GÜNDEM - 11 Mayıs 2020 Pazartesi 05:59

Korona gitse de izi kalıyor

A
A
A
Korona gitse de izi kalıyor

Bilim insanları, bazı Covid-19 mağdurlarının uzun süreli komplikasyonlarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Araştırmalara göre taburcu olan birçok hastada “Akciğer ve kalp hasarı, anksiyete bozukluğu, kısırlık ve felç” görülebilir.

Dünya genelinde yeni tip koronavirüs (Covid-19) sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı 280 bin, vaka sayısı 4 milyon 100 bini aşarken, virüsü yenenlerin uzun süreli komplikasyonlarla karşı karşıya olduğu belirtildi.
Alaska Üniversitesinden Lois Parshley, dünya çapında üniversiteler ve bilim insanlarının yeni tip koronavirüsün (Covid-19) insan vücudundaki kalıcı etkileri, muhtemel hasarları üzerine hazırladıkları raporları konu alan bir makale yayınladı. Çalışmaya katılan bilim insanları Covid-19 yeni bir hastalık olduğundan, uzun süreli bir çalışma olmadığına dikkat çekti. Her gün yeni birçok bilinmeyen ile karşılaştıklarını belirten bilim insanlarının ortak görüşü; yeni koronavirüs insan vücudunun birçok yerinde hücrelere yapışabilir. Kalp, böbrekler, beyin ve hatta kan damarları da dâhil olmak üzere birçok ana organa nüfuz edebilir ve kalıcı hasara sebebiyet verebilir. Hâlâ virüsle ilgili birçok şey bilinmezken, bazı Covid-19 hastalarında ortaya çıkan en önemli semtomplar ve uzun vadeli etkilerden bazıları şöyle:

AKCİĞER SKARLAŞMASI
Yale Tıp Fakültesinden kardiyolog Joseph Brennan, Covid-19 testi pozitif çıkanların iki ay sonra bile akciğerlerinde yanma ve kuru öksürük de dâhil olmak üzere açık ve kapalı semptomların ortaya çıktığını ifade ederek “BT taramalarında, Covid-19 hastalarının akciğerlerinde sıklıkla görülen 'zemin cam opasiteleri' adı verilen daha açık gri lekeler iyileşmeyebilir" dedi. Çin'de yapılan iki ayrı çalışma da benzer sonuçları ortaya koyarken Güney Kaliforniya Üniversitesi Keck Tıp Fakültesinden radyolog Ali Gholamrezanezhad “Bu tür doku değişiklikleri kalıcı hasara neden olabilir” uyarısında bulundu.

KAN PIHTISI OLUŞUYOR
Covid-19 için hastaneye yatırılan birçok hasta, muhtemelen enfeksiyona inflamatuar yanıtlar sebebiyle beklenmedik derecede yüksek kan pıhtısı yaşıyor. Pıhtının; akciğer tıkanıklığı, felç, kalp krizi, ciddi ve kalıcı etkilere sahip diğer komplikasyonlara sebep olabileceğini belirten uzmanlar, bu durumun akciğer embolizmi olarak bilinen ve ölümcül olabilen bir durum olan akciğerlerin bir kısmına dolaşımı kesebileceğini belirtiyor. Böbrek yetmezliği birçok ciddi Covid-19 hastasında ortak şikâyet olarak dikkat çekiyor. Uzmanlara göre kalıcı hasarlar ve ömür boyu diyalize neden olabilir.

KALBE HASAR VERİYOR
Kritik hastalıklar, özellikle düşük oksijen seviyelerinde kalbe ek stres getirir. Ancak doktorlar Covid-19 hastalarında viral partiküllerin de özellikle kalp kasını iltihaplayabileceğini düşünüyor. Columbia Üniversitesinden nöroloji ve epidemiyoloji profesörü Mitchell Elkind, "Çin'de doktorlar göğüs ağrısı ile gelen bazı insanları belirledi. Bu insanlar kalp krizi geçirdiler ve sonra Covid-19 belirtileri geliştirdiler veya daha sonra testleri pozitif çıktı” dedi. Çin'de mart ayında yapılan bir çalışmada hastaneye yatırılan 416 Covid-19 hastası incelendi ve yüzde 19'unun kalp hasarı belirtileri görüldü.
Covid-19'un ayrıca merkezî sinir sistemini de etkilediği uzun vadeli sonuçları olabileceği belirlendi. Çin'deki bir çalışmada, Covid-19 ile hastaneye yatırılan 214 kişinin üçte birinden fazlasında baş dönmesi, baş ağrısı, bilinç bozukluğu, görme, tat/koku bozukluğu ve hastalığın sinir ağrısı gibi nörolojik semptomlar görüldü. Fransa'da yapılan bir çalışmada da durumu kritik olan 64 Covid-19 hastasının 58'inde nörolojik özellikler bulundu.

"KAWASAKI"Yİ Mİ TETİKLİYOR?
Yeni koronavirüs, gizemleriyle bilim adamlarını ve hastaları hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor. Kısa bir süre önce ABD, İngiltere, İtalya ve İspanya'da döküntü, yüksek ateş ve kalp iltihabı gibi şikâyetlerle doktora götürülen küçük yaştaki çocukların sayısının arttığı görüldü. Bu vakalar, kan damarlarının sızmaya başlayabileceği ve akciğerlerde ve diğer büyük organlarda sıvı biriktiği "Kawasaki" hastalığı adı verilen ciddi bir bağışıklık hastalığı gibi ortaya çıktı. Pediatri ve Çocuk Sağlığı Royal College Başkanı Russell Viner, sadece bazı çocukların testi pozitif olmasına rağmen, hastalığın Covid ile ilgili olduğunu söyledi.

KISIRLIĞA SEBEP OLUYOR
Araştırmacılar, Covid-19'un hastalıklardan ötürü orantısız ölümlerin ötesinde erkekler için belirli sorunlara sebep olabileceğini öne sürdü. Dünya Üroloji dergisine konuşan Ali Raba "Covid-19'un erkek kısırlığına sebep olma potansiyeline sahip olduğu konusunda teorik bir ihtimal var” dedi. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada ise, Covid-19'lu 81 erkekte, erkeklik hormon oranlarının azaldığını ve bu durumun doğurganlık problemine işaret edebileceğini gösterdi.

BELİRSİZLİK TEDİRGİN EDİYOR
Tüm bu ön araştırmaların gösterdiği gibi, hâlâ bu virüsün artan sayıda Covid-19'dan kurtulanlar için ne anlama gelebileceğini anlamanın ilk günlerindeyiz. Hâlâ birçok cevapsız soru var ve birçok insan, kendi kendine tecrit etmeyi bırakmanın ne zaman güvenli olabileceği konusunda yeterli bilgiye sahip değil. Hastalıktan kurtulduğunu ve normale döndüğünü açıklayan çok sayıda insanın yeniden başka rahatsızlıklar göstermesi ise dünyayı tedirgin ediyor. Ancak Covid-19'un tıbbi sistemlerde oluşturduğu kaos, hastalıkla tanışmayan insanlar için neye ne kadar dikkat edeceği konusundaki korkuları da beraberinde getiriyor.

VİRÜS AMERİKA VE AVRUPA'YI VURDU
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yeni tip koronavirüs (Covid-19) vaka ve ölüm rakamlarını açıkladı. Virüsten en çok etkilenen bölgeler Amerika ve Avrupa oldu. İşte rakamlar;

KITALARA GÖRE VAKALAR
Afrika: 57.860 vaka
En fazla vakayı bildiren beş ülke: Güney Afrika: 8.895, Mısır: 8.476, Fas: 5.711, Cezayir: 5.369, Gana: 4.012
Asya: 629.193 vaka
En fazla vakayı bildiren beş ülke: Türkiye: 135.569, İran: 104.691, Çin: 83.976, Hindistan: 59.662, Suudi Arabistan: 35.432
Amerika: 1.690.681 vaka
En fazla vakayı bildiren beş ülke ABD: 1.283.929, Brezilya: 145.328, Kanada: 66.434, Peru: 61.847,  Meksika: 31.522
Avrupa: 1.511.902 vaka
En çok vakayı bildiren beş ülke İspanya: 222.857, İtalya: 217.185, İngiltere: 211.364, Rusya: 187.859, Almanya: 168.551
Okyanusya: 8.326 vaka
En fazla vakayı bildiren beş ülke Avustralya: 6.914, Yeni Zelanda: 1.142, Guam: 151, Fransız Polinezyası: 60, Fiji: 18
Diğer: Japonya’da uluslararası bir nakliyeden 696 vaka bildirilmiştir.

KITALARA GÖRE ÖLÜMLER
Afrika: 2.615 ölüm

En çok ölüm bildiren beş ülke Mısır: 503, Cezayir: 488, Fas: 186, Güney Afrika: 178,  Nijerya: 117
Asya: 21.432 ölüm
En çok ölüm bildiren beş ülke İran: 6.541, Çin: 4.637, Türkiye: 3.689, Hindistan: 1.981, Endonezya: 943
Amerika: 100.430 ölüm
En çok ölüm bildiren beş ülke ABD: 77.180, Brezilya: 9.897, Kanada: 4.569, Meksika: 3.716, Peru: 1.714
Avrupa: 150.141 ölüm
En çok ölüm bildiren beş ülke İngiltere: 31.241, İtalya: 30.201, İspanya: 26.251, Fransa: 26.230, Belçika: 8.521
Okyanusya: 125 ölüm
En çok ölüm bildiren dört ülke Avustralya: 97, Yeni Zelanda: 21, Guam: 5 Kuzey Mariana Adaları: 2
Diğer : Japonya’daki uluslararası bir iletimden 7 ölüm bildirildi.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce’nin ortak turizm markası tescillendi Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın valilik ve belediye ile birlikte geçtiğimiz yıl başlatmış olduğu “Düzce’ye Gelsene” ortak turizm dili programı markasının isim ve logo haklarına yönelik marka tescili alındı. Düzce’nin turizm şehri olması için çalışan Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Bıyık, alınan marka tescili ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “Göreve geldiğimizden bu yana Düzce’nin turizm şehri olması gerektiğini ve turizm gelirlerini yükseltici çalışmalar yapılması gerektiğini savunuyoruz. 365 oda ve borsa içinde ilk kez odamızda Turizm Ar-Ge Ofisi kurduk. Geçtiğimiz yaz boyunca birçok faaliyete imza attık. En önemlilerinden biri de ‘Düzce’ye Gelsene’ turizm portalı oldu. Geçtiğimiz günlerde de markanın koruma altına alınması amacıyla Türk Patent Enstitüsüne başvurduk ve başvurumuz olumlu sonuçlandı. Düzce’nin ortak Turizm Markası olan ‘Düzce’ye Gelsene’ marka tescilini almış oldu. Düzce’ye Gelsene sloganı ve markasının ortak turizm dili olmasında büyük emekleri olan Vali Selçuk Aslan ve Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’ye sonsuz teşekkür ediyoruz. Düzce’nin tanıtımı, turizminin gelişmesi ve turizm gelirlerini arttırabilmesi için Düzce Ticaret ve Sanayi Odası olarak valiliğimiz ve belediyemiz ile birlikte daha birçok proje geliştireceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Denizli Pamukkale Belediyesi Atık Getirme Merkezi miniklere geri dönüşümü öğretti DENİZLİ (İHA) – Denizli’de Adil Demirören Mustafa Musoğlu 3. sınıf öğrencileri, Pamukkale Belediyesi’ne ait atık getirme merkezini gezerek, geri dönüşümü yerinde öğrendi. Adil Demirören Mustafa Musoğlu 3D sınıfı öğrencileri, öğretmenleri Gülşah Alioğulları eşliğinde Pamukkale Belediyesi atık getirme merkezini gezdiler. Milli Eğitim Bakanlığı ve OPET işbirliğinde yürütülen “Tertemiz Yarınlar Okullardan Başlar” projesi dahilinde yarışmaya katılan öğrenciler, “Okulda ve evde hijyen, gel sende bizimle hem eğlen hem de öğren” sloganıyla çevrelerinde adeta çevre müfettişi oldular. Sınıflarından başlayarak, okul bahçesine, okul sokağına, evlerine kadar kirletmezsek temizlemeye ihtiyaç kalmaz diyerek, çevreye atılan atıkları topladılar. Atıkların, ayrıştırılması, geri dönüşüm sürecini görmek için Öğretmenleri Gülşah Alioğulları eşliğinde, Pamukkale Belediyesi Atık Getirme Merkezinde incelemelerde bulundular. Pamukkale Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü yetkileri, minik çevre müfettişlerine geri dönüşümün faydaları, sıfır atık nedir, atık yönetimi, evlerde ve çevremizde geri dönüşüme verilebilecek malzemeler hakkında bilgiler verdiler. Ayrıca, öğrencilerin yanlarında getirdikleri atıkları hangi renk konteynerleri atabilecekleriyle ilgili uygulamalı eğitim verildi. Öğrenciler hem eğlendi hem öğrendi Sınıf öğretmeni Gülşah Alioğulları, “Milli Eğitim Bakanlığı ve Opet işbirliği içinde yürütülen ‘Tertemiz Yarınlar Okullardan Başlar’ projesi dâhilinde 3 D sınıfı olarak ‘İyi Uygulamalar Yarışması’na katıldık. ‘Okulda ve evde hijyen. Gel sende bizimle hem eğlen hem de öğren’ ismini oluşturduk öğrencilerimle. Bununla ilk olarak amacımız temiz suya ulaşmak idi. Çünkü okulumuz 4 katlı ve içme suyumuz bahçede olduğu için çocuklar sıkıntı yaşıyorlardı. Bununla alakalı ne yapabiliriz çevreden ne edinebiliriz gibi başladık, mahallemizde de paydaşlar bularak. Sınıfımıza bir su sebili kazandırdık. Arkasından önce kendi çevremizden, sınıfımız, koridorumuz, okulumuzun tamamı, bahçemiz nereyi daha temiz tutarsak, kirletmezsek temizlemeye gerek kalmayacak şekilde etkinliklerle yola çıktık. Tabi bu temizlik işlerini yaparken atıklar meydana geldi. Bu atıkları ayrıştırmaya başladık. Merakları oluştu. Öğretmenim biz bu atıkları topluyoruz ama daha sonra bu atıkları ne yapacağız. Ya da biz bunları attığımız zaman ne yapılıyor bunlar, diye merak ettiler. Bende onların bu meraklarını gidermek için Pamukkale Belediyesi’ne başvurdum sağ olsun onlarda kırmadılar bizi ve buraya geldik. Şimdi burada topladığımız atıklar nereye ne şekilde gidiyor öğrenmiş oluyoruz. Pamukkale Belediyesi İklim ve Müdürlüğü’ne öğrencilerime ve projemize verdikleri destekten dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi. 3D sınıfı öğrencilerinden Ömer Eymen Demirbilek ile Elif Turan verdikleri röportajda, merkezde geri dönüşüme dair çok şey öğrendiklerini belirterek, daha temiz bir çevre ve gelecek için tüm insanlara doğayı koruma çağrısı yaptılar.
Ankara Bakan Bayraktar: “2024’de madenciliğe 106 milyar lira kamu yatırımı yapılması hedefleniyor” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Orta Vadeli Programda madencilik sektörüne yapılacak yatırımlara ilişkin, “2024 yılında madencilik sektöründe yapılacak kamu yatırımlarının geçen yıla oranla yüzde 34’lük bir artışla 106 milyar lira olması kurgulandı” dedi. Ankara’da Türkiye Madencilik Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) ev sahipliği yaptığı toplantıda, madencilik sektörünün mevcut durumu, problemleri ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Toplantıya katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yaptığı konuşmada madenciliğin büyük riskler barındıran bir sektör olduğunu ifade etti. Bayraktar, tabii kaynaklar alanında bir vizyon ortaya koymayı amaçladıklarını söyledi. İnsan odaklı ve katma değerli madencilik anlayışını rehber edindiklerini belirten Bayraktar, Türkiye’nin geleceği için tabii kaynaklar ve madencilik sektörünü gelecek nesillere en iyi şekilde miras bırakmaları gerektiğini aktardı. "22 yıldır önceliğimiz, sanayimizin ihtiyaç duyduğu madeni yerli kaynaklar ile karşılamak" Türkiye’nin yer altı kaynaklarını işaret eden Bayraktar, “Madenler Türkiye ekonomisi içinde fevkalade önem arz ediyor. Madencilik, sanayiyi besleyen ana akımlardan. Ana akım iş kollarından bir tanesi. 22 yıldır önceliğimiz, sanayimizin ihtiyaç duyduğu madeni mümkün olan en üst seviyede kendi imkanlarımız ile yerli kaynaklarımızla karşılamak. Öz kaynaklarımızı çıkarmak ve ekonomiye bunları kazandırmak” diye konuştu. Bayraktar, madencilik sektöründe son 15 yılda yıllık ortalama 136 bin kişiye doğrudan istihdam sağlandığına da dikkati çekti. 2022 yılında madencilik sektörünün gayrisafi yurtiçi hasıla içerisinde yüzde 1,4’e geldiğini belirten Bayraktar, deprem nedeniyle bu oranın 2023 yılında yüzde 1,2’ye gerilediğini ifade etti. “2024’de madenciliğe 106 milyar lira kamu yatırımı yapılması hedefleniyor” Orta Vadeli Programda ise madenciliğin önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Bayraktar, “2024 yılında madencilik sektöründe yapılacak kamu yatırımlarının geçen yıla oranla yüzde 34’lük bir artışla 106 milyar lira olması kurgulandı. Dolayısıyla bu anlamda bizim de yatırımlarımız artarak maden sektörüne devam edecek” şeklinde konuştu. “Türkiye kendi doğalgazını üretir hale geldi” Avrupa kıtasındaki ülkeler arasında Türkiye’nin petrol ve doğalgaz kaynakları arama noktasında 2023 yılında en aktif ülke olduğunu belirten Bayraktar, “Karadeniz’deki Sakarya Gaz Sahasında denizin 2 bin 100 metre derinliğinde, Türkiye kendi doğalgazını üretir hale geldi. Bunu yaparken biz 2016’da o çerçevesini çizdiğimiz stratejide şunu yapmıştık. ‘Kendi gemilerimizle, kendi filomuzla, kendi imkanlarımızla bunu yapalım’ dedik” açıklamasında bulundu. Bakan Bayraktar, gayrisafi yurtiçi hasılada madencilik sektörünü yüzde 5’e çıkarmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. Toplantı, basına kapalı olarak devam etti.
İstanbul İBB’nin açtığı su dolu çukurda hayatını kaybeden Edanur’un annesi, vatandaşlığa kabul edildi Küçükçekmece’de piknikte İBB’nin açtığı su dolu çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki Edanur Gezer’in annesi Nurcan Gezer’in Türk vatandaşlığı başvurusu onaylandı. Kimliğini almak için sabırsızlanan anne Nurcan Gezer, "Çocuklar okula gitmek istiyordu, götüremiyordum. Hasta oluyorlardı hastaneye götüremiyordum. Artık götürebileceğim" dedi. Menekşe sahilinde teyzeleri ile gittiği piknikte İBB’nin açtığı su dolu çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki Edanur Gezer’in ölümü, ailesinin dramını da gözler önüne serdi. Türkiye’de doğup büyüyen anne Nurcan Gezer ve kardeşlerinin kimliğinin bulunmadığı, yıllarca Esenyurt’ta bir barakada yaşadıkları ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, medyada yer alan haberlerin ardından Nurcan Gezer’in durumu ile ilgili inceleme başlattı. Ailenin merakla beklediği haber, Edanur’un ölümünün adından geldi. Nurcan Gezer’in Türk vatandaşlığı başvurusu, kabul edildi. Kararı memnuniyetle karşılayan Nurcan Gezer, "Babam Türk vatandaşı, annem yabancıydı. Annemin üzerine kayıtlıyım ben. Bu nedenle kimliğim yok. Kardeşlerimin de kimlikleri yok. Onlar da kimlik istiyorlar. Şimdi benim kimliğimin çıkarılacağını söylediler. Yıllardır çocuklarım okula gidemiyordu. Okul görüyorlar ve gitmek istiyorlardı. Hastalanınca çocukları hastaneye götüremiyordum. Kimlik çıkarılması için başvurulmuştu ancak hep ret yemiştik" ifadelerini kullandı. Eşinin yanında olmasını istediğini söyleyen Gezer, "Ben acımı eşimle paylaşmak istiyorum. Ben eşimi yanımda istiyorum. Onun da yüreği yanıyor evladı ölmüş. Kimliğim olmadığı için ne görüşe gidebiliyordum ne de çocukları götürebiliyordum. Çocuklarla Esenyurt’ta çadırda kalıyorduk. Kışın bir soba kuruyordum ve bu şekilde yaşıyorduk. Çocuklar sürekli hasta oluyordu" şeklinde konuştu.