GÜNDEM - 11 Ocak 2009 Pazar 15:40

"Korku imparatorluğu değil barış konuşulacak"

A
A
A
"Korku imparatorluğu değil barış konuşulacak"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin emniyet içinde hukuk, insan hakları, temel hak ve özgürlüklerle büyüyüp gelişmesini sağladıklarını belirtti.

Başbakan Erdoğan, Altındağ Belediyesi Karapürçek Spor Salonu Tesisleri'nde partisinin belediye başkan adayları tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, çetelere, mafyaya, hukuk dışı örgütlere asla taviz vermediklerini, asla göz yummadıklarını söyledi. Erdoğan, ''Ülkemizi, şehirlerimizi, milletimizi çetelerin ve mafyaların tasallutundan kurtarmak için kararlı ve cesur duruş ortaya koyduk, önemli mesafeler aldık. Aksi takdirde Türkiye'de kararı çeteler, mafyalar veriyordu. Böyle bir ülkeyi temsil almıştık.

"Karanlık dehlizlerde yol almaya alışanlar,  büyük bir tedirginlik yaşıyorlar"

Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyetimizin bu dört temel ilke üzerinde büyüyüp gelişeceğini her vesilesiyle vurguladık, dile getirdik. Bunlardan yalnızca birini ön plana çıkarıp, diğerlerini görmezden gelirseniz Türkiye'ye bir ufuk çizemezsiniz, Türkiye'yi bir adım dahi ileri taşıyamazsınız dedik. Nitekim önceki dönemlerde bunu tecrübe ettik. Demokrasinin ötelendiği, sosyal devletin hatırlanmadığı, hukukun işlenmediği dönemlerde bu millet çok ağır faturalar ödedi. Şimdi lütfen dikkat ediniz. Siyasetini o dönemin eski parametrelerine göre kuranlar, şu anda telaş içindeler. Karanlık dehlizlerde yol almaya alışanlar, gölgelerin gücüyle ayakta kalmaya çalışanlar, büyük bir tedirginlik yaşıyorlar. Milli iradenin aydınlığından, hukuk devletinin ışıltısından karanlık hesapları bozulanlar kaygı duyuyorlar. Sosyal devlet ilkesi hayata geçtikçe kaygı duyuyorlar. Buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Türkiye'de hukuk var, demokrasi var, yerleşmiş bir sistem, oturmuş kurumlar var, kurallar var. Bu ülkede fikri hür, vicdanı hür savcılar var, hakimler var. Hiç kimse kendisini yasaların, hukukun, adaletin üzerinde görmemeli. Hiç kimse kendisini ayrıcalıklı, seçkin, imtiyazlı, hukuk alanı dışında bir pozisyonda görmemeli. Türkiye değişiyor ve değişecek" dedi. 

"Türkiye ilerlemesine, kalkınmasına, gelişmesine, huzuruna ve güvenliğine takılmış prangalardan kurtuldu, kurtuluyor" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Korku imparatorluğu değil barış konuşulacak"

Ama bir de bakıyorsunuz ki birileri de çıkıyor, 'korku imparatorluğu'ndan bahsediyor. Evet, kimlerin bu ülkede korku imparatorluğu kurmaya çalıştığını, gayret ettiğini bize şu son aylar gayet iyi gösterdi. Çukurlardan nasıl el bombalarının çıktığını, nasıl tüfeklerin, affedersiniz bir yerleri yok etmenin gayreti içerisinde planlarının çıktığını çok iyi görüyoruz. Ve bütün bunlarla beraber bu ülkede hepsinin ötesinde binlerce, on binlerce mermilerin birilerinin evlerinde çıkmasının acaba bir anlamı yok mu? Bunun üzerinde durulmayacak mı, bunlara seyirci mi kalacağız? Bunları yapanlar, bunları takip edenler, korku imparatorluğunu temsil edecek, bunların avukatlığına soyunanlar ise korku imparatorluğunu değil, bu ülkede barışı konuşacak.'' 

Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefi doğrultusunda değişip geliştiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Ülkemizi tertemiz görmek istiyoruz. Bu ülkede sevginin, saygının egemen olmasını istiyoruz. Bu ülkede gece rahat, gündüz rahat olan milletimizin yaşam tablosunu hatırlamanın gayreti içerisinde koşturuyoruz ve bu süreci hukuka olan güveni sarsarak, hukukun bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşünerek, işleyen demokrasiyi hafife alarak kıyasıya eleştirmeye kalkanlar, önce kendilerini gözden geçirmelidirler" diye konuştu. 

"Ana muhalefet partisinin telaşını anlamakta güçlük çekiyorum"

Yargıya müdahale anlamına gelen söylemlerden herkesin ama öncelikle siyasetçilerin şiddetle kaçınması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: 

"Bunun yanında yasama organının içerisinde siyasetçiler tabii ki kaçınması gereklidir derken, yürütme içerisinde varsa onların da kaçınması gerekir, yargıda varsa onların da kaçınması gerekir. Bu yasaları, Anayasa'yı çiğnemektir ve aleni suçtur. Demokrasiye, hukuka, adalete, yasalara ve Anayasa'ya asgari düzeyde dahi saygısı olan herkes, hele hele de mesuliyet mevkiinde olanlar söylediği sözün ne anlama geldiğini ölçer, biçer, tartar öyle söyler. Yargının siyasallaşmasından dem vurup, yargıyı siyasetin kıyasıya eleştirenler öncelikle hukuka saygı duymalı, hukuk sistemimize inanmalı, güvenmelidir. Doğrusu ana muhalefet partisinin telaşını anlamakta güçlük çekiyorum. 

"Kişilerin hataları kurumları bağlamaz"

Bazı medya kuruluşlarının panik hallerini anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Türkiye'nin şeffaflaşmasından mı korkuyorsunuz? Kirli ilişkilerin açığa çıkarılması çabasından mı korkuyorsunuz, karanlık olayların aydınlatılması girişimlerinden mi korkuyorsunuz? Türkiye'ye demokrasinin, hukukun, Türkiye'ye millet iradesinin egemen olmasından mı korkuyorsunuz? Neden korkuyorsunuz? Nedir bu telaşınız, bu öfkeniz, bu saldırganlığınız, bu pervasızlığınız neden? 

Şu hususu da iyi bilmemiz lazımdır. Kişilerin hataları kurumları bağlamaz. Yanlış yapan kişi yaptığı yanlışın hukuki sorumluluğunu şahsi olarak yüklenir. Kimse kurumlarımızı yıpratma, tartışmaya açma noktasında, rencide etme lüksüne sahip değildir, olamaz. Önemli olan sabırla, hassasiyetle hukukun adil bir şekilde tecelli etmesini beklemektir. Bu süreci olumsuz etkileyecek tavır ve davranışlardan, söylemlerden kaçınmak her vatandaşımızın yükümlülüğüdür. Şu çok bilinen ilkeyi bir kez daha hatırlatmak istiyorum; 'Aksi ispat edilene kadar herkes masumdur'. Biz hükümet olarak da siyaset kurumu olarak da tüm gelişmelere bu gözle, bu anlayışla, bu yaklaşımla bakıyoruz. 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 138.: 'Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.' Bırakın hukuk işlesin, bırakın savcılar, hakimler rahat bir şekilde görevlerini yapsınlar.'' 

MÜGE TUTCALI-BEYAZIT CEBECİ -ANKARA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.