SAĞLIK - 12 Nisan 2023 Çarşamba 11:24

Kordon kanı örneğinde korkutan sonuç: Yüze yakın toksik madde tespit edildi

A
A
A
Kordon kanı örneğinde korkutan sonuç: Yüze yakın toksik madde tespit edildi

Dünyada ve Türkiye'de kanser vakalarının geçen yüzyıla oranla 2,5 kat arttığını belirten Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Camcı, kansere yakalanma yaşının giderek düştüğüne dikkat çekerek, anne karnındaki bebeğe kordon bağından yüze yakın toksik madde aktarıldığını kaydetti.

Günümüz yaşantı stili, stres, beslenme ve kanserojen maddelere maruziyet gibi faktörler kansere yakalanma ihtimalini de artıyor. Türkiye'de her yıl yaklaşık 250 bin kanser tanısı konulduğunu ifade eden BHT Clinic İstanbul Tema Hastanesi Tıbbı Onkoloji Bölümünden Prof. Dr. Celalettin Camcı, 125 ila 150 bin arasında insanın kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti. 1900'lü yılların başından itibaren alınan uluslararası istatistiklere göre kanserin geçen yüzyılın bu zamanlarına kıyasla yaklaşık 2,5 kat artmış olduğunu kaydeden Camcı, önümüzdeki 30 yıl içerisinde ise yaklaşık iki kat daha artmasını beklediklerini söyledi.

Bebeklerinin kordon kanından alınan kan örneklerinde yüze yakın toksik tespit edildi. Bu toksik maddeleri annenin vücuduna alarak, bebeğine taşıdığını ve doğumdan evvel çocuğuna naklettiğini ifade eden Prof. Dr. Celalettin Camcı, “Bu maddeler zaman içerisinde birikmeye deva ettiği için vücudun bunu ortadan kaldırma kapasitesi azalıyor ve buna bağlı olarak kronik hastalıklarda ve kanser türlerinde artış meydana geliyor. Dolayısıyla da maalesef kanserin daha erken yaşlara kadar indiğini gözlemliyoruz” dedi.

Kordon kanı örneğinde korkutan sonuç: Yüze yakın toksik madde tespit edildi

Genetik test panelleriyle kanseri önceden tespit etmek mümkün

Bütün kanserlere bakıldığında yüzde 10'a kadar genetik faktörlerin etkili olduğunu kaydeden Prof. Dr. Camcı, ailesinde kanser olanlarda riskin çok daha yüksek olduğunu belirtti. Risk faktörü yüksek olanların daha sık ve genç yaştan itibaren kontrollerini yaptırmaları gerektiğini söyleyen Camcı, “Günümüzde yapılan bazı genetik test panelleriyle bu hastaların kansere yakalanma risklerinin önceden hesap edilmesi mümkün olabiliyor” ifadelerinde bulundu.

Erken teşhis hayat kurtarıyor

50 yaşın üzerindeki her kadın ve erkeğin mutlaka yıllık kontrollerini yaptırmaları gerektiğini belirten Camcı, “Kadınlar için meme muayenesi, jinekolojik- kadın doğum muayeneleri ve smear testleri kanserlerin çok erken dönemde yakalanmasını ve iyileşmeyi sağlamaktadır. Erkekler için de belirli aralıklarla prostat muayenesi yapılması, gaitada yani büyük abdeste gizli kan olup, olmadığına bakılması ve rutin tetkiklerin yapılması hastalıkların erken dönemde yakalanması için önemlidir. Özelikle kansere yakalanma riski yüksek olan, sigara tüketen, mesleki zararlı maddelere maruz kalan insanların kanser taramalarını daha sıklıkla yaptırmaları önem arz etmektedir. Çünkü kanserlerin pek çoğu şikayet ortaya çıkana kadar herhangi bir belirti vermezler. Belirti ortaya çıktıktan sonra genellikle erken evre geçilmiş, ileri evre hastalıklarına dönüşmüş oluyor. Dolayısıyla da tedavi imkanları daha da azalmış oluyor” diye konuştu.

20 yıl sonra meme kanseri riskinin 5'te 1'e düşmesi bekleniyor

Erkek ve kadınlarda en sık görülen kanser türlerini anlatan Camcı, “Prostat kanseri erkeklerin yaşlılık kanseridir. Özelikle 65 yaşın üzerinde her erkeğin prostat kanserine yakalanma riski mevcuttur. Ancak prostat kanseri ekseriyetle yavaş seyrediyor. Çoğu erkek normal hayatının içerisinde kanser tanısı alamadan başka sebeplerden dolayı vefat ediyor. Kadınlarda ise meme kanseri ciddi bir problem. Kadınlardaki bir numaralı kanser türüdür. 20-30 yıl öncesinde 10 kadından 1'inde meme kanseri görülüyor diye istatistik verilirken, şimdi bu rakam 8'de 1'e düştü. 2040'lı yıllarda bu rakamın 5 ya da 6'da 1'e düşmesi bekleniyor. Yani yaklaşık 20 yıl sonra her beş kadından biri mutlaka meme kanserine yakalanacaktır” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Camcı kansere neden olan faktörleri şöyle sıraladı:

“En önemli faktörler yaşam ve beslenme faktörüdür. Bunlar içerisindeki en önemlisi ise kanserojen maddelere maruziyettir. Bir numaralı faktör ise sigara ve yoğun olarak kullanılan kimyasal toksinlerdir. Özellikle bitkilerin, sebze ve meyvelerin yetiştirilmesinde kullanılan böcek öldürücü ilaçların vücuda girmesiyle vücuttaki mekanizmalar bozuluyor.”

Kansere karşı korunmanın yolu bağışıklığı canlı tutmak

Kansere karşı alınacak önermeden de bahseden Camcı, “İnsan vücudunun fabrika ayarları beslenme ve hareketlilik üzerine kuruludur. Beslenmenin düzenli ve temiz gıdalarla yapılması ve hareketli olmanın kanser, şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp hastalığı ya da felç gibi hastalıklara karşı koruyucu olduğu defalarca ispatlanmıştır. Kansere karşı korunmanın en önemli faktörü ise bağışıklık sistemini aktif ve canlı tutmaktır. Bağışıklık ne kadar aktif ve sağlıklı ise kanserden korunma ihtimaliniz o kadar yüksektir. Bağışıklık aktif ve canlıysa kanser gelişse bile o hücreleri yakalayıp yok etme yeteneği devam ediyor. Günümüzde yapılmış araştırmalara göre yaklaşık günde 700 ila 7 bin civarında kanser hücresi vücudumuzda oluşmaktadır. Aktif bağışıklık bu hücreleri yakalayıp yok etmekte ve kanser oluşumunu önlemektedir.
Bunun dışında haftada en az 30'ar dakikadan olmak üzere 3 ila 5 kere yürüyüş yapılması ve sportif faaliyetlerde bulunmak çok önemli. Nitekim düzenli sebze, meyve ve tahıl ağırlıklı beslenmek gerekiyor. Et tüketimini ise mümkün olduğu kadar azaltmak ve salata ile tüketmek zararlı etkilerini en aza indirecektir. Her zaman ifade ettiğimiz gibi ‘kanserden korkmayın, geç kalmaktan korkun' diyoruz. Erken tanı alan kanserlere erken tedavi uygulanır ve kişi normal hayatına hiçbir problem olmaksınız devam edebilir. Kontrol yaptırmamak büyük hatadır. Herkesin mutlaka kontrollerini yaptırmasını öneriyorum ”dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.