladı. Sempozyumda; kerpiç, yığma ve karma tekniklerle inşa edilmiş yapılar ile deprem ilişkisinin disiplinlerarası bir perspektiften ve çok yönlü olarak ele alınması ve toprağın yapı malzemesi olarak irdelenmesi konuları üzerinde duruldu. Sempozyumun ana başlıkları, Kültürel Miras ve Kerpiç, Modern Toprak Yapılar ve Yapısal Davranışlar oldu.
Mersin Mersin’de belediye ekipleri yağış dolayısıyla teyakkuza geçti Mersin Büyükşehir Belediyesi, Meteoroloji Müdürlüğü tarafından yapılan şiddetli rüzgar ve fırtına uyarısı sonrası şehir hayatının normal seyretmesi için alarma geçti. Kent genelinde yaşanabilecek olumsuz durumlara karşı MESKİ, İtfaiye, Park ve Bahçeler, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı bünyesindeki ekipler, gerekli uygun araç ve ekipmanla sahaya inerek olaylara anında müdahale etti. Mersin genelinde birçok noktada görev yapan ekipler, fırtına ve rüzgarın etkili olduğu lokasyonlarda mazgalların tıkanmaması için süpürge araçları ile çevre temizliği yaparken, olası bir ağaç devrilmesi ve çatıların uçma riskine karşılık teyakkuzda bekledi. ‘Alo 185’ veya ‘Teksin’ uygulaması üzerinden gelen ihbarları da değerlendiren ekipler, hava koşullarının neden olduğu zor durumlara karşı önlem alırken, sorunların büyümesine de engel oldu. “Kentte olumsuz bir durum yaşanmaması adına 7/24 teyakkuzdayız” Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Temizlik Şefi Danyal Güngör, Meteoroloji Müdürlüğünün hafta sonu için kent genelinde yapmış olduğu uyarıları dikkate alarak harekete geçtiklerini belirtti. Güngör, “Büyükşehir Belediyesi olarak Akdeniz, Toroslar, Yenişehir ve Mezitli bölgelerimizde 110 personelimiz ve 11 adet 8 metreküp vakumlu yol süpürme araçlarımızla olası bir yağmur durumunda mazgalların tıkanmaması için ana caddelerde yer alan tüm mazgalları süpürge araçlarımızla temizleyerek mücadele ediyoruz. Ekiplerimiz de sahada süprüntü atıklarının tamamını topluyor. Vatandaşlarımız, olası bir kirlilik veya olumsuzluk gördüklerinde ’Teksin’ üzerinden bizlere ihbar bırakıyor. Biz de en kısa sürede olaylara müdahale ediyoruz” dedi. Kentte olumsuz bir durum yaşanmaması adına 7/24 teyakkuzda olduklarını ifade eden Güngör, “Vatandaşlarımız, herhangi bir olumsuz durumla karşılaştıklarında ‘Alo 185’ ve ‘Teksin’ uygulaması üzerinden bize ulaşmaları halinde en kısa sürede gerekli müdahalelerde bulunuyoruz” diye konuştu.